Search
English Turkish Sentence Translations Page 146181
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
...for what happened at the clinic. | ...zorlandığımı söylemem gerek. ...söylemeyi kâfi buluyorum. ...söylemeyi kâfi buluyorum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I permitted, indeed, encouraged your decisions regarding the people there. | Oradaki insanlar hakkındaki kararların için... Oradaki insanlar hakkındaki kararlarına... Oradaki insanlar hakkındaki kararlarına... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I saw danger and l... I should have acted sooner. | Bir tehlike sezdim ve ben Daha hızlı harekete geçmeliydim. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I'm leaving you a box today, and its contents are of grave importance. | Sana bugün bir kutu bırakıyorum... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Even though you and I don't always see eye to eye on everything... | İkimiz her zaman her şeye aynı gözle bakamazdık ama... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...I deeply believe in you and I believe that you will know... | ...sana derin bir inancım var... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
CHIEF: I wanna thank you all for coming here today. | Hepinize bugün buraya geldiğiniz için teşekkür etmek istiyorum... Hepinize, bugün buraya geldiğiniz için teşekkür ederim... Hepinize, bugün buraya geldiğiniz için teşekkür ederim... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
And I'd like to be the first to say... | ...ve Jigsaw cinayetlerinin artık sona erdiğini... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...that the Jigsaw murders are over. | ...söyleyen ilk kişi olmak isterim. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The officers who gave their lives are being honored here today. | Hayatını kaybeden polis memurları bugün, burada onurlandırılıyorlar. Bugün burada, hayatlarını kaybeden memurlarımızı onurlandıracağız... Bugün burada, hayatlarını kaybeden memurlarımızı onurlandıracağız... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
But today I'd like to offer a special honor... | ...ama bugün bu dava ile başından beri ilgilenen... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...to the detective who's been on this case right from the beginning... | ...dedektifimize özel bir teşekkür etmek istiyorum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...who proved through hard work and dedication... | Çok çalışıp, kendini bu davaya adayarak, ölen insanların... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...that the people who died did not die in vain. | ...boşuna ölmediklerini kanıtlayan insan. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Today we honor the newly promoted Detective Lieutenant... | Bugün, burada Dedektif Mark Hoffman'ın... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...Mark Hoffman. | ...başkomiserliğe terfisini kutluyoruz. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Thank you so much. | Tebrikler. Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Thank you. Thank you very much. | Teşekkürler. Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Throughout this ordeal, if we've learned anything it's that... | Bu çetin mücadelede bir şey öğrendiysek, o da... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
And we've learned that every day... | Ve hayata sevgiyle sarılmayı da... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...life should be cherished. | ...hergün yeniden öğrendik. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Justice... | Adalet, her huzurlu toplumun bel kemiğidir. Adalet... Adalet... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...is the backbone to every peaceful society. | ...her barış içindeki toplum için belkemiğidir... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
And I believe that true justice has been served. | Ve inanıyorum ki gerçek adalet yerini buldu. ...ve gerçek adaletin yerini bulduğuna inanıyorum. ...ve gerçek adaletin yerini bulduğuna inanıyorum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Detective Hoffman, you're wanted at the hospital. | Dedektif Hoffman, hastaneden çağırıldınız. Dedektif Hoffman, sizi hastaneden aradılar. Dedektif Hoffman, sizi hastaneden aradılar. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It's about Agent Perez. | Ajan Perez'le ilgiliymiş. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
JIGSAW: Hello, Agent Perez, and welcome to the world that you have long studied. | Merhaba Ajan Perez... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Heed my warning, Agent Perez. | Uyarımı dikkate alın Ajan Perez: | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Your next move is critical. | Bir sonraki hareketiniz çok kritik. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Open the door. PEREZ: What is that? | Kapıyı aç. Bu da ne? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I got you. | Tamam, tuttum seni. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I'm truly sorry about Agent Perez. | Ajan Perez için gerçekten çok üzgünüm. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
She said your name, you know. | Senin adını söyledi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The last thing she said was "Detective Hoffman." | Son söylediği şey "Dedektif Hoffman" oldu. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Why'd she say that? Why'd she say your name? | Neden öyle söyledi? Neden senin adını söyledi? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
How'd you walk out of that building? | O binadan nasıl çıktın? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
On a gurney with a fucking hole in my throat. | Boğazımda sikilmiş bir delikle, sedyede. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Look at you. | Bir de sana bak... Ama sen... Ama sen... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Couple of scratches and a story about how your arm straps broke. | ...bir iki sıyrık ve bağlarının nasıl çözüldüğünü anlatan bir hikâye. ...sadece birkaç çizik ve kollarını tutan kayışın kopma hikayesiyle. ...sadece birkaç çizik ve kollarını tutan kayışın kopma hikayesiyle. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Jigsaw doesn't make mistakes. | Testere hata yapmaz. Jigsaw hata yapmaz. Jigsaw hata yapmaz. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Is this you theorizing again? Because Jigsaw's dead. | Yine teorilerine mi başladın? Çünkü Jigsaw öldü. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I'm not talking about him, I'm talking about you and your whole crooked department. | Ondan bahsetmiyorum. Sen ve senin üçkâğıtçı bölümünden bahsediyorum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
My department's gone. They're all dead. There's no one left. | Bölümüm kapandı, hepsi öldü. Kimse kalmadı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Besides you. | Senin dışında! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Been chasing Jigsaw from the beginning... | Jigsaw'ı başından beri takip ediyordum... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...and I got him. | ...ve sonunda yakaladım. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Read the papers. I saved that little girl. | Gazeteleri oku. O küçük kızı ben kurtardım. Arada da gazete oku. Küçük bir kızı kurtardım. Arada da gazete oku. Küçük bir kızı kurtardım. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
No, you're not, Peter. That's why I put you on medical leave. | Hayır değilsin Peter. Seni bu yüzden tedavi görmeye gönderdim. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
You never should have been there without backup. | Desteğin olmadan oraya kesinlikle gitmemeliydin. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I wanna talk to Jill Tuck one last time. | Jill Tuck'la son bir kez konuşmak istiyorum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
You're no longer handling the case, Peter. | Artık bu davada değilsin Peter. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Over a dozen dead bodies were recovered at the scene, two of which were cops. | Olay mahallinde bir düzineden fazla ceset bulundu. İkisi polisti. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Jigsaw's dead, how many lives did I inevitably save? | Jigsaw öldü. Böylece kaç hayat kurtardım, düşündün mü? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
By endangering yourself and others. | Kendini ve başkalarını tehlikeye atarak. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
I'm sorry, Peter. It's over. | Üzgünüm Peter, bu iş bitti. Üzgünüm Peter, artık bitti. Üzgünüm Peter, artık bitti. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. | Ulu Tanrım. Aman Tanrım. Aman Tanrım. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
What is this? Hey, don't move. | Bu ne? Hey, sakın kıpırdama. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It's Jigsaw. What? | Bu Jigsaw. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
MALLICK: I knew this was gonna happen to me. This is what he does. | Bunun başıma geleceğini biliyordum. Bu, onun işi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
No, it's not Jigsaw. | Hayır, bu Jigsaw değil. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
LUBA: Yeah, well, whoever it is... | Evet, her kimse... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...they're watching us. | ...şu an bizi izliyor. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
To make sure we follow the rules. | Kurallara uyduğumuzdan emin olmak için. Kurallara uyduğumuzdan emin olmak istiyor. Kurallara uyduğumuzdan emin olmak istiyor. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Which are what? CHARLES: I wouldn't do that if I were you. | Ne kuralları? Yerinde olsaydım yapmazdım. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
How do you know that? Because I have eyes. | Nereden biliyorsun? Çünkü gözlerim var. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
One pull pin starts the timer for all of us. | Bir ipin çekilmesi hepimiz için geri sayımı başlatır. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
You won't wanna do that unless you know how it works, now, would you? | Nasıl çalıştığını merak etmiyorsan, bunu yapmazsın, değil mi? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
You're starting to freak me out, dude. | Bu bok benim ödümü kopartıyor dostum. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
JIGSAW: Hello, and welcome. | Merhaba ve hoşgeldiniz. Merhaba ve hoş geldiniz. Merhaba ve hoş geldiniz. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
From birth, you've all been given the advantages of few others. | Hepiniz doğduğunuzdan beri pek az kişiye nasip olan bazı avantajlara sahiptiniz. Doğumunuzla beraber, hepinize çok az kişinin sahip olduğu avantajlar verildi. Doğumunuzla beraber, hepinize çok az kişinin sahip olduğu avantajlar verildi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Yet through poor moral decisions... | Ancak, verdiğiniz yanlış kararlar yüzünden... Yine de, zayıf ahlâki kararlarla... Yine de, zayıf ahlâki kararlarla... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...you've used these advantages to selfishly further... | ...bu avantajları diğer insanları harcamak pahasına... ...bu avantajları bencilce başkalarının pahasına... ...bu avantajları bencilce başkalarının pahasına... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...only yourselves at the expense of others. | ...bencilce sadece kendiniz için kullandınız. ...kendinizi öne çıkarmak için kullandınız. ...kendinizi öne çıkarmak için kullandınız. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Well, today this singular way of thinking will be put to the test. | Fakat bugün, tekil düşünme sınava tâbi tutulacak. Fakat bugün, bireysel düşünme, bir sınavdan geçecek. Fakat bugün, bireysel düşünme, bir sınavdan geçecek. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Today, five will become one, with a common goal of survival. | Bugün, beş kişi tek bir vücut olacak. Ortak amaçsa, hayatta kalabilmek. Bugün beşiniz, ortak hayatta kalma isteğinizle... Bugün beşiniz, ortak hayatta kalma isteğinizle... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
A cable runs through your collar devices. | Tasmalarınızdan geçen bir kablo var. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It can be pulled so tight... | Kablo, yukarıdaki keskin bıçakların arasında... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...that you will be decapitated on the mounted razors. | ...kafanızı koparabilecek kadar sert çekilebilir. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
The only way to remove the collar is with the keys from the glass boxes... | Tasmaları çıkarmanın tek yolu, önünüzdeki sütunların... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
However, if one of you moves to retrieve a key... | Fakat, biriniz anahtara ulaşmak için hareket ettiği an... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...the 60 second timer will begin for you all. | ...60 saniyelik geri sayım hepiniz için başlayacak. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
In choosing how to react to this situation... | Bu durumla başa çıkmak için seçeceğiniz tepki hakkında... Duruma nasıl tepki göstereceğinizi seçerken... Duruma nasıl tepki göstereceğinizi seçerken... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...your lifelong instincts will tell you to do one thing... | ...hayatınız boyunca sahip olduğunuz içgüdü, tek bir şey yapmanızı söyleyecek. ...hayatta kalma dürtüleriniz size tek bir yol gösterecek... ...hayatta kalma dürtüleriniz size tek bir yol gösterecek... | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
...but I implore you to do the opposite. | Ama ben size tam tersini yapmanızı rica ediyorum. ...ama ben size tam tersini yapmanızı öneririm. ...ama ben size tam tersini yapmanızı öneririm. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Let the games begin. | Oyun başlasın. Oyunlar başlasın. Oyunlar başlasın. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
LUBA: No, no, no, it says, "Don't listen to your instincts." | Hayır, hayır. İçgüdülerinize kulak asmayın dedi. Hayır, hayır. İçgüdülerimizi dinlemememizi söyledi. Hayır, hayır. İçgüdülerimizi dinlemememizi söyledi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
That means don't go for the keys. You fucking nuts? | Yani anahtarların peşinden gitmeyin. Sen lanet aklını mı kaçırdın? Anahtarlara gitmeye çalışmamalıyız. Sen kafayı mı yedin? Anahtarlara gitmeye çalışmamalıyız. Sen kafayı mı yedin? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
How are we supposed to live if we don't? | Anahtarlar olmadan nasıl kurtulabiliriz ki? Anahtarları almazsak, nasıl hayatta kalacağız? Anahtarları almazsak, nasıl hayatta kalacağız? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It's testing our endurance. We gotta move, babe. | Belki sabrımızı testediyordur. Belki de sabrımızı ölçüyordur. Hareket etmemiz gerek, bebeğim. Belki de sabrımızı ölçüyordur. Hareket etmemiz gerek, bebeğim. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
That timer's connected to those jars. | Bu sayaç şu kavanozlara bağlı. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
It didn't say anything about those jars. | Hayır, kavanozlar hakkında hiçbir şey söylemedi. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
They could be nothing. ASHLEY: They're nail bombs. | Bir anlamı olmayabilir. Onlar çivi bombaları. Büyük ihtimâlle önemsizdir. Onlar çivi bombası. Büyük ihtimâlle önemsizdir. Onlar çivi bombası. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Homemade, probably C 4. | Ev yapımı. Muhtemelen C4. Ev yapımı. Muhtemelen C 4. Ev yapımı. Muhtemelen C 4. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
How the fuck do you know that? | Sen bunu nereden biliyorsun be? Sen nereden biliyorsun bunu? Sen nereden biliyorsun bunu? | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
She's a fire inspector. She's seen all kinds of demented shit. | O bir itfaiye müfettişi. O bir yangın müfettişi. Tüm patlayıcı boklar hakkında bilgisi var. O bir yangın müfettişi. Tüm patlayıcı boklar hakkında bilgisi var. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
How do you know her? Answer me! | Onu nereden tanıyorsun?! Onu nereden tanıyorsun? Cevap ver! Onu nereden tanıyorsun? Cevap ver! | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Look, let's just keep our cool. | Herkes sakinleşsin. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Okay, we can figure this out. We're all here for a reason. | Pekâlâ, bu şeyi çözebiliriz. Burada olmamızın bir sebebi var... Belki de bu işi çözebiliriz. Hepimiz bir sebepten dolayı buradayız. Belki de bu işi çözebiliriz. Hepimiz bir sebepten dolayı buradayız. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
Okay, and we're all connected, as the message said. | Mesajın söylediği gibi hepimiz birbirimize bağlıyız. Hepimiz bağlıymışız. Mesajda öyle söylüyordu. Hepimiz bağlıymışız. Mesajda öyle söylüyordu. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |
We just need to... | Bunu bulmamız gerek. | Saw V-3 | 2008 | ![]() |