Search
English Turkish Sentence Translations Page 146189
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The only way to escape is in the other's failure. | Kurtuluş yolu diğerinin başarısızlığından geçiyor. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
So I ask you, when faced with death, who will survive? | Öyleyse soruyorum size, ölümle yüzleşmede kim hayatta kalacak? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Live or die, William. | Yaşa veya öl William. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Fuck you!! Who the hell is that?! | Siktir git! Bu herif de kim böyle? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Hold your breath! | Nefesini tut! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Please! Help! | Lütfen! İmdat! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Someone help us! | Biri bize yardım etsin! Lütfen! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Help! anybody! | Yardım edin! Kimse yok mu? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
"Live" ? "Die" ? What the fuck? | "Yaşa Öl" mü? Bu da ne? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
This substance can corrode the flesh in seconds. | Bu şey insan vücudunu saniyeler içinde eritir. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
you want live , dont you? | Yaşamayı seçiyorsun, değil mi? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
I have no idea. I do not know why we are here. | Hiçbir fikrim yok. Burada ne işimiz var onu da bilmiyorum. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
We are here because of your father. | Baban yüzünden buradayız. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
We can help each other. | Birbirimize yardımcı olabiliriz. Ne cüretle kapıma gelebiliyorsun? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Because I found something you'll want to see | Görmek isteyeceğiniz bir şey buldum. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
John Kramer. | John Kramer. William Easton. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Well, you try to predict people's behavior. So do I. | Sen de insanların davranışlarını tahmin etmeye çalışıyorsun, ben de. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
People count on us for coverage, | İnsanlar sigorta için bize geldiklerinde... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
How do you do that? Well, it's a formula. | Nasıl yapıyorsunuz? Bir formülle. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
It's pretty complicated, actually, but in essence | Aslında oldukça karışık. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
it breaks down to monthly payments multiplied by lifespan, | Aylık ödeme bölünüp, ortalama yaşam süresiyle çarpılıyor. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
minus the probability of illness, | Hastalık olasığı çıkarılınca sonuç pozitifse sigortayı karşılıyoruz. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Who devised that formula? Me. | Formülü kim geliştirdi? Bendeniz. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
No, I, uh... No, I'd say I decide which people have the potential | Hayır, ben kimin sağlıklı ve uzun bir hayat sürme potansiyeli olduğuna... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Until a person is faced with death, it's impossible to tell | Ölümü hissetmediği sürece, kimsenin hayatta kalmak için gerekli niteliklere... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Hello, William. | Merhaba Williams. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Standing on the platforms behind me are two of your colleagues. | Arkamdaki platformda iki iş arkadaşın bulunuyor. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
One is your file clerk: | Biri evrak görevlin. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
A healthy man with no relatives or relations. | Herhangi bir yakını olmayan sağlıklı bir erkek. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
The other, a middle aged woman with a family history of diabetes. | Diğeri ailesinde şeker hastalığı bulunan orta yaşlı bir kadın. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
According to your policy, your secretary is older and weaker and,therefore, less worthy to survive. | Senin formülüne göre sekreterin daha yaşlı ve zayıf olduğu için... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
But you know the loss that she will be to her family, | Ama onun ardından üzülecek bir ailesi var. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Only one can exit this room, and the choice of whom falls upon you. | Bu odadan sadece biri sağ çıkacak. Kararı verecek olan da sensin. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
You must let go of the one to save the life of the other. | Birini kurtarmak için diğerini bırakman gerekecek. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Let the game begin. | Oyun başlasın! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Wait! Wait! | Dur! Hayır, hayır! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
No! I won't do it! I won't do this! I won't do this! | Hayır! Bunu yapmayacağım. Bunu yapmayacağım. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Help me!! | Yardım et! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
No! I'm not going to do it! I'm not going to do it! | Benim yaptığım seçimler böyle değil ki! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
I'm not going to do it! | Yapmayacağım! Bunu yapmayacağım! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Stop it!! | Yapmayacağım dedim! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry. I'm sorry... | Üzgünüm. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
You try and find a way out of here, Addy. | Buradan çıkmanın bir yolunu bul Addy. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
I have to keep going. Be careful. | Benim gitmem gerek. Dikkatli ol. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Why not throw acid on the bars iron corrode? | Asidi parmaklıklara döksek? Aynı etkiyi göstermez mi? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
With what they threw it on the bars? | Nasıl dökeceğiz peki? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
With your hands? | Elimizle mi? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
What are you looking at? | Nereye bakıyorsun sen? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Thought ... Look at that mirror. | Merak ediyorum. Ayna... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Somebody's watching from behind the glass. | Aynanın arkasında kim var? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Somebody help me, please. Please help me. | Biri bana yardım etsin! Lütfen, yardım edin! | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Hello, Pamela. | Merhaba Pamela. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
You've sensationalized my life, twisting the truth | Gerçekleri çarpıtarak hayatımı yazdın. Çıkarın için mesajımı kötüye kullandın. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Hoffman. | Hoffman. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
It's Erickson. We found the Seth Baxter tape. | Ben Erickson. Seth Baxter kaydını bulduk. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
What's that? Better to talk about it in person. | Neymiş o? Yüz yüze konuşsak daha iyi. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
It's, uh, time sensitive. I'll be right there. | Acil bir durum. Hemen geliyorum. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
The device Timothy is strapped to is my personal favorite. | Timothy'nin bağlandığı alet en sevdiğimdir. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
I call it The Rack. | Ona İşkence Yatağı adını koydum. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Last minute tweaks? Told you he'd fuck with it. | Son dakika aksiliği mi? Yüzüne gözüne bulaştırır demedim mi? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
If you switch the gear ratio, | Dişli oranını değiştirirsen artan sürtünmeyi dengelemek için... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
you have to change the gear grease to match the increased friction. | ...dişli yağını da değiştirmen gerekir. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Maybe you should stick to the heavy lifting. | Belki de sadece ayak işlerine bakmalısın. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
You will need this [gun] . | Yağlamak için buna ihtiyacın olacak. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Check with me next time. | Bir dahaki sefere beraber bakacağız. Daha ne kadar "bir dahaki sefer" olacak? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
That's a human being. | O bir insan. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Do you like how brutality feels, Mark? | Acımasızlık hissini seviyor musun Mark? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Let's be honest. | Eğri oturup doğru konuşalım. Acı çekmesini sen de benim kadar istiyorsun. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
So when's your test, detective? I don't need one. | Senin sınavın ne zaman Dedektif? İhtiyacım yok. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Because I don't take life for granted. | Çünkü ben senin gibi hayatımı garantiye almadım. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
You're still dragging your knuckles on the ground. | Hâlâ ayaklarını yerde sürüyorsun. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
What do you know about life? | Hayat hakkında ne bilirsin ki? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Get used to me, cause I'm not going anywhere. | Bana alışsan iyi edersin. Çünkü hiçbir yere gitmiyorum. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Time is short. | Vakit dar. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Now it's time to get Dr. Denlon from the hospital. | Dr. Denlon'ı hastaneden alma vakti geldi. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Go. I'll be quick. | Git. Elini çabuk tut. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Why'd you come here? John. | Niye geldin? John. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Please, stop. | Lütfen dur artık. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Don't do this. I promise you | Yapma bunu. Sana söz veriyorum... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
when all this is done | ...bütün bunlar bittiğinde... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
I will provide a way out for you. | ...sana bir çıkış yolu sağlamış olacağım. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
don't you that, time was now. | Şimdi bitmesini istiyorum. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
What is it? | Ne için bu? | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
You will discover that in it's time ... | Zamanı gelince... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
you know , what to do. | ...ne için olduğunu göreceksin. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
final decision. | "Son karar" Senle konuşmaya geldim Will çünkü... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
I've found a treatment for my cancer that I think holds a lot of promise, | ...kanserim için oldukça umut vaadeden bir tedavi keşfettim. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
but my requests for coverage | Ama bütün sigorta taleplerim... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
have all been turned down. | ...hep reddedildi. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
So I was hoping that maybe if I came and explained it to you, | Ben de gelip sana açıklarsam... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
that you might be able to get that overturned for me. | ...durumu tersine döndürebilirsin dedim. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Well, the buck starts here, John,Fire away. | Elbette konuşabiliriz John. Buyur. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
This is a doctor in Norway | Norveç'te bir doktor... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
He's got a 30 40% success rate with gene therapy | ...gen tedavisinde %30 ila 40 arası bir başarı oranına sahip. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
then any inactive form of a toxic drug is administered and it... | Sonra pasif durumdaki bir zehir vücuda... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Yes, I'm familiar with the therapy you're talking about. | Evet, bahsettiğin terapiyi biliyorum. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
Right. And a new trial's starting. | Evet. Yeni bir test başlıyor. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
He's looking for new patients, | Doktor yeni hastalar arıyor. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
and he seems to think that I'm the perfect candidate. John, | Benim uygun bir aday olduğumu düşünüyor. John. | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |
if your primary physician, Dr. Gordon, | Hekimin Dr. Gordon senin... | Saw VI-1 | 2009 | ![]() |