Search
English Turkish Sentence Translations Page 151409
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
How long have you been here? One year and five days | Ne kadar zamandır buradasın? Bir yıl beş gündür. Ne zamandır buradasınız? Bir yıl beş gün. Ne zamandır buradasınız? Bir yıl beş gün. Ne zamandır buradasınız? Bir yıl beş gün. Ne zamandır buradasınız? Bir yıl beş gün. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
They caught one of my letters, I quoted Words that Ludwig Thoma criticizes Hitler | Mektuplarımdan birini yakaladılar, Ludwig Thoma Hitler'i eleştiriyor diye Mektubumu ele geçirdiler. İçinde Ludwig Thoma'dan Mektubumu ele geçirdiler. İçinde Ludwig Thoma'dan Mektubumu ele geçirdiler. İçinde Ludwig Thoma'dan Mektubumu ele geçirdiler. İçinde Ludwig Thoma'dan | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Even though, you still work for those people They order me to do this | Hala bu insanlar için çalışsan da. Bana bunu yapmamı emrediyorlar Yine de bu insanlar için çalışıyorsunuz. Bunu emrediyorlar. Yine de bu insanlar için çalışıyorsunuz. Bunu emrediyorlar. Yine de bu insanlar için çalışıyorsunuz. Bunu emrediyorlar. Yine de bu insanlar için çalışıyorsunuz. Bunu emrediyorlar. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
The reason why I am here Is to prevent you to commit suicide | Burada olmamın sebebi intihar etmeni önlemek. Sen intihar etmeyesin diye buradayım. Sen intihar etmeyesin diye buradayım. Sen intihar etmeyesin diye buradayım. Sen intihar etmeyesin diye buradayım. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Why are you again Nazi? My brother and I are communist | Niye Nazilere karşısın? Erkek kardeşim ve ben komünistiz. Niye Nazilere karşısınız? Erkek kardeşim ve ben komünistiz. Niye Nazilere karşısınız? Erkek kardeşim ve ben komünistiz. Niye Nazilere karşısınız? Erkek kardeşim ve ben komünistiz. Niye Nazilere karşısınız? Erkek kardeşim ve ben komünistiz. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Even my brother has a very senior position in an insurance company | Hatta kardeşimin bir sigorta şirketinde önemli bir mevkii var Kardeşim bir sigorta şirketinde üst düzey yönetici olmasına rağmen. Kardeşim bir sigorta şirketinde üst düzey yönetici olmasına rağmen. Kardeşim bir sigorta şirketinde üst düzey yönetici olmasına rağmen. Kardeşim bir sigorta şirketinde üst düzey yönetici olmasına rağmen. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I admire the selfless help in communist party | Komünist partiye kendini düşünmeden yardım etmeye hayranım Ama komünistler birbirini kollar, bu beni etkiledi. Ama komünistler birbirini kollar, bu beni etkiledi. Ama komünistler birbirini kollar, bu beni etkiledi. Ama komünistler birbirini kollar, bu beni etkiledi. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
People have to do something | İnsanların birşeyler yapması lazım. Sonuçta hepimiz bir şeyler yapmak zorundayız. Sonuçta hepimiz bir şeyler yapmak zorundayız. Sonuçta hepimiz bir şeyler yapmak zorundayız. Sonuçta hepimiz bir şeyler yapmak zorundayız. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Scholl Sophia, go with me! | Scholl Sophia, benimle gel! Scholl, Sophia, benimle gelin! Scholl, Sophia, benimle gelin! Scholl, Sophia, benimle gelin! Scholl, Sophia, benimle gelin! | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I hope, we never see each other, good luck! You too, good luck! | Umarım bir daha görüşmeyiz, iyi şanslar! Sana da Umarım bir daha görüşmeyiz, iyi şanslar! Sana da. Umarım bir daha görüşmeyiz, iyi şanslar! Sana da. Umarım bir daha görüşmeyiz, iyi şanslar! Sana da. Umarım bir daha görüşmeyiz, iyi şanslar! Sana da. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Wait here | Burada bekle Burada bekleyin. Burada bekleyin. Burada bekleyin. Burada bekleyin. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
OK, Mrs, your release paper You are lucky this time | Tamam bayan, serbest kalma kağıdınız Bu sefer şanslısınız Evet bayan, tahliye belgeniz. Şanslısınız. Evet bayan, tahliye belgeniz. Şanslısınız. Evet bayan, tahliye belgeniz. Şanslısınız. Evet bayan, tahliye belgeniz. Şanslısınız. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Please speak up | Efendim Efendim, kayıt. Efendim, kayıt. Efendim, kayıt. Efendim, kayıt. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Understood | Anlaşıldı Emredersiniz. Emredersiniz. Emredersiniz. Emredersiniz. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Follow me, follow me | Beni izle, beni izle Beni izleyin, beni izleyin. Beni izleyin, beni izleyin. Beni izleyin, beni izleyin. Beni izleyin, beni izleyin. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
You can take off your coat | Paltonuzu çıkarabilirsiniz Paltonuzu çıkarabilirsiniz. Paltonuzu çıkarabilirsiniz. Paltonuzu çıkarabilirsiniz. Paltonuzu çıkarabilirsiniz. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Sit down | Oturun Oturun. Oturun. Oturun. Oturun. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Your father was put into jail for 6 weeks Because you call our leader is | Babanız 6 haftalığına hapse girdi Çünkü liderimize Hitler hakkında "Tanrının insanlığa gazabı" dediği Hitler hakkında "Tanrının insanlığa gazabı" dediği... Hitler hakkında "Tanrının insanlığa gazabı" dediği... Hitler hakkında "Tanrının insanlığa gazabı" dediği | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
God's punishment for human being | Tanrının insanlara cezası dediniz. için babanız geçen yıl 6 hafta hapis yatmış. ...için babanız geçen yıl 6 hafta hapis yatmış. ...için babanız geçen yıl 6 hafta hapis yatmış. için babanız geçen yıl 6 hafta hapis yatmış. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
He was arrested for the crime of conspiracy | Komplo suçundan tutuklandı Komplo kurulduğu için hapse girdi. Komplo kurulduğu için hapse girdi. Komplo kurulduğu için hapse girdi. Komplo kurulduğu için hapse girdi. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Also his license was revoked too | Ruhsatı da iptal edildi. Çalışma ruhsatı da iptal edildi. Çalışma ruhsatı da iptal edildi. Çalışma ruhsatı da iptal edildi. Çalışma ruhsatı da iptal edildi. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I want to know. You join Hitler Jugend | Bilmek istiyorum. Hitler Jugend'e katıldınız. Merak ediyorum, Alman Kızlar Birliğine (AKB) Merak ediyorum, Alman Kızlar Birliğine (AKB)... Merak ediyorum, Alman Kızlar Birliğine (AKB)... Merak ediyorum, Alman Kızlar Birliğine (AKB) | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
What do you dad think about that? | Babanız bunun hakkında ne düşünüyor? katılmanız hakkında babanız ne düşünüyor? ...katılmanız hakkında babanız ne düşünüyor? ...katılmanız hakkında babanız ne düşünüyor? katılmanız hakkında babanız ne düşünüyor? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
My dad never influence our political preference | Babam bizim politik tercihimizi etkilemez. Babam bizim politik anlamda hiç bir zaman ekilemedi. Babam bizim politik anlamda hiç bir zaman ekilemedi. Babam bizim politik anlamda hiç bir zaman ekilemedi. Babam bizim politik anlamda hiç bir zaman ekilemedi. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Typical democrat Why do you join Hitler Jugend? | Tipik demokrat Neden Hitler Jugend'e katıldın? Tipik demokrat! AKB'ye neden katıldın? Tipik demokrat! AKB'ye neden katıldın? Tipik demokrat! AKB'ye neden katıldın? Tipik demokrat! AKB'ye neden katıldın? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Because I heard that Hitler will bring our nation glory | Çünkü duydum ki Hitler ulusumuza zafer Çünkü Hitler ulusumuza yücelik, mutluluk ve refah getirecek diye duymuştum. Çünkü Hitler ulusumuza yücelik, mutluluk ve refah getirecek diye duymuştum... Çünkü Hitler ulusumuza yücelik, mutluluk ve refah getirecek diye duymuştum... Çünkü Hitler ulusumuza yücelik, mutluluk ve refah getirecek diye duymuştum. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Good luck and fortune, everyone will have job and bread | iyi şans ve zenginlik getirecek, herkesin işi ve ekmeği olacak ve herkesin işi ve aşı olmasını sağlayacaktı. ...ve herkesin işi ve aşı olmasını sağlayacaktı... ...ve herkesin işi ve aşı olmasını sağlayacaktı... ve herkesin işi ve aşı olmasını sağlayacaktı. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Everybody will enjoy freedom and happiness | Herkes özgürce ve mutlu yaşayacak ve her bir birey özgür ve mutlu olacaktı. ...ve her bir birey özgür ve mutlu olacaktı. ...ve her bir birey özgür ve mutlu olacaktı. ve her bir birey özgür ve mutlu olacaktı. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
