English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 14658
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It will not let you go, | Seni geri yollamayacak. | Debug-1 | 2014 |  |
| He has no problem with us, | Bizimle bir sıkıntısı yok. | Debug-1 | 2014 | |
| You on the other hand, | Diğer taraftan ... | Debug-1 | 2014 | |
| We will go together, | Birlikte gidiyoruz. | Debug-1 | 2014 | |
| All of us! | Hepimiz. | Debug-1 | 2014 | |
| You keep picking the side wrong boy, | Yanlış tarafı seçmediğine emin ol. | Debug-1 | 2014 | |
| I am, | Buradayım. | Debug-1 | 2014 | |
| Fuck this, | İşte budur. | Debug-1 | 2014 | |
| Lara, | Lara. | Debug-1 | 2014 | |
| Lara, | Lara! | Debug-1 | 2014 | |
| ¿Lara? | Lara? | Debug-1 | 2014 | |
| No, Is Lara? | Hayır, Lara? | Debug-1 | 2014 | |
| Mel goes to the ferry, | Mel mekik için gidiyor. | Debug-1 | 2014 | |
| Not without us, | Bizimle değil.. | Debug-1 | 2014 | |
| Access denied, | Giriş reddedildi. | Debug-1 | 2014 | |
| We had a deal! | Bir anlaşmamız vardı! | Debug-1 | 2014 | |
| The shuttle, | Mekik! | Debug-1 | 2014 | |
| Help me! Help! | Bana yardım et! Yardım et! | Debug-1 | 2014 | |
| We're stuck here, | Burada kilitli kaldık. | Debug-1 | 2014 | |
| We are not yet, | Henüz değil. Daha kalmadı. | Debug-1 | 2014 | |
| External control systems remote, On the screen, | Harici sistemler. Uzaktan erişimi aç Ekrana yansıt. | Debug-1 | 2014 | |
| Can you reach it? | Ona erişebilir misin? | Debug-1 | 2014 | |
| What I have, | Tamamdır! | Debug-1 | 2014 | |
| If I can come back, I can take it another docking port, | Eğer kontrolü geri alabilirsem onu başka bir rıhtıma bırkabilirim. | Debug-1 | 2014 | |
| What is happening? | Ne oldu? | Debug-1 | 2014 | |
| I do not know, | Bilmiyorum. | Debug-1 | 2014 | |
| The controls do not respond, | Kontroller çalışmıyor. | Debug-1 | 2014 | |
| That's all, | Hepsi bu kadar. | Debug-1 | 2014 | |
| He won, | O kazandı. | Debug-1 | 2014 | |
| It was what he wanted and is what was dying, </ i> | Ben buna değer miydim? Ölümenize değer miydim? | Debug-1 | 2014 | |
| Dumbass, | Seni hergele! | Debug-1 | 2014 | |
| I'm not a fortress can be stopped, </ i> | Ben yıldızların gölgesinde ki bir kaleyim. | Debug-1 | 2014 | |
| I can not be broken, </ i> | Ben alt edilemem. | Debug-1 | 2014 | |
| I will stop this, | Bunu durduracağım. | Debug-1 | 2014 | |
| Trying is the greatest sin, not deceive the devil himself, </ i> | Gurur bütün günahların temelidir. Bunu bize şeytan kendisi verdi. | Debug-1 | 2014 | |
| Beware the sermon, | Vaaz vermeyi kes. | Debug-1 | 2014 | |
| I will enjoy you to join me, </ i> | Bana katılırsanız bundan keyif alırım. | Debug-1 | 2014 | |
| Do not bet on that, | Umudunu kaybetme sakın. | Debug-1 | 2014 | |
| Everything is hackable, | Herşey hacklenebilir. | Debug-1 | 2014 | |
| Start cleaning vowel, Forget the rest, | Sesli izin başlatılsın. Kodu yaz ve unut. | Debug-1 | 2014 | |
| My mom used to say, | Annem derdi ki ... | Debug-1 | 2014 | |
| If you have bad memory, do not forget, | Kötülük yap hatırla. İyilik yap ve unut. | Debug-1 | 2014 | |
| If you want me you can have me, | Eğer beni istiyorsa, bana sahip olabilir. | Debug-1 | 2014 | |
| I will go to the security processor, then we can destroy Bioware, | Yazdığım kod güvenlik işemlerini kapatacak. Böylece Bioware'yi yok edebiliriz. | Debug-1 | 2014 | |
| Are you going to get you? I'll codificarme myself, | Etiketi mi yüklüyorsun? Ek olarak biraz kendi kodlarım. | Debug-1 | 2014 | |
| Not scanning life, | Bu bir yaşam çizgisi deği. | Debug-1 | 2014 | |
| I can corrupt, login, | Ama sahte olacak ve çok dişli olacak. | Debug-1 | 2014 | |
| It will be one of them, | Ondan sadece bir tane var. | Debug-1 | 2014 | |
| This thing has demons within their system, | Bu şeyin sisteminin her yerinde çalışan iblisleri vardır. | Debug-1 | 2014 | |
| 7 control processors, | 7 denetim işlemcisi. | Debug-1 | 2014 | |
| The key is Bioware, | Anahtarımız Bioware. | Debug-1 | 2014 | |
| Otherwise we will continue to respond, You only need one of them, | Eğer onu alamazsak canlı kalmaya devam edecek O sadece bir tanesini alabilir. | Debug-1 | 2014 | |
| At least have a chance, is more than what we have here, | Hiç olmazsa bir atışı var. Bizim burada sahip olduğumuzdan daha çok. | Debug-1 | 2014 | |
| Special, </ i> | Olağanüstü! | Debug-1 | 2014 | |
| missed both the unexpected, </ i> | Bu beklenmedik şeyi kaçırmışım. | Debug-1 | 2014 | |
| I'm fine, No, | İyiyim ben. Hayır ... | Debug-1 | 2014 | |
| you're not, | Değilsin. | Debug-1 | 2014 | |
| 18% loss of blood, it is a large wound, </ i> | 18% kan kaybı. Bu oldukça yüksek bir hasar. | Debug-1 | 2014 | |
| I'm sorry, | Çok üzgünüm. | Debug-1 | 2014 | |
| There is nothing to apologize for, | Özür dilemen için gerekli bir sebep yok. | Debug-1 | 2014 | |
| Process terminated, | İşlemi sonlandır. | Debug-1 | 2014 | |
| What a fascinating contrast, </ i> | Ne muhteşem bir yapı. | Debug-1 | 2014 | |
| I wake up the rest of you, </ i> | Geri kalan parçan için sabırsızlanıyorum. | Debug-1 | 2014 | |
| One down, five left, | Biri gitti beşi kaldı. | Debug-1 | 2014 | |
| Do not hang out with games, right? | Hiç zaman kaybetmiyorsun değil mi? | Debug-1 | 2014 | |
| What was not supposed to we were here? | Burada olmamamız gerekiyordu değil mi? | Debug-1 | 2014 | |
| The program of the ship was clean I saw no harm in it, | Gemi temizlenmesi için programlandı. Herhangi bir hasar göremiyorum. | Debug-1 | 2014 | |
| Should not have, | Onları nasıl alt edeceğini biliyorsun. | Debug-1 | 2014 | |
| I could not stand it, | Buna daha fazla dayanamıyorum. | Debug-1 | 2014 | |
| This is not exactly a welcome, | Tam olarak misafirperver bir ekip değildik. | Debug-1 | 2014 | |
| The other did not, | Diğerleri bilmiyordu. | Debug-1 | 2014 | |
| Do not know what? | Neyi bilmiyorlar? | Debug-1 | 2014 | |
| How I felt after killing him, | Onu öldürmenin nasıl bir his olduğunu. | Debug-1 | 2014 | |
| Oscar, | Oscar. | Debug-1 | 2014 | |
| The shuttle could not be pressurized, | Onu dışarda gördüğümde mekikte basınça kalmamıştı. | Debug-1 | 2014 | |
| I made a decision, | Bir karar verdim. | Debug-1 | 2014 | |
| I had no choice, | Bir seçeneğim yoktu. | Debug-1 | 2014 | |
| He knew it, | Oda bunu biliyordu. | Debug-1 | 2014 | |
| He should, | Bilmek zorunda. | Debug-1 | 2014 | |
| I should not ask, | Bunu sormamalıydım. | Debug-1 | 2014 | |
| He loved her eyes, | Gözlerini sevmiştim. | Debug-1 | 2014 | |
| But when you cut the cable I remember everything that must be why, | Ama kabloyu kestiğim zaman bana yaptıkları ihaneti hatırladım. | Debug-1 | 2014 | |
| Guilt, stars, | Suçlamalar, yıldızlar ... | Debug-1 | 2014 | |
| No, | Yapma. | Debug-1 | 2014 | |
| ¿Stars? | Yıldızlar mı? | Debug-1 | 2014 | |
| A look at the stars, | Yıldızların gölgesinde. | Debug-1 | 2014 | |
| OMG! | Aman yarabbi! | Debug-1 | 2014 | |
| I know what it is, Schemes to display, | Nerede olduğunu biliyorum. Taslakları ekrana ver. | Debug-1 | 2014 | |
| Attach the other holes, There is another entrance, | Diğer gövdelere bağlanmış. Mühendisliğin içinde bir yerlerde. | Debug-1 | 2014 | |
| There is a conduit through it is vulnerable, | Ek olarak enerji hareketleride savunmasız olabilir. | Debug-1 | 2014 | |
| Level zero, | Seviye sıfırda | Debug-1 | 2014 | |
| No, no, no, You are very weak, | Hayır, hayır, hayır. Sen sadece beni yavaşlatırsın. | Debug-1 | 2014 | |
| I can do, No, you can not, | Bunu yapabilirim. Hayır yapamazsın. | Debug-1 | 2014 | |
| Stay here, | Sadece burada bekle. | Debug-1 | 2014 | |
| The blocked my helmet, | Benim Kafa ekranımı engelledi. | Debug-1 | 2014 | |
| Use the radio, I need you monitor progress for me, | Telsizi kullan. Senin ekrandan beni takip etmeni istiyorum. | Debug-1 | 2014 | |
| It is an opportunity, | Bu tek atışta... | Debug-1 | 2014 | |
| If you fail, | Eğer başaramazsa ... | Debug-1 | 2014 | |
| Nothing you do will save us, | Burada yaptıklarımızın hiç biri kurtulmamızı sağlamaz. | Debug-1 | 2014 | |
| I do not want to celebrate alone, | Tek başıma kutlama yapmak istemiyorum. | Debug-1 | 2014 | |
