Search
English Turkish Sentence Translations Page 145764
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Didn't that seem like a sign to you? | Bu sana bir işaret gibi gelmiyor mu? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It's a clear sign that something's going on between us. | Aramızda birşeyler olduğunun açık bir kanıtı. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The fact that you're high is a sign you shouldn't be driving. | Asıl işaret kafan güzelken araba kullanmaman gerektiği. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Get a load of these buildings. | Şu evlere bak, ne kadar güzel. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Aren't they awesome? | Sence de muhteşem değiller mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What city is this? Dubrovnik? | Burası hangi şehir? Dubrovnik mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is Prague, you moron. I know. I was just testing you. | Burası Prag, gerizekalı. Biliyorum, ben seni deniyordum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is where I was born. This is where I live. | Burası doğduğum yer. Burası yaşadığım yer. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
But today it seems new. It's really nice. | Ama bugün yeni görünüyor. Gerçekten çok güzel. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Tourists flip out over these buildings. | Bu binalarda turistler cirit atıyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You can rip me off just like you do to tourists. | Beni, aynı turistleri yaptığın gibi dolandırabilirsin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It sounds like you're saying he steals. | Sanki para çalışyormuş gibi konuşuyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
So you really steal, huh? Knock it off. | Ama çalıyorsun, değil mi? Kes sesini. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Why? Let him steal. It's awesome. | Neden ki? Bırak çalsın. Bence süper. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Where's he going? How can he drive from out there? | Nereye gidiyor? Dışarıdan nasıl sürecek ki? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Ouch! | Offf! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The Golden Age of Moving is coming. | Taşımacılığın altın çağı yaklaşıyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
More and more people are moving to more and more new places. | Her gün daha çok insan bir sürü yeni eve taşınıyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm afraid of how it�ll turn out. | Bu kadar insan nasıl taşınacak merak ediyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
But I'm not getting in the way. I want to move with the times! | Bunun gerisinde kalmak istemiyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What do you want to be? A mover. | Ne olmak istiyorsun? Nakliyatçı. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You already are one. Awesome. Then I�ll keep my job! | Zaten öylesin. Muhteşem. O zaman işime devam edeyim! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Wow! Awesome hose. | Vav! Süper ev. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
My condolences. Do I know you? | Başınız sağolsun. Sizi tanıyor muyum? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm Ondrej. | Ben Ondrej. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Of course, Lenka's husband. She's looking for you. | Haa, Lenka'nın kocası. O da sizi arıyordu. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Come in. Look at all the junk Mom had. | Gel. Annemin çöplerine bak. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It's that psychopath again. | Yine o psikopat. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
He keeps following me around. | Hala beni takip ediyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Then we�ll get him stoned. He doesn't smoke. | O zaman onu içireceğiz. O ot içmez. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Does he eat? Why wouldn't he? | Birşey yer mi? Evet yer. Neden yemesin ki? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Then I�ll put it in some food. | O zaman yemeğine karıştırırım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is my sister Julie. | Bu benim kardeşim Julie. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is Ondrej. He's a doctor. | Bu da Ondrej. O bir doktor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I don't have to introduce you. This is Jakub, a great musician. | Sizi tanıştırmama gerek yok. Bu da Jakub, iyi bir müzisyen. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Hi, I'm Jakub. Do you want something to drink? | Merhaba, Ben Jakub. Bir şey içer misin? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Tea? Coffee? No, thanks. | Çay? Kahve? Hayır. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you have any pastry or cake? | Robert, hamurişi veya kurabiye gibi birşeyler var mı? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Isn't cake more for weddings? | Kurabiyeler daha çok düğün için, değil mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you have any mixes? | Hazır karışımlardan felan da yok mu? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
We must. | Olması gerek. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I want to bake something. | Birşeyler pişireyim diyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Ondrej, I don't know how to get through to you. | Ondrej, sana nasıl açıklasam bilmiyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Look. You've made a mess of your life, haven't you? | Bak. Kendi hayatın mahvettin, değil mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm offering you a way out. | Ben sana bir çıkış şansı veriyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What way? | Şans mı veriyorsun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What can you offer me? You're a psychopath! | Sence sen benim çıkış şansım mısın? Nasıl bir psikopatsın sen! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Don't touch me! You're an addicted psychopath! | Dokunma bana! Sen manyağın önde gidenisin! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Life with a psychopath might be your only way out. | Belkide bir psikopatla yaşamak senin için tek şanstır. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Or are you looking for someone who�ll leave you in a year? | Ya da seni daha senesi dolmadan şutlayacak birini arıyorsun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Let's live together! Please! | Lütfen! Birlikte yaşayalım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I love you more than anything. | Seni bu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I know I act like an idiot. That's because of you. | Deli gibi davrandığımın farkında değilim sanıyorsun. Hepsi senin yüzünden. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I think of you when I'm walking down the street, at work... | Sokaklarda yürürken hep seni düşünüyorum. İşte, evde, heryerde. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
for Lenka. I can't help it. | Lütfen Lenka. Buna engel olamam. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I think of you in so many places that I can't even name them all. | Sen heryerde hep aklımdasın. O kadar çok ki şu an sayamam bile. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I went to medical school so you would be proud of me. | Sırf senin gözüne girebilmek için tıp fakültesine gittim ben. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I sometimes wish you'd fracture your thigh in a car accident... | Bazen senin bir araba kazasında yaralanmanı bile istedim... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Don't touch me! Please! | Dokunma bana! Lütfen! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Don't touch me! Hanka, I'm begging you! | Dokunma bana! Hanka, Yalvarıyorum sana! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That's heavy stuff. | Bu ağır oldu. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I understand you. I'm a wreck, too. | Ben seni anlıyorum. Ben de üzgünüm. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Can I give you a hug? | Sana sarılabilir miyim? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Me? Just as friends. | Bana? Arkadaş gibi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It wasn't that big a deal. | Önemli birşey yok. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I always stare like this. | Ben hep böyle bakarım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Don't look at me. He asked. | Bana bakma. O dedi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I wanted to answer him. But you were looking at me. | Açıklama yapasım geldi. Ama bana bakıyordun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
So I was looking at you instead of at him. | Ona değil de sana bakıyordum, farketmez. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What did you bake? Some excellent pastry. | Ne pişirdin? Süper kurabiye yaptım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I don't want any pastry. I just want to sit down. | Hiç birşey istemiyorum. Şuraya otursam yeter. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'd like something to drink. We have some excellent pastry. | Birşeyler içmeyi tercih ederim. Süper kurabiyelerimiz var. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What is this? Nothing. | Bu ne ya? Yok birşey. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Did you set us on fire? No, I didn't. | Bizi ateşe mi verdin? Hayır. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
But we're burning! No, you aren't. | Ama yanıyoruz! Hayır yanmıyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Everything's just fine. | Herşey çok güzel. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Have a seat. It's all right. Holy shit! This is warped! | Otursana. Sorun yok. Siktir! Hayal görüyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This is unreal! | Hayal gibi! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That was warped. Wasn't it? | Hayaldi, değil mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I think of you in so many places | Sen heryerde hep aklımdasın. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
that I can't even name them all. | O kadar çok ki şu an sayamam bile. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I love you more than anything. | Seni bu dünyadaki herşeyden daha çok seviyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Why did you film this? | Bunu neden çektin? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I don't know. I found it interesting. | Bilmem. İlginç geldi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Interesting? | İlginç demek? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It seems sad to me. It is sad. | Bana hüzünlü geldi. Hüzünlü zaten. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Maybe that's my problem. I find sad things fascinating. | Belki de benim sorunum budur. Üzücü şeyler bana çekici geliyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Without sadness I feel nothing, and I can't change. | İçinde hüzün olmayan şeyler beni cezbetmiyor, bunu değiştiremem. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That's quite sad, isn't it? Yes, but it's also fascinating. | Bu çok üzücü, değil mi? Evet, ama bir o kadar da ilginç. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You are a real idiot. | Gerçekten gerizekalısın. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
�I'm sorry, Hanka� | "Özür dilerim Hanka" | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Scram! | Siktir lan! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
We all need relationships. Someone who loves you. | Hepimizin bir ilişkiye ihtiyacı var. Seni seven birisine. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Someone who�ll caress you when you're down. | Sen kötü durumdayken sana yardım edecek birine. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The world might be awesome, but sometimes it stinks. | Dünya süper bir yer olabilir, ama çoğu zaman sıçıyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And Hanka's sensitive. She's totally awesome. | Hanka çok duyarlı. Gerçekten süper biri. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I told her I love her and I want to live with her. | Ona, onu sevdiğimi ve onunla birlikte yaşamak istediğimi söyledim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Live with her? You already have a girlfriend. | Beraber yaşamak mı? Senin zaten bir kız arkadaşın var. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Say what? C'mon, Alice. | Nasıl? Alice var ya. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Alice who? You tell me. | Alice kim ki? Sen söyle kim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |