Search
English Turkish Sentence Translations Page 145761
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Nope. Did you? | Hayır. Sen biliyor muydun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Let's not waste time chatting. | Zamanımızı konuşmakla harcamayalım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That's harsh. Unbelievable... | Sağlammış. İnanılmaz.. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
None of my friends could ever be President. | Hiç bir arkadaşım başbakan olamayacak. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Are those people your friends? Yup. | Bunlar senin arkadaşların mı? Evet. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Ice? Nope. | Buz? Hayır. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
They're all my friends, and they're all living a lie. | Hepsi benim arkadaşım ve hepsi bir yalanı yaşıyorlar. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
They're lucky I'm around to point that out to them. | Şanslılar ki onlara yaşadıkları yalanı gösteriyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That's my project. | Bu benim projem. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Who's that girl? A friend. Why? | Bu kız kim? Bir arkadaş. Neden? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you know her family? Yeah. Pretty loony. | Ailesini tanıyor musun? Evet. Kafayı yemişler. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Her mom's especially crazed. In what way? | Özellikle annesi deli. Nasıl deli? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
She acts like my mom. Why? | Aynı benim annem gibi. Neden ki? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
So you all know each other here. | Yani buradaki herkesi tanıyorsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Why are you in this country? | Sen neden Çek'tesin? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
On account of UFOs. | UFO'lar yüzünden. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
UFOs. Yup. | UFO'lar. Evet. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
The soil here is good, so they can fly low. | Burada toprak güzel olduğu için buralarda alçaktan uçabiliyorlar. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Can't they do that anywhere else? Nope. | Başka yerde yapamıyorlar mı? Hayır. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I've never asked a girl this before, but what's your sign? | Daha önce hiçbir kıza sormadım ama senin burcun ne? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I was walking down an odd street... | Garip bir sokakta yürüyordum... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
and I had the feeling I was in a foreign city like Tokyo, Japan | ve içimde Tokyo gibi yabancı bir şehirde yürüdüğümü hissettim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I've never been to Tokyo, but I imagine it's a cold place. | Daha önce hiç Tokyo'ya gitmedim ama hayalimde Tokyo ki soğuk bir şehir. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And that's how I feel today. Gee, what happened? | İşte bugün bunları hissettim. Eee, nolmuş yani? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
This song's about what's inside me today. | Bu şarkı, bugün hissettiklerimle ilgili. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Are you coming to bed? You can turn off the light. | Yatağa geliyor musun? Sen ışığı kapat, geliyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I broke up with my girlfriend because... | Durum şu ki; kız arkadaşımdan ayrıldım, çünkü... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
We just broke up... Because we're both looking for someone | Ayrıldık işte... Çünkü ikimiz de başkalarını arıyorduk. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
who won't go looking for somebody else. | İkimiz de başka birilerini aramayan birilerini arıyorduk. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And until we find that person, | Ve biz onları bulana kadar, | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
we�ll keep looking on our own. | ikimizde yalnız başımıza aramaya devam edeceğiz. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It's pretty complex. I guess there's no solution. | Bu oldukça karışık. Sanırım çözümü de yok. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That doesn't matter... | Farketmez... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What? My back hurts, so I'm working out the kinks... | Ne var? Sırtım ağrıyor, egzersiz yapıyorum... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You really scared us, you fool. | Bizi çok korkuttun, seni aptal. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It's a miracle you're alive, but the doctors here are good. | Hayatta kalman bir mucize. Buradaki doktorlar çok iyi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Good morning, Doctor. Morning. | Günaydın doktor. Günaydın. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Thanks on behalf of my brother. I don't have a brother. | Kardeşim için teşekkür ediyorum. Benim kardeşim yok. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I said, my brother. You operated on him yesterday. | Benim kardeşim için teşekkür ediyorum. Dün ameliyat ettiniz. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
How can I ever repay you? That's quite all right. | Size borcumu nasıl ödeyebilirim? Sorun değil, görevim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Medicine fascinates me. It's just a job like any other. | Tıp her zaman beni büyüler. Diğerleri gibi bu da sadece bir meslek. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What do you do? I'm a magician. Really? | Siz ne iş yapıyorsunuz? Ben sihirbazım. Gerçekten mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I can show you a trick. This is not the right place. | Size bir numara gösterebilirim. Burası uygun biryer değil sanırım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It�ll only take a second. What's in your pocket? | Sadece bir saniyenizi alacak. Cebinizde ne var? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Here. Watch closely. | Bu. Dikkatli izleyin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Stop moving your hands around. | Elleri oynatmayı durdurun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Goodness, I've got to run. | Geç kaldım, gitmem gerekiyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Doctor? This is for you. | Doktor! Bu sizin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That's my card. Come see my magic show. | Bu da benim kartım. Gösterimi izlemeye gelin. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Hey! Hi! | Hey, merhaba. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What a coincidence. It certainly is. | Ne tesadüf. Kesinlikle öyle. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
What're you doing here? I was at the library. | Burada ne yapıyorsun? Kütüphanedeydim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
How are you? I heard you and your boyfriend broke up. | Nasılsın? Duydum ki erkek arkadaşınla ayrılmışsınız. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Where'd you hear that? On the radio. | Nereden biliyorsun? Radyoda dinledim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
We might get back together. | Kesin bir karar değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It was wise you lied to me. | Söylediğin yalan çok zekiceydi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You thought I'd go bananas again | Tekrar aptalca şeyler yapabileceğimden korktun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
like when I used to put on disguises and follow you around. | Kılık değiştirip seni takip etmem gibi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I was thinking more of the time you almost set us on fire. | Daha çok, neredeyse bizi yaktığını hatırlıyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
On fire? What do you mean? You heard me! | Yakmak mı? Nasıl yani? Bal gibi biliyorsun! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Oh, that. That was just a joke. | Aaa, onu diyorsun. Sadece şakaydı. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That was no joke! Don't you remember? | Şaka falan değildi! Hatırlamıyor musun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you think I'd really set you on fire? I'm not insane. | Seni ateşe verebileceğimi mi düşündün? O kadar da deli değilim. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I think you are! | Bence öylesin! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
No, you'd better not. | Sarılmasan daha iyi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
We must stop seeing each other. I was thinking that myself. | Artık görüşmememiz gerek. Ben de öyle düşünüyordum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Even �by chance.� You can say that again. | "tesadüfen" de olsa. Evet, kesinlikle. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Call me if you need help moving. Sorry, bad idea. I take it back. | Taşınmak için yardıma ihtiyacın olursa beni ara. Ya da boşver. Geri aldım. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Anything else you want? No. Then I'm off. Bye... | Diyeceğin başka birşey var mı? Hayır. O zaman gidiyorum Görüşürüz... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Vesna isn't just a great girl who knows how to summon UFOs. | Vesna muhteşem bir kız olmasının yanında UFO'ları nasıl çağıracağını da biliyor. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
More importantly, she's a master of the body shot. Show him! | Daha da önemlisi, o bir body shot ustası! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That's not a good idea. I agree. | Bence iyi bir fikir değil. Bence de. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I'm more interested in UFOs. Body shots are better. | Ben daha çok UFO'larla ilgileniyorum. UFO'ları siktiret! Body shot daha iyi. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You're a DJ, and you don't know what a body shot is? | Radyoda DJ'sin ve body shotu bilmiyor musun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I don't have to know everything. Lie down. | Herşeyi bilmek zorunda değilim. Şuraya uzan. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Put salt behind your ear, tequila in your belly button. | Kulağının arkasına tuz, göbek deliğine de tekila koyacaksın. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Put lemon in your mouth, and then Vesna will drink it. | Ağzına da limon koy, Vesna da onu içecek. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Quit looking at each other! I thought you were curious. | Birbirinize bakmayı kesin! Merak ettiğinizi sanıyordum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I am, but Hanka's on her way. This is not a good idea. | Ediyorum ama Hanka yolda, geliyor. İyi bir fikir değil. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Hanka! Wait! | Hanka! Bekle! | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Sorry. We were just drinking tequila like they do in Mexico. | Afedersin. Sadece Meksika'lılar gibi tekila içmeyi gösteriyordu. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
In Mexico, huh? They drink it like that there. | Demek Meksika'lılar gibi? Orada böyle içiliyormuş. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It comes from cactuses. Why did you ask me here? | Tekila kaktüsten yapılır. Peki neden buraya gelmemi istedin? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It occurred to me that the guy you took to the hospital... | Düşündüm de, şu hastaneye götürdüğün adam... | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
...could've been a sign. What kind of sign? | ...bana bir işaretmiş gibi geldi. Ne tür bir işaret? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
But it's odd you found him the night you moved out. | Ama gecenın yarısı onu bulman ve hastaneye götürmen garip. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
That is odd. | Evet garip. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Maybe it was a sign that we should've stayed together. | Belki de birlikte kalmamız için gelmiş bir işarettir. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Or that we shouldn't have. | Belki de kalmamamız için gelmiştir. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Or that we shouldn't have. | Belki de değildir. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
A tequila sunrise and a body shot of tequila. | Bir tekila sunrise, bir de tekila body shot. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Do you know what a body shot is? | Body shot ne demek biliyor musun? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
It'd make me happy. Honest. I collect this stuff. | Beni mutlu edecekti. Cidden. Bu tarz şeyleri, biriktiriyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
You collect guitar picks? I collect all sorts of stuff. | Gitar penalarını da mı biriktiriyorsun? Her şeyi biriktiriyorum. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Will you go with me? | Benimle gelecek misin? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
He�ll be more likely to give you the pick if you're alone. | Eğer yalnız olursan sana verir. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
Anyway, he kept looking at you. | Neyse, bütün konser sana bakıp durdu. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
I�ll wait here for you, okay? So, a guitar pick, right? | Seni burada bekleyeceğim, tamam mı? Pena istiyorsun, değil mi? | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
And I want it autographed. Fine. | Ama imzalı olsun. Tamam. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |
On a guitar pick. | Penanın üzerinde imza olsun. | Samotari-1 | 2000 | ![]() |