Search
English Turkish Sentence Translations Page 146185
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
...that may not be entirely clear to you right now. | ...bir oyunu hazırlamak için sana ihtiyacım var. Şu an senin için çok net olmayabilir... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
But I assure you that the people being tested... | Ama seni temin edebilirim ki burada test edilecek insanlar... ...ama seni temin ederim, sınav olan insanlar... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...are part of something much larger. | ...çok daha büyük bir şeyin parçaları. ...daha büyük bir bütünün parçası olurlar. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
They're connected. | Birbirlerine bağlılar. Birbirlerine bağlanırlar. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
So in the end, all the pieces will fit together... | Yani sonunda, tüm parçalar yerine oturacak... O yüzden, sonunda... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...and it'll be clear. | ...ve her şey açıklığa kavuşacak. ...ve her şey netleşir. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
LYNN: Who are you? | Kimsin sen?! Sen kimsin!? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Amanda will fail you. We'll see. | Amanda seni yüzüstü bırakacak. Bunu göreceğiz. Amanda seni hayal kırıklığına uğratacak. Göreceğiz. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
LYNN: What are you doing? | Ne yapıyorsun?! Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
HOFFMAN: What's this? It's time to play a game. | Bu ne? Bir oyun oynama zamanı. Ne bu? Bir oyun oynama zamanı geldi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
LYNN: Help. | İmdat! Yardım edin! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Help me. What is this? | Yardım edin! Bu ne böyle? Yardım edin! Bu da ne? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
What is this? Please. | Bu ne? Lütfen! Bu da ne? Yüce İsa. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Why are you keeping me here? What is this place? What is this place? | Beni neden burada tutuyorsunuz? Burası da neresi? Burası da neresi?! Neden beni burada tutuyorsunuz? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We were all supposed to die. | Hepimizin ölmesi gerekiyordu! Hepimizin ölmesi gerekiyordu. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
He's just fucking testing you. | Jigsaw seni test ediyor! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Where is my daughter? | Kızım nerede! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Nobody made it. | Hiçkimse kurtulamadı. Kimse başaramadı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
You were supposed to be the hero. | Senin kahraman olman gerekiyordu! Sen de kahraman olacaktın! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Peter, where the hell are you? | Peter, hangi cehennemdesin sen? Peter, hangi cehennemdesin? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
STRAHM: You've reached the voice mail for Special Agent Peter Strahm. | Özel Ajan Peter Straum'un telesekreterini aradınız. Özel Ajan Peter Strahm'ın sesli mesaj kutusuna ulaştınız. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Cowan, I wanna put a locator on Strahm's mobile phone. | Cowan, Strahm'ın cep telefonunun yerinin belirlenmesini istiyorum. Cowan, Strahm'ın cep telefonunun yerini tespit etmeni istiyorum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Call me right back. | Bulur bulmaz beni ara. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
What the hell is that? It's our next nightmare. | Bu da ne böyle? Yeni kâbusumuz. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
There are blades in here. | Bunun içinde bıçaklar var. İçinde testereler var. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It's connected to the door. | Kapıya bağlı. Alet kapıya bağlanıyor. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
When the beaker fills up, the door opens. | Kap tamamiyle dolunca kapı açılacak. Bu kap dolduğu zaman, kapı açılıyor. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Fills with what? | Neyle dolunca? Neyle dolduğunda? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Blood. Our blood. | Kanla. Bizim kanımızla. Kan. Bizim kanımız. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I think an arm is supposed to go in there to fill the beaker. | Sanırım kabı doldurmak için bir kolun oradan içeri girmesi gerek. Galiba bileklerimizi oraya sokup... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Wait. Why can't we just use the water from the other room? | Bekle. Neden diğer odadaki suyu kullanmıyoruz? Bekle. Neden diğer odaya gidip oradan su almıyoruz? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
No, the slots are closed. | Olmaz, kilitleri kapalı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We have to stick our arm in to keep them open, but they'd get stuck. | Kollarımızı yerleştirerek açık tutabiliriz. Ama o zaman da kollarımız sıkışacak. Açık tutmak için kolumuzu arasına koymamız gerek ama o zaman da kapı sıkışır. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We need to close that door. | Kapıyı kapatmamız gerekli. O kapıyı kapatmalıyız. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
