Search
English Turkish Sentence Translations Page 145765
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I wouldn't... Oh yeah, Alice. But we broke up. | Bilmem ki... Aaaa! Alice! Ama biz ayrıldık. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
No, you didn't. | Hayır, ayrılmadınız. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
But we saw her off at the train station. | Ama onu tren garından yolcu ettik. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
She just went to Germany to see her aunt. | Sadece, teyzesini ziyarete Almanya'ya gitti. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're a total waste case. | Dostum, sen yarrağı yemişsin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You can't even remember who you're going out with. | Kimle çıktığını bile hatırlamıyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you even know your own name? Listen, quit smoking pot. | Kendi ismini hatırlıyor musun bari? Bence ot içmeyi bırak. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you want me to go schizo? | Beni şizofren mi yapmaya çalışıyorsunuz? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
�I�ll wait for you� | "Seni bekleyeceğim“ | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I have to tell you something. | Hanka, sana birşey söylemem gerek. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I thought we'd start going out, | Ben seninle birlikte olduğumuzu sandım, | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
but the guys said I already had a girlfriend. | ama arkadaşlar benim zaten bir kız arkadaşım olduğunu söyledi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Which guys? From the band. | Hangi arkadaşlar? Gruptan arkadaşlar. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Then it all came back to me. | Sonra herşeyi hatırladım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'd totally forgotten about her. | Ben onu toptan unutmuşum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're joking, right? No, I'm not. I know it's awful. | Şaka yapıyorsun, değil mi? Hayır değil. Biliyorum kötü bir durum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm sorry, but put yourself in my place. | Özür dilerim. Ama kendini benim yerime koy. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Life's a bitch. Everything has turned against us. | Hayat kötü. Herşey bize karşı döndü. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I want to cry. I love you, but I promised to stay with her. | Ağlamak istiyorum. Seni seviyorum, ama ona da, onunla kalacağıma söz verdim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I remember making that decision. | Bu kararı verdiğimi hatırlıyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I don't want to hurt anyone. You don't want to hurt anyone? | Ben kimseyi incitmek istemiyorum. Kimseyi incitmek istemiyor musun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm sorry. It's all that pot you smoke! | Özür dilerim. Hepsi içtiğin ot yüzünden! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It's that lifestyle of yours! | Bu senin hayat tarzın! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is the last thing I'm gonna play for you. | Bu sizin için çalacağım son şey olacak.. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is also the last tape I have of my girlfriend. | Bu kız arkadaşımdan kalan son kaset ayrıca. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is her cough from March 3, 1997. | Bu 3 Mart 1997'deki öksürüğü. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You can see how long we were together. | Ne kadar süredir birlikteyiz anlarsınız. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I guess we hurt each other. But in any event... | Birbirimizi incittik sanıyorum. Fakat ne olursa olsun... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Here's a beautiful cough. | Çok güzel öksürüyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Where have you been? We started without you. | Neredeydin? Sensiz başladık. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What is this? Beef. With cranberries. | Bu ne? Sığır eti. Yaban mersinli. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
No, thanks. I'm not hungry. | Hayır aç değilim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is beef. Have some more dumplings. | Bu sığır eti. Biraz daha ekmek al. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
They want to see how we eat. Isn't this in the contract? | Nasıl yemek yediğimizi görmek istiyorlar. Anlaşmada bu da vardı değil mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Can I talk to you in private? Later, okay? | Seninle özel olarak konuşabilir miyim? Sonra konuşuruz, tamam mı? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The father is indicating that they can talk later. | Baba daha sonra konuşabileceklerini belirtiyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What the hell is this? What's she saying? | Bu da ne? Ne diyor? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Watch your language! Stop snapping at me! | Ne dediğine dikkat et! Beni bunaltmayın! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The daughter is surprised by the unusual situation. | Kız, alışık olmadığı durumdan dolayı şaşkın. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm not afraid to slap you! | Sana tokat atmak istemiyorum! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I came to see you because I feel awful and I need to talk to you. | Buraya geldim çünkü kendimi kötü hissediyorum ve sizinle konuşmak istedim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Yet what do I find here? | Peki karşımda ne buldum? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you know why you feel awful? It's that lifestyle of yours. | Neden kötü hissettiğini biliyor musun? Yaşam tarzın yüzünden. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The daughter wants advice on how | Kız annesine... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
to deal with the fact that | ..evli bir adamın onu takip etmesinden.. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
a married man is stalking her. | ..nasıl kurtulacağını soruyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It those friends of yours. You don't even know them. | Hep o arkadaşların yüzünden. Onları tanımıyorsun bile. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Seeing them is enough. | Meymenetsiz yüzlerini görmek bile yeterli. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Isn't it odd for a girl your age to move all the time? | Senin yaşındaki bir kız için evden eve dolaşmak normal mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Seeing you breaks my heart. You break my heart too, Mom. | Kalbimi kırıyorsun. Sen de benimkini kırıyorsun, anne. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is unbearable. | Olur şey değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The parents object to having this kind of discussion today. | Anne ile baba bu tarz tartışmalardan yakınıyorlar. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Kindly realize that life isn't that easy. | Şunu anla ki, hayat kolay değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I see. What? | Görüyorum. Ne görüyorsun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You have an obligation. We've had to make sacrifices. | Sorumlulukların var. Senin için fedakarlıkta bulunuyoruz. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Well I have, out of love! | Evet fedakarlık yaptık! Ben yaptım! Sevdiğim için! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You don't even know what that means because your friends... | Şu çok değerli arkadaşlarının senin hiç bir zaman | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
... never make sacrifices for you. I don't want them to! | ...fedakarlık yapmayacaklarını anlamıyorsun. Kimsenin benim için fedakarlık yapmasını istemiyorum! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And they don't! You people don't live life. | Yapmayacaklar da! Çünkü bu hayatı yaşamıyorsun! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You just slice it! | Yaşıyormuş gibi yapıyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The mother thinks the daughter is to blame for her own problems. | Anne, kızının, kendisini problemleri yüzünden suçladığını düşünüyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm just not going to sleep with them anymore. | Artık hiçbirisiyle yatmayacağım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
If I ever do meet a girl, for the first 146 days | Eğer bir kızla tanışırsam, ilk 146 gün | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
we're just going to talk. | sadece konuşacağız. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
146 days. That's important. It can't be less than that. | 146 gün. Bu önemli. Anladın mı? Daha az değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Then maybe I�ll give her a kiss. | Ondan sonra belki birbirimizi tanırsak, belki öpebilirim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
But until I find that kind of girl I'm going to be alone. | Ama dediğim gibi bir kız bulana kadar yalnızım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Not everyone has the chance to be alone like I have. | Herkesin benimki gibi bir yalnızlığa sahip olma şansı yok. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Have you already started? | Başalmış mıydınız? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Did you wash your hands? Yes. | Ellerinizi yıkadınız mı? Evet. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I saw the video. Which video? | Kaseti izledim. Ne kaseti? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
From Robert's party. I was quite shocked. | Robert'in partisindeki kaseti. Çok şaşırdım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It was just an ordinary party. | Normal bir partiydi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You have a few drinks, and then act crazy. | Birkaç kadeh içtikten sonra deli gibi davrandım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You dance and laugh. Should I pack my things? | Dans edersin, eğlenirsin gibi şeyler. Eşyalarımı toplayayım mı? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Of course not. Have a seat. | Tabiki hayır. Otur. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I think we have a good relationship. | Bence güzel bir ilişkimiz var. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you? Of course. | Öyle mi? Kesinlikle. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You buy us nice Christmas gifts. You don't smoke or drink. | Bize güzel yılbaşı hediyeleri alıyorsun. İçkin sigaran yok. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're faithful to me, reliable. | Bana sadıksın, güvenilirsin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And you love us. | Ayrıca bizi seviyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you think so? Of course you love us. | Öyle mi düşünüyorsun? Tabiki bizi seviyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Did you think you loved her? Yes, I did. | Ona aşık olduğunu mu düşünüyorsun? Evet, oldum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Sometimes it's hard to figure out what you want on your own. | Bazen kendin bile kendin için ne istediğini bilmezsin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You think you want to live with someone else. | Bazen başka birisiyle yaşamak istediğini sanırsın. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Yet what you really want is to dress up as a plumber. | Bazen hayatını temelden değiştirmek istediğini sanarsın fakat asıl yapmak istediğin şey tesisatçı gibi giyinmektir. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Why, that's me. | Neden? Bu benim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I didn't know the problem was your attraction to overalls. | Birkaç kere bunun hakkında konuştun, ama problemin nerede olduğunu anlamamışım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You can wear them at home. | Bunları evde giyebilirsin. Bence sorun değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Thanks, but I don't think that's the main problem. | Teşekkür ederim, ama sanırım asıl problem bu değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Perhaps the hospital would even let you wear them to work. | Belki de hastane bile çalışırken bunları giymene izin verir. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
No. Well, maybe. But promise you�ll think about it. | Bilmem ki. Bunu düşüneceğine söz ver. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Fine, I�ll think about it. | Tamam, bunu düşüneceğim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Bon appetit. Bon appetit. | Afiyet olsun. Afiyet olsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I get high because the world is cruel and people are lonely. | Ot içiyorum, çünkü dünya kötü bir yer ve insanlar yalnız. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I work so I can buy drugs that make people seem kind, | Uyuşturucu almak için çalışıyorum, çünkü bu insanları nazik | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
friendly, free, and beautiful. | arkadaş canlısı, özgür ve güzel gösteriyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Trouble is these drugs probably caused me to hurt someone. | Sorun şu ki, uyuşturucu büyük ihtimalle birisini incitmeme sebep oldu. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
So it doesn't make sense for me to do them anymore. | Bu yüzden, kullanmak için artık bir sebebim kalmadı. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I've had it with drugs. I'm giving up weed. | Artık kullanmayacağım. Ot içmeyi bırakıyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |