• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 151382

English Turkish Film Name Film Year Details
He wouldn't dare ask for a dime. ...sizden tek kuruş istemeye cesaret edemez... Sookmyeong-1 2008 info-icon
But I'm different, sir. ...ama ben farklıyım, efendim. Sookmyeong-1 2008 info-icon
Still... Don't mess with Young wook. Yine de Young wook'a bulaşma. Sookmyeong-1 2008 info-icon
They still think you're... Hâlâ daha senin Sookmyeong-1 2008 info-icon
I know what they think. Ne düşündüklerini biliyorum... Sookmyeong-1 2008 info-icon
But I need the money ...ama inşaatı bitirmek için... Sookmyeong-1 2008 info-icon
to finish the construction. ...paraya ihtiyacım var. Sookmyeong-1 2008 info-icon
Please help me, sir. Lütfen bana yardım edin, efendim. Sookmyeong-1 2008 info-icon
I helped you enough, kid. Sana yeterince yardım ettim, evlat. Sookmyeong-1 2008 info-icon
You do it on your own turf, now. Artık kendi bölgene bakıyorsun. Sookmyeong-1 2008 info-icon
On my own turf? Kendi bölgeme mi? Sookmyeong-1 2008 info-icon
Then I guess I'll have to. Öyleyse buna mecburum. Sookmyeong-1 2008 info-icon
Damn money is making me play rough again. Lanet olası para yine sert oynamama neden oluyor. Sookmyeong-1 2008 info-icon
After a few years, we'll be on our feet. Birkaç yıl sonra kendi ayaklarımız üstünde durmaya başlarız. Sookmyeong-1 2008 info-icon
Go back to your parents and get better. Ailenin yanına dön ve iyileşmeye çalış. Sookmyeong-1 2008 info-icon
Hell, no! Asla olmaz! Sookmyeong-1 2008 info-icon
I can't let 'em see me like this! Beni böyle görmelerine izin veremem! Sookmyeong-1 2008 info-icon
I can't, man! Bunu yapamam, dostum. Sookmyeong-1 2008 info-icon
You gotta go before it gets worse! Durumun daha kötü olmadan gitmelisin. Sookmyeong-1 2008 info-icon
Shit! I 'ain't going down like this! Sonum böyle olmayacak. Sookmyeong-2 2008 info-icon
I'll quit the pot! I swear! Uyuşturucuyu bırakacağım, yemin ediyorum. Sookmyeong-2 2008 info-icon
And you're just gonna watch Cheol jung'un yaptıklarının... Sookmyeong-2 2008 info-icon
Cheol jung get away with what he did? ...yanına kâr kalmasına izin mi vereceksin? Sookmyeong-2 2008 info-icon
Forget about it. That's what I'm doing. Unut bunları, ben öyle yapıyorum. Sookmyeong-2 2008 info-icon
Hell no! Shithead! Asla olmaz! Aptal! Sookmyeong-2 2008 info-icon
I'll kill him if you won't! İstersen onu öldürürüm! Sookmyeong-2 2008 info-icon
Think I can't? I 'ain't afraid of nothin'! Yapamam mı sanıyorsun? Hiçbir şeyden korkmuyorum. Sookmyeong-2 2008 info-icon
Drop it Do wan! Don't let it get to you! Bırak bu olayı, Do wan! Seni mahvetmesine izin verme! Sookmyeong-2 2008 info-icon
Let's just forget it and move on. Unut ve hayatına devam et. Sookmyeong-2 2008 info-icon
Mom... Anne... Anne! Anne! Anne! Soom-1 2007 info-icon
Mom. Anne. Anneciğim! Anneciğim! Anneciğim! Soom-1 2007 info-icon
"Jang Jin tried to kill himself" "Jang jin bu sabah saat yedide... Jang jin bu sabah 7'de... Jang jin bu sabah 7'de... Jang jin bu sabah 7'de... Soom-1 2007 info-icon
"In hansung prison at 7am this morning." ....Hansung Hapishanesinde kendini öldürmeye çalıştı. " Hansung Hapishanesinde intihara kalkıştı. Hansung Hapishanesinde intihara kalkıştı. Hansung Hapishanesinde intihara kalkıştı. Soom-1 2007 info-icon
"Jang Jin, who's on death row, is currently under medical care." "İdam sırasını bekleyen, Jang jin, şu anda tedavi altında. " İdam mahkumu olan Jang jin, şu an tıbbi bakım altında. İdam mahkumu olan Jang jin, şu an tıbbi bakım altında. İdam mahkumu olan Jang jin, şu an tıbbi bakım altında. Soom-1 2007 info-icon
"We now take you to the scene." "Şimdi sizi olay yerine getiriyoruz. " Şimdi olay mahallineyiz. Şimdi olay mahallineyiz. Şimdi olay mahallineyiz. Soom-1 2007 info-icon
"Jang Jin stabbed his neck twice with a sharp object." "Jang jin boynunu, keskin bir nesneyle iki kez bıçakladı." Jang jin keskin bir nesneyi boynuna iki kez sapladı ve... Jang jin keskin bir nesneyi boynuna iki kez sapladı ve... Jang jin keskin bir nesneyi boynuna iki kez sapladı ve... Soom-1 2007 info-icon
"He was immediately taken to "Kendisi hemen gözetim altındaki... ...derhal gözetim altına tutulan bir hastaneye gönderildi. ...derhal gözetim altına tutulan bir hastaneye gönderildi. ...derhal gözetim altına tutulan bir hastaneye gönderildi. Soom-1 2007 info-icon
"A hospital under restraint." ...bir hastaneye götürüldü. " Soom-1 2007 info-icon
"Jang Jin's second suicide attempt" "Bu, Jang jin'in kısa süre sonra infazı gerçekleşeceği... Jang jin'in bu ikinci intihar girişimi... Jang jin'in bu ikinci intihar girişimi... Jang jin'in bu ikinci intihar girişimi... Soom-1 2007 info-icon
"Stemmed from his extreme fear" ...gerçeğinden hasıl olan ve aşırı korkusundan kaynaklanan... ...yavaş yavaş yaklaşmakta olan... ...yavaş yavaş yaklaşmakta olan... ...yavaş yavaş yaklaşmakta olan... Soom-1 2007 info-icon
"Over his soon To Come execution." ...ikinci intihar girişimi." Soom-1 2007 info-icon
"In january of 2005," "2005'in Ocak Ayında," Ocak 2005'te... Ocak 2005'te... Ocak 2005'te... Soom-1 2007 info-icon
"Jang Jin tried to kill himself with a sharp object," "Jang jin kendisini keskin bir nesneyle öldürmeye çalıştı," Jang jin yine keskin bir nesne ile intihara kalkışmış... Jang jin yine keskin bir nesne ile intihara kalkışmış... Jang jin yine keskin bir nesne ile intihara kalkışmış... Soom-1 2007 info-icon
"And woke up several months later after being in a coma." "ve komadan bir kaç ay sonra çıkabildi " ...ama birkaç ay komada kaldıktan sonra uyanmıştı. ...ama birkaç ay komada kaldıktan sonra uyanmıştı. ...ama birkaç ay komada kaldıktan sonra uyanmıştı. Soom-1 2007 info-icon
"This time at hansung prison..." "Bu sefer Hansung Hapishanesinde... " Bu sefer Hansung Hapishanesi'nde... Bu sefer Hansung Hapishanesi'nde... Bu sefer Hansung Hapishanesi'nde... Soom-1 2007 info-icon
"Death row inmate jang Jin was released" Ölüm mahkumu Jang jin... İdam mahkumu Jang Jing... İdam mahkumu Jang Jing... İdam mahkumu Jang Jing... Soom-1 2007 info-icon
"From the hospital today." ...hastaneden bugün taburcu edildi." ...şu an hastaneden taburcu oldu. ...şu an hastaneden taburcu oldu. ...şu an hastaneden taburcu oldu. Soom-1 2007 info-icon
"After a three Hour surgery," "Üç saatlik bir ameliyattan sonra," Üç saat süren bir ameliyatın ardından... Üç saat süren bir ameliyatın ardından... Üç saat süren bir ameliyatın ardından... Soom-1 2007 info-icon
"He is now in an unconscious state." "şu anda bilinci kapalı durumda." ...şu an baygın durumda. ...şu an baygın durumda. ...şu an baygın durumda. Soom-1 2007 info-icon
"His doctor said that his throat was seriously damaged," "Doktorlar boynunun ciddi bir şekilde zarar gördüğünü açıkladı," Doktoru boğazının ciddi zarar gördüğünü... Doktoru boğazının ciddi zarar gördüğünü... Doktoru boğazının ciddi zarar gördüğünü... Soom-1 2007 info-icon
"And that he won't be able" "ve bir süre boyunca... ...ve bir süre konuşmasının pek mümkün olmadığını bildirdi. ...ve bir süre konuşmasının pek mümkün olmadığını bildirdi. ...ve bir süre konuşmasının pek mümkün olmadığını bildirdi. Soom-1 2007 info-icon
"To speak for some time." ...konuşamayacağını eklediler." Soom-1 2007 info-icon
"Back in december 9, 2005, jang Jin..." "9 Aralık 2005'te, Jang jin... " 9 Aralık 2005'e dönersek, Jang jin... 9 Aralık 2005'e dönersek, Jang jin... 9 Aralık 2005'e dönersek, Jang jin... Soom-1 2007 info-icon
Watch soap operas instead of this stuff. Bunların yerine pembe dizi seyret. Bunu izleyeceğine pembe dizi falan izle. Bunu izleyeceğine pembe dizi falan izle. Bunu izleyeceğine pembe dizi falan izle. Soom-1 2007 info-icon
Instead of making sculptures all day. Bütün gün heykel yapacağına... Bütün gün heykel yapmak yerine... Bütün gün heykel yapmak yerine... Bütün gün heykel yapmak yerine... Soom-1 2007 info-icon
Go out and meet some people... ...dışarı çık ve yeni insanlarla tanış. ...dışarı çık da yeni insanlarla tanış. ...dışarı çık da yeni insanlarla tanış. ...dışarı çık da yeni insanlarla tanış. Soom-1 2007 info-icon
"Jang Jin, who attempted suicide yesterday," "Dün intihar etmeye kalkışan Jang jin..." Dün intihara kalkışan Jang Jin... Dün intihara kalkışan Jang Jin... Dün intihara kalkışan Jang Jin... Soom-1 2007 info-icon
"Returned back to prison this afternoon" ...bu öğleden sonra tedavisinden sonra... ...bu öğleden sonra, tedavisinin ardından... ...bu öğleden sonra, tedavisinin ardından... ...bu öğleden sonra, tedavisinin ardından... Soom-1 2007 info-icon
"After his treatment." ...hapishaneye geri getirildi. Soom-1 2007 info-icon
"Prison officials say that since he will attempt another suicide," "Hapishane yetkilileri, tekrar intihar edeceğini düşündüklerinden... Tekrarlanan intihar teşebbüsünün ardından... Tekrarlanan intihar teşebbüsünün ardından... Tekrarlanan intihar teşebbüsünün ardından... Soom-1 2007 info-icon
"They hope his execution will come earlier." ...infazının kısa süre içinde yapılmasını umduklarını söylediler." ...hapishane yetkilileri idamının öne alınmasını umuyor. ...hapishane yetkilileri idamının öne alınmasını umuyor. ...hapishane yetkilileri idamının öne alınmasını umuyor. Soom-1 2007 info-icon
"A law official who wish to remain anonymous" "Adının açıklanmamasını isteyen bir polis memuru," İsmini vermek istemeyen bir kanun görevlisi... İsmini vermek istemeyen bir kanun görevlisi... İsmini vermek istemeyen bir kanun görevlisi... Soom-1 2007 info-icon
"Said that his sentence will most likely be carried out this month." "infazının bu ay içinde yapılacağını söyledi." ...idamının büyük ihtimalle bu ay gerçekleşeceğini söyledi. ...idamının büyük ihtimalle bu ay gerçekleşeceğini söyledi. ...idamının büyük ihtimalle bu ay gerçekleşeceğini söyledi. Soom-1 2007 info-icon
"Lee hyun Sun reporting for mbs." "Lee hyun sun MBS'den bildirdi." MBS'ten Lee hyun sun sundu. MBS'ten Lee hyun sun sundu. MBS'ten Lee hyun sun sundu. Soom-1 2007 info-icon
"Back in november, 2005, jang Jin..." "Kasım 2005'te, Jang jin... " Kasım 2005'te, Jang jin... Kasım 2005'te, Jang jin... Kasım 2005'te, Jang jin... Soom-1 2007 info-icon
What are you doing? Burada ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? Soom-1 2007 info-icon
That's not yours. O senin değil. O toka senin değil. O toka senin değil. O toka senin değil. Soom-1 2007 info-icon
Take it off! Çıkart onu! Çıkar! Çıkar! Çıkar! Soom-1 2007 info-icon
I said take it off! Onu çıkartmanı söyledim! Çıkar dedim! Çıkar dedim! Çıkar dedim! Soom-1 2007 info-icon
Death row inmate jang Jin attempts second suicide İdam mahkumu Jang jin ikinci kez intihar etmeyi denedi. İDAM MAHKUMU JANG JİN İKİNCİ KEZ İNTİHARA KALKIŞTI İDAM MAHKUMU JANG JİN İKİNCİ KEZ İNTİHARA KALKIŞTI İDAM MAHKUMU JANG JİN İKİNCİ KEZ İNTİHARA KALKIŞTI Soom-1 2007 info-icon
Welcome. Hoşgeldiniz. Buyurun. Buyurun. Buyurun. Soom-1 2007 info-icon
Where would you like to go? Nereye gitmek isterdiniz? Nereye gideceksiniz? Nereye gideceksiniz? Nereye gideceksiniz? Soom-1 2007 info-icon
Anywhere is fine. Herhangi bir yere olabilir. Bir yere sür işte. Bir yere sür işte. Bir yere sür işte. Soom-1 2007 info-icon
To hansung prison. Hansung Hapishanesine. Hansung Hapishanesi. Hansung Hapishanesi. Hansung Hapishanesi. Soom-1 2007 info-icon
Prison? Hapishane mi? Hapse mi? Hapse mi? Hapse mi? Soom-1 2007 info-icon
Yes, to hansung prison. Evet, Hansung Hapishanesine. Evet, Hansung Hapishanesi'ne. Evet, Hansung Hapishanesi'ne. Evet, Hansung Hapishanesi'ne. Soom-1 2007 info-icon
Sure. Elbette. Peki. Peki. Peki. Soom-1 2007 info-icon
I'm here to visit jang Jin. Jang jin'i ziyaret etmeye geldim. Soom-1 2007 info-icon
What is your relationship with him? Yakınlık dereceniz nedir? Soom-1 2007 info-icon
He's my ex Boyfriend. Eski erkek arkadaşım. Eski kız arkadaşıyım. Eski kız arkadaşıyım. Eski kız arkadaşıyım. Soom-1 2007 info-icon
How can i trust that? Buna nasıl güvenebilirim? Nasıl inanayım buna? Nasıl inanayım buna? Nasıl inanayım buna? Soom-1 2007 info-icon
We can't let you in without clearing your relationship. İlişkinizi ispatlamadan sizi içeriye alamayız. Yakınlık derecenizi belgelemeden sizi içeri alamayız. Yakınlık derecenizi belgelemeden sizi içeri alamayız. Yakınlık derecenizi belgelemeden sizi içeri alamayız. Soom-1 2007 info-icon
I have to meet him. O'nu görmem lâzım. Onunla görüşmem gerek. Onunla görüşmem gerek. Onunla görüşmem gerek. Soom-1 2007 info-icon
Okay, hold on. Tamam, biraz bekleyin. Peki, bekleyin. Peki, bekleyin. Peki, bekleyin. Soom-1 2007 info-icon
Sir, someone wants to see jang Jin. Efendim, birisi Jang jin'i ziyaret etmek istiyor. Efendim, Jang jin'i görmek isteyen birisi var. Efendim, Jang jin'i görmek isteyen birisi var. Efendim, Jang jin'i görmek isteyen birisi var. Soom-1 2007 info-icon
Yes, sir. Evet, efendim. Peki, emredersiniz. Peki, emredersiniz. Peki, emredersiniz. Soom-1 2007 info-icon
I'm sorry, we can't accept any visitors. Üzgünüm, ziyaretçi kabul edemiyoruz. Kusura bakmayın, ziyaretçi kabul edemiyoruz. Kusura bakmayın, ziyaretçi kabul edemiyoruz. Kusura bakmayın, ziyaretçi kabul edemiyoruz. Soom-1 2007 info-icon
Yes... yes, i understand. Evet... evet, anlıyorum. Evet. Evet, anladım. Evet. Evet, anladım. Evet. Evet, anladım. Soom-1 2007 info-icon
Excuse me! Affedersiniz! Afedersiniz! Afedersiniz! Afedersiniz! Soom-1 2007 info-icon
5796, you have a visitor. 5796, ziyaretçin var. Soom-1 2007 info-icon
5796, you have a visitor! 5796, ziyaretçin var! Soom-1 2007 info-icon
Don't be scared. Korkmana gerek yok. Korkma. Korkma. Korkma. Soom-1 2007 info-icon
It's a woman. Bir bayan. Bir kadın. Bir kadın. Bir kadın. Soom-1 2007 info-icon
She said she's your ex Girlfriend. Eski kız arkadaşın olduğunu söyledi. Eski kız arkadaşın olduğunu söylüyor. Eski kız arkadaşın olduğunu söylüyor. Eski kız arkadaşın olduğunu söylüyor. Soom-1 2007 info-icon
I was dead once for five minutes. When i was nine... Bir keresinde beş dakikalığına ölmüştüm. Dokuz yaşındayken... Dokuz yaşındayken beş dakikalığına ölmüştüm. Dokuz yaşındayken beş dakikalığına ölmüştüm. Dokuz yaşındayken beş dakikalığına ölmüştüm. Soom-1 2007 info-icon
My friends and i held our breaths underwater for fun. ...arkadaşlarımla birlikte eğlence için su altında nefesimizi tutmuştuk. Arkadaşımla beraber eğlence olsun diye suda nefeslerimizi tutuyorduk. Arkadaşımla beraber eğlence olsun diye suda nefeslerimizi tutuyorduk. Arkadaşımla beraber eğlence olsun diye suda nefeslerimizi tutuyorduk. Soom-1 2007 info-icon
I opened my eyes underwater, Suyun altından gözlerimi açmıştım, Suyun altında gözlerimi açtım... Suyun altında gözlerimi açtım... Suyun altında gözlerimi açtım... Soom-1 2007 info-icon
And they were holding their breaths for a long time. ve onlar nefeslerini uzun süredir tutuyorlardı. ...nefeslerini çok uzun süre tutuyorlardı. ...nefeslerini çok uzun süre tutuyorlardı. ...nefeslerini çok uzun süre tutuyorlardı. Soom-1 2007 info-icon
But the more time had passed, Ama süre ilerledikçe... Ama zaman geçtikçe... Ama zaman geçtikçe... Ama zaman geçtikçe... Soom-1 2007 info-icon
I felt like dying. ...ölüyor gibi hissetmiştim. ...ölüyormuşum gibi hissettim. ...ölüyormuşum gibi hissettim. ...ölüyormuşum gibi hissettim. Soom-1 2007 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 151377
  • 151378
  • 151379
  • 151380
  • 151381
  • 151382
  • 151383
  • 151384
  • 151385
  • 151386
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact