Search
English Turkish Sentence Translations Page 151133
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I was just a... | Sadece... Ben sadece... Sadece... Ben sadece... Ben sadece... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, all right. I'm thinking more like one stop. | Tek yerde duracağız sanıyorum. Bakın siz şu işe. Bana kalırsa sadece bir kez duracağız. Tek yerde duracağız sanıyorum. Bakın siz şu işe. Bana kalırsa sadece bir kez duracağız. Bakın siz şu işe. Bana kalırsa sadece bir kez duracağız. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY [ON MACHINE]: Rach? Rachel? | Rach? Rachel? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Rachel, pick up. | Rachel, telefonu aç. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Pick up, pick up, pick up. | Aç, aç, aç. Telefonu aç, telefonu aç, telefonu aç. Aç, aç, aç. Telefonu aç, telefonu aç, telefonu aç. Telefonu aç, telefonu aç, telefonu aç. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY: Rachel. Rach. Oh, my God. What did I do? | Rachel. Rach. Aman tanrım. Neler yaptım ben? Rachel. Rach. Aman Tanrım, ne yaptım ben? Rachel. Rach. Aman tanrım. Neler yaptım ben? Rachel. Rach. Aman Tanrım, ne yaptım ben? Rachel. Rach. Aman Tanrım, ne yaptım ben? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY: I'm panicking. Dex never came home. | Korkuyorum. Dex eve gelmedi. Neredesin? Telaşlanmaya başladım. Dex eve hiç gelmedi. Korkuyorum. Dex eve gelmedi. Neredesin? Telaşlanmaya başladım. Dex eve hiç gelmedi. Neredesin? Telaşlanmaya başladım. Dex eve hiç gelmedi. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY: Listen to me. Dex never came home and I don't... | Beni dinle. Dex hiç eve gelmedi ve ben... Beni dinle. Dex eve hiç gelmedi ve... Beni dinle. Dex hiç eve gelmedi ve ben... Beni dinle. Dex eve hiç gelmedi ve... Beni dinle. Dex eve hiç gelmedi ve... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Fourteen missed calls. | 44 cevapsız arama. 14 cevapsız arama. 44 cevapsız arama. 14 cevapsız arama. 14 cevapsız arama. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Oh, my God! Wait! Don't be naked! | Bekle! Çıplak olma! Aman Tanrım! Bir dakika, çıplak kalma. Bekle! Çıplak olma! Aman Tanrım! Bir dakika, çıplak kalma. Aman Tanrım! Bir dakika, çıplak kalma. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
What...? | Ne...? İyi de...? Ne...? İyi de...? İyi de...? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Should I answer it? What? No! No, no. Don't... | Açayım mı? Ne? Hayır, hayır, bekle... Sence açmalı mıyım? Ne? Hayır! Hayır, hayır. Açma. Açayım mı? Ne? Hayır, hayır, bekle... Sence açmalı mıyım? Ne? Hayır! Hayır, hayır. Açma. Sence açmalı mıyım? Ne? Hayır! Hayır, hayır. Açma. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Oh, shit! | Kahretsin! Siktir! Kahretsin! Siktir! Siktir! | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Pants. What? I should answer. | Pantolon. Ne? Açmalıyım. Pantalonum nerede?! Telefonu açmalıyım. Pantolon. Ne? Açmalıyım. Pantalonum nerede?! Telefonu açmalıyım. Pantalonum nerede?! Telefonu açmalıyım. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY: Why isn't anyone answering? Don't answer the phone. | Neden kimse telefonu açmıyor? Açma. Neden kimse telefonu açmıyor? Sakın telefonu açma. Neden kimse telefonu açmıyor? Açma. Neden kimse telefonu açmıyor? Sakın telefonu açma. Neden kimse telefonu açmıyor? Sakın telefonu açma. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
RACHEL: I'll just say... DARCY: Pick up the phone! | Tek bir şey diyeceğim... Telefonu aç! Şey diyeceğim... Aç şu telefonu! Tek bir şey diyeceğim... Telefonu aç! Şey diyeceğim... Aç şu telefonu! Şey diyeceğim... Aç şu telefonu! | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
What? DARCY: Rach. | Ne diyeceksin? Rach. Ne söyleyeceksin? Rach. Ne diyeceksin? Rach. Ne söyleyeceksin? Rach. Ne söyleyeceksin? Rach. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY: It's an emergency, and I think Dex is cheating on me. | Acil durumdayız, sanırım Dex beni aldatıyor. Bu acil bir durum. Dex'in beni aldattığını düşünüyorum. Acil durumdayız, sanırım Dex beni aldatıyor. Bu acil bir durum. Dex'in beni aldattığını düşünüyorum. Bu acil bir durum. Dex'in beni aldattığını düşünüyorum. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
And I know it sounds so crazy, but, hot people, they get cheated on sometimes. | Biliyorum kulağa çıIgınca geliyor, ama seksi insanlar bazen aldatıIır. Kulağa biraz delice geliyor biliyorum ama, seksi insanlar da bir gün aldatılabilir. Biliyorum kulağa çıIgınca geliyor, ama seksi insanlar bazen aldatıIır. Kulağa biraz delice geliyor biliyorum ama, seksi insanlar da bir gün aldatılabilir. Kulağa biraz delice geliyor biliyorum ama, seksi insanlar da bir gün aldatılabilir. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
What do we do? DEX: Rachel. | Ne yapacağız? Rachel. Şimdi ne yapacağız? Rachel. Ne yapacağız? Rachel. Şimdi ne yapacağız? Rachel. Şimdi ne yapacağız? Rachel. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
It'll be okay. It's gonna be okay. We'll figure it out. | İyi olacak. Halledeceğiz. Merak etme. Her şey yoluna girecek. Bir çıkar yol bulacağız. İyi olacak. Halledeceğiz. Merak etme. Her şey yoluna girecek. Bir çıkar yol bulacağız. Merak etme. Her şey yoluna girecek. Bir çıkar yol bulacağız. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I'll tell her I was with Marcus. | Marcus'la olduğumu söyleyeceğim. Ona dün Marcus ile kaldığımı söyleyeceğim. Marcus'la olduğumu söyleyeceğim. Ona dün Marcus ile kaldığımı söyleyeceğim. Ona dün Marcus ile kaldığımı söyleyeceğim. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
[WHISPERING] God, I'm such a terrible person. | Tanrım, çok kötü bir insanım. Tanrım, ne kadar da berbat bir insanım. Tanrım, çok kötü bir insanım. Tanrım, ne kadar da berbat bir insanım. Tanrım, ne kadar da berbat bir insanım. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
[IN NORMAL VOICE] What did I do? | Neler yaptım? Ne yaptım ben? Neler yaptım? Ne yaptım ben? Ne yaptım ben? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I mean, not just to her, but to you. | Sadece ona değil, sana da. Hadi onu geç de, bunu sana nasıl yaptım? Sadece ona değil, sana da. Hadi onu geç de, bunu sana nasıl yaptım? Hadi onu geç de, bunu sana nasıl yaptım? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Rachel, stop. It wasn't just you. | Rachel, dur artık. Sadece sen yapmadın. Rachel, sakin ol. Tek suçlu sen değilsin. Rachel, dur artık. Sadece sen yapmadın. Rachel, sakin ol. Tek suçlu sen değilsin. Rachel, sakin ol. Tek suçlu sen değilsin. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Rachel, I... | Rachel, ben... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Hello? Rach, where the hell have you been? | Alo? Rach, neredeydin? Alo? Rach, hangi cehennemdeydin sen? Alo? Rach, neredeydin? Alo? Rach, hangi cehennemdeydin sen? Alo? Rach, hangi cehennemdeydin sen? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Dex didn't come home last night. | Dex dün akşam eve gelmedi. Dex dün gece eve gelmedi. Dex dün akşam eve gelmedi. Dex dün gece eve gelmedi. Dex dün gece eve gelmedi. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Hello? Oh, my God. | Alo? Aman Tanrım. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Rachel. Yes, I heard you. | Rachel. Seni duyuyorum. Rachel. Evet, seni duydum. Rachel. Seni duyuyorum. Rachel. Evet, seni duydum. Rachel. Evet, seni duydum. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
He didn't come home last night. | Dün akşam eve gelmedi. Dün gece eve gelmedi diyorum. Dün akşam eve gelmedi. Dün gece eve gelmedi diyorum. Dün gece eve gelmedi diyorum. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
He better have been hit by a car or in jail or something. | Kaza geçirmiş olsa, hapse düşse ya da onlar gibi bir şey olsa iyi olur. Araba çarpmış veya hapse falan girmişse onun açısından iyi olur. Kaza geçirmiş olsa, hapse düşse ya da onlar gibi bir şey olsa iyi olur. Araba çarpmış veya hapse falan girmişse onun açısından iyi olur. Araba çarpmış veya hapse falan girmişse onun açısından iyi olur. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Darcy, don't say that. | Darcy, öyle söyleme. Darcy, böyle söyleme. Darcy, öyle söyleme. Darcy, böyle söyleme. Darcy, böyle söyleme. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Do you think he's cheating? | Sence beni aldatıyor mudur? Sence beni aldatmış mıdır? Sence beni aldatıyor mudur? Sence beni aldatmış mıdır? Sence beni aldatmış mıdır? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
He loves you. I know he loves me, obviously. | Seni seviyor. Beni sevdiğini biliyorum. O seni seviyor. Orası belli zaten, biliyorum. Seni seviyor. Beni sevdiğini biliyorum. O seni seviyor. Orası belli zaten, biliyorum. O seni seviyor. Orası belli zaten, biliyorum. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
But where the hell is he? | Fakat nerede o zaman? Ama şuanda hangi cehennemde? Fakat nerede o zaman? Ama şuanda hangi cehennemde? Ama şuanda hangi cehennemde? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Did you see him last night? At the bar? Did you see him when you left the bar? | Dün gece onu hiç gördün mü? Barda? Onu bardan ayrıIırken gördün mü? Dün gece onu barda gördün mü? Bardan ayrıldıktan sonra gördün mü? Dün gece onu hiç gördün mü? Barda? Onu bardan ayrıIırken gördün mü? Dün gece onu barda gördün mü? Bardan ayrıldıktan sonra gördün mü? Dün gece onu barda gördün mü? Bardan ayrıldıktan sonra gördün mü? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Oh, yeah. | Evet. Evet, gördüm. Evet. Evet, gördüm. Evet, gördüm. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Uh, he was with Marcus. They were, uh, watching a game. | Marcus’laydı. Maç izliyorlardı. Marcus'la beraberlerdi. Beraber maç izliyorlardı. Marcus’laydı. Maç izliyorlardı. Marcus'la beraberlerdi. Beraber maç izliyorlardı. Marcus'la beraberlerdi. Beraber maç izliyorlardı. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
A game? At 2 in the morning? | Gecenin ikisinde mi? Maç mı? Gecenin 2'sinde? Gecenin ikisinde mi? Maç mı? Gecenin 2'sinde? Maç mı? Gecenin 2'sinde? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
It was something European. Oh, cricket, maybe. | Avrupa oyunuydu. Kriket falan. Maç Avrupa'da oynanıyordu sanırım. Cricket falan olabilir. Avrupa oyunuydu. Kriket falan. Maç Avrupa'da oynanıyordu sanırım. Cricket falan olabilir. Maç Avrupa'da oynanıyordu sanırım. Cricket falan olabilir. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Cricket? | Kriket mi? Cricket mı? Kriket mi? Cricket mı? Cricket mı? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Oh, my God. It's him. | Bu o. İti an çomağı hazırla. Arıyor. Bu o. İti an çomağı hazırla. Arıyor. İti an çomağı hazırla. Arıyor. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I'm gonna see about this cricket crap. I'll call you right back. | Kriket saçmalığını öğrenmeye gidiyorum. Ararım sonra. Şimdi ben ona cricket'ı göstereceğim. Sonra görüşürüz. Kriket saçmalığını öğrenmeye gidiyorum. Ararım sonra. Şimdi ben ona cricket'ı göstereceğim. Sonra görüşürüz. Şimdi ben ona cricket'ı göstereceğim. Sonra görüşürüz. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Cricket. Cricket? | Kriket mi? Cricket mı? Cricket mı? Kriket mi? Cricket mı? Cricket mı? Cricket mı? Cricket mı? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DEX: You don't happen to have four extra pens, do you? | Dört ekstra kalem getirmedin, değil mi? 4 tane fazladan kalemin yoktur, değil mi? Dört ekstra kalem getirmedin, değil mi? 4 tane fazladan kalemin yoktur, değil mi? 4 tane fazladan kalemin yoktur, değil mi? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Oh, I do, actually. I brought a bunch. | Getirdim aslında. Bir grup getirdim. Aslına bakarsan var. Birkaç tane. Getirdim aslında. Bir grup getirdim. Aslına bakarsan var. Birkaç tane. Aslına bakarsan var. Birkaç tane. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
You're making fun of me. | Benimle dalga geçiyorsun. Benimle alay ediyorsun. Benimle dalga geçiyorsun. Benimle alay ediyorsun. Benimle alay ediyorsun. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
No, I'm impressed. | Hayır, aksine hoşuma gitti. Hayır, etkilendim aslında. Hayır, aksine hoşuma gitti. Hayır, etkilendim aslında. Hayır, etkilendim aslında. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
You're making me feel really inadequate right now. | Beni çok yetersiz bırakıyorsun. Şimdi beni gerçekten de yetersiz hissettirdin. Beni çok yetersiz bırakıyorsun. Şimdi beni gerçekten de yetersiz hissettirdin. Şimdi beni gerçekten de yetersiz hissettirdin. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I'm Professor Dennis Zigman and this is Torts. | Ben Profesör Dennis Zigman ve bu da Tazminat Hukuku kitabı. Ben Profesör Dennis Zigman ve dersimiz: Tazminat Hukuku. Ben Profesör Dennis Zigman ve bu da Tazminat Hukuku kitabı. Ben Profesör Dennis Zigman ve dersimiz: Tazminat Hukuku. Ben Profesör Dennis Zigman ve dersimiz: Tazminat Hukuku. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
A few ground rules: Never introduce a contingency in your answer. | Birkaç temel kural: Cevaplarınıza olasıIıkları dahil etmeyin. Birkaç temel kuralla başlayalım: Cevaplarınızda olasılığa yer vermeyin. Birkaç temel kural: Cevaplarınıza olasıIıkları dahil etmeyin. Birkaç temel kuralla başlayalım: Cevaplarınızda olasılığa yer vermeyin. Birkaç temel kuralla başlayalım: Cevaplarınızda olasılığa yer vermeyin. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
A supposed tortfeasor may be argued to have committed a tortious act... | Dört koşul sağlandığında, haksızlık yapan... Haksız bir fiil işleyen birisiyle karşılaşıldığında, 4 durum da birbirini... Dört koşul sağlandığında, haksızlık yapan... Haksız bir fiil işleyen birisiyle karşılaşıldığında, 4 durum da birbirini... Haksız bir fiil işleyen birisiyle karşılaşıldığında, 4 durum da birbirini... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
...when four conditions have been met. | ...kötü biri haline gelebilirsiniz. ...tamamlıyorsa kişi uygunsuz fiilden taahhüt edilebilir. ...kötü biri haline gelebilirsiniz. ...tamamlıyorsa kişi uygunsuz fiilden taahhüt edilebilir. ...tamamlıyorsa kişi uygunsuz fiilden taahhüt edilebilir. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Each is necessary. None is, in itself, sufficient. | Her biri gerekli. Hiç biri kendi başına yeterli değil. Hepsi çok önemlidir. Suçsuzluk, suçluluk, yetersizlik. Her biri gerekli. Hiç biri kendi başına yeterli değil. Hepsi çok önemlidir. Suçsuzluk, suçluluk, yetersizlik. Hepsi çok önemlidir. Suçsuzluk, suçluluk, yetersizlik. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
There must be a duty or obligation. This duty must have been breached. | Bir görev ya da zorunluluk olmalı. Bu görev ihlal edilmiş olmalı. En başta görev ya da zorunluluk gereklidir. Görevin de ihlal edilmesi gereklidir. Bir görev ya da zorunluluk olmalı. Bu görev ihlal edilmiş olmalı. En başta görev ya da zorunluluk gereklidir. Görevin de ihlal edilmesi gereklidir. En başta görev ya da zorunluluk gereklidir. Görevin de ihlal edilmesi gereklidir. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
This breach must have caused damage. [WHISPERING] What about you? | Bu ihlal bir zarara sebep olmuş olmalı. Senden n'aber? Bu ihlal de zarara sebep olur. Sen neyle yazacaksın? Bu ihlal bir zarara sebep olmuş olmalı. Senden n'aber? Bu ihlal de zarara sebep olur. Sen neyle yazacaksın? Bu ihlal de zarara sebep olur. Sen neyle yazacaksın? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
ZIGMAN: Duty, breach, causation. | Vazife, karar, sebep. Görev, ihlal, sonuç. Vazife, karar, sebep. Görev, ihlal, sonuç. Görev, ihlal, sonuç. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
[WHISPERING] That's okay. I'll just listen. | Sorun değil. Ben dinlerim. Sorun değil. Sadece dinlesem de olur. Sorun değil. Ben dinlerim. Sorun değil. Sadece dinlesem de olur. Sorun değil. Sadece dinlesem de olur. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
ZIGMAN: Damage. | Zarar. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Thank you. | Teşekkürler. Teşekkür ederim. Teşekkürler. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
ZIGMAN: Duty, breach, causation, damage. | Vazife, karar, sebep, zarar. Görev, ihlal, sonuç, zarar. Vazife, karar, sebep, zarar. Görev, ihlal, sonuç, zarar. Görev, ihlal, sonuç, zarar. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Now this duty is not a statutory duty. | Bu durumda bu görev, yasal açıdan emredici olmaz. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
The breach. The breach may be in the form of negligence. | Şu ihlal meselesi. İhlal, yapıIan ihmaller sonucu oluşur. Şu ihlal meselesi. İhlal, yapılan ihmaller sonucu oluşur. Şu ihlal meselesi. İhlal, yapıIan ihmaller sonucu oluşur. Şu ihlal meselesi. İhlal, yapılan ihmaller sonucu oluşur. Şu ihlal meselesi. İhlal, yapılan ihmaller sonucu oluşur. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Darcy. It's Dex. | Darcy. Ben Dex. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I borrowed her phone. | Darcy'nin telefonunu aldım. Telefonunu ödünç aldım. Darcy'nin telefonunu aldım. Telefonunu ödünç aldım. Telefonunu ödünç aldım. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Um, I just wanted to make sure that you were okay. | İyi misin onu merak ettim. Sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim. İyi misin onu merak ettim. Sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim. Sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Oh. Yeah, I'm fine. | Ben iyiyim. Evet, ben iyiyim. Sen nasılsın? Ben iyiyim. Evet, ben iyiyim. Sen nasılsın? Evet, ben iyiyim. Sen nasılsın? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Are you okay? | Sen iyi misin? İyi misin? Sen iyi misin? İyi misin? İyi misin? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I, um... | Ben... Ben, şey... Ben... Ben, şey... Ben, şey... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY: Hey. Who are you talking to? | Kiminle konuşuyorsun? Sen kiminle konuşuyorsun? Kiminle konuşuyorsun? Sen kiminle konuşuyorsun? Sen kiminle konuşuyorsun? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DEX: It's Rachel. | Rachel ile konuşuyorum. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Oh! Hey. Sorry. Totally forgot to call you back. | Selam. Özür dilerim, seni aramayı unutmuşum. Üzgünüm. Seni geri aramak kafamdan uçup gitmiş. Selam. Özür dilerim, seni aramayı unutmuşum. Üzgünüm. Seni geri aramak kafamdan uçup gitmiş. Üzgünüm. Seni geri aramak kafamdan uçup gitmiş. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, no. Is everything okay? | Sorun değil. Her şey yolunda mı? Önemli değil. Her şey yolunda mı? Sorun değil. Her şey yolunda mı? Önemli değil. Her şey yolunda mı? Önemli değil. Her şey yolunda mı? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
No, it's fine. He just got drunk and passed out at Marcus'. Whatever. | Evet. Marcus'larda kafayı bulup sızmış. Sorun yok. Dün gece kafası güzelmiş ve Marcus'larda bayılmış. Her neyse. Evet. Marcus'larda kafayı bulup sızmış. Sorun yok. Dün gece kafası güzelmiş ve Marcus'larda bayılmış. Her neyse. Sorun yok. Dün gece kafası güzelmiş ve Marcus'larda bayılmış. Her neyse. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Wish her Happy birthday. Oh, my God. Happy birthday. | Doğum gününü kutla. Aman tanrım. Doğum günün kutlu olsun. Doğum gününü kutlasana. Aman Tanrım. Mutlu yıllar. Doğum gününü kutla. Aman tanrım. Doğum günün kutlu olsun. Doğum gününü kutlasana. Aman Tanrım. Mutlu yıllar. Doğum gününü kutlasana. Aman Tanrım. Mutlu yıllar. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Thanks. So everything's okay with Dex? DARCY: Yeah, yeah. | Teşekkürler. Dex ile aranız iyi mi? Evet. Sağ ol. Ee, Dex'le her şey yolunda mı? Evet, evet. Teşekkürler. Dex ile aranız iyi mi? Evet. Sağ ol. Ee, Dex'le her şey yolunda mı? Evet, evet. Sağ ol. Ee, Dex'le her şey yolunda mı? Evet, evet. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Um, yeah. Yeah. | Evet. Evet. Evet, evet. Evet. Evet. Evet, evet. Evet, evet. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
[WHISPERING] Except he got a little weird... | Sadece biraz garip davranıyor... Biraz garip davranması ve... Sadece biraz garip davranıyor... Biraz garip davranması ve... Biraz garip davranması ve... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
...and acted really guilty and said we have to have a talk. | ...ve suçluluk duygusu hissettiğini söyledi. Benimle konuşması lazımmış. ...suçlu gibi davranıp konuşmamız gerektiğini söylemesi dışında her şey yolunda. ...ve suçluluk duygusu hissettiğini söyledi. Benimle konuşması lazımmış. ...suçlu gibi davranıp konuşmamız gerektiğini söylemesi dışında her şey yolunda. ...suçlu gibi davranıp konuşmamız gerektiğini söylemesi dışında her şey yolunda. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I don't know. Whatever. | Bilmiyorum. Her neyse işte. Bilmiyorum ki. Neyse. Bilmiyorum. Her neyse işte. Bilmiyorum ki. Neyse. Bilmiyorum ki. Neyse. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
[IN NORMAL VOICE] I gotta go. Kiss, kiss, kiss. | Gitmeliyim. Öptüm. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Wait, can I just talk to Dex real quick? | Dex'le konuşabilir miyim çabucak? Bekle, 2 saniye Dex'e verebilir misin? Dex'le konuşabilir miyim çabucak? Bekle, 2 saniye Dex'e verebilir misin? Bekle, 2 saniye Dex'e verebilir misin? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
DARCY: Because the dress I picked was perfect. | Seçtiğim giysi mükemmeldi. Çünkü seçtiğim elbise harikaydı. Seçtiğim giysi mükemmeldi. Çünkü seçtiğim elbise harikaydı. Çünkü seçtiğim elbise harikaydı. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Unless this one's even more perfect. | Bu daha mükemmel ama. Yine de bu daha da harika. Bu daha mükemmel ama. Yine de bu daha da harika. Yine de bu daha da harika. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Darcy, you look incredible. | Darcy, süper olmuşsun. Darcy, inanılmaz görünüyorsun. Darcy, süper olmuşsun. Darcy, inanılmaz görünüyorsun. Darcy, inanılmaz görünüyorsun. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Wow. Wow. | Vay canına. Vay canına! Vay canına. Vay canına! Vay canına! | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
She's having her bridal moment. | Gelinlik hayalini yaşıyor. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Hey, Darce. You okay? | Hey, Darce. Sen iyi misin? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
You okay, Darce? No, I'm fine. I'm just... | Darce, iyi misin? iyiyim, sadece... İyi misin, Darce? Ben iyiyim. Sadece... Darce, iyi misin? iyiyim, sadece... İyi misin, Darce? Ben iyiyim. Sadece... İyi misin, Darce? Ben iyiyim. Sadece... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I wanna cry on the day... | Düğün günü ağlamak istiyorum da... Düğün günü ağlamak istiyorum ve... Düğün günü ağlamak istiyorum da... Düğün günü ağlamak istiyorum ve... Düğün günü ağlamak istiyorum ve... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
...so I wanna check my mascaras, make sure it doesn't run... | ...rimelimin akmayacağına emin olmak istedim... ...göz kalemimin akmadığından emin olmak istiyorum... ...rimelimin akmayacağına emin olmak istedim... ...göz kalemimin akmadığından emin olmak istiyorum... ...göz kalemimin akmadığından emin olmak istiyorum... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
...so I'm trying out all these different ones. | ...eğer akacaksa başka süreceğim çünkü. ...bu yüzden çeşit çeşit göz kalemi deniyorum. ...eğer akacaksa başka süreceğim çünkü. ...bu yüzden çeşit çeşit göz kalemi deniyorum. ...bu yüzden çeşit çeşit göz kalemi deniyorum. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
My mascara. Is it running? | Rimelim akıyor mu? Göz kalemim akıyor mu? Rimelim akıyor mu? Göz kalemim akıyor mu? Göz kalemim akıyor mu? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
I wish I could cry more. | Keşke daha çok ağlayabilseydim. Keşke daha fazla ağlayabilseydim. Keşke daha çok ağlayabilseydim. Keşke daha fazla ağlayabilseydim. Keşke daha fazla ağlayabilseydim. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Can we get a bigger train? | Daha büyük bir tren alabilir miyiz? Daha fazla alıştırma yapsak? Daha büyük bir tren alabilir miyiz? Daha fazla alıştırma yapsak? Daha fazla alıştırma yapsak? | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Shh! | Sus! Şşt! Sus! Şşt! Şşt! | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Sorry. | Özür dilerim. Üzgünüm. Özür dilerim. Üzgünüm. Üzgünüm. | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |
Duty, breach, causation... | Görev, karar, sebep. Görev, ihlal, sonuç... Görev, karar, sebep. Görev, ihlal, sonuç... Görev, ihlal, sonuç... | Something Borrowed-1 | 2011 | ![]() |