Search
English Turkish Sentence Translations Page 150612
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Bring her here. I'll handle her. | Onu buraya getir. Ben ilgilenirim. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| End of story. | Hepsi bu. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Lois, you can't just walk in and steal a file. | Lois, öylece gidip dosya çalamazsın. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| It's a crime. You'll go to prison. | Bu bir suç. Hapse girersin. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I have a plan, clark. | Planım var Clark. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Would you like to share it? 'Cause i'm having doubts. | Paylaşmak ister misin? Çünkü şüphelerim var. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| When in doubt... | Şüphe ettiğin zaman... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Charge it. | ...bunlara bak. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| City hall... 13th precinct... 15th precinct... | Belediye... 13. Bölge... 15. Bölge... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Metropolis general. | Metropolis Hastanesi. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| If i could just get mileage points on these things, i'd see the world. | Bu şeylerle mil kazanılsaydı, dünyayı gezerdim. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Cover me, smallville. | Arkamı kolla, Smallville. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Uh, you know, patients are on an entirely different floor. | Hastalar tamamen başka bir katta. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| You know, i thought i got off the elevator a little early. | Asansörden erken indiğimi biliyordum. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Wait. You're one of the rescue workers from the bus, right? | Bekle. Sen otobüs olayındaki görevlilerdendin değil mi? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I thought i recognized you. | Seni tanıdığımı biliyordum. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| For a guy without a uniform, you helped a lot of people. | Üniforması olmayan ve insanlara yardım eden kişisin. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Oh, i didn't do anything. | Ben bir şey yapmadım. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I mean, you're the real hero. | Yani gerçek kahraman sensin. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| You help people for a living. | İnsanlara yardım etmek için yaşıyorsun. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Davis bloome. I met your fianc�e. | Davis Bloome. Nişanlınla tanıştım. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Clark, congratulations. She's a real catch. | Clark, tebrikler. O harika biri. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I'm getting married? | Ben evleniyor muyum? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Well, i thought that... 'cause i saw you and chloe together, | Öyle sanıyorum çünkü seni Chloe ile birlikte gördüm ve... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| And you seemed pretty close. When she said she was engaged... | ...çok yakın görünüyordunuz. Sonra o nişanlandım diyince... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Chloe's engaged? | Chloe nişanlandı mı? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Oh, man. Okay, my brain's gone completely d.O.A. | Tamam dostu, kafam allak bullak oldu. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Clark, she said she hadn't told anyone yet. | Clark, daha kimseye söylemedim dedi. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Do me a favor. Don't tell her i said anything. | Bana bir iyilik yap. Benden duyduğunu söyleme. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I won't reveal my source. | Kaynağımı açıklamam. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Hey, bette! | Bette! | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Davis, the paramedic we met on the street, | Davis, tanıştığımız ilk yardım elemanı... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Came by with the paperwork. | ...evrakları bırakmak için uğramış. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| His friends want to meet you. | Arkadaşları seninle tanışmak istiyor. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Change of plan, chloe. I'm leaving metropolis. | Planlar değişti, Chloe. Metropolis'den ayrılıyorum. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Don't you think that you should read this first? | Sence önce bunu okuman gerekmiyor mu? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I mean, this place sounds really great. | Yani burası güzel bir yere benziyor. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Maybe it is, but this city's gone sour... | Belki ama şehir bozuluyor. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Like, way past its shelf life. | Aynı sığınak hayatı gibi. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Look, i know what happened with tommy was awful, | Bak, Tommy'e olanlar korkunçtu biliyorum ama... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| But running away is not the answer. | ...kaçmak çözüm değil. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Besides, it's not safe out there for you by yourself. | Ayrıca yalnız başına gitmek güvenli değil. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| You think the streets are dangerous? | Sokakların tehlikeli olduğunu mu sanıyorsun? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Try a locked door with someone else holding the key. | Bir de anahtarı başkasının elinde olan kapalı kapıları düşün. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| No, thanks. They're not gonna lock you in. | Yok, kalsın. Kimse seni alı koymayacak. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Look, tell you what... i'll call them for you. | Bak ne diyeceğim, onları buraya çağırayım. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Chloe, stop. | Chloe, yeter. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I don't need a den mother, and i won't go see those people. | Bir anneye ihtiyacım yok ve onları görmeye gitmeyeceğim. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Then they'll come here to see you. | Öyleyse onlar seni görmeye gelsin. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| You're not listening to me! | Beni dinlemiyorsun! | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I'm just trying to help you, bette. | Sana yardım etmeye çalışıyorum Bette! | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I wish you hadn't made me do that. | Keşke bunu bana yaptırmasaydın. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| There's nothing in here about a meteor infection. | Burada meteordan etkilendiğine dair bir iz yok. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Here. Let me take a look. | Bir bakayım. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Knock yourself out. | Keyfine bak.. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I'm not sure we're on the right track, lois. | Doğru izde olduğumuza emin değilim, Lois. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Tommy's death seems suspicious. | Tommy'in ölümü şüpheli gözüküyor. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Of course it's suspicious. | Elbette şüpheli. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| The guy blew himself up just by rubbing his hands together | Adam ellerini ovuşturarak kendini patlattı. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Or wrinkling his nose or whatever he did. | Yada burnunu oynattı veya ne yaptıysa. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| They didn't find any meteor rock in his system, | Vücudunda meteor izine rastlanmamış. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| But they did find metal shrapnel from the barrels. | Ama varildeki metal parçaları bulmuşlar. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Lois, if tommy's responsible for the blast, | Lois, eğer bu patlamayı Tommy yapsaydı... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Then the barrels would have blown away from him, | ...parçalar ondan uzaklaşırdı... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Not into him, right? | ...içine girmezdi değil mi? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Don't clear his name just yet, sherlock. | Hemen adını temize çıkarma Sherlock. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| That kid was dangerous, a real live wire. | Bu gerçekten çocuk tehlikeliymiş. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Check his rap sheet at the back. | Suç kayıtlarına bir bak. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Armed robbery, b&e, and carjacking. | Silahlı soygun, haneye tecavüz, araba hırsızlığı. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Basically, that firecracker was a major menace to metropolis. | Yani bu ateş çıkarıcı Metropolis'in önemli suçlularındanmış. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| But there's no mention of explosives in any of these crimes, lois. | Ama burada suç mahallinde patlama ile ilgili bir şey yok Lois. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| If you were a criminal with these abilities, wouldn't you use them? | Eğer bir yeteneği var olsaydı suç işlerken bunu neden kullanmadı? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Well, if tommy didn't kill himself, then who did? | Peki Tommy kendini öldürmediyse kim yaptı? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Bette claimed that tommy blew up the bus. | Bette Tommy'in otobüsü patlattığını söyledi. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| But she was there for both of the blasts. | Ama o iki patlamada da oradaydı. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Oh, my god. My cousin's babysitting psycho spice. | Aman tanrın. Kuzenimin baktığı çocuk bir psikopat. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Clark, what if... | Clark, ya... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Believe me, i understand. | İnan bana anlıyorum. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| It can be tough to control your powers | Yeteneğini kontrol etmek zor olmalı. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| When you're angry or afraid... | Kızdığında veya korktuğunda... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Like on the bus or...with tommy. | ...otobüsteki ve Tommy ile birlikte olduğun zamandaki gibi. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Those weren't accidents! | Onlar kaza değildi! | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I knew what i was doing! | Ne yaptığımı biliyordum! | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| There are some bad people chasing me. | Bazı kötü insanlar peşimde. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| They cornered me on the bus. I had to fight back. | Beni otobüste sıkıştırdılar. Karşılık vermeliydim. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| So you set up tommy to take the blame? | Suçu Tommy'nin üstüne atmak mı istedin? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Bette... | Bette... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| He helped them find me. | Onları beni bulmasına yardım etmişti. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Three years ago, | 3 yıl önce... | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Some corporate types locked me in their private prison. | ...bir grup beni bir yere kapattı. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| It was a nightmare. They ran tests on me every day. | Kabus gibiydi. Her gün bana testler yaptılar. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Last week, something happened, and we were all let go. | Geçen hafta bir şey oldu ve gitmemize izin verdiler. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| They tagged us on the way out. | Çıkarken bizi işaretlediler. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I ran before they could do it to me. | Bana yapamadan oradan kaçtım. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| This place... were there lots of people there with powers? | O yerde güçleri olan bir çok insan mı vardı? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| I told tommy all about it. | Bunları Tommy'ye anlattım. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| And you know what he did? He sold me out. | Ne yaptı biliyor musun? Beni ele verdi. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| He led them straight to me. | Onların beni bulmasını sağladı. | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| The prison was in montana, wasn't it? | Bu hapishane Montana'da mıydı? | Smallville Plastique-1 | 2008 | |
| Black creek? | Kara Koy mu? | Smallville Plastique-1 | 2008 |