Search
English Turkish Sentence Translations Page 14778
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Bloody rum show, wot! | Kanlı, ilginç bir gösteriydi! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
So anyone want to do that ride again? | Tekrar binmek isteyen var mı? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
That's not funny, Bagga. | Hiç komik değil, Bagga. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Now, the first thing we have to do | Şimdi ilk önce buradan... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
is find a way out of here | ...nasıl çıkacağımızı bulmamız gerekiyor. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
and hope the others are all right. | Umarım diğerleride iyidir. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Bajrangi, are you out of your mind? | Bajrangi, aklını mı kaçırdın sen? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Why didn't you jump, you suicidal monkey? | Neden atlamadın, bu bir intihardı? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
The protector way is better than the destroyer way, | Yapıcı olmak, yıkıcı olmaktan iyidir. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
at least according to Begum. | Begum da öyle demiyor mu. (Hindistanda kraliçe) | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
She could be right. | O haklı olmalı. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
In fact, I'm sure she's right. | Evet eminim, o doğru söylüyor. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
She's not the only one. | Sadece o da değil. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You were right, too. | Sende haklısın. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I've been a traitor to my own kind, | Kendi türüme ihanet ettim, | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
going on about my cushy life in the human world | insanlar durmadan dünyanızı mahvederken... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
when all the time the humans were tearing your world apart. | ...ben sürekli insanlar arasındaki rahat hayatımdan bahsettim. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I'm sorry, Baj. | Çok üzgünüm, Baj. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You've got nothing to be sorry for. | Özür dilemen gereken birşey yok. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
If anyone should be sorry, it's me for hating you | Özür dilemesi gereken biri var ise, bu kişi benim, bize yardım etmek... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
when all you were trying to do was help. | ...istemene rağmen senden nefret ettim. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I wasted so much energy thinking of ways to kill you. | Seni öldürmenin yollarını bulmak için çok zaman harcadım. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Hey, you know something? | Bir şeyi biliyor musun? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I got more happiness out of that one moment | Beraberce uçurumdan atladığımız o anda... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
when you and I went off the cliff together | ...senin ölümünü planladığım, zamanlardan... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
than I ever got out of all the days of plotting your death. | ...çok daha mutlu oldum. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Alex and Bajrangi | Alex ve Bajrangi | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You know, I think there was something funny | Biliyor musun, çok komik birşey oldu, | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
about that coconut milk we drank, | içtiğimiz kokonat süt, sanki... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
like, it was fermented or something. | ...mayalanmış alkollü gibiydi. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I'm feeling funny in my head. | Kafam iyi oldu, uçmuş gibi hissediyorum. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You sound just like my human | Sesin aynı yanında kaldığım insanın, partiden eve geç geldiği... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
when he comes home late from a party. | ... zaman ki sesine benziyor. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Then he usually leaves all the lights on | Evdeki ışıkları açık unuturdu... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
and falls asleep in his underwear. | ...ve sonra iç çamaşırları ile uykuya dalardı. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Hey, am I your new best friend? | En iyi yeni arkadaşın ben miyim? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Better not say it right now. | Bunu şu an söylemesen iyi olur. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
It'd just be the coconut milk talking. | Kokonat sütünün kafası ile konuşuyoruz. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Aw, come on, dude, you're mybest friend. | Hadi dostum, sen benim en iyi arkadaşımsın. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You won't tell me if I'm your best friend? | Bana en iyi arkadaşım olduğunu, söylemeyecek misin? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Okay, you're my new best friend. | Tamam, sen benim en iyi arkadaşımsın. Onu ne kadar özlediğini biliyorum. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
So I'm your closest friend, and you won't even tell me? | Yani senin en yakın arkadaşınım, ve sen bana söylemeyecek misin? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I think I need some water. | Galiba biraz suya ihtiyacım var. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Ganges, how I love you, how I love you | Ganj seni çok seviyorum, seviyorum | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
My dear old Ganges | Benim sevgili yaşlı Ganj'ım | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I'd give the world to... | Sana bütün dünyaları... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
No, no, no! No, no, no, Mr. Tiger, please! | Hayır, hayır, hayır! Hayır, hayır, hayır! Bay kaplan! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Please let me go! Meow, meow! | Bırakta gideyim lütfen! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Please, stay away! Don't kill me! | Lütfen, uzak dur! Öldürme beni! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Don't kill me! Don't kill me! | Öldürme beni! Öldürme beni! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Stay away! Stay away! Bad food! Bad food! Bad food! | Uzak dur! Uzak dur! Kötü yemek! Kötü yemek! Kötü yemek! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Bajrangi! Just in time! | Bajrangi! Tam zamanında geldiniz! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I was almost a goner! | Neredeyse ölüyordum! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I looked up, and there was this tiger! | Kafamı bi kaldırdım, karşımda bi kaplan! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
No, no, no, I'm only a cat. Just a cat! | Hayır, hayır, hayır, Ben sadece bir kediyim! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Brother Tiger? | Kaplan kardeş? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Not a tiger. Just a cat. A cat. | Kaplan değil. Sadece kedi. Kedi. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
They've killed all the tigers around here. | Burada ki bütün kaplanları öldürdüler. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
If it were up to the humans, | İnsanlara kalsa bütün... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I think they would kill all the tigers everywhere. | ...kaplanları ölüdürler. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I didn't want to die like the others, | Diğerleri gibi ölmek istemedim. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
so I made believe I was a cat. | Kendimi kedi olarak kabullendim. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I've been pretending so long, | Çok uzun zamandır böyle davranıyorum. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I've forgotten what it's like to be a tiger. | Kaplan olmanın nasıl birşey olduğunu unuttum. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I know what you're thinking, | Ne düşündüğünü biliyorum, | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
that I'm a coward, and you're right. | korkak biriyim değil mi? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I am a coward, | Korkak biriyim, | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
but at least my head is still on my shoulders, | ama en azından kafam omuzlarımın üzerinde. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
not hanging from some hunter's wall. | Avcıların duvarlarında asılı değil. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You're not a coward. | Korkak biri değilsin. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
At least you had a good excuse for doing what you did, | En azından yaptığın şeyin bir özrü var. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
not like me. | Benim gibi değilsin. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You did it to save your life. | Sen hayatını kurtarmak için yaptın. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I did it for HDTV, | Ben ise, HD televizyon için yaptım. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
but I see now this isn't about one jungle. | Şimdi anlıyorum ki bu bir orman için değil. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
It's about every animal whose home is being destroyed. | Bu evleri katledilen bütün hayvanlar ile ilgili. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
You said it, dude, | Bunu sen de söyledin dostum, | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
and that's why we need you to be our voice. | işte bu yüzden senin sesine ihtiyacımız var. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
No, he will not be our voice, because we're not going to Delhi. | Artık bizim sesimiz olmayacak, çünkü Delhi ye gitmiyoruz. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
What fools we've been. | Ne kadar aptalmışız. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Did we really think we'd get them to change | Bütün insanlar aynıyken, | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
by complaining to one set of humans | insanlar birbirinden şikayet ederken, | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
about the misdeeds of another, | gerçekten onları değiştiririz... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
when all humans are the same? | ...diye mi düşündük? | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Oruel and heartless. | Çok acımasızca. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
They'll spare none of us. | Bizi umursamayacaklar. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Not you, not me. Not... | Sen değil, ben değil, ... değil. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I won't let them do that to Yuvi. | Aynı şeyi Yuvi ye yapmalarına izin vermiyeceğim. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I'm taking him back now. | Onu geri çekeceğim. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
We must all go back now while we still can. | Hala şansımız var iken geri dönmeliyiz. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
We're not going to Delhi. | Delhi'ye gitmiyoruz. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
There's only one person Mom will listen to now. | Annem şu sadece bir kişinin sözünü dinler. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
If he doesn't come... | Eğer o gelmezse... | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Look, Mom, it's Papa! | Anne bak, Babam. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I knew he'd come! | Geleceğini biliyordum. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
He's there! Can't you see him? Look! | Orda! Görmüyor musun? Bak! | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
Stop this, Yuvi. | Lütfen, Yuvi. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
I know how much you miss him, | Onu ne kadar özlediğini biliyorum. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
but your father's gone. | Senin baban artık yok. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |
He's never coming back. | Asla geri gelmeyecek. | Delhi Safari-1 | 2012 | ![]() |