Search
English Turkish Sentence Translations Page 150821
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| God. I get so horny when I'm stoned. | Bu çok iyi. Tanrım. Uçukken çok azıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What? | Tanrım. Uçukken çok azıyorum. Ne? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Pot makes me so fucking horny. | Ne? Ot beni çok azdırıyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Does it have that affect on you? | Ot beni çok azdırıyor. Sana da etkisi oluyor mu? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm not stoned right now. But... | Sana da etkisi oluyor mu? Kafam şu an iyi değil. Ama... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Let's just fuck. Right here, right now, | Kafam şu an iyi değil. Ama... Hadi sevişelim. Burada, hemen şimdi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| In the car. In the middle of this fucking traffic jam. | Hadi sevişelim. Burada, hemen şimdi. Arabada. Trafik sıkışıklığının tam ortasında. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't want to get in an accident. | Arabada. Trafik sıkışlıklığının tam ortasında. Kaza yapmak istemiyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Come on, Mikey. Fuck me. | Kaza yapmak istemiyorum. Hadi ama, Mikey. Becer beni. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Fuck me right now. You know you want to. | Hadi ama, Mikey. Becer beni. Burada becer beni. Yapmak istediğini biliyorsun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Come on, Mikey. Fuck me! | Burda becer beni. Yapmak istediğini biliyorsun. Hadi Mikey. Becer beni! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Fuck me! Yeah! Fuck me! | Hadi Mikey. Becer beni! Becer beni! Evet. Becer beni! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Fuck me! Oh, yeah! | Becer beni! Evet. Becer beni! Becer beni! Ah, Evet! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Come on! Fuck me, Mikey! | Becer beni! Oh, Evet! Hadi ama! Becer beni, Mikey! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| This traffic sucks, huh? | Hadi ama! Becer beni, Mikey! Trafik berbat he? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| This traffic... It sucks. | Trafik berbat he? Bu trafik Berbat. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, yeah. | Bu trafik Berbat. Evet. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, my God! No! I got to go! | Doğru. Aman tanrım! Olamaz! Gitmem lazım! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| We're on the freeway. What are you doing? | Aman tanrım! Olamaz! Gitmem lazım! Otobandayız. Sen ne yaptığını sanıyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I have to stop my dealer from stealing my bed! | Otobandayız. Sen ne yaptığını sanıyorsun? Torbacımı yatağımı çalmadan durdurmam gerek. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What are you talking about? | Torbacımı yatağımı çalmadan durdurmam gerek. Sen ne diyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| There's no time to... I gotta... Bye! | Sen ne diyorsun? Hiç vaktim kalmadı. Gitmek zorundayım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane! Jane! | Hiç vaktim kalmadı. Gitmek zorundayım. Jane! Jane! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Where the hell are you going? | Jane! Jane! Hangi cehenneme gidiyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane! | Hangi cehenneme gidiyorsun? Jane! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Number two: Try to convince Steve not to steal my bed. | Jane! 2. Steve'i yatağımı çalmaması için ikna et. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You shouldn't be walking on the freeway. It's dangerous. | 2. Steve'i yatağımı çalmaması için ikna et. Otobanda yürümemelisin. Tehlikelidir. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I guess. | Otobanda yürümemelisin. Tehlikelidir. Sanırsam. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Where are you headed? | Sanırsam. Ne tarafa gidiyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Venice. | Ne tarafa gidiyorsun? Venice. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That's where I'm going. | Venice. Ben de oraya gidiyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'll give you a lift. | Ben de oraya gidiyorum. Seni atabilirim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hold on. | Seni atabilirim. Tutun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, I hope you find whatever it is you're looking for. | Tutun. Umarım aradığın şeyi bulursun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Thanks. You too. | Umarım aradığın şeyi bulursun. Sağ ol. Sen de. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| She was nice. | Sağol. Sen de. Hoş biriydi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Carrot Top! | Hoş biriydi. Havuç kafa! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Excuse me, did you just come from the Hemp Fest? | Havuç kafa! Affedersiniz, Hemp Festivalinden mi geliyorsunuz? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No, man. I'm from Bethlehem. | Aferdersiniz, Hemp Festivalinden mi geliyorsunuz? Hayır, adamım. Ben Bethlehem'liyim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, sorry. | Hayır, adamım. Ben Bethlehem'liyim. Özür dilerim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Dude, I'm just fucking with you. But it's kind of over. | Özür dilerim. Dostum, seninle dalga geçiyordum. Ama bitti sayılır. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What? | Dostum, seninle taşak geçiyordum. Ama bitti sayılır. Ne? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You're a bong hit late. It's done ski. | Ne? Çok erkencisin. Festival bitti. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No! | Çok erkencisin. Festival bitti. Hayır. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hey, is this the Thirty third Annual Venice Hemp Fest? | Hayır. Selam, burası 33. Geleneksel Venice Kenevir Festivali mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Not any more. | Selam, burası 33. Geleneksel Venice Kenevir Festivali mi? Artık değil. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, you've got to be kidding me! | Artık değil. Benimle dalga geçiyor olmalısınız! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm supposed to meet my dealer here. | Benimle dalga geçiyor olmalısınız! Burada torbacımla buluşmam gerekiyordu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Do you know him? His name's Steve. | Burada torbacımla buluşmam gerekiyordu. Onu tanıyor musunuz? Adı Steve. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Steve? Oh, yeah! | Onu tanıyor musunuz? Adı Steve. Steve mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Is he a dude, he's got like two arms, two legs, | Steve mi? İki kolu, iki ayağı ve bir kafası... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| And a head. | İki kolu, iki ayağı ve bir kafası... ...olan çocuk mu? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That's Steve. Yeah. | ...olan çocuk mu? Bu Steve. Evet. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Forget it. | Bu Steve. Evet. Unut gitsin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Have a fun ride. | Unut gitsin. İyi eğlenceler. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| In that moment, | İyi eğlenceler. O anda... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| perched high above the earth, | O anda,... ...dünyanın üzerinde... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| high above those who had come so far to find her, | ...dünyanın üzerinde... ...onu bulmak için buraya kadar gelenlerin üzerine çıkmıştı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane knew what she had to do. | ...onu bulmak için buraya kadar gelenlerin üzerine çıkmıştı. Jane ne yapması gerektiğini biliyordu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane was no schemer, no conniver, | Jane ne yapması gerektiğini biliyordu. Jane ne entrikacı, ne üçkağıtçı... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| no thief. | Jane ne entrikacı, ne üçkağıtçı... ...ne de hırsızdı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane knew that deep down she was pure of heart. | ...ne de hırsızdı. Jane, içinin derinliklerinde çok temiz bir kalbinin olduğunu biliyordu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| And that she did not want to contribute | Jane, içinin derinliklerinde çok temiz bir kalbinin olduğunu biliyordu. Dünyadaki insan sefaletine ve ıstırabına... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| to the toll of human misery and suffering in the world. | Dünyadaki insan sefaletine ve ıstırabına... ...katkıda bulunmak istemediğini de. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| She knew the time had come | ...katkıda bulunmak istemediğini de. Doğru zaman geldiğinde... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| to take responsibility for what she'd done, | Doğru zaman geldiğinde... ...yaptığı şeylerin sorumluluğunu alacaktı... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| and to return the book to its rightful owner. | ...yaptığı şeylerin sorumluluğunu alıcaktı,... ...ve kitabı gerçek sahibine dönmesini sağlayacaktı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That her intentions were honorable, that there'd be no doubt. | ...ve kitabı gerçek sahibine dönmesini sağlıyacaktı. Niyeti iyiydi, bunda hiç kuşku yoktu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| But what puzzled many on that day was not the virtue of her intentions. | Niyeti iyiydi, bunda hiç kuşku yoktu. Fakat o gün çoğu insanın aklını karıştıran onun amaçlarının fazileti değildi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What puzzled many was why. | Fakat o gün çoğu insanın aklını karıştıran onun amaçlarının fazileti değildi. Hemen hemen herkesin aklını kurcalayan "neden?" sorusuydu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| By what bizarre and convoluted logic, | Hemen hemen herkesin aklını kurcalayan "neden?" sorusuydu. Ne acayip ve kıvrık bir düşünce. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| did she arrive at the decision to do | Ne acayip ve kıvrık bir düşünce. Görmek üzere olduğunuz hamlesini... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| what you're about to see? | Görmek üzere olduğunuz hamlesini... ...yapmaya karar verdi mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I n short, what the fuck was she thinking? | ...yapmaya karar verdi mi? Uzun lafın kısası, ne halt etmeyi düşünüyor? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Up here! | Uzun lafın kısası, ne halt etmeyi düşünüyor? Yukarıdayım! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Brevin! I'm up here! | Yukarıdayım! Brevin! Yukarıdayım! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh no. | Brevin! Yukarıdayım! Olamaz. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Help. | Olamaz. Yardım edin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So, my dad plays golf with this guy, | Yardım edin. Babam suçluları savunan bir avukat ile... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| who is a pretty good criminal attorney. | Babam suçluları savunan bir avukat ile... ...golf oynuyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I think he's a criminal attorney. | ...golf oynuyor. Bence o kesinlikle suçluları savunan bir avukat. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| He's definitely a lawyer. | Bence o kesinlikle suçluları savunan bir avukat. O kesinlikle bir avukat. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I could try to hook you up with him if you want. | O kesinlikle bir avukat. İstersen onu sana ayarlamaya çalışırım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yeah, that sounds good. | İstersen onu sana ayarlamaya çalışırım. Evet, kulağa hoş geliyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, Brevin, it sure has been a fucking day, huh? | Evet, kulağa hoş geliyor. Kötü bir gündü ama değil mi, Brevin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yeah, I guess. | Kötü bir gündü ama değil mi, Brevin? Evet, sanırım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What a weird fucking dream. | Evet, sanırım. Ne acayip rüyaydı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hey, stoner! Back to work! | Ne acayip rüyaydı. Çöpçü! İşine geri dön. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Sorry. | Ayyaş! İşine geri dön. Özür dilerim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| This has been the story of how a person started at A, | Özür dilerim. Bu hikaye bir insanın A'dan başlayıp... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| got to Z, and somehow ended up | Bu hikaye bir insanın A'dan başlayıp... ...Z'ye gelmesini, ve bir şekilde... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| collecting garbage by the side of the freeway. | ...Z'ye gelmesini, ve bir şekilde... ...yolun kenarındaki çöpleri toplamasıyla bitiyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| And I think you'll all agree that much like life itself, | ...yolun kenarındaki çöpleri toplamasıyla bitiyor. Ve hepinizin hemfikir olacağı sanıyorum ki hayatın kendisi gibi... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| it certainly has been... one hell of a crazy ride. | Ve hepinizin hemfikir olacağı sanıyorum ki hayatın kendisi gibi... ...kesinlikle çılgın bir yolculuktu. ...kesinlikle çılgın bir yolculuktu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jesus Christ, l can't believe | Aman Tanrım, Buna inanamıyorum. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| l'm still so | Hala çok... | Smiley Face-2 | 2007 | |
| Yeah ! | Evet ! Evet! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| That's it! Oh, man ! | İşte bu! Adamım! | Smiley Face-2 | 2007 | |
| That's exactly what l'm thinking ! | Tam da düşündüğüm şey buydu. | Smiley Face-2 | 2007 | |
| lt's like you're reading my thoughts or something ! | Sanki benim aklımdan geçenleri okuyormuşsun gibi. | Smiley Face-2 | 2007 |