You are single? I am engaged | Bekar mısın? Nişanlıyım Bekar mısınız? Nişanlıyım. Bekar mısınız? Nişanlıyım. Bekar mısınız? Nişanlıyım. Bekar mısınız? Nişanlıyım. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
With Fritz Hartnagel He is a commander of eastern front | Fritz Hartnagel ile. Doğu cephesinin kumandanlarından biri Fritz Hartnagel ile. Doğu cephesinde yüzbaşı. Fritz Hartnagel ile. Doğu cephesinde yüzbaşı. Fritz Hartnagel ile. Doğu cephesinde yüzbaşı. Fritz Hartnagel ile. Doğu cephesinde yüzbaşı. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Stalingrad? Yes | Stalingrad? Evet Stalingrad? Evet. Stalingrad? Evet. Stalingrad? Evet. Stalingrad? Evet. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
When was the last time you see each other? Half year ago | En son ne zaman birbirinizi gördünüz? Altı ay önce Onu en son ne zaman gördünüz? Altı aydan fazla oluyor. Onu en son ne zaman gördünüz? Altı aydan fazla oluyor. Onu en son ne zaman gördünüz? Altı aydan fazla oluyor. Onu en son ne zaman gördünüz? Altı aydan fazla oluyor. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Have you seen this gun before? | Bu silahı daha önce gördün mü? Bunu daha önce gördün mü? Bunu daha önce gördün mü? Bunu daha önce gördün mü? Bunu daha önce gördün mü? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
My brother had a gun like this He was sergeant in army | Kardeşimin böyle bir silahı vardı Orduda çavuştu. Kardeşimde böyle bir tane var. O, orduda başçavuş. Kardeşimde böyle bir tane var. O, orduda başçavuş. Kardeşimde böyle bir tane var. O, orduda başçavuş. Kardeşimde böyle bir tane var. O, orduda başçavuş. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Why do you have 190 bullets in your drawer? | Çekmecende neden 190 mermi var? Çekmecenizde neden 190 tane mermi var? Çekmecenizde neden 190 tane mermi var... Çekmecenizde neden 190 tane mermi var... Çekmecenizde neden 190 tane mermi var? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
9mm bullets? They are also my brother's | 9mm mermiler? Onlar da kardeşimin. 9 mm çapında? Onlar da ağabeyimin. ...9 mm çapında? Onlar da ağabeyimin. ...9 mm çapında? Onlar da ağabeyimin. 9 mm çapında? Onlar da ağabeyimin. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
When was the last time you buy stamps? | En son ne zaman pul satın aldın? Son zamanlarda ne zaman pul satın aldınız? Son zamanlarda ne zaman pul satın aldınız? Son zamanlarda ne zaman pul satın aldınız? Son zamanlarda ne zaman pul satın aldınız? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
About two week ago Where did you buy, and how many did you buy? | Yaklaşık iki hafta önce Nereden, kaç tane aldın? Yaklaşık iki hafta önce. Nereden? Kaç tane? Yaklaşık iki hafta önce. Nereden? Kaç tane? Yaklaşık iki hafta önce. Nereden? Kaç tane? Yaklaşık iki hafta önce. Nereden? Kaç tane? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Leopoldstrasse street, post office 23 | Leopoldstrasse sokak, postane 23 Leopold caddesindeki 23 numaralı postaneden. Leopold caddesindeki 23 numaralı postaneden. Leopold caddesindeki 23 numaralı postaneden. Leopold caddesindeki 23 numaralı postaneden. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Ten 12 cents and five 6 cents I can't remember exactly | On tane 12 cent ve beş tane 6 cent Tam olarak hatırlamıyorum. On tane 12 feniklik. Belki beş tane de 6 feniklik, tam olarak hatırlamıyorum. On tane 12 feniklik. Belki beş tane de 6 feniklik, tam olarak hatırlamıyorum. On tane 12 feniklik. Belki beş tane de 6 feniklik, tam olarak hatırlamıyorum. On tane 12 feniklik. Belki beş tane de 6 feniklik, tam olarak hatırlamıyorum. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Only those, you did not buy more? No | O kadar mı, başka almadın mı? Hayır Daha fazla değil mi? Hayır. Daha fazla değil mi? Hayır. Daha fazla değil mi? Hayır. Daha fazla değil mi? Hayır. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Have you seen these stamps? | Bu pulları gördün mü? Bu pulları daha önce gördünüz mü? Bu pulları daha önce gördünüz mü? Bu pulları daha önce gördünüz mü? Bu pulları daha önce gördünüz mü? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Are you sure you never seen them? Never | Daha önce hiç görmediğine emin misin? Görmedim. Gerçekten hayır mı? Hayır. Gerçekten hayır mı? Hayır. Gerçekten hayır mı? Hayır. Gerçekten hayır mı? Hayır. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
This was what we found in your brother's room | Kardeşinin odasında bunu bulduk. Bunları ağabeyinizin odasında bulduk. Bunları ağabeyinizin odasında bulduk. Bunları ağabeyinizin odasında bulduk. Bunları ağabeyinizin odasında bulduk. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Why did you never mention... | Neden kardeşinin bir sürü pulu olduğundan... Neden ağabeyinizin bir sürü pulu olduğundan... Neden ağabeyinizin bir sürü pulu olduğundan... Neden ağabeyinizin bir sürü pulu olduğundan... Neden ağabeyinizin bir sürü pulu olduğundan... | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Your brother has alot stamps? | hiç bahsetmedin? bize hiç bahsetmediniz? ...bize hiç bahsetmediniz? ...bize hiç bahsetmediniz? bize hiç bahsetmediniz? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Your question is when and where I bought stamps recently | Sorunuz en son ne zaman ve nereden pul aldığımdı. Benim en son ne zaman ve nereden pul aldığımı sordunuz. Benim en son ne zaman ve nereden pul aldığımı sordunuz. Benim en son ne zaman ve nereden pul aldığımı sordunuz. Benim en son ne zaman ve nereden pul aldığımı sordunuz. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
one hundred and fourty? who needs that many of stamps? for what? | Yüz kırk? Kimin bu kadar pula ihtiyacı olur? Ne için? 140 adet? Bu pulları hanginiz ve ne için kullanacaktınız? 140 adet? Bu pulları hanginiz ve ne için kullanacaktınız? 140 adet? Bu pulları hanginiz ve ne için kullanacaktınız? 140 adet? Bu pulları hanginiz ve ne için kullanacaktınız? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
what you need to send out? | Neyi dağıtmaya ihtiyacınız var? Posta ile göndermek isteğiniz neydi? Posta ile göndermek isteğiniz neydi? Posta ile göndermek isteğiniz neydi? Posta ile göndermek isteğiniz neydi? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
compliment to friends and relative, we are in touch. | Arkadaşlarla ve ailemizle mektuplaşmak için. Sık sık yazışırız. Arkadaşlara ve aileye mektuplar. Çok yazışırız. Arkadaşlara ve aileye mektuplar. Çok yazışırız. Arkadaşlara ve aileye mektuplar. Çok yazışırız. Arkadaşlara ve aileye mektuplar. Çok yazışırız. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
so, your have seen those stamps? I am just guessing. | Yani, bu pulları gördün mü? Sadece tahmin ediyorum. Yani bu pulları daha önceden biliyordunuz? Sadece tahmin ediyorum. Yani bu pulları daha önceden biliyordunuz? Sadece tahmin ediyorum. Yani bu pulları daha önceden biliyordunuz? Sadece tahmin ediyorum. Yani bu pulları daha önceden biliyordunuz? Sadece tahmin ediyorum. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
you found those from my brother's place, not mine | Bunları kardeşimin odasında buldunuz, benim değil Pulları ağabeyimin odasında buldunuz, benim değil! Pulları ağabeyimin odasında buldunuz, benim değil! Pulları ağabeyimin odasında buldunuz, benim değil! Pulları ağabeyimin odasında buldunuz, benim değil! | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
is this your typewriter? | Bu senin daktilon mu? Daktilonuz var mı?? Daktilonuz var mı? Daktilonuz var mı? Daktilonuz var mı?? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
it was in my brother's room, we borrowed it from landlord. | Kardeşimin odasındaydı, Ev sahibinden ödünç almıştık. Ağabeyimin odasındaki daktilo ev sahibemize ait. Ağabeyimin odasındaki daktilo ev sahibemize ait. Ağabeyimin odasındaki daktilo ev sahibemize ait. Ağabeyimin odasındaki daktilo ev sahibemize ait. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
she lent to us to type something. what thing? | Bize birşey yazmamız için ödünç vermişti. Ne yazmanız için? Ağabeyimin yazı yazarken kullanabilmesi için bize ödünç vermişti. Ağabeyimin yazı yazarken kullanabilmesi için bize ödünç vermişti. Ağabeyimin yazı yazarken kullanabilmesi için bize ödünç vermişti. Ağabeyimin yazı yazarken kullanabilmesi için bize ödünç vermişti. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
An essay about philosophy and theology | Felsefe ve din hakkında bir yazı Ne yazmanız için? Felsefe ve din hakkında. Ne yazmanız için? Felsefe ve din hakkında. Ne yazmanız için? Felsefe ve din hakkında. Ne yazmanız için? Felsefe ve din hakkında. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
not for typing those handbills? No | Bu el ilanlarını yazmak için değil mi? Hayır Bu bildirileri yazmak için değil mi? Hayır. Bu bildirileri yazmak için değil mi? Hayır. Bu bildirileri yazmak için değil mi? Hayır. Bu bildirileri yazmak için değil mi? Hayır. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
An essay about philosophy and theology? something like... | Felsefe ve din hakkında bir yazı? Mesela... Felsefe ve din hakkında şöyle yazılar mı mesela: Felsefe ve din hakkında şöyle yazılar mı mesela: Felsefe ve din hakkında şöyle yazılar mı mesela: Felsefe ve din hakkında şöyle yazılar mı mesela: | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
"Hitler could not win this war, only keep it going" | "Hitler bu savaşı kazanamaz, sadece devam ettirebilir." "Hitler bu savaşı kazanamaz, sadece uzatabilir." ..."Hitler bu savaşı kazanamaz, sadece uzatabilir."... ..."Hitler bu savaşı kazanamaz, sadece uzatabilir."... "Hitler bu savaşı kazanamaz, sadece uzatabilir." | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
or "a criminal cannot give Germany victory" | veya "Bir suçlu Almanya'ya zafer kazandıramaz" veya "Bir suç düzeni Almanya'ya zafer kazandıramaz" ...veya "Bir suç düzeni Almanya'ya zafer kazandıramaz"... ...veya "Bir suç düzeni Almanya'ya zafer kazandıramaz"... veya "Bir suç düzeni Almanya'ya zafer kazandıramaz" | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
or "federation is the future of Germany, | or "Federasyon Almanya'nın geleceğidir, veya "Almanya'nın geleceği federasyondur." ...veya "Almanya'nın geleceği federasyondur."... ...veya "Almanya'nın geleceği federasyondur."... veya "Almanya'nın geleceği federasyondur." | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
freedom of speech, freedom of religion" | konuşma özgürlüğü, din özgürlüğü" ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü." ...ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü." ...ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü." ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü." | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Hans didnt write those | Hans bunları yazmadı Bunları yazan Hans değil. Bunları yazan Hans değil. Bunları yazan Hans değil. Bunları yazan Hans değil. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
You wrote those? No | Sen mi yazdın? Hayır Siz mi yazdınız? Hayır. Siz mi yazdınız? Hayır. Siz mi yazdınız? Hayır. Siz mi yazdınız? Hayır. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
but you believe this kind of world order I don't care about politics, and I won't | Ama bu tür dünya düzenine inanıyorsunuz Politikayla ilgilenmiyorum, ve Ama bu tür bir dünya düzenine inanıyorsunuz. Ama bu tür bir dünya düzenine inanıyorsunuz. Ama bu tür bir dünya düzenine inanıyorsunuz. Ama bu tür bir dünya düzenine inanıyorsunuz. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
anyway, we compared all those writing, and all those bullshit | Neyse, bütün bu yazıların, ve bütün bu saçmalıkların Bu yazıların evinizdeki daktilo ile yazıldığını Bu yazıların evinizdeki daktilo ile yazıldığını... Bu yazıların evinizdeki daktilo ile yazıldığını... Bu yazıların evinizdeki daktilo ile yazıldığını | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
are done by this typewriter, then at the beginning of this month, | bu daktiloyla yazıldığını anladık, ve bu ayın başında, tespit ettik. Bu yazılar, aybaşında Münih ve Augsburg'daki ...tespit ettik. Bu yazılar, aybaşında Münih ve Augsburg'daki... ...tespit ettik. Bu yazılar, aybaşında Münih ve Augsburg'daki... tespit ettik. Bu yazılar, aybaşında Münih ve Augsburg'daki | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
they are sent to different addresses, include Munich | Munich de dahil olmak üzere farklı adreslere gönderilmişler bazı adreslerin de olduğu çok sayıda alıcıya gönderilmiştir. ...bazı adreslerin de olduğu çok sayıda alıcıya gönderilmiştir. ...bazı adreslerin de olduğu çok sayıda alıcıya gönderilmiştir. bazı adreslerin de olduğu çok sayıda alıcıya gönderilmiştir. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I have no idea about this | Bunun hakkında hiçbir fikrim yok Bu konu hakkında bilgim yok. Bu konu hakkında bilgim yok. Bu konu hakkında bilgim yok. Bu konu hakkında bilgim yok. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
sit there! watch it! | Otur oraya! Onu izle! Oturun! Beni dinleyin! Oturun! Beni dinleyin! Oturun! Beni dinleyin! Oturun! Beni dinleyin! | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
all those bullshit were from your brother's place and your were there | Bütün bu saçmalıklar kardeşinin yerinden ve sen de oradaydın Ağabeyiniz bu yazıyı imha etmeye çalışırken Ağabeyiniz bu yazıyı imha etmeye çalışırken... Ağabeyiniz bu yazıyı imha etmeye çalışırken... Ağabeyiniz bu yazıyı imha etmeye çalışırken | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
and he was planning to destroy all those bills | ve o da bütün bu ilanları yok etmeyi planlıyordu yakalandığında siz de oradaydınız. ...yakalandığında siz de oradaydınız. ...yakalandığında siz de oradaydınız. yakalandığında siz de oradaydınız. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Have you seen those paper before? | Bu kağıdı daha önce gördün mü? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
No keep your lie, but read this for me. | Hayır Yalanını kendine sakla, ve şunu bana oku. Hayır Yanlış bir şey söylemeden önce bunu bir okuyun. Hayır Yanlış bir şey söylemeden önce bunu bir okuyun. Hayır Yanlış bir şey söylemeden önce bunu bir okuyun. Hayır Yanlış bir şey söylemeden önce bunu bir okuyun. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
"two hundred thousands German died... | "İki yüz bin Alman... "200.000 Alman kardeşimiz, askeri bir dolandırıcının "200.000 Alman kardeşimiz, askeri bir dolandırıcının... "200.000 Alman kardeşimiz, askeri bir dolandırıcının... "200.000 Alman kardeşimiz, askeri bir dolandırıcının | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
just for one war opportunist" Does this remind you something? | sadece bir savaş fırsatçısı için öldü" Bu sana birşey hatırlatıyor prestiji için kurban edilmiştir." Bu size neyi hatırlatıyor? ...prestiji için kurban edilmiştir." Bu size neyi hatırlatıyor? ...prestiji için kurban edilmiştir." Bu size neyi hatırlatıyor? prestiji için kurban edilmiştir." Bu size neyi hatırlatıyor? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Is it similar to other six handbills? | Diğer altı el ilanına benziyor mu? Diğer altı bildiri ile aynı telden çalmıyor mu? Diğer altı bildiri ile aynı telden çalmıyor mu? Diğer altı bildiri ile aynı telden çalmıyor mu? Diğer altı bildiri ile aynı telden çalmıyor mu? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Take look at the handwriting | El yazısına bir bak El yazısını tanıyor musunuz? El yazısını tanıyor musunuz? El yazısını tanıyor musunuz? El yazısını tanıyor musunuz? | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I dont know Listen to me! | Bilmiyorum Beni dinle! Tanımıyorum. Yeter artık! Tanımıyorum. Yeter artık! Tanımıyorum. Yeter artık! Tanımıyorum. Yeter artık! | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
this part of evil speaking comes from a guy named Christoph Probst | Çirkin konuşmanın bu kısmı Christoph Probst adındaki bir adamdan geliyor Bu çirkin yazıyı yazan, Christoph Probst diye biri. Bu çirkin yazıyı yazan, Christoph Probst diye biri. Bu çirkin yazıyı yazan, Christoph Probst diye biri. Bu çirkin yazıyı yazan, Christoph Probst diye biri. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
He is a friend of your at lnnsbruck. We found his letter. | Senin lnnsbruck'tan bir arkadaşın. Onun mektubunu bulduk. Sizin lnnsbruck'tan bir arkadaşınız. Evinizde onun Sizin Innsbruck'tan bir arkadaşınız. Evinizde onun... Sizin Innsbruck'tan bir arkadaşınız. Evinizde onun... Sizin lnnsbruck'tan bir arkadaşınız. Evinizde onun | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Exactly same handwriting! | Tamamen aynı el yazısı! | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Probst��is also a student in iatrology | Probst da iatrolojide bir öğrenci. Probst, tıp öğrencisi, Führer sayesinde. Probst, tıp öğrencisi, Führer sayesinde. Probst, tıp öğrencisi, Führer sayesinde. Probst, tıp öğrencisi, Führer sayesinde. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
love family and mountains of motherland. | Aileyi ve ana toprakların dağlarını sev Vatanının dağlarını seven duygulu bir aile babası. Vatanının dağlarını seven duygulu bir aile babası. Vatanının dağlarını seven duygulu bir aile babası. Vatanının dağlarını seven duygulu bir aile babası. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
An other do oneself proud bastard Never understand people are dying at battlefornt. | İnsanların cephede öldüğünü anlamayan Bir diğer bencil kendini beğenmiş alçak. Başkaları cephede ölürken, yemek yediği çanağa işeyen imtiyazlı bir alçak. Başkaları cephede ölürken, yemek yediği çanağa işeyen imtiyazlı bir alçak. Başkaları cephede ölürken, yemek yediği çanağa işeyen imtiyazlı bir alçak. Başkaları cephede ölürken, yemek yediği çanağa işeyen imtiyazlı bir alçak. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
who is in, beside you, your brother and that Christoph Probst. | Sen, kardeşin ve şu Christoph Probst dışında bu işin içinde kimler var? Ağabeyiniz ve şu Christoph Probst dışında bildirilerde Ağabeyiniz ve şu Christoph Probst dışında bildirilerde... Ağabeyiniz ve şu Christoph Probst dışında bildirilerde... Ağabeyiniz ve şu Christoph Probst dışında bildirilerde | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
who did those bills? please stop slandering me? | Bu ilanları kim yaptı? Lütfen bana iftira atmayı bırak yardım eden başka kimler vardı? İftira atmayı bırakın! ...yardım eden başka kimler vardı? İftira atmayı bırakın! ...yardım eden başka kimler vardı? İftira atmayı bırakın! yardım eden başka kimler vardı? İftira atmayı bırakın! | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
You held back all those evidence from your home | Senden bana gerçeği söylemeni istememe rağmen Evinizde bulunan bu delillerin varlığını bizden gizlediniz. Evinizde bulunan bu delillerin varlığını bizden gizlediniz. Evinizde bulunan bu delillerin varlığını bizden gizlediniz. Evinizde bulunan bu delillerin varlığını bizden gizlediniz. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
Even I asked you to give me the truth | Evindeki bütün bu delilleri gizli tuttun Burada tüm gerçekleri içeren eksiksiz bir ifade vermek zorundasınız. Burada tüm gerçekleri içeren eksiksiz bir ifade vermek zorundasınız. Burada tüm gerçekleri içeren eksiksiz bir ifade vermek zorundasınız. Burada tüm gerçekleri içeren eksiksiz bir ifade vermek zorundasınız. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I just admit what I really did | Sadece yaptıklarımı itiraf ettim Sadece bildiklerimi itiraf edebilirim. Sadece bildiklerimi itiraf edebilirim. Sadece bildiklerimi itiraf edebilirim. Sadece bildiklerimi itiraf edebilirim. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
how about listen this, your brother, was just like you, | Bunu dinlemeye ne dersin, kardeşin, o da tıpkı senin gibiydi, Ağabeyinizin tüm bu deliller sonrasında neler söylediğini öğrenmek ister Ağabeyinizin tüm bu deliller sonrasında neler söylediğini öğrenmek ister misiniz? Ağabeyinizin tüm bu deliller sonrasında neler söylediğini öğrenmek ister misiniz? Ağabeyinizin tüm bu deliller sonrasında neler söylediğini öğrenmek ister | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
how to explain those evidence | Bu delili nasıl açıklayacaksın | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
"the military plan failed at eastern line... | "Doğu hattında askeri plan başarısız oldu... "Ordularımızın durumunun, doğu cephesindeki yenilgi ve "Ordularımızın durumunun, doğu cephesindeki yenilgi ve... "Ordularımızın durumunun, doğu cephesindeki yenilgi ve... "Ordularımızın durumunun, doğu cephesindeki yenilgi ve | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
U.S.A and british military force increased unpredictablely. | A.B.D. ve İngiliz askeri güçleri tahmin edilemez biçimde arttı. A.B.D. ve İngiliz askeri güçlerinin büyük ölçüde artması neticesinde, ...A.B.D. ve İngiliz askeri güçlerinin büyük ölçüde artması neticesinde, ...A.B.D. ve İngiliz askeri güçlerinin büyük ölçüde artması neticesinde, A.B.D. ve İngiliz askeri güçlerinin büyük ölçüde artması neticesinde, | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I conclued that we could not win this war | Acı içinde uzun uzun düşündükten sonra... savaşın lehimize zaferle sonuçlanmasının mümkün ...savaşın lehimize zaferle sonuçlanmasının mümkün... ...savaşın lehimize zaferle sonuçlanmasının mümkün... savaşın lehimize zaferle sonuçlanmasının mümkün | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
after painfully thinking in long time... | bu savaşı kazanamayacağımız sonucuna vardım. olamayacağına inandıktan sonra, uzun süren sıkıntılı muhakemeler neticesinde, ...olamayacağına inandıktan sonra, uzun süren sıkıntılı muhakemeler neticesinde, ...olamayacağına inandıktan sonra, uzun süren sıkıntılı muhakemeler neticesinde, olamayacağına inandıktan sonra, uzun süren sıkıntılı muhakemeler neticesinde, | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I believe that avoiding the meaningless death... | Anlamsız bir ölümden kurtulmanın... daha fazla anlamsız can kaybının önlenmesi ve birleşik ...daha fazla anlamsız can kaybının önlenmesi ve birleşik... ...daha fazla anlamsız can kaybının önlenmesi ve birleşik... daha fazla anlamsız can kaybının önlenmesi ve birleşik | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
and keeping the integrality of Europe | ve Avrupa'nın bütünlüğünü korumanın Avrupa fikrinin muhafaza edilebilesi için tek bir yolun kaldığı, bunun da ...Avrupa fikrinin muhafaza edilebilesi için tek bir yolun kaldığı, bunun da... ...Avrupa fikrinin muhafaza edilebilesi için tek bir yolun kaldığı, bunun da... Avrupa fikrinin muhafaza edilebilesi için tek bir yolun kaldığı, bunun da | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
the only way is finish the war as soon as possible, in the other hand, ... | tek yolunun savaşı en kısa zamanda bitirmek olduğuna inanıyorum, diğer yandan, savaşın en kısa sürede bitirilmesi olduğu sonucuna vardım. ...savaşın en kısa sürede bitirilmesi olduğu sonucuna vardım. ...savaşın en kısa sürede bitirilmesi olduğu sonucuna vardım. savaşın en kısa sürede bitirilmesi olduğu sonucuna vardım. | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |
I also have deep fear about the way we treat the occupation area and people in the area" | Ayrıca işgal bölgesine ve bu bölgenin insanlarına karşı olan tutumumuz Ayrıca işgal ettiğimiz bölgeler ve halklara karşı Ayrıca işgal ettiğimiz bölgeler ve halklara karşı... Ayrıca işgal ettiğimiz bölgeler ve halklara karşı... Ayrıca işgal ettiğimiz bölgeler ve halklara karşı | Sophie Scholl: The Final Days-1 | 2005 | ![]() |