Search
English Turkish Sentence Translations Page 14075
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The most gorgeous Negroes you've ever seen have just gone upstairs. | Sevgilim, şimdiye kadar görüp göreceğin en harika zenciler üst kata çıktılar. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What on earth's going on up there? They're having a diplomatic reception. | Yukarıda neler oluyor acaba? Tanışma partisi veriyorlar. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Would you like to have a diplomatic reception? | Sen de tanışma partisi vermek ister misin? Ne güzel bir fikir! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I can't get them to go. | Onları gönderemiyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Make them. Force them to go. | İkna et. Gitmeleri için zorla. Nasıl? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I don't know. Can't you force them to go? I don't know half of them. | Bilmiyorum. Gitmeye zorlayamaz mısın? Yarısını tanımıyorum bile. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Oh, dear. I just wish they'd all go away from our little place. | Tanrım! Küçük evimizden hepsi hemen çekip gitse keşke. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Why did we ever have this party? | Niye bu partiyi verdik ki sanki? Bilmiyorum ama keşke hepsi çekip gitse! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
My friends seem to get on very well with your friends. | Arkadaşlarım senin arkadaşlarınla çok iyi anlaşmış gibi görünüyordu. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Your friends are so pretty. | Arkadaşların çok güzel. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Yours are so intelligent. | Seninkiler de çok kültürlü. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I couldn't have been happy if I'd kept Robert from his children. | Robert'ı çocuklarından uzak tutsam mutlu olmazdım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I was absolutely insistent, rain or shine, he went and saw them. | Her hâlükârda gidip çocuklarını görmesi için kesinlikle ısrar ettim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I couldn't have forgiven myself if he hadn't done that, you see. | Anlayacağınız üzere bunu yapmamış olsaydım kendimi asla affedemezdim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I've never really been the jealous type. | Gerçekten asla kıskanç bir tip olmadım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Where the hell have you been? | Hangi cehennemde kaldın? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I told you I had to go and see the children. Till this hour? | Gidip çocukları görmek zorunda olduğumu söylemiştim. Bu saate kadar mı? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Did you see her? | Onu da gördün mü? Onu mu? Onu! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
No. I don't know whether I believe you. | Hayır. İnansam mı, inanmasam mı bilmiyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What makes you think she wants to see me? | Beni görmek istediğini de nereden çıkardın? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Perhaps you want to see her. Perhaps I do. | Belki sen onu görmek istiyorsundur. Belki de istiyorumdur. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Why don't you tell me if you want to see her? If you're still in love with her? | Onu görmek istiyorsan, hâlâ seviyorsan neden bana söylemiyorsun? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Lord. | Tanrım! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Look here. No, listen. | Gel buraya. Hayır, dinleme. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I love you. Honestly. | Seni gerçekten seviyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Robert, you won't leave me, will you? Leave you? | Robert beni terk etmeyeceksin, değil mi? Terk etmek mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I'm so frightened sometimes. | Bazen o kadar korkuyorum ki. Ne demek bazen çok korkuyorum? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What are you frightened of? We're so happy. | Neden korkuyorsun? Çok mutluyuz. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Shall we get married? | Evlenelim mi? Evlenip bütün bunlara son verelim mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Darling, I'm so happy as we are. I don't want anything to change. | Sevgilim şu anki hâlimizden çok memnunum. Hiçbir şeyin değişmesini istemiyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
If we got married... | Evlenirsek herkes çok mutsuz ve hoşnutsuz olmaz mı? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
An American statesman recently said... | Amerikalı bir devlet adamının yakın zamanda Birleşik Krallık'ın... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
that Britain was a country which had lost pride in itself. | ...kendine olan saygısını kaybetmiş bir ülke olduğunu söyledi. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Have we so much to be ashamed of, I wonder? | Acaba utanç duymamızı gerektirecek ne gibi konular var? Hadi öğrenelim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What are you ashamed of in Britain today? | Birleşik Krallık'ta bugün yaşanan hangi şey sizi utandırıyor? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Can't think of nothing. Nothing? | Aklıma bir şey gelmiyor. Hiçbir şey mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
The traffic. It's a bit congested... | Trafik biraz sıkışık. Size göre en büyük sorun bu mu? Evet. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Some people don't work hard enough. | İnsanlar yeterince çok çalışmıyor. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I work hard in Bristol. I do it for one person. | Bristol'da çok çalışıyorum ve bunu bir kişi için yapıyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Her name's Margaret Robins. I've got the photograph on me. | Bu kişinin adı Margaret Robins. Üzerimde fotoğraf var. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Everyone these days wants something for nothing. | Şu günlerden herkes çalışmadan bir şeylere sahip olmak istiyor. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
They don't want to put anything out for what they're striving to get out of this. | Kurtulmak için çaba gösterdikleri şey adına bir şey üretmek istemiyorlar. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Talking as a Londoner, I think... | Bir Londralı olarak konuşuyorum. Bana göre... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
how rife homosexuality has become, in London itself. | ...Londra genelinde homoseksüellik hüküm sürmeye başladı. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I would say again, in retrospect, that a few years back... | Bir kez daha söylüyorum ki birkaç yıl önce iki ya da üç yıl önce... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
that you were very blatantly approached by different people in different places. | ...farklı yerlerdeki farklı insanlar size çok kaba bir şekilde yaklaşırdı. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Really? | Gerçekten mi? Böyle mi yani hâlâ... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You say it's worse? It has become worse over a period of time... | ...durum giderek kötüleşiyor mu diyorsunuz? Zamanla kötüleşecek ama... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
but you have to live with it. I suppose so. | ...durumu kabullenmeniz gerek. Sanırım öyle. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Try that London number again? What was that number again, sir? | Londra'daki numarayı yine dener misiniz? Numarayı tekrar eder misiniz efendim? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Flaxman 2249. One moment, please. | Flaxman 2249. Bir dakika efendim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Morphy Richards refrigerator, gift of Mr. Charles Glass... | Bay Charles Glass'ın hediyesi olan Morphy Richards buzdolabı... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Number 81. | ...numara 81. Bay David Rodney Barlow. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Holiday for two in the Bahamas, gift of Mr. Samuel Goldstone... | Bay Samuel Goldstone'un hediyesi Bahamalar'da iki kişilik tatil... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Number 68. | ...numara 68. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Yes, me. But I've just come back. | Benim numaram ama daha yeni dönmüştüm. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Normally I never did charity work. It's usually terribly draggy. | Hayır işi normalde hiç yapmazdım. Böyle şeyler çoğunlukla çok sıkıcıdır. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
But Robert was away, and Miles Brand happened to phone the same day. | Ancak Robert yoktu ve aynı gün Miles Brand telefon etmişti. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
After all, he had chosen me for the Honeyglow girl. | Ne de olsa Honeyglow kızı olarak beni o seçmişti. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Miles didn't mean a thing in my private life. I didn't attach any importance to it. | Miles özel hayatımda bana bir şey ifade etmediği gibi hiç de önemsemiyordum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Still admire yourself as much as ever? Carlotta. | Kendine hâlâ eskisi kadar hayran mısın? Carlotta. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
How lucky it is you're a man after your own heart. | İstediğin gibi bir adam olman ne büyük talih! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I thought I could smell prussic acid. I put it down to the weather. | Prüsik asit kokladığımı sandığıma göre galiba iyi değilim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Must make a change from putting it down to expenses. | Masrafları azaltmak için değişiklik yapmalıyım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
How savage we are tonight. | Bu akşam ne kadar da zalimiz. Yoksa birilerinin kocası karısına mı dönmüş? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
If he had, you'd have been there to greet him. | Dönmüş olsaydı onunla selamlaşırdın. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Leftovers aren't exactly my diet, darling. I thought you were always in the market. | Artık yemek damak tadıma uygun değil canım. Her zaman piyasada olduğunu sanırdım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
That remark was young when you were. | Sen piyasadayken bu düşünce tazeydi. Miles, Bay Glass. Affedersin. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I suppose the main attraction was Charles Glass. | Sanırım asıl çekici kişi Charles Glass. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Mr. Honeyglow, himself. | Bay Honeyglow'un kendisi. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
He's a terrible sweetie. Do you know Charles? | Son derece tatlıydı. Charles'ı tanıyor mısınız? Çok tatlıydı. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Eighty two. | 82. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Sean, my dear fellow, I hear you're making a new movie. | Sevgili dostum Sean yeni bir film çektiğini duydum. Bunu nereden biliyorsun? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I take a great interest in your squalid career. I have to. | İğrenç kariyerine ilgi duyuyorum zaten duymak da zorundayım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
If you're shooting full length epics... | Uzun metrajlı çekiyorsan Glass Grup için reklam çekmek istemezsin. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
After all, a lie can be shot with integrity just like anything else. Who's the crumpet? | Bununla birlikte yalan da diğer şeyler gibi bütünlükle çekilebilir. Şu seksi kadın kim? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You've been most kind. Thank you so much. | Çok kibarsınız. Teşekkürler. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Now, ladies and gentlemen, a few words... | Hanımlar, beyler şimdiyse... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
from the president of the charity we've all been assisting tonight. | ...bu akşam hazır bulunduğumuz hayır işinin başkanı kısa bir konuşma yapacak. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Pray, silence for the Right Honorable Basil Willet, MP. | Saygıdeğer parlamenter Basil Willet için sessizlik lütfen. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
A man of few words, and all of them long ones. | Uzun ve kısa cümlelerin adamı. Harikaydın Diana. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I want you to meet Sean Martin. This is Miss Diana Scott. | Sean Martin, Bayan Diana Scott. Diana, Sean Martin. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Hello. How do you do? | Merhaba. Tanıştığımıza memnun oldum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Would Mr. Glass say a few words? | Bay Glass birkaç şey söyler mi? Emin değilim ama sorarım. İzninizle. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I want to say just this: | Şunu söylemek istiyorum ki... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
No matter how much public money... | Halkın parası ne kadar olursa olsun... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
we, the government, devote to good causes... | ...biz hükümet olarak iyi işlere kendimizi adamalıyız. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
there will always be a place for private generosity... | Hanımlar beyler bu akşam gösterdiğiniz özel cömertlik için... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Never have I seen so many hearts so obviously in the right place. | Doğru yerde buluşan bu kadar kalbi daha önce hiç görmemiştim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I'm sure I have no need to bring to your attention... | Kardeşlerimizin, her mezhebin, ırkın zor durumuna... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
the plight of our brothers... | ...dünyanın en uzak köşelerinde... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
who at this very moment are suffering the humiliation... | ...yozlaşmaya maruz kalanlara, açlıktan kıvranan insanlara... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
of the agonies of malnutrition. | ...dikkatinizi çekmek zorunda olmadığımı biliyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Of course, I'd love to make a film someday. | Tabii ki günün birinde film çekmek isterim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
But so much is important: The right director, the right script... | Ancak doğru yönetmen ve doğru senaryo çok daha önemli. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You think a good director makes a difference, do you? | İyi bir yönetmenin fark yaratacağını düşünüyorsun, değil mi? Öyle bilinir. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
This is my wife, Sybil. Diana Scott. Hello. | Karım Sybil. Bu da Diana Scott. Merhaba. Merhaba. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I think he managed that very well indeed, don't you? | Bence çok iyi idare etti, değil mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Here she is. Diana. | İşte Diana. Söylevimi protesto etmek için gitmiş olabilirsin diye biraz korktum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Not at all. | Hiç de değil. Üst katta bizi cips ve kola bekliyor. | Darling-1 | 1965 | ![]() |