• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 151127

English Turkish Film Name Film Year Details
I know that he's an 'ard worker. Çalışkan biri olduğunu biliyordum. Marek'in çalışkan olduğunu bilirim. Somers Town-1 2008 info-icon
Tomo? Tomo? Somers Town-1 2008 info-icon
Tomo, wake up. Tomo uyan. Tomo, uyan. Somers Town-1 2008 info-icon
There ain't a lot there, mate. Çok fazla yok dostum. Az koymuşsun, dostum. Somers Town-1 2008 info-icon
There's only a little bit. Biraz daha verebilirdin. Az var da ondan. Somers Town-1 2008 info-icon
I can't give you more. Daha fazla veremem. Daha fazla koyamam. Somers Town-1 2008 info-icon
The rest is for my dad. Gerisi babam için. Gerisi babamın. Somers Town-1 2008 info-icon
How much is your dad having? Baban ne kadar yiyor? Baban ne kadar yer ki? Somers Town-1 2008 info-icon
Eat. Ye. Ye sen. Somers Town-1 2008 info-icon
So, erm, why have you got so many pictures of Maria? Sende Maria'nın neden bu kadar çok fotografı var? Maria'nın başka fotoğrafları da var mı? Somers Town-1 2008 info-icon
Is she your girlfriend, or summat? Kız arkadaşın filan mı? Kız arkadaşın falan mı? Somers Town-1 2008 info-icon
Yes, she is. Evet öyle. Evet, öyle. Somers Town-1 2008 info-icon
So... have you had sex with her? Peki onunla seviştin mi? Peki, hiç yattınız mı? Somers Town-1 2008 info-icon
Only felt the bazookas? Sadece memelerini mi elledin? Sadece bazukalarını mı elledin? Somers Town-1 2008 info-icon
Well, obviously, her being your girlfriend, you've kissed her, yeah? E kız arkadaşın olduğuna göre kesin onu öpmüşsündür değil mi? Eh, kız arkadaşın olduğuna göre, mutlaka öpüşmüşsünüzdür. Somers Town-1 2008 info-icon
Not yet. Daha değil. Daha öpüşmedik. Somers Town-1 2008 info-icon
Look, mate, in England, it's sort of like a tradition Bak dostum İngiltere'de bir kızın.. Bak, dostum. İngiltere'de öpüşmek... Somers Town-1 2008 info-icon
for like a... girlfriend to kiss her boyfriend, erkek arkadaşını öpmesi bir gelenek gibidir. ...gelenek gibi bir şeydir. Somers Town-1 2008 info-icon
so, it sounds to me like you're not actually with her, you just like her. Yani bana öyle geliyor ki o kızla çıkmıyorsun. Sadece ondan hoşlanıyorsun. O yüzden de, bana bu durum sevgili olmaktan ziyade platonik aşk gibi geldi. Somers Town-1 2008 info-icon
In Poland, we mustn't kiss to be together, Polonyada birlikte olmak için birini öpmen gerekmez. Polonya'da öpüşmek bir zorunluluk değildir. Somers Town-1 2008 info-icon
and you think only about one thing. Ve aklın sadece tek bir şeye çalışıyor. Sen orada takılmışsın. Somers Town-1 2008 info-icon
But, mate, we're not in Poland. Ama dostum Polonya'da değiliz. Ama Polonya'da değiliz ki. Somers Town-1 2008 info-icon
This is England and so... it sounds to me like she's not your girlfriend. Burası İngiltere ve bana öyle geliyor ki o senin kız arkadaşın değil. Burası İngiltere. Ve bence Maria sevgilin değil. Somers Town-1 2008 info-icon
So, I'm gonna try and get in there with her, so, when I get with her, Yani ben de o kızı tavlamaya çalışacağım. Ve tavladığımda.. O zaman, ben de şansımı deneyip, onunla yakınlaşmaya çalışacağım. Somers Town-1 2008 info-icon
I'm not gonna be that comfortable with you having pictures of my girlfriend, kız arkadaşımın fotograflarının sende olması pek hoşuma gitmeyecek. Yakınlaştığımda da, kız arkadaşımın fotoğraflarına sahip olman pek hoşuma gitmez. Somers Town-1 2008 info-icon
so, d'you wanna give me them now or... Yani o fotografları bana vermek ister misin ya da.. Yani, fotoğrafları bana ya şimdi ver ya da... Somers Town-1 2008 info-icon
No, door closed. You must go and find another girl. Hayır. Konu kapandı. Gidip başka bir kız bulman gerek. Olmaz. O kapı sana kapalı. Git de başka bir kız arkadaş bul. Somers Town-1 2008 info-icon
She's my girlfriend. O benim kız arkadaşım. O benim sevgilim. Somers Town-1 2008 info-icon
And eat fast, I must meet my dad. Ve çabuk ye. Babamla buluşmam gerek. Ayrıca, çabuk ye. Babamla buluşmam lazım. Somers Town-1 2008 info-icon
Why can't I stay here? Neden burada kalamıyorum? Somers Town-1 2008 info-icon
You can't stay, you must eat and go out. Kalamazsın. Yiyip gitmen gerek. Kalamazsın. Yemeğini bitirdikten sonra gitmen gerek. Somers Town-1 2008 info-icon
Where am I gonna go, mate? Nereye gideceğim ortak? Nereye gideceğim, dostum? Somers Town-1 2008 info-icon
So, you're just gonna let me out on the street again? Yani beni yine sokağa mı atacaksın? Yine sokaklarda kalmama izin mi vereceksin? Somers Town-1 2008 info-icon
Please, I'm not gonna nick owt. Lütfen sorun çıkartmayacağım. Lütfen. Bir şey çalmam. Somers Town-1 2008 info-icon
(Whispers) Tomo, it's me. Tomo benim. Tomo, benim. Somers Town-1 2008 info-icon
Eat. Yesene. Ye bunu. Somers Town-1 2008 info-icon
(Whispers) What's that? Sausage, Polish. Kielbasa. O ne? Polonya sosisi. Kielbasa. Ne o? Polonya usulü sosis: Kielbasa. Somers Town-1 2008 info-icon
Mate, I can't eat no more foreign food. Dostum daha fazla yabancı yiyecek yiyemem. Dostum, daha fazla bilmediğim yemekleri yiyemem. Somers Town-1 2008 info-icon
Why? Half my insides are burning. Niye? İçim yanıyor. Neden? İçimin bir yarısı yanıyor. Somers Town-1 2008 info-icon
I need a poo really bad. Gerçekten kaka yapmam gerek. Tuvalete çıkmam lazım. Somers Town-1 2008 info-icon
It's all the spiciness and that. Şu baharatlar yüzünden. O baharatlar falan... Somers Town-1 2008 info-icon
I need the toilet. Tuvalete gitmem gerek. Tuvalete gitmem lazım. Somers Town-1 2008 info-icon
No, you can't have toilet. Hayır tuvalete gidemezsin. Olmaz, gidemezsin. Somers Town-1 2008 info-icon
My father is drunk, he will kill you. Babam sarhoş. Seni öldürür. Babam sarhoş oldu. Öldürür seni. Somers Town-1 2008 info-icon
Mate, it's important. Dostum bu önemli. Dostum, ciddiyim. Somers Town-1 2008 info-icon
Wait, I have good idea. Bekle. Bir fikrim var. Dur. Aklıma bir fikir geldi. Somers Town-1 2008 info-icon
I need to go. Wait! Gitmem gerek. Bekle! Gitmem lazım. Bekle! Somers Town-1 2008 info-icon
I give you plastic bag from kitchen. Sana mutfaktan poşet getireyim. Sana mutfaktan naylon torba getireyim. Somers Town-1 2008 info-icon
You do it in, then we throw it in the window. Onun içine yaparsın sonra pencereden fırlatırız. İçine yaparsın. Sonra da, camdan aşağı atarız. Somers Town-1 2008 info-icon
What? Here? Ne? Burada mı? Anlamadım. Burada mı yapacağım? Somers Town-1 2008 info-icon
Is there no way I can go to the toilet, please? Tuvalete gitmemin bir yolu yok mu, lütfen? Tuvalete gitmem mümkün değil mi? Lütfen. Somers Town-1 2008 info-icon
No. What about toilet roll? Hayır. Peki tuvalet kağıdı? Olmaz. Tuvalet kağıdı ne olacak? Somers Town-1 2008 info-icon
Only plastic bag. What about what can I wipe my bum with? Sadece poşet. Peki popomu neyle sileceğim? Sadece naylon torba. Popomu neye sileceğim? Somers Town-1 2008 info-icon
Please, mate. No. Lütfen dostum. Hayır. Lütfen, dostum. Olmaz. Somers Town-1 2008 info-icon
Will you get me some toilet roll on the way, then? Gelirken biraz tuvalet kağıdı getirecek misin? Gelirken tuvalet kağıdı da getiremez misin? Somers Town-1 2008 info-icon
Wait, I give you plastic bag. Wait. Bekle sana poşet getireceğim. Bekle. Bekle sen. Naylon torba getiriyorum. Bekle. Somers Town-1 2008 info-icon
Don't forget toilet roll, please. Lütfen tuvalet kağıdını unutma. Tuvalet kağıdını unutma, lütfen. Somers Town-1 2008 info-icon
Wait. OK. Bekle. Tamam. Somers Town-1 2008 info-icon
Please... hurry up. Lütfen acele et. Lütfen. Çabuk ol. Somers Town-1 2008 info-icon
Don't forget toilet roll. OK! Tuvalet kağıdını unutma. Tamam! Somers Town-1 2008 info-icon
She's so fit, man. Taş gibi dostum. Tipi çok güzel, dostum. Somers Town-1 2008 info-icon
She's loads better than she looks on the pictures. Fotograflarda göründüğünden daha iyi. Fotoğraftakinden çok daha güzel. Somers Town-1 2008 info-icon
What d'you think she's talking about now? Sence şu an neden bahsediyor? Somers Town-1 2008 info-icon
(Tomo) Oi! Hey! Alo! Somers Town-1 2008 info-icon
(Snaps fingers) Oi! What? Hey! Ne? Alo! Ne oldu? Somers Town-1 2008 info-icon
I said, what d'you think she's talking about? I don't know. Probably France. Sence neden bahsediyor dedim? Bilmiyorum. Belki Fransa'dan. Sence şu an neden bahsediyordur, dedim. Bilmiyorum ki. Herhâlde Fransa'dan. Somers Town-1 2008 info-icon
(Tomo) I'd love to just take her out for a meal, Onu yemeğe çıkartmak isterdim. Onu yemeğe çıkarmak... Somers Town-1 2008 info-icon
and just be with her and hold her and just eat together and... Onunla olup ona sarılabilmek için ve birlikte yemek yemek.. ...ve elini tutup, onunla yalnız kalmak isterim. Yalnız başımıza yemeğimizi yeriz. Somers Town-1 2008 info-icon
maybe she'll feed me and she'll be saying at the end of the night, Ve belki de yemeği bana o yedirdi ve gecenin sonunda Belki, beni elleriyle besler ve gecenin sonunda... Somers Town-1 2008 info-icon
"Ooh, Thomasy, I love you so much. "Oh, Thomasy, seni çok seviyorum" derdi. ..."Ah, Thomasy. Seni çok seviyorum." der. Somers Town-1 2008 info-icon
"I want to feed you grapes and feed you bread and cheese..." "Sana üzüm yedirmek istiyorum ve peynir ve ekmek... " "Seni üzümlerle, ekmekle, peynirle beslemek istiyorum." Somers Town-1 2008 info-icon
Shut up. Hello. Kes sesini. Merhaba. Somers Town-1 2008 info-icon
Hi. How are you today? Hi. Merhaba. Naber? Merhaba. Selam. Nasılsın? Selam. Somers Town-1 2008 info-icon
I just got into a fight with three lads. Üç elemanla kavga ettim. Üç serseriyle kapıştım. Somers Town-1 2008 info-icon
Really? Yeah. Gerçekten mi? Evet. Ciddi misin? Evet. Somers Town-1 2008 info-icon
Does it hurt, sweetie? Acıyor mu tatlım? Acıyor mu, tatlım? Somers Town-1 2008 info-icon
Nah. Sure? Yoo. Emin misin? Hayır. Emin misin? Somers Town-1 2008 info-icon
Yeah, yeah. If you think that's bad, you should see the state of them. Evet. Eğer bunun kötü olduğunu düşünüyorsan bir de onların halini görmelisin. Evet, evet. Buna kötü diyorsan, bir de onların hâllerini görmen lazım. Somers Town-1 2008 info-icon
I dominated all three of 'em. Just be careful, yeah? Üçüne de gününü gösterdim. Dikkatli ol tamam mı? Üçüne birden yettim. Dikkatli ol, tamam mı? Somers Town-1 2008 info-icon
Yeah, cool. Olur. Somers Town-1 2008 info-icon
How are you, Marek? I am fine. Nasılsın Marek? İyiyim. Sen nasılsın, Marek? İyiyim. Somers Town-1 2008 info-icon
Yeah? Thank you. And you? Öyle mi? Teşekkürler peki ya sen? İyi misin? Teşekkürler. Sen nasılsın? Somers Town-1 2008 info-icon
I'm fine, thank you. How did your pictures go? İyiyim sağol. Fotograflar nasıl çıktı? İyiyim ben de. Sağ ol. Fotoğrafçılık nasıl gidiyor? Somers Town-1 2008 info-icon
Very good. Yeah? Çok iyi. Öyle mi? Çok iyi. Sahi mi? Somers Town-1 2008 info-icon
You have to show them to me sometime. Of course. Bir ara bana da göstermelisin. Tabi ki. Onları bir ara bana göstermelisin. Tabii ki. Somers Town-1 2008 info-icon
So, do you like photography, arts and writing and things? Yani sen fotograftan, sanattan edebiyattan filan hoşlanıyorsun? Demek fotoğrafçılığı, ressamlığı, yazarlığı falan seviyorsun. Somers Town-1 2008 info-icon
Yeah, I do, actually. Cool, I'm actually a painter myself. Esasında evet. Güzel. Aslında ben de bir ressamım. Evet, severim. Güzelmiş. Aslında ben ressamım. Somers Town-1 2008 info-icon
Really? Yeah, I do everything. I do... Gerçekten mi? Evet. Bir sürü şey çiziyorum. Sahi mi? Evet. Her şeyi çizerim. Somers Town-1 2008 info-icon
glasses, wine bottles... Bardakları, şarap şişelerini... Somers Town-1 2008 info-icon
(Laughs) ...anything. Herşeyi. Her şeyi. Somers Town-1 2008 info-icon
Really? You name something, Gerçekten mi? Sen sor, ben resmini.. Ciddi misin? Sen söyle yeter. Somers Town-1 2008 info-icon
I'll tell you if I've done it. Erm, a flower. yaptım mı söyleyeyim. Çiçek. Söylersen çizerim. Çiçek. Somers Town-1 2008 info-icon
Yeah, I've done flowers, I've done fruit, Evet çiçek çizdim. Meyve çizdim.. Evet. Çiçek çizerim, meyve çizerim,... Somers Town-1 2008 info-icon
cakes. (Laughs) Pasta çizdim. ...pasta çizerim. Somers Town-1 2008 info-icon
I do women sometimes. Bazen kadınların resmini yapıyorum. Bazen kadınları da çizerim. Somers Town-1 2008 info-icon
I actually did, like... It weren't awesome but it was an OK drawing of the Eiffel Tower. Gerçekten yaptım.Kadın resmi olarak değil ama Eiffel Kulesi resmi olarak iyiydi. Aslında... olağanüstü değiller ama idare ederler. Mesela Eiffel Kulesi. Somers Town-1 2008 info-icon
The Eiffel Tower? Yeah, yeah. Eiffel Kulesi mi? Evet. Eiffel Kulesi mi? Evet, evet. Somers Town-1 2008 info-icon
Show it to me. Yeah, of course I will. Göstersene. Evet tabi gösteririm. Göstersene. Gösteririm. Somers Town-1 2008 info-icon
Maybe I should do you sometime. Belki bir ara da senin resmini yaparım. Belki, bir ara seni de çizerim. Somers Town-1 2008 info-icon
Definitely. Do you want something to drink? Kesinlikle. İçecek bir şey ister misiniz? Elbette. İçecek bir şeyler ister misiniz? Somers Town-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 151122
  • 151123
  • 151124
  • 151125
  • 151126
  • 151127
  • 151128
  • 151129
  • 151130
  • 151131
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact