Search
English Turkish Sentence Translations Page 14846
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Mamma says I'm too interested in boys. | Annem erkeklerle çok ilgilendiğimi söyler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, as you've heard, there's no end to my faults. | İşte duyduğun gibi, kusurlarımın sonu yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My greatest fault is that I am confused. | En büyük kusurum, kafamın hep karışık olması. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That is not a fault? Yes, in fact, it is. | Bu da kusur mu şimdi? Evet, aslına bakarsan, öyle. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What do you mean? I am confused. | Ne demek istiyorsun? Kafam karışık. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I often do only what people tell me to do. | Ben genellikle insanların söylediklerini yaparım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I have so many feelings, which also make me confused. | Kafamı karıştıran çok yoğun duygular yaşıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I almost always have a bad conscience. That sounds like a burden. | Neredeyse sonsuza dek kötü bir vicdanla yaşamak zorunda kalacaktım. Bu kulağa bir yükmüş gibi geliyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Now we're both sad. | Şimdi ikimizde üzgünüz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Should we kiss each other now so we'll be happy again? | Öpüşüp tekrar mutlu olalım mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Wait, there's one thing.. . No I'm getting tired of this silliness. | Bekle, bir şey daha var... Hayır bu sessizlikten sıkıldım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Now, we are presumably engaged. | Muhtemelen artık nişanlı sayılırız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We are now engaged. | Az önce nişanlandık. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Aha, so we're not engaged? | Aha, öyleyse nişanlı değiliz? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I knew it would be a mistake from the outset. | Bunun en baştan yanlış olduğunu biliyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I have to leave. We won't see each other any more. | Gitmeliyim. Biz artık görüşemeyiz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You have somebody else. | Başka biri var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes.. . | Evet... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You have no need to reproach yourself, actually. | Kendine sitem etmeye hiç gerek duymadın, gerçekten. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You might have said something earlier. | Önceden bir şeyler söylemeliydin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
But then everything was so unreal. | Ama sonra herşey çok gerçekdışı olurdu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I understand why you didn't say anything. | Neden hiç bir şey söylemediğini anlıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What has happened to our beautiful future? | O güzel geleceğimize ne olurdu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I want to share my life with you, but I didn't know that yesterday. | Hayatımı seninle paylaşmak istiyorum, ama bunu düne kadar bilmiyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Do you mean that you are contemplating leaving her? | Ne demek istiyorsun, onu terketmeyi mi düşünüyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, what's her name or whoever.. . | Evet, adı ne? Ya da boşver... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Her name is Frida, she's a year older than me and comes from up north.. | Adı Frida, benden bir yaş büyük ve kuzeyli. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What does she do? She's a waitress at Flustret. | Ne iş yapıyor? Bir barda garson. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Oh, a waitress.. . | Oh, demek bir garson... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is there anything wrong with that? No, not at all. | Bunda yanlış bir şey var mı? Hayır, hiç yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You have forgotten a serious fault you are obviously stuck up. | Ciddi bir kusurunu unutmuşsun... Belli ki çok zor bir durumdasın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How could I be so stupid as to go along with this game? | Nasıl bu oyuna düşecek kadar aptal olabildim? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You know what I'm going to do now? I'm going to go back to her and beg her forgiveness. | Bak ne diyeceğim. Ben şimdi gidiyorum. Geri dönüp ona beni bağışlaması için yalvaracağım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'll tell her what we have said and beg her forgiveness. | Ona aramızda geçenleri anlatıp affını dileyeceğim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Hey! Let me get by. | Hey! Bırak geçeyim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Have you already quarreled? You're not wasting any time. | Az önce kavga mı ettiniz? Hiç böyle sinirli değildin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna, my sweetheart, how did this happen? | Anna, canım benim, bu nasıl oldu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I am certain that I love him. | Onu sevdiğimi belli ettim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And Henrik? I am certain that he loves me too. | Ya Henrik? Onunda beni sevdiğinden eminim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Hi! Are you in town? | Selam! Şehirde miydin? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are you sick? Come in. | Hasta mısın? Gir içeri. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are you sick too? You look rather pitiful. | Sende mi hastasın? Oldukça zavallı görünüyorsun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's nothing. How can you say something so stupid? | Bir şeyim yok. Nasıl bu kadar aptalca şeyler söyleyebilirsin? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I can see that there is something. I'm sad. | Bir şeyler olduğunu görebiliyorum. Üzgünüm. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is there something you want to tell me? No. | Bana söylemek istediğin bir şey mi var? Hayır. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It seems like there is. | Var gibi görünüyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Come here, and I'll give you a hug. | Gel de sana bir sarılayım... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are you afraid of catching a cold? | Soğuk almaktan mı korkuyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Get undressed and come lay down. | Soyun ve yatağa uzan. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You've made a scandal for us. This is totally ridiculous. | Ailemizi skandalın içine soktun. Bu çok gülünç. Ama öncelikle Dag Erik'i görmelisin. Gel de yeğenini bir gör! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Aunt Charlotta is a gossip and Mamma came here for no reason. | Dedikoducu Charlotta Teyzen ve annesi hiç sebep yokken buraya geldiler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Having a man sleep over is that nothing? | Bir adamın yatıya kalması... Bu mu bir şey değil? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Who invited him here? I did. | Onu buraya kim davet etti? Ben. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It was really me. A young man who spends the night.. . | Aslında ben davet ettim. Biz yokken yatıya kalan bir... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
... when parents are away is either arrogant or badly raised. | ... genç adam ya kendini beğnmiş, kibirli ya da kötü niyetlidir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What's his name? Henrik Bergman. | Adı ne? Henrik Bergman. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How predictable! | Nasıl tahmin! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He wants to become a minister, without concerning himself with a girl's reputation. | Rahip olmak istiyor. Kendi çabasıyla değil, bir kızın itibarıyla... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Charlotta heard your voices through the walls. | Charlotta duvardan sesini duymuş. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And then what? We talked of our engagement. | Ee, ne olmuş yani? Nişanımız hakkında konuştuk. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I love him and I'm thinking of marrying him, if you want to know. | Bilmek istiyorsan söyleyeyim, onu seviyorum ve onunla evlenmeyi düşünüyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Did you, perhaps, sleep with him? No, but I would have if he wanted me to. | Yoksa onunla yattın mı? Hayır, ama o da isteseydi olurdu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And if you got pregnant? Difficult at such a distance.. . | Peki ya hamile kalsaydın? Bu durumda çok zor... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I must remind you that you will have to wait until you are an adult. | Bir yetişkin oluncaya dek beklemen gerektiği konusunda seni uyarmak zorundayım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
May I suggest something? | Bir öneride bulunabilir miyim? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna will write a nice letter and Mamma will add a few pieces of advice. | Anna güzel bir mektup yazacak. Anne, sende tavsiyene bir kaç şey daha ekleyeceksin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Invite him to the summer house. Never! The seducer! | Onu yaz evine davet et. Asla! Baştan çıkarıcı! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
lf someone is the seducer then it is me. | Baştan çıkarıcı biri varsa, o da benim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
lf Mamma's going to make a fuss then I'll really have a baby with him. | Anne böyle yaygara koparacaksa, ondan gerçekten bir bebek yaparım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then we'll have to get married. You underestimate your mother's conviction. | Sonra da evleniriz. Annenin kanaatlerini küçümsüyorsun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
After all, nothing has happened yet and Henrik and I are good friends. | En nihayetinde, henüz hiç bir şey olmadı. Henrik ve ben iyi arkadaşız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I almost forgot! I have a letter for you. | Neredeyse unutuyordum! Bende bir mektubun var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It came this afternoon and I forgot to give it to you. | Bugün öğleden sonra geldi ve sana vermeyi unuttum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You will talk with Master Bergman. Would you like to read your mail first? | Mr. Bergman ile konuşacaksın. Öncelikle mektubunu okumak ister misin? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
No, send him in. It's you who wants me to speak to the boy. | Hayır, içeri gönderin onu. Çocukla konuşmamı isteyen sensin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't know how to start. Yes you certainly do. | Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Hayır, kesinlikle çok iyi biliyorsun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Would you like something to smoke? A cigar, a cheroot, or perhaps a cigarillo? | Sen de tüttürmek ister misin? Puro, cheroot ya da cigarillo? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Naturally, you may smoke your pipe. | Doğal olarak kendi pipondan içersin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is that English tobacco? Yes. | İngiliz tütünü mü? Evet. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
English pipe tobacco is the best, the French is so harsh. | İngiliz tütünü en iyisi, Fransızların çok sert. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I can see the station building on the other side of the lake with my binoculars. | Dürbünümle şehrin karşı tarafındaki gölün orada inşa edilen istasyonu görebiliyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I entertain myself by monitoring arrivals and departures. | Gelip gidenleri izleyerek eğleniyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I have schedules for the express, the local, and the freight trains. | Ben de express, yük treni ve lokal trenlerin programları var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I can watch and compare. | İzleyip karşılaştırabiliyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
A diversion for an old man who has lived with rails and locomotives. | Lokomotiflerle yaşayan benim gibi yaşlı adamlar için bir oyalama. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There is nothing more beautiful than the new locomotive the Germans are building. | 'Almanlar yeni lokomotif yapıyorlar.' Bundan daha güzel bir şey olamazdı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Perhaps you have no particular interest in locomotives? | Belki de senin lokomotiflere belli bir ilgin yoktur? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I haven't thought of them that way. No, naturally you haven't. | Bu şekilde düşünmemiştim. Elbette, doğal olarak düşünmedin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How are your studies coming along? Thank you, well. | Çalışmaların nasıl gidiyor? Teşekkürler, iyi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
To think it takes so much studying to become a minister! | Çok sıkı çalışarak Rahip olunacağını düşünüyorsun! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What do you mean, sir? Well, what do I mean.. . | Ne demek istiyorsunuz, efendim? Pekala, demek istediğim bu... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Seen from a naïve, bourgeois point of view | ...bunun safça güründüğü. Burjuvai açıdan ise... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
it seems to be more of a question of talent in becoming a minister. | ...bir Rahip olmak bu sorudan daha çok yetenek ister. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
One should be a... a fisher of souls. | Biri... ruhların balıkçısı olmalı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
One must have a conviction. What kind of conviction? | İnanca sahip olması gereken biri. Nasıl bir inanca? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The belief in God's existence and that Jesus is his son. | Tanrının varlığına ve İsa'nın onun oğlu olduğuna inanmak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is that your conviction? | Sizin inancınız bu mu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, I am a bit childlike, with a childlike viewpoint on faith. | Evet, ben biraz çocuksuyum, ve inanç çocuksu bir bakış açısıdır. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Aren't you afraid of death? No. | Ölümden korkmuyor musun? Hayır. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Do you believe that there is life after death? | Ölümden sonraki hayata inanıyor musun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |