Search
English Turkish Sentence Translations Page 14844
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The reason for that visit was the loan which was supposed to cover Henrik's studies. | Bu ziyaretin sebebi, kredinin sözde Henrik'in okulu için olmasıydı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The money is all gone. As simple as that. All gone? | Para bitti. Bu kadar basit. Bitti mi? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It should have lasted four years. Everything has gotten more expensive. | Dört yıl sürmesi gerekiyordu. Her şey çok pahalı oldu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Alma, you decided the amount, I didn't argue. | Alma, miktarı sen belirledin, tartışmadım bile. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Blenda, you have been generous. Would you like a new loan? | Blenda, sen her zaman çok cömerttin. Yeni bir kredi ister misin? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Henrik and I discussed whether he should discontinue his studies | Henrik ve ben okulu bırakıp Söderhamn'da Telgraf ofisinde... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
and apply at the new Telegraph Office in Söderhamn. | ...çalışması gerektiği konusunu tartıştık. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That was the only way out, but then something happened. | Tek çıkar yol buydu, fakat daha sonra bir şeyler oldu. Sen anlamsızlığı yok ediyorsun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I think it's better that Henrik should tell you. | Ve sanırım bunu Henrik'in size söylemesi daha uygun olur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I took my exam in religious history with the feared Sundelius. | Sundelius'un Din Tarihi dersinden geçtim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Three of us went up and I was the only one who passed. | Sınava üç kişi girdik ve ben dersi geçen tek kişiydim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Afterward the professor asked me for a private discussion. | Daha sonra Profesör benimle özel olarak görüşmek istedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He offered me a cigar, very amicably. | Bana puro ikram etti, oldukça dostaneydi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He offered Henrik a cigar! I just said that.. . | Henrik'e puro ikram etmiş! Bunu demin söyledim... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He recommended I take the scientific path. | Bilimde ilerlememi tavsiye etti. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I should write a dissertation under his guidance. | Onun rehberliğinde tez yazmam gerek. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then I can become a lecturer. That is flattering, Blenda. | Ondan sonra öğretim görevlisi olabilirim. Bu gurur verici, Blenda. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Diabolical.. . I lack the resources. | Şeytanca... Kaynak eksikliği yaşıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I can't even complete my exams. | Ödevimi bile bitiremedim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He said that if I can take care of the first year | Profesör bana, ilk yıl dayanabilirsem... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
then I can get a doctor's stipend. | ...daha sonra bir doktor maaşı alacağımı, söyledi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's a lot of money, Aunt Blenda. | Bu çok iyi bir para, Blenda Teyze. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Diabolical! We're asking for a new loan.. . | Şeytanca! Biz yeni bir kredi istiyoruz,... Sana bu ilacı veriyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
... of 6,000 crowns. | ...6,000 Kron. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Professor Sundelius calculated that this is what is necessary. | Profesör Sundelius, bu miktarın yeterli olacağını hesapladı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What do you think, Beda? I'm speechless. | Ne düşünüyorsun, Beda? Ben dilsizim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What are you talking about? Henrik will be a professor. | Ne konuşuyorsunuz siz? Henrik Profesör olacak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He needs 6,000 crowns beyond the 2,000 we already loaned him. | Ona verdiğimiz 2 bin Krondan sonra şimdi de 6 bin Krona ihtiyacı varmış. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Do we have that much money? That's another thing entirely. | Bu kadar paramız var mı? Bu tamamen başka bir konu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
If we're to do something then we must do it immediately. | Eğer bir şeyler yapacaksak, elimizi çabuk tutmalıyız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Alma, will you come to my study. | Alma, benimle çalışma odama gelir misin? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Maybe we should write a receipt? | Belki de bir makbuz yazmalıyız, ha? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'll just call Professor Sundelius | Birazdan Prof. Sundelius'u arayacağım. 'Eve gitmelisin, burda yiyecek bir şey yok.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
and thank him for his earnest contribution | Ve ona ailemizin şanı adına verdiği... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
to our family's hopeful progeny. | ...bu ciddi katkı için teşekkür edeceğim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
1546. | 1546. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'll call another day. | Başka bir gün arayacağım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's not polite to disturb such an eminent figure after 8 o'clock in the evening. | Akşam 8'den sonra böylesine seçkin bir şahsiyeti rahatsız etmek hiç kibarca değil. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Alma, you understand that we are proud to be able to help Henrik? | Alma, biz Henrik'in yeteneğine yardım etmekten gurur duyuyoruz, anlıyor musun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thank you so much, You don't need to be thankful. | Çok müteşekkirim. Müteşekkir olmana gerek yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm doing this because your boy is a gift. | Bunu yapıyorum, çünkü senin oğlun bir hediye. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Or am I doing it for nothing? | Yoksa bunu bir hiç uğruna mı yapıyorum? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Or for your own love for your son? | Ya da oğluna olan sevgin için mi? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't know.. . | Bilmiyorum... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let's go back out to the others. Come on, Alma! | Hadi dışarı çıkıp diğerlerine katılalım. Gel, Alma! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Don't cry like that. | Ağlama böyle. ...ve bizi terketmeyi düşündüğünü söylemiş. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Hurry up, Ernst! | Çabuk ol, Ernst! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Have you got the towels? I do. | Havlun var mı? Evet. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Goodbye you two! Goodbye, Mamma! | Hoşça kalın, ikinizde! Hoşça kal, Anne! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Have you ever been in love? In love? | Hiç aşık oldun mu? Aşk mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What do you mean? I don't know. Have you? | Ne demek istiyorsun? Bilmiyorum. Sen? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna... Tell me, who is your lover? | Anna... Söyle hadi, sevgili aşkın kim? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Pappa and you. Understood? | Babam ve sen. Anlaşıldı mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Torsten Bohlin? No, he's not my lover. | Torsten Bohlin? Hayır, o benim sevgilim değil. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
But somebody is.. . Yes, that is possible. | Fakat bazıları... Evet, olabilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Ehh, I don't know. | Ehh, bilmiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Would you like to come with me to Uppsala? I can't, for Mamma's sake. | Benimle Uppsala'ya gelmek ister misin? Gelemem, annem var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What will you do there in July? They have a meteorological institute. | Temmuzda ne yapacaksın? Meteoroloji Enstitüleri var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And it might be nice to have the house to ourselves. | Ve kendi evimizin olması güzel olabilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You must talk to Mamma, she won't let me go. | Anneyle konuşmalısın, gitmeme izin vermez. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Who else could make my meals, darn my socks, and make sure I get to bed? | Başka kim bana yemek yapar, çorap örer ya da uyuduğumdan emin olur? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna? It could be pleasant. | Anna? Bu çok hoş olur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'll take my bicycle and you the train, and we'll meet at Trädgårdsgatan. | Ben bisiklete bineceğim, sende trene bin. Tradgardsgatan'da görüşürüz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That's very tempting.. . | Yalnızdı ve karanlıktı. İyi fikir... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Present, imperfect and plusquamperfect. | Şimdiki zaman, birleşik zaman ve geçmiş zaman. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Well? Can't we go swimming? | Pekala? Yüzmeye gidebilir miyiz? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What would your father say? Do you think I'm having such a pleasant time? | Baban ne söylerdi? Çok hoş zaman geçirdiğimi mi sanıyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
But you're being paid for it. | Ama bunun için maaş alıyorsunuz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Present! | Şimdiki zaman! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Stop doing that now, Robert. | Kes şunu, Robert. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Present, then? Ich bin, du bist.. . | Şimdiki zaman, hadi? Ich bin, du bist.. . | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
... er, sie, es ist, wir sind, ihr seid, Sie, sie sind. | ...er, sie, es ist, wir sind, ihr seid, Sie, sie sind. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And now perfect? | Şimdi de birleşik zaman? Oturalım mı? Hayır, fazla kalmayacağım... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Ich habe gewesen. | Ich habe gewesen. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
A young man, Ernst Åkerblom, would like to speak with you. | Genç bir adam, Ernst Akerblom, sizinle görüşmek istiyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I told him that you would be occupied with my son until 1 o'clock. | Ona, saat 1'e kadar benim oğlumla meşgul olacağınızı söyledim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How's it going with Robert? | Robert ile dersler nasıl gidiyor? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is he unteachable or have you hit success? | Öğrenebiliyor mu, ya da iyi dövüyor musunuz? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Robert is clever, makes some progress, but there are gaps.. . | Robert zeki bir çocuk, biraz ilerleme gösterdi, ama bazı eksikler var... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Aha, do you mean gaps, or gaping holes? | Aha, eksikler mi, yoksa kocaman boşluklar mı, demek istediniz? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Gaps. That sounds hopeful. | Eksikler. Kulağa hoş geliyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Or what do you think, Robert? Yes. | Ya da sen ne düşünüyorsun, Robert? Evet. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are you howling? Blow your nose.. . | Mırıldanıyor musun? Burnunu sil... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Don't you have a handkerchief? Such carelessness? Here! | Mendilin yok mu? Bu ne ihmalkarlık böyle? Al! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Don't snivel! Take your grammar book and read in the garden. | Kes zırlamayı! Gramer kitabını al ve bahçede çalış. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I would like to talk to your tutor privately. | Öğretmeninle özel olarak görüşmek istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You would like to speak with me, Your Lordship? | Bana bir şey mi söylemek istiyorsunuz, Lordum? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
His mother says that I am unfair and push him too much. | Annesi ona haksızlık ettiğimi ve onu çok fazla dövdüğümü söyler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't know.. . She says that I don't love him. | Bilmiyorum.. . Onu sevmediğimi söylüyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, I don't know. | Evet, bilmiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Perhaps it's just as well to stop this animal cruelty. | Belki de dersler, bu hayvani vahşete bir son verir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What do you think? You should never give up hope. | Siz ne düşünüyorsunuz? Umudunuzu asla kaybetmemelisiniz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Bullshit, young man! Robert is an unteachable drone, an idiot. | Bu saçmalık, genç adam! Robert, mızmızcı, tembel ve aptal. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
A tear drenched drag ass. That must be horrible for him. | Bir yıl, sırıl sıklam sürüklendi eşek. Bu onun için korkunç olmalı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is it? Then it must be horrible for everyone. Yes, perhaps that is it. | Öyle mi? Öyleyse bu herkes için korkunç olmalı. Evet, belki de öyle. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What kind of goddamned bullshit is this? I refuse. | Bu nasıl bir allahın cezası? Kabul etmiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Ich habe gewesen'? The boy's a bloody dung heap. | 'Ich habe gewesen'? Çocuk kanlı bir gübre yığını. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Pollution at the earth's surface. | Yeryüzünün kirliliği. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then we are agreed in discontinuing Robert's summer lessons. | Öyleyse Robert'in yaz derslerine son verilmesi konusunda anlaştık. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It is you who decides, My Lord. Exactly, young man. | Bu sizin kararınız, Lordum. Kesinlikle, genç adam. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |