Search
English Turkish Sentence Translations Page 150824
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Folders that l was supposed | Bilmiyorum. Birkaç eşya. Bu dosyaları da babamın ofisine götürmem... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| And that is a tennis ball. l wish l had more, but my dog eats them. | Tenis raketi. Ve bu da tenis topu. Keşke daha fazla olsa, ama köpeğim onları yiyor. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| So why don't you just have a seat and l 'll go get it for you? | Peter havaalanından daha dönmedi. Neden oturmuyorsun ve ben de sana onu getireyim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Oh, no. l 'm sorry. How about some orange juice? | Limonatanız var m? Yok. Üzgünüm. Portakal suyuna ne diyorsun? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Well. . . now that you mention it, | Tamam. Aç mısın? Şey...şimdi siz söyleyince... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l wouldn't mind something to munch on. | Şey...şimdi siz söyleyince... Atıştıracak bir şeyler aklıma geldi. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Well, let me see what l can find. | İşte, cips gibi bir şeyler. Bakayım neler varmış. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l suppose that's his idea of avant garde or something. | Bu Peter'ın fotoğrafı. Bunun yenilikçi tasarı fikrinin falan olduğunu sanıyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| How long have you been Peter's T.A. ? | Bunun yenilikçi tasarı fikrinin falan olduğunu sanıyorum. Ne zamandan bu yana Peter'ın asistanısın? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Who? | Ne zamandan bu yana Peter'ın asistanısın? Kimin? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Peter. | Kimin? Peter'ın. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l guess it didn't work out with that other girl. | Kısa bir süredir. Sanırım diğer kızlarla çalışamıyor. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l guess not. | Sanırım diğer kızlarla çalışamıyor. Bence de. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Well, it's very nice to meet you, uh | Bence de. Seninle tanıştığıma çok memnum oldum... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Jane. l 'm Shirley, Peter's mother. | Jane. Ben Shirley, Peter'ın annesiyim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'll just go and get what you came for, | Evet. Hem de sık sık. Buraya almak için geldiğin şeyi... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l mean, isn't that what you're supposed to put in a frame? | ...ve bütün mısır ürünlerini. Demek istediğim, sevmeseydi çerçeve yapar mıydı? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l'm gonna do that. When l get home, | Sevdiğin şeyler? Ben de bunu yapacağım. Eve gittiğimde... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l'm gonna frame a bunch of stuff l love. | Ben de bunu yapacağım. Eve gittiğimde... ...sevdiğim şeylerin çerçevesini yapacağım. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Like lasagna. l love lasagna. | ...sevdiğim şeylerin çerçevesini yapacağım. Tıpkı lazanya gibi. Lazanyayı severim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lt's so good, and cheesy. | Tıpkı lazanya gibi. Lazanyayı severim. Çok güzel ve peyniri andırıyor. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Maybe l should put a picture of Garfield in a frame. | Adamım, bu kedi gerçekten lazanyayı seviyor. Belki de Garfield'in resmini çerçevelettirmeliyim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| As a kind of shorthand way of saying l love lasagna. | Belki de Garfield'in resmini çerçevelettirmeliyim. Lazanyayı sevdiğimin değişik yolla anlatımı. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| People would be all like, ''Jane, why do you have a photo | Kahretsin. Bu tamamen başkalaşım olur. İnsanların hepsi böyle diyecek, Jane, niye Başkan... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| of President Garfield on your mantle?'' | İnsanların hepsi böyle diyecek, Jane, niye Başkan... ...Garfield'in resmi mantonda var? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| And l'd be like ''Because l like lasagna, of course. '' | ...Garfield'in resmi mantonda var? Ben de böyle diyeceğim, "Çünkü lazanyayı seviyorum." | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l was reaching for something and l kind of rolled off. | Evet, tam olanda bu. Tam bir şeye ulaşmaya çalışıyordum ve o sırada düştüm. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Oh yeah, l 'm fine. | Bir şeyin yok ya? Evet, ben iyiyim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lt seems like you're hiding from somebody. | Tabii ki hayır. Ne diye böyle bir soru sordun ki? Birinden saklanıyormuşsun gibi gözüküyorsun. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l don't know what you're talking about, Shirley. | Birinden saklanıyormuşsun gibi gözüküyorsun. Neden bahsettiğini anlayamıyorum, Shirley? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Now l 'm sure Peter's told you this already, | Güzel. Çok teşekkürler. Peter'ın bunu söylediğinden eminim... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Well, l guess that's it then. | Tabii ki. Sanırım bu kadar. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm just waiting for my clothes to dry. | Selam. Elbiselerimin kurumasını bekliyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Right. l 'm waiting for your clothes to dry, so that l can | Onlar benim kıyafetlerim. Doğru. Senin kıyafetlerinin kurumasını bekliyorum, böylece... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l n my bathtub. | Senin kıyafetlerin nerede? Küvetimde. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Suppose you had a very rare | Sana bir soru sorayım. Sende çok nadir bulunan bir şey olduğunu düşünsene... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| a very old. . . very rare | Farzedelim ki birinin... ...çok eski,çok nadir... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l have no idea what the fuck you're talking about. | Tarihi değiştiren bir kitap. Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| before l call the cops? | Polisi aramadan... ...buradan git. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lf you want me to leave, l can go. | Dur bakalım orda. Gitmemi istiyorsan, giderim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l'm going, dude. | Sağol. Gidiyorum, ahbap. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lt's always me. | Güle güle, ahbap. Bunlar da her zaman beni buluyor. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm just, l was trying | Ne yapıyorsun? Ben sadece, şey yapmaya çalışıyordum... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l'm calling the cops. | Ben sadece, şey yapmaya çalışıyordum... Polisi arıyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm gonna give it back. l swear! | Sakın arama. Geri verecektim. Yemin ederim! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| What use could l possibly have for a musty 200 year old book? | Geri verecektim. Yemin ederim! Tozlanmış 200 yıllık kitabı ne olarak kullanabilirim ki? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Don't put me on hold l | Tozlanmış 200 yıllık kitabı ne olarak kullanabilirim ki? Beni beklemeye alma! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| She's getting away l l will find you l l am a Marine Reservist l | Beni beklemeye alma! Kaçıyor!Seni bulacağım! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lt's headed west. | Kamyonun arka kapağı açık. Batıya gidiyor. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l don't see the connection. | Venice'e gidiyor. Bağlantıyı göremiyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Wait a minute. lt's coming to me. | Bağlantıyı göremiyorum. Bir dakika. Jeton düşüyor. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lt smells like sausage in here. | Bir dakika. Jeton düşüyor. Burası sosis gibi kokuyor. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| <b>Number one : Get to that Hemp Festival.</b> | Planı tekrar düzenleme vakti. 1. Kenevir Festivaline git. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| <b>Number two : Try to convince Steve not to steal my furniture.</b> | 1. Kenevir Festivaline git. 2. Steve yatağımı çalmaması için ikna et. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| <b>Number three : Once l've convinced Steve not to steal my bed,</b> | Her şey olur ama yatağım olamaz. 3. Steve'i yatağımı çalmamasını ikna ettikten sonra... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| <b>Next stop : Venice, California.</b> | Şimdi mükemmel bir plan oldu. Sonraki durak; California, Venice. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Holy shit l | Sonraki durak; California, Venice. Kahretsin. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| You know the rules, M ikey. No girlfriends allowed in the plant. | Sen de kimsin be? Kuralları biliyorsun, Mikey. Fabrikaya kız arkadaş getirmek yasak. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Oh no, M r. Spencer, this isn't my girl | Kuralları biliyorsun, Mikey. Fabrikaya kız arkadaş getirmek yasak. Hayır, Bay Spencer, bu benim kız arkadaşım değ... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm not his girlfriend, dude. Believe me. | Hayır, Bay Spencer, bu benim kız arkadaşım değ... Onun kız arkadaşı değilim, dostum. İnan bana. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| M ikey, Albert, would you mind explaining to me | Onun kız arkadaşı değilim, dostum. İnan bana. Mikey, bana burada neler... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm here to organize a union. | ...döndüğünü açıklayacak mısın? Sendikaları düzenlemek için buradayım. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| That's right. l always make it a point | Ne?! Doğru. Her zaman çalışanları... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Albert, l thought we cleared up | ...ve bu iki beyefendi bana etrafı gezdirecek kadar naziktiler. Albert, bu sendika saçmalığını... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| We did, sir. l was just showing her the way out. | ...geçen sene halletiğimizi düşünüyordum. Hallettik, efendim. Ben de tam ona çıkış yolunu gösteriyordum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| but l 've got a very generous benefit package. | Şey, bu seni hiç ilgilendirmez,... ...ama bol prim paketim var. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Ma'am, l am going to ask you one time nicely. | ...ne kadar çabuk ayak uydurduğuna da bakın! Hanımefendi, size bir kez daha nazikçe söyleyeceğim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'll tell my people all right. | Adamlarınıza ilgilenmediğimizi söyleyin. Tamam, adamlarıma söyleyeceğim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| But first, l have a little message | Tamam, adamlarıma söyleyeceğim. Ama ilk olarak, sizin adamlarınıza... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| J ust look around you. | Lütfen bayım, izin verin bitireyim. Etrafınıza bir bakın. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| in this warehouse of death ! | Ve siz, bayım, bu ölüm ambarında... ...duruyorsunuz! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l think we all know the answer to that. Don't we? | Onların da bol prim paketleri var mı? Bence hepimiz bunun cevabını biliyoruz, değil mi? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lt is a tale as old as man. | Bence hepimiz bunun cevabını biliyoruz, değil mi? Yaşlı adam kadar palavra. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| or in a complete and total ruin ! | ...ya toplumun geniş bir kesiminde devrimsel bir yapılamayla... ...veya tam bir çöküşle sonuçlanmıştır! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| You think you're so, um, uh | Sen adamlarına bunu söyle. Şey olduğunu mu sanıyorsun, eee.. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| and all this other bullshit and all l have to say is | Tanrım! Sonra şuna ve buna devam ediyorsun... ...ve tüm o diğer saçmalıklar ve tüm söyleyemem gereken... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| fuck, man ! l mean, this situation is totally fucked. | ...ve tüm o diğer saçmalıklar ve tüm söyleyemem gereken... ...berbat adamım! Bu durum tamamiyle berbat! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| with a capital ! l mean, have you ever | ...berbat adamım!Bu durum tamamiyle berbat! Bir sermayeyle! Demek istediğim sen hiç... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Do you like even | Bir sermayeyle! Demek istediğim sen hiç... Hatta sen hiç... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l'd probably take your furniture. | Bunu doğruca ofise götür ve kasaya koy. Muhtemelen mobilyalarını alırım. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Christy. Psst. Chris ty | Beni ürpertiyorsun. Christy. Chris ty. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Psst. Jesusl Jane. Hey. Jane. | Christy. Chris ty. Tanrım. Jane. Jane. Tanrım. Jane. Jane. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l don't even know where l am. | Ne yapıyorsun? Nerede olduğumu bile bilmiyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| <b>Number one : Get to that Hemp Festival.</b> | Götürmemi ister misin? 1. Hemp Festivaline git. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| No, man. l 'm not a Communist. | Sen Komünist falan mısın? Hayır, be. Komünist değilim. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm supposed to be meeting someone. | Bütün bu yolu gidip Birisiyle buluşmam gerekiyordu. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Can l ask you something? | Birisiyle buluşmam gerekiyordu. Sana bir şey sorabilir miyim? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lf you could, with a single act, | Tabii ki. Bir hareket ile hayatının yörüngesini... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| U h, l don't know. U m, | Evet, hayatının yönü ne tarafa doğru. Nereye gidiyorsun? Bilmiyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l guess not. l 've got a good job. Why? | Bilmiyorum. Sanırsam yapmazdım. İyi bir işim var. Neden ki? | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm thinking about changing the trajectory of my life, that's all. | Sanırsam yapmazdım. İyi bir işim var. Neden ki? Ben hayatımın yörüngesini değiştirmeyi düşünüyordum, hepsi bu. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| God. l get so horny when l 'm stoned. | Bu çok iyi. Tanrım. Uçukken çok azıyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l 'm not stoned right now. But | Sana da etkisi oluyor mu? Kafam şu an iyi değil. Ama... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| ln the car. ln the middle of this fucking traffic jam. | Hadi sevişelim. Burada, hemen şimdi. Arabada. Trafik sıkışıklığının tam ortasında. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l don't want to get in an accident. | Arabada. Trafik sıkışlıklığının tam ortasında. Kaza yapmak istemiyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Fuck mel Yeah l Fuck mel | Hadi Mikey. Becer beni! Becer beni! Evet. Becer beni! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Fuck me! Oh, yeah ! | Becer beni! Evet. Becer beni! Becer beni! Ah, Evet! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Come on ! Fuck me, M ikey! | Becer beni! Oh, Evet! Hadi ama! Becer beni, Mikey! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| This traffic lt sucks. | Trafik berbat he? Bu trafik Berbat. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Oh, my God ! No! l got to go! | Doğru. Aman tanrım! Olamaz! Gitmem lazım! | Smiley Face-2 | 2007 |