Search

English Turkish Sentence Translations Page 151125

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
"and are skilful, you can give her pleasure without pain."	"ve biraz hünerle, Onu acı vermeden memnun edebilirsin. " ...yetenekliysen onu acısız bir şekilde hazza ulaştırabilirsin.	Somers Town-1	2008
No, no, no, don't take pictures, son. Sorry.	Hayır hayır. Fotograf çekme evlat. Üzgünüm. Hayır, hayır. Fotoğraf çekme, evlat. Özür dilerim.	Somers Town-1	2008
I don't want everyone to know what's in 'ere.	Burada ne olduğunu herkesin bilmesini istemiyorum.	Somers Town-1	2008
What's your name? Marek.	Adın ne? Marek. Adın ne senin? Marek.	Somers Town-1	2008
Marek. You and your dad settling in all right?	Marek. Baban ve sen yerleşebildiniz mi? Marek. Babanla mı taşındınız?	Somers Town-1	2008
You live upstairs, don't you? Yeah.	Üst katta yaşıyorsunuz değil mi? Evet. Üst katta yaşıyorsunuz, değil mi? Evet.	Somers Town-1	2008
Yeah. My name's Graham. Graham Cutler, I'm from a long line of Cutlers.	Evet. Benim adım Graham. Graham Cutler. Köklü Cutler ailesinden geliyorum. Benim adım Graham. Graham Cutler. Cutler soyu çok gerilere gider.	Somers Town-1	2008
I see you got this lovely Man United shirt on.	Güzel bir United t shirti giymişsin. Manchester United forman güzelmiş.	Somers Town-1	2008
Let me tell you something, Marek,	Sana bir şey söyleyeyim Marek, Sana bir şey diyeceğim, Marek.	Somers Town-1	2008
people round 'ere, they don't really appreciate Manchester United.	Buradaki insanlar Manchester United'tan pek hoşlanmaz. Buradaki insanlar Manchester United'a pek değer vermezler.	Somers Town-1	2008
To keep you safe, Marek, I want to give you a little present.	Güvende olman için Marek, Sana bir hediye vermek istiyorum. Güvende olman için sana küçük bir hediye vereceğim, Marek.	Somers Town-1	2008
Wait there. OK.	Bekle. Tamam. Bekle burada. Tamam.	Somers Town-1	2008
I think you should put it on straight away without delay, just for safety purposes.	Bence hemen bunu giymelisin. Sadece güvenlik amacıyla. Bence bunu güvenlik maksadıyla hemencecik üstüne geçir.	Somers Town-1	2008
For me? Yeah. Try it on.	Benim için mi? Evet. Hadi dene. Bana mı bu? Evet. Denesene.	Somers Town-1	2008
OK. Yeah.	Tamam. Evet. Evet.	Somers Town-1	2008
Give me your camera. OK.	Kameranı ver. Tamam. Fotoğraf makineni bana ver. Olur.	Somers Town-1	2008
It should fit.	Sana uyar. Tam olması lazım.	Somers Town-1	2008
Try it on. Put it on over the other one.	Hadi dene. Diğerinin üstüne giy. Dene bakalım. Diğerinin üzerine giy.	Somers Town-1	2008
Yes, much better!	Evet çok daha iyi! Evet! Çok daha güzel oldu.	Somers Town-1	2008
Arsenal champions!	Arsenal. Şampiyon! Şampiyon... Arsenal!	Somers Town-1	2008
You see that? That'll keep you safe.	Gördün mü? Şimdi güvende olursun. Gördün mü bak? Güvende olmanı sağlayacaktır.	Somers Town-1	2008
Now, you can keep that for nothing. That's free.	Bir şey ödemene gerek yok. Bedava. Sende kalabilir, karşılığında bir şey istemem. Bedava.	Somers Town-1	2008
All you gotta do is help me with a little bit of unloading is that all right?	Sadece bana boşaltma işinde biraz yardım et. Sorun olmaz değil mi? Bana boşaltmadan biraz yardım edebilirsin. Sorun olur mu?	Somers Town-1	2008
OK. Yeah?	Tamam. Tamam? Olmaz. Olmaz mı?	Somers Town-1	2008
Here, look, take these and put them on the left in there.	Bak şunları al ve oraya sol tarafa koy. Bak, şimdi. Şunları alıp sol tarafa koy.	Somers Town-1	2008
The left hand side just round there.	Oraya sol tarafa. Sola tarafa doğru yığ.	Somers Town-1	2008
Can you take two at a time? Is that all right?	İki tane birden taşıyabilir misin? Sorun yok değil mi? Bir kerede iki tane taşıyabilir misin? Sorun olur mu?	Somers Town-1	2008
Yeah, got it?	Evet, tuttun mu? Tamam mı? Tuttun mu?	Somers Town-1	2008
Big strong boy, ain't you? Yeah, good.	Güçlü bir çocuksun, değil mi? Evet güzel. Koca, güçlü çocuk seni! Aferin.	Somers Town-1	2008
You all right, mate? How are you?	İyi misin ortak? Nasılsın? İyi misin, dostum? Ne haber?	Somers Town-1	2008
Fine. What's goin' on?	İyiyim. Neler oluyor? İyidir. Ne oluyor?	Somers Town-1	2008
Where you from? You're not from round here.	Nerelisin? Buralardan değilsin. Nerelisin? Buralı değilsin sen.	Somers Town-1	2008
I'm from the Midlands. Oh, OK. Not bad.	Midlands'lıyım. Oh tamam. Fena değil. Midlands'liyim. Peki. Fena değil.	Somers Town-1	2008
You got a beer? No.	Biran var mı? Hayır. Biran mı var? Hayır.	Somers Town-1	2008
Nice smooth hair you got, what shampoo do you use?	Saçların güzelmiş. Hangi şampuanı kullanıyorsun? Saçların baya yumuşak. Hangi şampuanı kullanıyorsun?	Somers Town-1	2008
Head & Shoulders. Can I have some?	Head & Shoulders. Biraz alabilir miyim? Head & Shoulders. Ben de bir tane alabilir miyim?	Somers Town-1	2008
Why? I want some. Can I have some?	Neden? İstiyorum işte. Biraz alabilir miyim? Neden? Canım istedi. Alabilir miyim?	Somers Town-1	2008
Don't take the piss. Go on, be a good boy.	Fazla abartma. Hadi uslu bir çocuk ol. Dalga geçme. Hadi bakalım. Uslu çocuk ol.	Somers Town-1	2008
Yeah! Is it nice?	Güzel mi? Tamam! Güzel mi?	Somers Town-1	2008
Do some of that. Save me some of that.	Biraz iç. Bana da bırak. Sen de iç. Bana da bırakın.	Somers Town-1	2008
That's buff, you should try that, man. You don't mind if I have a little bit?	İyiymiş.Sen de denemelisin dostum. Ben de biraz alsam sorun olur mu? Güzelmiş. Denesene, dostum. Birazcık içmemin sakıncası var mı?	Somers Town-1	2008
No. Better not.	Hayır. Olmasa iyi olur. Yok. Olmasa iyi olur.	Somers Town-1	2008
How's that? It's good stuff.	Nasıldı? Güzelmiş. Nasıl? Mal güzelmiş.	Somers Town-1	2008
Finish that, finish that.	Hepsini bitir. Bitir, bitir.	Somers Town-1	2008
That's the way to do it. That's the way.	İşte böyle. İşte böyle. İşte öyle içilir. Aynen öyle.	Somers Town-1	2008
You don't mind, do you?	Sorun yok değil mi? Bozulmadın, değil mi?	Somers Town-1	2008
Cheers, you ain't got another one, have you?	Sağol. Başka biran var mı? Eyvallah. Başka yoktur, değil mi?	Somers Town-1	2008
So what brings you down 'ere?	Ee buralarda ne arıyorsun? Seni buraya getiren nedir?	Somers Town-1	2008
I'm just down here. I just come down.	Geldim işte. Öylesine geldim. Geldim işte. Bir sebebi yok.	Somers Town-1	2008
Just come down? What for?	Öylesine mi? Niçin? "Geldim işte." mi? Ne için geldin?	Somers Town-1	2008
Just to, I dunno, see the sights.	Bimiyorum sadece görmek için. Bilmem. Dolaşmak için.	Somers Town-1	2008
Ain't to start trouble, is it?	Sorun çıkartmak için gemedin değil mi? Sorun çıkarmak için gelmedin, değil mi?	Somers Town-1	2008
That's a nice jacket, man, where'd you get that from?	Güzel ceketmiş dostum, Nereden aldın? Ceketin güzelmiş, dostum. Nereden aldın?	Somers Town-1	2008
Shop. How much did it cost?	Dükkandan. Ne kadara aldın? Mağazadan. Ne kadara aldın?	Somers Town-1	2008
Dunno. Let me try it on.	Bilmiyorum. Ver bi deneyeyim. Bilmem. Versene, deneyeyim.	Somers Town-1	2008
Look at these!	Şuna bak! Şuna bak.	Somers Town-1	2008
Those ones are nice.	Bunlar güzelmiş. Güzelmiş.	Somers Town-1	2008
I've gotta go. Where you going?	Gitmem gerek. Nereye gidiyorsun? Gitmem lazım. Nereye gidiyorsun?	Somers Town-1	2008
I've gotta wait for my mate.	Arkadaşımla buluşmam gerek. Arkadaşımla buluşacağım.	Somers Town-1	2008
I thought you said you was down here from the Midlands.	Buraya Midlands'dan geldiğini söylemiştin. Sanırım, buraya Midlands'ten geldiğini söylemiştin.	Somers Town-1	2008
Wait, where you going, mate?	Bekle.Nereye gidiyorsun dostum? Beklesene. Nereye gidiyorsun, dostum?	Somers Town-1	2008
(All talk at once) I'm going to me mate's.	Arkadaşlarımın yanına gidiyorum. Arkadaşıma.	Somers Town-1	2008
Come here. We only want to talk to you.	Buraya gel. Sadece konuşmak istiyoruz. Gel buraya. Sadece konuşacağız.	Somers Town-1	2008
Hey, come here!	Hey buraya gel! Buraya gel!	Somers Town-1	2008
Hey, catch him, catch him!	Hey yakalayın şunu! Yakalayın, yakalayın!	Somers Town-1	2008
Hey, come here!	Hey buraya gel! Gel buraya!	Somers Town-1	2008
What you running for? I said I wanted to talk to you.	Niye kaçıyorsun? Seninle konuşmak istediğimi söyledim. Neden kaçıyorsun? Konuşmak istiyorum, demiştim.	Somers Town-1	2008
Gimme that bag. Give him that bag!	Çantanı ver. Çantanı ver dedim! Çantanı ver. Ver çantanı!	Somers Town-1	2008
Stomp him, stomp him. Aargh!	Benzetin şunu, benzetin. Ah! Pataklayın, pataklayın.	Somers Town-1	2008
Shit! Come on, let's go.	Kahretsin! Hadi gidelim. Pislik! Hadi, gidelim.	Somers Town-1	2008
Get the bag, get the bag. Go on, go, go, go!	Çantayı alın. Hadi hadi! Çantayı alın, çantayı alın. Hadi, hadi, hadi!	Somers Town-1	2008
Loser! (Laughter)	Salak! Ezik!	Somers Town-1	2008
All right?	Naber? Güzel.	Somers Town-1	2008
Tomo, what the hell happened to you?	Tomo sana ne oldu? Tomo, ne oldu sana?	Somers Town-1	2008
Oh, these three lads last night.	Oh, dün geceki çocuklar. Dün gece üç serseri yaptı.	Somers Town-1	2008
Oh, Tomo!	Oh Tomo! Ah, Tomo!	Somers Town-1	2008
See, I told you, it's rough here.	Gürdün mü sana söylemiştim. Burası tehlikeli bi yer. Gördün mü? Sana burasının tehlikeli bir yer olduğunu söylemiştim.	Somers Town-1	2008
Did you get mugged?	Seni soydular mı? Soyuldun mu?	Somers Town-1	2008
Well, they took my bag and some of my stuff and that.	Şey çantamı ve bazı eşyalarımı aldılar. Çantamı ve birkaç eşyamı aldılar.	Somers Town-1	2008
Have they taken your money?	Paranı da aldılar mı?	Somers Town-1	2008
Oh, Tomo, are you all right?	Oh Tomo. İyi misin peki? Tomo, iyi misin?	Somers Town-1	2008
Jesus, God, look at you.	Tanrım şu haline bak. Aman Tanrı'm! Şu hâline bak.	Somers Town-1	2008
There you go, sweetheart. All right? Thank you. Thanks very much.	İşte al tatlım. Tamam? Çok teşekkürler. Buyur, canım. Tamam mı? Sağ ol. Çok sağ ol.	Somers Town-1	2008
Here y'are. Get that down you.	İşte. Al bakalım. Al bakalım. Başla, hadi.	Somers Town-1	2008
So, what you gonna do?	Ee ne yapacaksın? Ne yapacaksın, peki?	Somers Town-1	2008
I've got nowhere to go...	Gidecek bir yerim yok. Gidecek yerim yok.	Somers Town-1	2008
nothing at all, no bag, no money, no clothes...	Hiçbir şeyim yok. Ne çantam, ne param, ne kıyafetlerim...	Somers Town-1	2008
Won't it be better going back home?	Evine dönsen daha iyi olmaz mı?	Somers Town-1	2008
I hated it. I've got nothing at all.	Oradan nefret ediyorum. Orada hiç bir şeyim yok. Oradan nefret ediyorum. Hiçbir şeyim yok.	Somers Town-1	2008
What about your pals?	Peki ya arkadaşların? Dostların yok mu?	Somers Town-1	2008
They're not me real mates, they're just people I know.	Arkadaşım yok. Sadece tanıdığım insanlar var. Pek dost sayılmazlar. Tanıdıklar var işte.	Somers Town-1	2008
Useless waste of space, like me.	İşe yaramaz tipler, benim gibi. Benim gibi işe yaramaz tipler.	Somers Town-1	2008
Don't think like that.	Böyle düşünme. Öyle düşünme.	Somers Town-1	2008
Well, it's true.	Ama öyle.	Somers Town-1	2008
Can you do me a favour, please?	Bana bir iyilik yapabilir misin lütfen ? Bana bir iyilik yapar mısın?	Somers Town-1	2008
Can you lend me some money?	Bana biraz borç verir misin? Biraz borç verebilir misin?	Somers Town-1	2008
I'll buy you a train ticket.	Sana bilet satın alırım. Sana tren bileti alırım.	Somers Town-1	2008
What about if I pretended it was for a train ticket?	Peki parayı bilet için aldığımı varsaysak? Ya parayı tren bileti almak için harcayacakmış gibi yaparsam?	Somers Town-1	2008
You've got some cheek.	Çok arsızsın. Çok küstahsın.	Somers Town-1	2008
Here's a tenner.	İşte bir onluk. Al bakalım, bir onluk.	Somers Town-1	2008