Search
English Turkish Sentence Translations Page 150726
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Somehow, i never pictured the last son of krypton making coffee. | Krypton'un son oğlunun kahve yaptığını hayal etmemiştim. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Just clark. | Sadece Clark. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You know, my father thought the world of you. | Biliyorsun, babam yaşayabileceğin bir dünya istemişti. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Dr. Swann was a great man. | Dr. Swann harika bir insandı. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Dad's journal, transcribed by his assistant. | Babamın günlüğü, asistanı bir kopyasını çıkarmış. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| It's actually the last of many he kept throughout his life. | Aslında hayatında sakladığı şeylerden sadece biri. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I want you to have it. | Ben senin almanı istiyorum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| "The traveler will bring great change to the earth." | "Gezgin dünyaya büyük bir değişiklik getirecek." | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| All these prophecies about the traveler. | Tüm kehanetler gezginle ilgili. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I just hope i can live up to what everyone thinks i'm supposed to be. | Umarım herkesin olmamı istediği gibi biri olurum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I've just met you, | Seninle yeni tanıştım ama... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| And there's no doubt in my mind | ...dünyaya iyilik getirecek bir güç... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| That you're a force for good in this world. | ...olacağına şimdiden eminim. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| What if that's not enough? | Peki ya düşünmek yeterli değilse? | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You're right, clark. | Haklısın, Clark. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| And there are some people out there like lionel luthor | Ve dışarıda Lionel Luthor gibi insanlar... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Who are willing to destroy others to get to you. | ...sana ulaşmak için diğerlerini yok edecek. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Lionel had robert and laura queen's plane sabotaged so it would crash. | Lionel, Robert ve Laura Queen'in uçağının düşmesine neden oldu. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| He poisoned edward teague, | Edward Teague'i zehirledi. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| And i think he did the same thing to my father. | Ve sanırım babama da aynı şeyi yaptı. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Why would he do that? They were all part of a group | Bunu neden yapsın? Bir grubun üyesiydiler. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Who swore to protect the traveler. | Gezgini korumaya yemin etmiş bir grup. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Lionel wanted you all for himself. | Lionel seni sadece kendisi için istiyor. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| He killed all those people because of me. | Tüm o insanları benim için öldürdü. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| My father often reminded me that despite the power of the sun, | Babam bana güneşin gücünü anlatırken sıklıkla... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| It's always night on half the planet. | ...dünyanın diğer yarısının karanlık olduğunu söylerdi. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| For all the good you do, there will always be darkness. | Ne iyilik yaparsan yap her zaman karanlık olacak. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| People who would kill you | Seni öldürmek isteyecek veya... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Or abuse your power for their own gain... | ...kendi amaçları için gücünü almak isteyecek... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Lionel luthor's just one of many. | ...Lionel luthor gibi bir çoğu olacaktır. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Clark, i wish you would reconsider coming with me. | Clark, umarım benimle gelmeyi düşünürsün. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| As long as lionel luthor is alive, he's a threat to you. | Lionel Luthor yaşadığı sürece senin için bir tehdit olacaktır. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I'll deal with lionel. | Lionel ile ben ilgilenirim. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Then i'll take an apartment in metropolis. | Öyleyse ben de Metropolis'de bir ev tutayım. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I want to be there for you. | Senin için burada olmak istiyorum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Just like my father was. | Aynı babamın olduğu gibi. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Someday, | Bir gün... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I hope to see the traveler change the world. | ...umarım gezginin dünyayı değiştirdiğini görürüm. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Clark, i... | Clark, ben... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I'm... sorry. | Ben üzgünüm. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I'm sorry that you had to be locked in that cell, but | Seni, o hücreye kapattığım için üzgünüm ama... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| It was the only way i could be sure you were safe. | ...güvende olacağın tek yer orasıydı. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Safe from what? | Neden güvende? | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I got... i got these letters, | Bu...bu mektupları aldım. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You see. They... they threatened... | Bak, bunlar seni kaçırmakla... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| To... | ...tehdit eden mektuplar. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I didn't know who was sending them until i met with patricia swann, | Patricia Swann'ı görene kadar kimin gönderdiğini bilmiyordum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| But i had no idea how many people were involved or | Kaç insanın bu işin içinde olduğunu veya... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| How much they knew or what they intended to do with you. | ...ne kadarını bildiğini ve seninle ne yapmak istediklerini bilmiyordum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Why didn't you just tell me there was danger? Lee my own decision. | Tehlike olduğunu neden bana söylemedin? Kendi kararımı vermeme izin vermedin. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| If i told you, you would have rushed out to search for your enemies. | Eğer sana söyleseydin, hemen düşmanlarını aramaya koşacaktın. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I couldn't take that chance that you might get hurt. | Senin yaralanma riskini göze alamazdım. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| So instead you shoot me with kryptonite tasers. | Onun yerine beni kryptonit bayıltıcılarla vurdurdun. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You trap me in a kryptonite cell. | Kryptonitden bir hücreye hapsettin. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Why would you even build that thing? | O yeri neden yaptın? | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Clark, you're not the only kryptonian who's come here. | Clark, sen buraya gelen tek Krypton'lu değilsin. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Your fellow travelers are violent... extremely | Gezgin arkadaşların saldırgan, aşırı saldırgan. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Violent. I built that cell for them. | Bu hücreyi onlar için yaptım. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Then why imprison me? Clark, son... | Peki neden beni hapsettin? Clark, oğlum... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You're not my father! | Sen benim babam değilsin! | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I spoke to patricia. She told me about the veritas murders. | Patricia ile konuştum. Bana bu Veritas cinayetlerinde bahsetti. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| The truth can be very easily manipulated. | Gerçek kolayca değiştirilebilir. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You would know that better than anyone, lionel. You've been doing it for years. | Bu herkesten daha iyi bilirsin Lionel. Senelerdir yapıyorsun. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I'm different now. | Artık farklıyım. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I'm a different man. | Farklı bir adamım. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Hey, cousin. Need any help? | Hey, kuzen. Yardım lazım mı? | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You've already done more than enough. | Yeterince yardım ettin zaten. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I was saving it till you got your memory back. | Hafızan geri gelene kadar saklıyordum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Thanks for saving my life. | Hayatımı kurtardığın için teşekkürler. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I didn't do it alone. I mean, if it wasn't for chloe and lana, | Yanlız yapamazdım. Yani eğer Chloe ve Lana olmasaydı... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Lex would have dissected my brain by now. | ...Lex şu anda beynimi inceliyor olacaktı. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I can't believe i trusted him. | Ona güvendiğime inanamıyorum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Don't be too hard on yourself. | Kendine bu kadar kızma. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| You're not the only one to be fooled by the luthors. | Luthorlar tarafından tek aldatılan sen değilsin. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Lex and i used to be best friends. | Lex ve ben eskiden iyi arkadaştık. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| And i thought lionel was my ally. | Ve Lionel'ın yandaşım olduğunu sanıyordum. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| But it doesn't make any sense. | Ama bu mantıklı gelmiyor. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I mean, lex tried to save me in detroit. His father saved both of us in washington. | Lex beni Detroit'de kurtarmaya çalıştı. Babasın ikimizi de Washington'da kurtardı. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| Lex and lionel are only capable of doing the right thing if it benefits them. | Lex ve Lionel sadece kendi çıkarları için iyi işler yaparlar. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| I want to see the good in people, kara, | İnsanlardaki iyiliği görmeye çalışıyorum, Kara ama... | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| But i think the luthors are a lost cause. | ...ama sanırım Luthorlar ümitsiz vaka. | Smallville Traveler-1 | 2008 | |
| We'll always be there for each other. Forever. | Her zaman birbirimiz için var olacağız. Daima. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I now pronounce you husband and wife. | Sizleri karı koca ilan ediyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| that thing that did this, what was it? | Bunu yapan şey de neydi? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jor El warned me about an ultimate destroyer. | Jor El beni bir yok edici hakkında uyarmıştı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| There is some sort of connection between us. | Aramızda bir çeşit bağlantı var. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I know that you feel it, too. | Senin de hissettiğini biliyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm gonna relieve Lois of her nurse's duties. | Lois'i hemşirelik işinden kurtarmaya gidiyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| From what I hear, he was lucky | Duyduğuma göre o yaratıktan... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| to make it past that creature alive. | ...kurtulabildiği için şanslıymış. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You will eradicate the other Kryptonian. | Diğer Kryptonluyu yok edeceksin. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You have no free will. | Seçme şansın yok. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Say that Clark Kent, the unassuming journalist... | Alçakgönüllü gazetecimiz Clark Kent... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| steps out of the shadow into his red and blue, | Gölgelerin içinden kırmızı mavi kıyafetiyle çıkıyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| creating two completely separate identities. | Bu iki farklı kişilik yaratmak. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I think there's a lot more to Clark Kent | Sanırım Clark Kent'de... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| that even Clark Kent doesn't want to admit. | ...kendinin bile kabul etmediği şeyler var. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| If you want to fire me, Ms. Mercer, go ahead. | Eğer beni kovmak istiyorsanız Bayan Mercer durmayın. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| In time, I'm sure the truth will reveal itself. | Eminim zaman içinde gerçek ortaya çıkacaktır. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Bless me, father, for I have sinned. | Beni işlediğim günahlar için bağışla peder. | Smallville Turbulence-1 | 2009 |