Search
English Turkish Sentence Translations Page 151235
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| My beauty, I have to deliver those weapons. You know that. | Güzel kadınım, o silahları teslim etmem lazım biliyorsun. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Look at me! | Bana bak... | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| After the delivery... I promise you... | ...teslimattan sonra söz veriyorum sana... | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| We will go somewhere, I say I promise you! | ...gideceğiz bir yere. Söz diyorum. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Come on, they are waiting for us. | Hadi bizi bekliyorlar. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| You will take the boat to Kurna bay with Andon! | Andon ile beraber tekneyi Kurna Koyu'na getirirsiniz. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| You were shot too but you're still alive, why shouldn't I be? | Sen vurulduğunda öldün de mi ben de öleceğim lan? | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| You scoundrel! | Vay şerefsiz vay! | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Speak up, tell me who brought you back to life? | Kim canlandırdı seni konuş! Annen! | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| You asked for this, you bloody fool... | Buna kendin kaşındın. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Where the hell have you been Ali! | Ali, neredesin be oğlum? | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| I was beginning to worry. | Başına bir iş geldi sandım. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Thank you, Kelle. | Sağ olasın Kelle. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| I put the weapons in a safe place. | Silahları sağlama aldım. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Somewhere along Kurnak�y bay. | Şu anda Kurna Koyu'ndalar. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Good, I'll give you two men so you can go and deliver the weapons. | Güzel, şimdi yanına iki adam vereceğim. Onlarla gidip silahları teslim edersin. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| That's not the way it's going to be Osman Bey. Only you and I will go... | O olmaz işte Osman Bey. Sadece ikimiz gideceğiz... | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| ...no one else will come with us. | ...sen ve ben. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| I'll tell you the reason on the way. | Nedenini yolda anlatacağım. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Okay then, have it yourway... | Pekâlâ, öyle olsun. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Usually I have my men follow me like a shadow but... | Bu gibi işlerde, adamlarım beni gölge gibi izlerler. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| ...this time, if you insist, it'll be only me and my revolver... | Ama senin hatrın için bu sefer sadece "rövelbelimi" yanıma alacağım. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Kelle... I have something to do... | Kelle... Benim işim çıktı yavrum. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| You take care of the place... | Kahve sana emanet. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Ok, Osman Bey! | Eyvallah Osman Bey. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| You certainly like taking precautions. I like it... | Çok tedbirli olmuşsun Ali. Aferin, hoşuma gitti. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| If you only had a little more patriotism in you... | Biraz daha milliyetçi olsan... | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| ...we could have done a lot together. | ...seninle büyük işler yapardık. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| There are weaknesses in your organization Osman Bey! | Teşkilatında çatlaklar var Osman Bey! | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| What are you getting at? | Ne demek şimdi bu? | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| In my opinion Nadya wasn't the traitor! | Yanındaki hain bence Nadya değildi. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Don't beat about the bush lad, tell me what's on your mind... | Lafı gevelemede, de diyeceğini. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Do you remember that night when you shot and killed �skelet Musa near... | Mustafa Kemal Paşanın köşkünün orada öldürdüğün adam vardı ya. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| ...Mustafa Kemal Pasha's chalet? Well I saw him at a market place... | Az önce onu bir pazaryerinde yakaladım. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| Very good, give me a kiss. | Aferin sana. Ver bakılım bir öpücük. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| To Mustafa Kemal Pasha, Ali Bey... | < Mustafa Kemal'in askerlerine Ali Bey. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| I have to join the war efforts in anatolia. | < Benim Anadolu'ya gitmem lazım. Ali. | Son Osmanli Yandim Ali-1 | 2007 | |
| MUSTAFA KEMAL (YOUNG ATATURK) RETURNING FROM THE SYRIAN FRONT | MUSTAFA KEMAL SURİYE CEPHESİNDEN DÖNÜYOR | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Me too. | Ben de yokum. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| ...I've been talking to deputy members. | ...mebuslarla görüşme halindeyim. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| We have bothered your wife by talking shop. | Çok iş bahsettik hanımefendiyi sıktık. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Now speak up, who are you...? Speak. | Şimdi anlat bakalım. Kimsin, nesin? Konuş! | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| As for following you... | Takibe gelince... | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Ahh...! | Ahh! | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| I'll earn my money some other way. | Bugünün rızkını başka yerden çıkarırız artık. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| A yearning inside me to distant lands... | Bir özlem var içimde uzaklara doğru | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Away from a misty past, I belong only to you. | Sisli bir maziden uzakta Yalnızca sana yakın | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| May your love stay in the waves of my heart. | Gönlümün dalgalarında Sevgim kalsın | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Yes...! Something did happen. And how! | Var. Var. Sende bir şeyler var. Hem de nasıl! | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Years passed but you still think of that scoundrel...! | Seneler geçti, hâlâ senin aklın o serseride! | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Couldn't see her for five years or more. | Görmedim yüzünü beş yılı aştı Offf, gençliğim eyvah | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Couldn't come back from the big fight. | Sarmaya belini yürek mi kaldı Offf, gençliğim eyvah | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Are you back in Istanbul? Aaah OK... | Sen İstanbul'a döndün mü? Aa tabii... | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Wow...! If I tried acrobatics I'd be dead? | Vay be! Demek bir cambazlık çeksem, kazaya kurban giderim, he? | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| As an officer I traveled all over the Middle East but I never drank... | Bir asker olarak, bütün Arap Yarımadası'nı gezdim... | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| You take this for your way back home. | Sen şunu yanına al, memlekete giderken kullanırsın. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Take it all, share it with your friends! | Sen bunun hepsini al, arkadaşlarla paylaşırsın. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| What did you say bastard...? You're on Ottoman soil. | Ne diyorsun lan deyyus? Bastığın toprak, Osmanlı toprağı. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Identity...! | Kafa kâğıdı... | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| We'll throw him out. You go and rest Chief! | Şimdi atarız dışarı. Sen rahatına bak, Reis. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| It's like a boar bullet. | Domuz sıkısı gibi. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| We are closed man, closed now, there are no customers. | Şu anda kapalı dedik, içeride müşteri falan yok. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| You bastards. How dare you try to enter without getting permission? | Çukurçeşmeli Osman'ın mekanına destursuz girilir mi? | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| It's like fire and gunpowder together Osman Bey...! | Ateşle barutu yan yana koydun Osman Bey. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Is there another way? | Para almayıp ne yapacak? | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Let me check your wound. | Yaranı temizleyelim. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| When that was over I came back to Istanbul and learned that... | Sonra Kanal Seferi, savaşlar derken İstanbul'a döndüm... | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| She was full of life and I was certainly not her first lover. | Hayat dolu bir kadındı ve her fırsatta kendisine yeni bir sevgili bulurdu. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| ...our organized police department as well as those set up by minorities. | ...bizim karakol teşkilatımız gibi teşkilatlananlar olduğu kadar, azınlıklara ait olanlar da var. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| OFFICE OF THE DEFENSE MINISTRY You Ask for the much authority Kemal Pasha... They won't accept. | Çok salahiyet istemişsiniz Kemal Paşa. Bunu kabul etmezlar. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| The government in other words Palace has assigned us the following. | Hükümetin, dolayısıyla Sarayın bize vermiş olduğu vazife şudur: | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| You're welcome. | Hoş bulduk. Ama biraz boş geldiniz. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| I am not good for anything anymore. | Filistin'de çarpışmadığım cephe kalmadı kumandan. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| From now on I don't ever want anything to remind me of my days without you. | Artık sensiz günlerimi hatırlatacak hiçbir şey istemiyorum. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| A young Greek is here, wants to see you. | Bir Rum genci geldi, sizi görmek istiyor. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| The gold in the belt...? What about it? | Müftünün kemerindeki altın? Ne oldu ona? | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Left in Mufti's belt or what? | Müftünün belinde mi kaldı yoksa? | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| I don't like it Ali, this is not your way. | Olmadı bu Ali olmadı, yakıştıramadım sana bunu. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| Host! | Höst ulan! | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| I'm sorry Ali, I blamed so many people. Shoot me and finish me off. | Çok kişinin günahına girdim Ali. | Son Osmanli Yandim Ali-2 | 2007 | |
| You can operate here, | Burada iş yapabilirsin, | Sonatine-1 | 1993 | |
| but remember to pay dues to us. | ama bize haracını ödemeyi unutma. | Sonatine-1 | 1993 | |
| I'm not a "yakuza". | Ben bir "yakuza" değilim. | Sonatine-1 | 1993 | |
| I'm not paying you anything. | Size hiçbir şey ödemiyorum. | Sonatine-1 | 1993 | |
| But you act like a yakuza. | Ama bir yakuza gibi davranıyorsun. | Sonatine-1 | 1993 | |
| So, the police can arrest me. | Öyleyse polis beni tutuklayabilir. | Sonatine-1 | 1993 | |
| But I needn't put up with your bullshit. | Ama sizin saçmalıklarınıza katlanmaya ihtiyacım yok. | Sonatine-1 | 1993 | |
| Then you're as good as dead! | O halde artık bir ölüsün ! | Sonatine-1 | 1993 | |
| You're the idiot. | Aptal olan sensin. | Sonatine-1 | 1993 | |
| Waiting for your date? | Randevunu mu bekliyorsun ? | Sonatine-1 | 1993 | |
| I'll finish work soon, we could go to a club. | İşim yakında bitecek,bir klübe gidebiliriz. | Sonatine-1 | 1993 | |
| Boss, Kitajima called you a little while ago. | Patron, Kitajima bir süre önce sizi aradı. | Sonatine-1 | 1993 | |
| He said he'd call you back. | Dedi ki, sizi yine arayacakmış. | Sonatine-1 | 1993 | |
| How did it go? | Nasıl gitti ? | Sonatine-1 | 1993 | |
| Let's sort him out. | İşini bitirelim. | Sonatine-1 | 1993 | |
| It's the old man. | Arayan, "İhtiyar". | Sonatine-1 | 1993 | |
| ...yes... | ...evet... | Sonatine-1 | 1993 | |
| How are you, sir? | Nasılsınız, efendim ? | Sonatine-1 | 1993 | |
| I thought you'd decided to go back home? | Eve geri dönmeye karar verdiğini sanıyordum ? | Sonatine-1 | 1993 | |
| The cafe needed a waiter so, | Cafe bir garsona ihtiyaç duyuyordu, böylece | Sonatine-1 | 1993 |