Search
English Turkish Sentence Translations Page 151129
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah, yeah, door to door service. | Evet. Kapıdan kapıya servis. Evet, evet. Kapıdan kapıya servis. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
But I live really far away. | Ama gerçekten uzakta oturuyorum. Ama evim baya uzakta. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
It doesn't matter. We don't care. | Sorun değil. Önemi yok. Önemli değil. Fark etmez. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Come on, in. (Laughs) | Hadi atla. Hadi, otur. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Thank you very much, my darlings. | Çok teşekkürler canlarım. Çok sağ olun, canlarım. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
I feel very honoured. | Onur duydum. Çok onurlandım. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
So, which way? This way. | Peki hangi tarafa? Bu tarafa. Pekâlâ. Ne tarafa gidiyoruz? Bu tarafa. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
OK. (Laughs) | Tamam. Tamamdır. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Let's go. Go, go, go! | Hadi gidelim. Hadi hadi! Gidelim. Hadi, hadi, hadi! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You boys are crazy. (Laughs) | Siz delisiniz. Çılgınsınız siz. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
This is where I live. | Burada yaşıyorum. Evim burası. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, which one? With the flowers. | Hangisinde? Çiçekli olanda. Hangi daire? Çiçekli olan. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Oh. Up there. | Oh. Yukarıda. Şurası. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Thank you so much for taking me home, boys. | Beni eve bıraktığınız için teşekkürler çocuklar. Evime bıraktığınız için çok sağ olun, çocuklar. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Thank you. | Teşekkürler. Sen sağ ol. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
It's been the best day I've had since I've come to London. | Londra'ya geldiğimden beri geçirdiğim en güzel gündü. Bugün, Londra'ya geldiğimden beri geçirdiğim en güzel gün. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
It's our pleasure. | Bizim için zevkti. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
And I love the way you decorated my chair. (Rings bell) | Ve sandalyemi çok güzel dekore etmişsiniz. Sandalye süslerine de bayıldım. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Can I have a kiss now, please? | Bir öpücük alabilir miyim lütfen? Bir öpücük alabilir miyim, lütfen? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
And remember, I love you both the same. | Ve unutmayın, ikinizi de eşit seviyorum. Unutmayın. İkinizi de aynı derecede seviyorum. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
See you later. (Maria laughs) | Sonra görüşürüz. Görüşürüz. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Yeah! | Tamam. Evet! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
(Tomo) See you later. (Maria) Bye. | Sonra görüşürüz. Hoşçakalın. Görüşürüz. Hoşça kalın. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
(Marek) Tomo, hurry up. | Tomo acele et. Tomo, hadi. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
What? We have no time. | Ne? Hiç vaktimiz yok. Ne var? Zamanımız yok. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
What? Hurry up. | Ne? Acele et. Ne var be? Çabuk ol! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Why? My dad will be back soon. | Niye? Babam birazdan gelir. Neden? Babam birazdan gelir. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Why? Your dad's just gone to work. | Neden? Baban daha yeni işe gitti. Neden ki? İşe daha yeni gitti. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
He only gone to the shop. | Sadece markete gitti. Markete kadar gitti. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Just two minutes. He will catch you! | Sadece iki dakika. Seni yakalayacak! İki dakika daha. Yakalayacak seni! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Just two minutes. No, I'm coming. | Sadece iki dakika. Hayır giriyorum. İki dakika. Olmaz. Geliyorum. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Tomo, what are doing? | Tomo ne yapıyorsun? Tomo, ne yapıyorsun? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
(Tomo) Hurry up! | Çabuk ol! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Hurry up! | Acele et! Hadi! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
(Graham) Who is it? | Kim o? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
It's Tomo and Marek. | Tomo ve Marek. Tomo'yla Marek. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Who? Tomo and Marek! | Kim? Tomo ve Marek! Kim? Tomo'yla Marek! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Hurry up. | Acele et. Çabuk ol. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Oh, what's wrong, boys? | Sorun nedir çocuklar? Ne oldu, çocuklar? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Do you know what time it is? It's seven o'clock in the morning! | Saatin kaç olduğunu biliyor musunuz? Saat sabahın 7'si! Saatten haberiniz var mı? Daha sabahın yedisi! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
So? What do you mean, so? | Nolmuş? Ne demek nolmuş? Yani? "Yani"si mi var? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
This is the middle of the night for me. | Benim için gecenin bir yarısı sayılır. Benim için daha gece yarısı demek. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
So, here, we've brought you some stuff. | İşte. Sana bir şeyler getirdik. Bak, sana bir şeyler getirdik. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
What about that? We brought you some clothes. | Buna ne dersin? Sana bazı giysiler getirdik. Bunlara ne dersin? Biraz kıyafet getirdik. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
I don't want none of your stuff! | Sizin hiçbir şeyinizi istemiyorum! Sizin eşyalarınızı isteyen yok! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You woke me up at seven o'clock in the morning | Beni sabahın yedisinde uyandırıp.. Bu paçavraları bana vermek için... | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
to bring me this load of old rubbish. Are you mad? | bu eski püskü şeyleri mi getirdiniz. Kafayı mı yediniz? ...beni sabahın yedisinde uyandırıyorsunuz. Aklınızı mı kaçırdınız? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
We brought you some clothes. Do you want to buy 'em? | Sana giysi getirdik. Satın almak ister misin? Sana kıyafet getirdik. Satın almak ister misin? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
That's bird's dresses, I don't want that! What would I want that for? | Bunlar kadın giysisi! Hiçbirini istemiyorum. Neden isteyeyim ki? Kadın elbisesi o! Ne yapayım ben kadın elbisesini? İstemem! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You can sell 'em. | Satabilirsin. Satarsın. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You can sell it all. | Hepsini satabilirsin. Hepsini satarsın. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You can sell it all. Wait a minute. | Hepsini satabilirsin. Bekle bir dakika. Hepsini satarsın. Durun bakayım. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Retro trousers. | Retro pantolon. 70'lerin tarzında pantolon. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You can sell 'em all. | Hepsini satabilirsin. Satarsın işte. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
I'll give you a fiver for the suit. | Size takım için bir beşlik veririm. Takım için bir beşlik veririm. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
We're selling it all together. | Biz hepsini satıyoruz. Ayrı ayrı satmıyoruz. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
What? You must buy all. | Ne? Hepsini almalısın. Ne? Hepsini alman lazım. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
I don't want all of it. All I want is this. | Hepsini istemiyorum. Sadece bunu istiyorum. Hepsini istemiyorum ki, bunu istiyorum. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Well, you can resell it on the market. | Şey sonra tümünü mağazada satabilirsin. Sen de mağazaya satarsın. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
So, how much d'you want for all of it? | Hepsi için ne kadar istiyorsunuz? Hepsine ne kadar istiyorsunuz? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Twenty five, twenty quid? | Yirmi beş, yirmi papel? 20 25 pound. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Twenty five qui... | Yirmi beş papel... 25 pound...? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
(Laughs) Why's... Eurgh! (Blows) | Neden... Neden ki? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Now, piss off and let me get back to bed, you. | Şimdi kaybolun. Bırakın yatağıma döneyim. Şimdi lütfen ikileyin de, ben de uykuma geri döneyim. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Seven o'clock in the morning! I don't know what... | Sabahın 7'si! Ne demeye... Saat sabahın yedisi! Nasıl...? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Vin! Come on! (Laughs) | Başardık! Hadi! Yaşasın! Hadi! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
We got everything | Herşeyi aldık mı? Her şeyi aldık mı? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
bread, wine, grapes, cheese, onions? | Ekmek, şarap, üzüm, peynir, soğan? Ekmek, şarap, üzüm, peynir, soğan... | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Things to sit on. | Evet. Örtü. Evet. Her şey hazır. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
It's gonna be ace, this. | Çok klas olacak. Her şey birinci sınıf olacak. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
So, just let me do all the talking, cos I'm better than you at it. | Bırak da ben konuşayım. Bu işte senden daha iyiyim. Konuşma kısmını bana bırak. O konuda ben daha iyiyim. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
OK. Hello. Hello, lads. | Tamam. Merhaba. Merhaba çocuklar. Olur. Merhaba. Merhaba, gençler. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
I'm afraid she ain't in today. | Korkarım bugün gelmedi. Ne yazık ki bugün gelmedi. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
She told us that she was gonna be in. | Bize geleceğini söylemişti. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
No, she had to go home. | Hayır. Evine gitmesi gerekti. Gelmedi. Evine gitmesi gerekti. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
One of her family's sick or something. | Aileden biri hasta mıymış neymiş. Bir akrabası mı ne hastalanmış. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
No problem, we go and find her. | Sorun değil. Gidip onu buluruz. Olsun. Biz gidip, onu buluruz. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
No, no, lads, not here home, Paris home. | Hayır çocuklar. Buradaki evine değil. Paris'teki evine. Hayır, gençler. Buradaki evinde değil. Paris'e döndü. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Where? France. | Neresi? Fransa. Nereye döndü? Fransa'ya. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
She didn't tell us. | Ama bize söylemedi. Bize bir şey demedi. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
When did she go? This morning. | Ne zaman gitti? Bu sabah. Ne zaman yola çıktı? Bu sabah. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Don't worry, there'll be another little bird here next week. | Merak etmeyin haftaya burada başka bir fıstık olacak. Merak etmeyin. Önümüzdeki hafta başka bir hatun düşer. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Not like Maria. | Ama Maria gibi değil. Maria gibisi düşmez. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
What about all these things for her? | Onun için tüm aldıklarımız ne olacak? Onun için aldığımız onca şey ne olacak? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
I...I don't know, I don't care. | Bilmiyorum. Umrumda değil. Bilmem ki. Bana ne? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Do what you want with it. | Ne istiyorsan onu yap. Nasıl istiyorsan öyle yap. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
(imitating Maria) And remember, I love you both the same. | Ve unutmayın ikinizi de eşit seviyorum. "Unutmayın. İkinizi de aynı derecede seviyorum." | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, right! What a crock! | Ya tabi! Ne salaklık ama. Tabii, canım! Ne saçmalık ama! | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
It's really annoying that we spent a lot of money on all this food and that. | Bunları almak için bir sürü para harcamamız çok sinir bozucu. Tüm paramızı şu ıvır zıvıra harcamamız çok sinir bozucu. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
On the cheese and bread and grapes. | Peynir, ekmek ve üzüm için. Peynire, ekmeğe, üzümlere... | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
She didn't even have the decency to tell us she was going. | Bize gideceğini söylecek kadar bile nezaketi yokmuş. Gideceğini söyleme nezaketini bile göstermedi. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
OK, give me a bottle. | Tamam. Şişeyi ver. Pekâlâ. Şişeyi versene. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You've had loads. | Sen çok içtin. Sende bir sürü var. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
There's only half a bottle left, I've only had like two swigs. | Sadece yarım şişe kaldı ve yalnızca iki yudum aldım. Yarısı bitti zaten. Daha iki yudum aldım. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Please. Don't have loads, then. | Lütfen. Çok içme ama. Lütfen. Bitirme o zaman. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
By the way, have you ever drunk... have you ever drunk before? | Bu arada daha önce hiç içtin mi? Bu arada, daha önce hiç... kafayı buldun mu? | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
No. You've had like two swigs | Hayır. Sadece iki yudum aldın.. Hayır. Daha iki yudum içtin... | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
and you're all over the shop. You don't even know what you're saying. | ve kafan iyi oldu. Ne dediğini bile bilmiyorsun. ...ve zil zurna oldun. Ağzından çıkanın farkında değilsin. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
Look at you. | Şu haline bak. Şu hâline bak. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |
You're out of your head. | Sen kafayı bulmuşsun. Uçtun sen. | Somers Town-1 | 2008 | ![]() |