Search
English Turkish Sentence Translations Page 150819
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It's so good, and cheesy. | Tıpkı lazanya gibi. Lazanyayı severim. Çok güzel ve peyniri andırıyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You know who else loves lasagna? Garfield. | Çok güzel ve peyniri andırıyor. Başka kim lazanyayı sever biliyor musun? Garfield. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Man, that cat really loves lasagna. | Başka kim lazanyayı sever biliyor musun? Garfield. Adamım, bu kedi gerçekten lazanyayı seviyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Maybe I should put a picture of Garfield in a frame. | Adamım, bu kedi gerçekten lazanyayı seviyor. Belki de Garfield'in resmini çerçevelettirmeliyim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| As a kind of shorthand way of saying I love lasagna. | Belki de Garfield'in resmini çerçevelettirmeliyim. Lazanyayı sevdiğimin değişik yolla anlatımı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That would be so fucking inside. | Lazanyayı sevdiğimin değişik yolla anlatımı. Harika olurdu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Or how about a photo of President Garfield? | Harika olurdu. Ya da Başkan Garfield'in resmi nasıl olur? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, shit. That'd be totally meta. | Ya da Başkan Garfield'in resmi nasıl olur? Kahretsin. Bu tamamen başkalaşım olur. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| People would be all like, "Jane, why do you have a photo | Kahretsin. Bu tamamen başkalaşım olur. İnsanların hepsi böyle diyecek, Jane, niye Başkan... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| of President Garfield on your mantle?" | İnsanların hepsi böyle diyecek, Jane, niye Başkan... ...Garfield'in resmi mantonda var? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| And I'd be like "Because I like lasagna, of course. " | ...Garfield'in resmi mantonda var? Ben de böyle diyeceğim, "Çünkü lazanyayı seviyorum." | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, my, what happened? | Ben de böyle diyeceğim, "Çünkü lazanyayı seviyorum." Ne oldu? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Did you fall? | Ne oldu? Düştün mü? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yes, that's exactly what happened. | Düştün mü? Evet, aynen öyle oldu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I was reaching for something and I kind of rolled off. | Evet, tam olanda bu. Tam bir şeye ulaşmaya çalışıyordum ve o sırada düştüm. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, are you all right? | Tam bir şeye ulaşmaya çalışıyordum ve o sırada düştüm. Bir şeyin yok ya? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh yeah, I'm fine. | Bir şeyin yok ya? Evet, ben iyiyim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Are you hiding from someone? | Evet, ben iyiyim. Birinden mi saklanıyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Of course not. Why would you ask that? | Birinden mi saklanıyorsun? Tabii ki hayır. Ne diye böyle bir soru sordun ki? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It seems like you're hiding from somebody. | Tabii ki hayır. Ne diye böyle bir soru sordun ki? Birinden saklanıyormuşsun gibi gözüküyorsun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't know what you're talking about, Shirley. | Birinden saklanıyormuşsun gibi gözüküyorsun. Neden bahsettiğini anlayamıyorum, Shirley? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| here you go. | Neden bahsettiğini anlayamıyorum, Shirley? İşte. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Great. Thanks a lot. | İşte. Güzel. Çok teşekkürler. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Now I'm sure Peter's told you this already, | Güzel. Çok teşekkürler. Peter'ın bunu söylediğinden eminim... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| but he wanted me to be sure to tell you to take this | Peter'ın bunu söylediğinden eminim... ...ama sana tekrar söylememi istedi... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| straight to his office and put it in the safe. | ...ama bunu sana tekrar söylememi istedi... ...bunu doğruca ofisine götürüp kasaya koy. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, of course. | ...bunu doğruca onun ofisine götürüp kasaya koy. Tabii ki. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, I guess that's it then. | Tabii ki. Sanırım bu kadar. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Okay. | Sanırım bu kadar. Tamam. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| See yah. | Tamam. Görüşürüz. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Holy fucking shit. | Görüşürüz. Kahretsin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hi. | Kahretsin. Selam. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm just waiting for my clothes to dry. | Selam. Elbiselerimin kurumasını bekliyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Those are my clothes. | Elbiselerimin kurumasını bekliyorum. Onlar benim kıyafetlerim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Right. I'm waiting for your clothes to dry, so that I can... | Onlar benim kıyafetlerim. Doğru. Senin kıyafetlerinin kurumasını bekliyorum, böylece... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| dry my clothes. | Doğru. Senin kıyafetlerinin kurumasını bekliyorum, böylece... ...ben de kıyafetlerimi kuratabilirim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Where are your clothes? | ...ben de kıyafetlerimi kuratabilirim. Senin kıyafetlerin nerede? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I n my bathtub. | Senin kıyafetlerin nerede? Küvetimde. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Excuse me. | Küvetimde. İzninizle. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| let me ask you something. | İzninizle. Sana bir soru sorayım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Suppose you had a very rare... | Sana bir soru sorayım. Sende çok nadir bulunan bir şey olduğunu düşünsene... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Let go of my arm. | Sende çok nadir bulunan bir şey olduğunu düşünsene... Kolumu bırak. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Sorry. | Kolumu bırak. Özür dilerim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| We're cool. We're just talking here, right? | Özür dilerim. İyiyiz. Sadece konuşuyoruz değil mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Laundry buddies. | İyiyiz. Sadece konuşuyoruz değil mi? Çamaşırcı kankalar. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Do you even live in this building? | Çamaşırcı kankalar. Bu binada mı yaşıyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That's not relevant right now, laundry buddy. | Bu binada mı yaşıyorsun? Bunun konuyla alakası yok, çamaşırcı kanka. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Let's suppose a person had in their possession, | Bunun konuyla alakası yok, çamaşırcı kanka. Farzedelim ki birinin... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| a very old... very rare... | Farzedelim ki birinin... ...çok eski,çok nadir... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| book. | ...çok eski,çok nadir... ...bir kitabı var. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What kind of book? | ...bir kitabı var. Ne tür bir kitap? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| A very influential book. | Ne tür bir kitap? Bayağı sözü geçen bir kitap. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| A book that has changed history. | Bayağı sözü geçen bir kitap. Tarihi değiştiren bir kitap. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I have no idea what the fuck you're talking about. | Tarihi değiştiren bir kitap. Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hey, dude. What's with the hostility? | Neden bahsettiğini bilmiyorum. Bu ne düşmanlık? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You give me the creeps. | Bu ne düşmanlık? Beni ürpertiyorsun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| The creeps? | Beni ürpertiyorsun. Ürperti mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Take it somewhere else | Ürperti mi? Polisi aramadan... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| before I call the cops? | Polisi aramadan... ...buradan git. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Whoa! Hold on there! | ...buradan git. Dur bakalım orda. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| If you want me to leave, I can go. | Dur bakalım orda. Gitmemi istiyorsan, giderim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Thank you. | Gitmemi istiyorsan, gidebilirim. Sağ ol. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm going, dude. | Sağol. Gidiyorum, ahbap. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Goodbye, dude. | Gidiyorum, ahbap. Güle güle, ahbap. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It's always me. | Güle güle, ahbap. Bunlar da her zaman beni buluyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Sweet mother of Christ. | Bunlar her zaman beni buluyor. Tanrı aşkına. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What 're you doing? | Tanrı aşkına. Ne yapıyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm just, I was trying... | Ne yapıyorsun? Ben sadece, şey yapmaya çalışıyordum... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm calling the cops. | Ben sadece, şey yapmaya çalışıyordum... Polisi arıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hey, don't do that. | Polisi arıyorum. Sakın arama. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm gonna give it back. I swear! | Sakın arama. Geri verecektim. Yemin ederim! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What use could I possibly have for a musty 200 year old book? | Geri verecektim. Yemin ederim! Tozlanmış 200 yıllık kitabı ne olarak kullanabilirim ki? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Don't put me on hold I | Tozlanmış 200 yıllık kitabı ne olarak kullanabilirim ki? Beni beklemeye alma! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| She's getting away I will find you I am a Marine Reservist I | Beni beklemeye alma! Kaçıyor!Seni bulacağım! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No. | Kaçıyor!Seni bulacağım! Hayır. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Wow, do you look fucked up. | Hayır. Bok gibi gözüküyorsun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Come on, Hercules. | Bok gibi gözüküyorsun. Hadi Herkül. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Aw, cute pig. | Hadi Herkül. Sevimli bir domuzcuk. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| The truck bed's open. | Sevimli bir domuzcuk. Kamyonun arka kapağı açık. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It's headed west. | Kamyonun arka kapağı açık. Batıya gidiyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| To Venice. | Batıya gidiyor. Venice'e gidiyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't see the connection. | Venice'e gidiyor. Bağlantıyı göremiyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Wait a minute. It's coming to me. | Bağlantıyı göremiyorum. Bir dakika. Jeton düşüyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It smells like sausage in here. | Bir dakika. Jeton düşüyor. Burası sosis gibi kokuyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Time for a revised plan. | Burası sosis gibi kokuyor. Planı tekrar düzenleme vakti. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Number one: Get to that Hemp Festival. | Planı tekrar düzenleme vakti. 1. Kenevir Festivaline git. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Number two: Try to convince Steve not to steal my furniture. | 1. Kenevir Festivaline git. 2. Steve yatağımı çalmaması için ikna et. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Especially not my bed. Oh God. | 2. Steve yatağımı çalmaması için ikna et. Özellikle yatağım olamaz. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Anything but that. | Özellikle yatağım olamaz. Her şey olur ama yatağım olamaz. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Number three: Once I've convinced Steve not to steal my bed, | Her şey olur ama yatağım olamaz. 3. Steve'i yatağımı çalmamasını ikna ettikten sonra... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| try to figure out a way to return the Communist Manifesto | 3. Steve'i yatağımı çalmamasını ikna ettikten sonra,... ...Komünist Bildirgesi'ni yakalanmadan geri vermenin... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| without getting arrested. Possibly via the U. S. Postal Service. | ...Komünist Bildirgesi'ni yakalanmadan geri vermenin... ...yolunu bul. Büyük ihtimal A.B.D Posta Servisiyle. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No, Global Express is much more reliable. | ...yolunu bul. Büyük ihtimal A.B.D Posta Servisiyle. Olmaz, Global Express çok daha güvenilir. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Now that sounds like an awesome revised plan. | Olmaz, Global Express çok daha güvenilir. Şimdi mükemmel bir plan oldu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Next stop: Venice, California. | Şimdi mükemmel bir plan oldu. Sonraki durak; California, Venice. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Holy shit I | Sonraki durak; California, Venice. Kahretsin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What? | Kahretsin. Ne? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Dude. | Ne? Dostum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Are we in Venice yet? | Dostum. Venice'e geldik mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Venice?! | Venice'e geldik mi? Venice mi? | Smiley Face-1 | 2007 |