Search
English Turkish Sentence Translations Page 150730
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I think I'm just good at covering my tracks. | Sanırım izlerimi saklamak konusunda kabiliyetliyim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Kind of like you, Clark. | Senin gibi Clark. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Why would I cover my tracks? | Neden izlerimi saklayayım? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Why would Lex have an entire room devoted to you? | Neden Lex'in sana adamış olduğu koca bir odası var? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I've seen the photographs... | Fotoğraflar gördüm,... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| the crushed Porsche, t the mushroomed bullets. | ...parçalanmış Porsche, ezilmiş kurşunlar. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I can't explain to you Lex Luthor's delusions. | Lex Luthor'un hayal gücünü sana açıklayamam. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Lex was a lot of things, but he was not delusional. | Lex bir çok şeydi ama hayalperest değildi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| We all have our deepest, darkest secrets. | Hepimizin derinlerinde karanlık sırları var. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I just told you mine. | Sana benimkini söyledim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Now tell me yours. | Şimdi sen söyle. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| With me, it's what you see is what you get. | Ben gördüğün şeylerden ibaretim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| How's the weather look in L.A? | L.A'da hava nasıl görünüyor? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Skies are all clear. | Gökyüzü açık görünüyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| There's a hole in the cockpit, and the pilot's gone! | Kokpitte bir delik var ve pilot gitmiş! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I looked everywhere, and I can't find the parachutes! | Her yere baktım ama paraşüt yok! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Clark, do something. | Clark, bir şeyler yap. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Put this on! | Şunu tak! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Just breathe! | Nefes al! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Keep breathing! | Nefes almaya devam et! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| So I wasn't hallucinating. | Hayal görmüyordum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I got this cut in your ambulance when I saw the dead body. | Bu yarayı ambulansındaki cesedi gördüğüm zaman aldım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You murdered that man. | O adamı sen öldürdün. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy... Get away from me. | Jimmy... Benden uzak dur. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| No. Not until you tell Chloe what you did. | Hayır. Chloe'ye ne yaptığını söyleyene kadar olmaz. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| She's on her way right now. | Şu an buraya geliyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| That's what you want everyone to believe, isn't it? | Herkesin buna inanmasını istiyorsun değil mi? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| See, I thought it was just to cover up the murder. | Bunu sadece cinayeti gizlemek için yaptığını sanıyordum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| But then I saw you holding Chloe outside my room. | Ama seni Chloe'ye sarılırken gördüm. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You want me out of the way | yolundan çekilirsem... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| so you can have her all for herself, don't you? | ...onu elde edebilecektin değil mi? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Jimmy, please, for your own good, | Jimmy, lütfen kendi iyiliğin için... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| get out of here now! | ...hemen git buradan! | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I am not going anywhere until you confess what you did. | Yaptığını itiraf etmeden bir yere gitmiyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Chloe, please, go. | Chloe, lütfen git. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Davis, it's okay. | Davis, sorun yok. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| He can't hurt you, Davis. | Sana zarar veremez, Davis. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, there he is... the prince who came to my rescue. | İşte beni kurtaran prensim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I would think parachuting out of a jet | Jetten paraşütle... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and landing in the Arizona desert | ...Arizona Çölü'ne atlamak... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| would've slowed you down, but... | ...seni yavaşlatır sanmıştım ama... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You seem to be doing just fine. | ...oldukça iyi görünüyorsun. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I knew I was fine the moment that I woke up | Hastane odasında uyanıp... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| in that Phoenix emergency room, to see you... | ...seni yanımda gördüğümde iyi olduğumu anlamıştım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Did you figure out what brought down Oliver's jet? | Oliver'ın jetine ne olduğunu anlayabildin mi? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Someone may have been trying to kill you. | Biri seni öldürmek istiyor olabilir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| It is a dangerous world we live in. | Yaşadığımız dünya tehlikeli. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| The NTSB is still investigating the explosion. | NTSB hala patlamayı araştırıyor. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Have they found the pilot's body? No. | Pilotun cesedini bulmuşlar mı? Hayır. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And I feel terrible. | Ve kendimi kötü hissediyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Why is it that he's dead and we're still alive? | Neden o öldü biz hayattayız? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I guess I'm just lucky | Sanırım sen doğru zamanda... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| that you were in the right place at the right time. | ...doğru yerde olduğun için şanslıyım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I guess the lucky part was finding that parachute. | Sanırım şanslı olduğumuz kısım paraşütü bulmamız. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Yeah, about the parachute... Where was that? | Evet paraşüt neredeydi? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You must've missed it. | Gözden kaçırmış olmalısın. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I found it stashed in the cabin locker. | Kabindeki dolapta buldum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Yeah, I was able to, uh, strap it around both of us. | Evet kimiz içinde kullanmak zorunda kaldım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, as terrible as it all was, | Ne kadar korkunç olursa olsun... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I hope that this experience has brought us closer. | ...umarım bu tecrübe bizi birbirimize yaklaştırır. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I don't usually open up about myself to... | Genelde kendimi kimseye... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, to anyone, really. | ...açmam. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I understand that what you told me | Bana geçmişin ile ilgili anlattıklarının... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| was a part of your past you'd like to keep private. | ...özel kalmasını istediğini anlıyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| If you're worried that I'm gonna tell someone your secret... | Eğer sırrını kimseye söyleyeceğimden endişeleniyorsan... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I promise you I won't. | ...söz veriyorum yapmayacağım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Lex was right about you, Clark. | Lex senin hakkında haklıymış Clark. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| There's not a bad bone in your body. | Senin içinde hiç kötülük yok. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| My whole life, I've had to deal with abusive people, | Tüm hayatım boyunca kötü insanlarla karşılaştım. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| people who took away my hope. | Umudumu çalan insanlarla. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| But when I'm around you... | Ama senin etrafındayken... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Somehow, I feel safe. | ...bir şekilde kendimi güvende hissediyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'd better get back to the Planet. | Planet'e geri dönsem iyi olacak. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I wouldn't want you to think I'm not taking my job seriously. | İşimi ciddiye almadığımı düşünmeni istemem. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I may run his company... | Onun şirketini yönetiyor... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and I may live in his mansion... | ...ve onun malikanesinde yaşıyor olabilirim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| but I'm not Lex. | Ama ben Lex değilim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You can trust me. | Bana güvene bilirsin. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You think she knows your secret? | Sence sırrını biliyor mu? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, she didn't exactly just come out and admit it. | Tamam olarak söyleyip kabul etmedi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, does she have to? | Etmesi gerekir mi? | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I mean, you saved her by flying out of a falling jet. | Onu düşen bir jetten uçarak kurtardın. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| First of all, we didn't fly. We sort of jumped. | Biz uçmadık. Atladık diyebiliriz. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| And she was unconscious the whole time. | Ve o tüm bu zaman boyunca baygındı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Well, whatever the case, she knows too much, | Ne kadar çok şey bilirse... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and she's getting closer by the minute. | ...o kadar çok yaklaşıyor demektir. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| So it's time to take extreme measures. | Ekstra önlemler almanın zamanı geldi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| You need to quit the Daily Planet | Daily Planet'i bırakıp... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and put the Red Blue Blur back into the closet. | ...kırmızı mavi görüntüyü askıya almalısın. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm not changing my life | Tess Mercer sırrımı öğrenebilir diye... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| because Tess Mercer might know my secret. | ...hayatımı değiştirmeyeceğim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| But she's beyond dangerous, Clark. | Ama o tehlikeliden de öte Clark. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| She tried to kill Lana. | Lana'yı öldürmeye çalışmıştı. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Only because she was trying to destroy the power suit. | Onu öldürmeye çalışmasının nedeni güç kıyafetini yok etmek istemesi. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| She was desperate to stop Lex. | Lex'i durdurmayı çok istiyordu. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I can't believe you're defending her. | Onu savunduğuna inanamıyorum. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| I'm not sure she's like Lex. | Onun Lex gibi olduğuna emin değilim. | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| Your ability to trust others | Başkalarına inanma kabiliyetin ve... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| and always see the good in people | ...her zaman insanların içindeki iyiyi görmen... | Smallville Turbulence-1 | 2009 | |
| is what makes you so special, | ...seni özel yapan şey olabilir ama... | Smallville Turbulence-1 | 2009 |