So, what? | Ne yani? Ne olacak peki? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We fight to the death, and one gets to freedom with the other person's blood? | Ölümüne kavga edip... Ölümüne dövüşüp... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Hey, wait, wait, wait. | Bekle, bekle! Bekle, bekle. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Do you still have the keys from that first room? | İlk odadaki anahtarlar hâlâ sende mi? İlk odadan aldığın anahtarlar hâlâ yanında mı? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Yeah. Try one of them on that door. | Evet. Evet. Şu kapıda dene. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It won't work. No, it might. This one has a keyhole. | İşe yaramaz. Hayır, yarayabilir. Şunda bir anahtar deliği var. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It... It's not even the same lock. | Aynı kilit bile değil. Kilit bile aynı değil. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Wait, why are there five slots in this machine? | Bekle, neden bu makinede 5 delik var? Neden bu makinede beş delik var? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Shouldn't there only be one? | Sadece bir tane olması gerekmez miydi? Bir tane olması gerekmiyor muydu? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
They all would have worked. | Hepsi işe yararmış. Hepsi açabilirmiş. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
COWAN: There you are, Strahm. | İşte buradasın Strahm. İşte buradasın, Strahm. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
All right. I got him. | Pekâlâ. Onunla ben ilgilenirim. Tamam, ben peşinden gidiyorum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The tub wasn't meant for one person. | Küvet, sadece bir kişi için yapılmamıştı. Küvet tek kişi için değildi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We were supposed to hold one cable each... | Hepimizin tek bir kabloyu tutup... Hepimizin birer kablo tutması... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...and suffer a small shock. | ...ve küçük bir şoka maruz kalmamız gerekiyordu. ...ve ufak birer çarpılma yaşaması gerekiyordu. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It was meant for five people. | 5 kişi için yapılmıştı. Tümü, bütün oyunlar! Bu, beş kişi için yapılmıştı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
They all were. Every game. | Hepsi öyleydi, bütün oyunlar. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We only needed one key in the first room. | İlk odada sadece tek bir anahtara ihtiyacımız vardı. İlk odada sadece tek anahtara ihtiyacımız vardı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
They all worked, and any one of them would have opened every collar. | Hepsi aynıydı ve hepsi de tüm tasmaları açabilirdi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
In the second room, the three tubes were large enough for more than one person. | İkinci odadaki üç bölme birden fazla insan alacak kadar genişti. İkinci odada üç boşluğa da birden fazla insan sığabilirdi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We were supposed to work together so we all survived. | Birlikte çalışmamız gerekiyordu. Bu sayede hepimiz hayatta kalabilirdik. Kurtulmak için birlikte hakeret etmemiz gerekiyordu. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
That's the game. | Oyun bundan ibaret! Oyun buydu. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Your instincts will tell you to do one thing... | "İçgüdüleriniz size tek bir şeyi yapmanızı söyleyecek... "Hayatta kalma dürtüleriniz size tek bir yol gösterecek... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...but I implore you to do the opposite. | ...ama ben sizden tersini yapmanızı rica ediyorum. " ...ama ben size tam tersini yapmanızı öneririm." | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Oh, God. | Tanrım! Hoppala... Tanrım. Of. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Yeah. Big fucking whoops. | Evet, koca lanet olası bir "hoppala". Evet, hem de ne of. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Hello, and welcome. | Merhaba ve hoşgeldiniz. Merhaba ve hoş geldiniz. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
This journey has been one of discovery... | Bu bir keşif yolculuğuydu... Bu yolculuk bir keşfediş için yapıldı ve umarım... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...and hopefully you've discovered that the whole is greater than the sum of its parts. | ...bütünün, parçalarının toplamından daha büyük olduğunu anlamışsınızdır. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The human body, for instance, is an astoundingly durable creation. | Örnek olarak, insan vücudu inanılmaz dirençli bir oluşumdur. İnsan vücudu, örneğin, şaşırtıcı dayanıklılıkta bir oluşumdur. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It contains approximately 10 pints of blood... | Yaklaşık 5 litre kadar kan bulundurur... Vücutta yaklaşık 5 litre kan vardır. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...yet it is still able to operate with just half of that. | Ancak bunun yarısıyla bile çalışmaya devam edebilir. Fakat, yine de bunun yarısıyla da işlevlerine devam edebilir. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The device before you is one of sacrifice. | Önünüzdeki cihaz, bir fedakarlık talep etmekte. Önünüzdeki alet, fedakârlık için dizayn edildi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
A sacrifice of blood. | Bir kan fedakarlığı. Kan fedakârlığı için. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
In order to open the door, the beaker must be filled to the marked level... | Kapının açılması için... Kapıyı açmanız için kap, işaretli çizgiye kadar dolmak zorunda. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...a level that is of no coincidence. | Ki bu işaret, rastgele koyulmadı. Tesadüfi olmayan bir çizgi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
This amount can come from any one of you. | Bu kan, herhangi birinizin olabilir... Bu miktarı, herhangi birinizin kanı karşılayabilir. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
That does not matter. What does matter is time. | Bunun önemi yok. Hanginizin olduğu farketmez. Önemli olan zaman. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
For in 15 minutes, if the beaker is not filled... | 15 dakika içinda kap tamamiyle dolmamış olursa... 15 dakika içinde eğer kap dolmazsa... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...the bombs will explode and the doors will be sealed forever. | ...bombalar patlayacak ve kapılar sonsuza kadar kapanacak. ...bombalar patlayacak ve kapılar sonsuza kadar mühürlenecek. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
So now I ask you, how much blood will you give in order to survive? | Şimdi size soruyorum... Şimdi size soruyorum, hayatta kalmak için ne kadar kanınızı feda edebilirsiniz? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Fuck! Fuck. | Siktir. Siktir! Siktir! Siktir! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
All right, so one person can fill the beaker with ten pints of blood and die. | Yani bir kişi 5 litre kan ile kabı doldurup ölebilir. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Or two people can fill it... | Ama iki kişi 2,5'ar litre kan verip... Ya da iki kişi... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...with five pints... | ...yarım yarım vererek doldurabilir... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...and maybe live. | ...belki hayatta kalabilir. ...ve hayatta kalabilir. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
MALLICK: I lied. | Yalan söyledim! Yalan söyledim. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I know the investigative journalist in there. His name is Charles. | O araştırmacı gazeteciyi tanıyordum. O araştırmacı gazeteciyi tanıyordum. Adı Charles'tı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
He was writing a story about what I did. | Ve yaptığım şeyle ilgili bir yazı hazırlıyordu. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
What'd you do? | Ne yaptın ki? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
A dealer gave me... | Satıcının biri terkedilmiş bir binayı... Bir uyuşturucu satıcısı... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...an ounce of heroin to burn down an abandoned building. | ...ateşe vermem karşılığında bana bir miktar eroin vermişti. ...terkedilmiş bir binayı yakmam için bana 30 gram eroin verdi... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
But it wa... | Ama, orası... ...ama orası... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Oh, God. It wasn't abandoned. There was eight people in there. | Tanrım... Orası terkedilmiş falan değilmiş. İçeride sekiz kişi varmış. Tanrım! Terkedilmiş falan değildi. İçeride sekiz kişi vardı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Eight people died. | Sekiz kişi öldü. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
And the feds got involved. | Ve federaller işe karıştı... Sonra federaller işe bulaştı... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
And I got caught but I made a deal and my dad got me off. | ...ve yakalandım. Bir anlaşma yaptım ve babam beni çıkardı. ...ve yakalandım ama bir anlaşma yaptım ve babam beni çıkardı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The guy who hired me disappeared and nothing happened. Nothing happened. | Ama beni kiralayan adam ortadan kayboldu... Ama beni kiralayan adam ortadan kayboldu ve hiçbir şey olmadı. Hiçbir şey. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
That's how she knew me. | Beni o bu yüzden tanıyordu. Demek o kadın beni o olaydan tanıdı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The woman in the tub. | Küvetteki kadın. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The fire. It's what connects us. | Yangın! Bizi birbirimize bağlıyor. Yangın. Hepimizi bağlayan şey. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The fire inspector who wrote the bogus accident report... | Yangına düzmece bir kaza raporu veren itfaiye müfettişi... Sahte kaza raporunu hazırlayan yangın müfettişi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...the city planner who pushed through the residential permits... | İkâmetgâh ruhsatını kabul ettiren şehir planlamacısı. Bina yapım iznini rüşvetle onaylayan şehir planlamacısı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...the journalist that buried the investigative story... | Soruşturma hikayesini hasır altı eden gazeteci. O hikâyeyi ortadan kaldıran gazeteci. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...the rich kid junkie who was the patsy... | Günah keçisi olarak zengin çocuğu bir keş... Yangını çıkaran zengin uyuşturucu bağımlısı çocuk. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...and the real estate developer who set it all in motion. | Ve herşeyi ayarlayan bir emlak geliştirici. Ve bütün planı harekete geçiren emlak şirketinin yöneticisi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |