Search
English Turkish Sentence Translations Page 14078
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Your name, please? Diana Scott. | Adınız nedir? Diana Scott. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Would you like to wait over there, please? | Şurada bekleyebilir misiniz? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Tell me about yourself, what you've been up to recently. | Bana kendinizi, son zamanlarda ne yaptığınızı anlatabilir misiniz? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Done six months at Bournemouth Rep, playing leads and things. | Altı ay Bournemouth temsilciliği yaptım ve çeşitli başrolde yer aldım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Some television. Z Cars, Avengers. Season at Worthing Rep. | Televizyon projelerim oldu. Z Cars, Avengers, Season at Worthing Rep gibi. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Couple of Edgar Wallaces at Merton Park. | Merton Park'taki Edgar Wallaces'da birkaç projem de oldu. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Thank you. Thank you very much. | Çok teşekkür ederiz. Teşekkürler. Sıradaki lütfen. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Miss Joy Green, please. | Bayan Joy Green. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Miss Joy Green, thank you. | Bayan Joy Green, teşekkürler. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Miss Green? Yes. | Bayan Green. Evet. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You've gone over that speech on the sheet? Yes, I have. | Size verdiğimiz kağıttaki konuşmaya çalıştınız mı? Evet. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Right. Thank you. | Peki, teşekkürler. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
"I want to dance." Louder, please. | Dans etmek istiyorum. Daha yüksek sesle lütfen. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
"I want to dance! | Dans etmek istiyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
"That's what you'll never understand. I don't want to think. | İşte bunu asla anlamayacaksın. Düşünmek istemiyorum. Dans etmek istiyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Hey, that's my meter. Sorry. | O parkmetre benim. Özür dilerim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Sorry? I should think you are sorry. Go on, get out of it. Women drivers. | Özür mü? Bence de özür dilemelisin. Başka park yeri bul! Şu kadın sürücüler! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Look who's here. Your secretary told me you'd be here. | Bakın kimler gelmiş? Sekreterin burada olacağını söyledi. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Hope you don't mind. Mind? Not at all. | Umarım sorun olmaz. Sorun da ne demek! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
How are things? | İşler nasıl gidiyor? Kesat. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Skol! | Skol! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Nice place. Had it long? | Evin güzelmiş. Uzun zamandır mı kalıyorsun? Çok uzun olmadı. İşe yakın. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
The firm owns it. Came to us by mistake. | Firmanın dairesi. Yanlışlıkla bizim oldu. Ne güzel bir yanlışlık. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
One tries to see that one's mistakes usually are. | İnsanlar başkalarının hatalarının çoğunlukla böyle olduğunu düşünmek ister. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I always feel as if there's one more corner to turn... | Hep dönülmesi gereken bir köşe daha olduğunu ve orada olacağımı hissettim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
And so you will. Then there'll be another. | Olacaksın da. Sonra başka bir köşe daha olacak. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
That's the attraction of corners. | Buna köşelerin cazibesi denir. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I do love Robert, you know. | Robert'i seviyorum. Neden olmasın? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
My goodness, what a bit of luck. | Tanrım ne şans ama! Akıllı kızsın. Şanslı günüm. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What the hell are you doing? What the hell am I doing? | Ne yapıyorsun? Ne mi yapıyorum? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Sitting in the dark? | Karanlıkta oturuyorsun. Manzaraya hayranlık duyuyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Good for you. | Aferin sana. Özür dilerim geç kaldım çünkü arabayı çekmişler. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Did it? | Öyle mi? Lanet olasıca parkmetreler. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Had to go miles to get it back. Poor you. | Geri almak için kilometrelerce yol gitmek zorunda kaldım. Yazık sana. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I would've been back sooner, if it hadn't been for that. | Arabayı çekmeselerdi daha erken dönebilirdim. Nereye gittin? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum ki. Taksiye bindim ama yol saatlerce sürdü. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Did you have to pay? I mean, to get it out? | Arabayı geri almak için para ödemen gerekti mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You always have to pay to get a car out, don't you? | Arabayı kurtarmak için hep para ödemek gerekmez mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What sort of day have you had? | Senin günün nasıl geçti? Sessiz. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What kept you? | Meşgul eden neydi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Told you. I had to get the car... I mean so that you overshot the meter. | Anlattım ya. Arabayı geri... Yani ne oldu da parkmetrenin süresi doldu? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I didn't go to my audition. I went to my agent instead. | Seçmelere gitmek yerine temsilcime gittim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
And I think I've got a job coming up in Paris soon. | Paris'te çok yakında bir iş bulacağımı umuyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What's that for? | Bu ne için? Arabayı geri almak için ödediğin para. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Where would I be without you? | Sen olmasan nerelerde olurdum? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Of course, Miles was the perfect guide... | Miles Paris'in her yerini bildiği için tabii ki mükemmel bir rehberdi. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You know, the tourist level... | Önce turistik yerleri gösterir... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
then he could take one inside and show one how sophisticated people live. | ...sonra şehrin içlerine götürüp insanlarının nasıl sofistike yaşadıklarını gösterirdi. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
We went to a fabulous wedding, I remember. | Çok güzel bir düğüne gittiğimizi hatırlıyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Chloe Campbell, the film actress, had remarried Toto Damiano. | Toto Damiano ile yeniden evlenen aktris Chloe Campbell. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You know, the American manganese heir. | Şu Amerikalı manganez mirasçısı. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
And afterwards, we went on to the most extraordinary place with them. | Sonra onlarla birlikte şaşırtıcı insanların olduğu çok harikulade bir yere gittik. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Terribly sophisticated and sort of emotionally inquisitive... | Bu insanlar çok sofistike ve heyecanlı bir şekilde meraklıydı... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
which is a marvelous thing, really. | ...ki bu harika bir şey, gerçekten. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Are you English? Yes. | İngiliz misin? Evet. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
She's beautiful. She lives in England? | Güzelmiş. İngiltere'de mi yaşıyor? Evet. Öyle mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
And how are you? Okay. | Nasılsın? İyiyim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
One of yours? | Seninkilerden biri mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I thought I recognized the rivets. You're improving. | Perçinleri hatırlarım sanmıştım. Gelişme gösteriyorsun. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Miles, I love you. You're such a... | Miles seni seviyorum. Tam bir... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Billie, if I didn't know you were a man, I'd be very shocked. | Billie erkek olduğunu bilmeseydim çok şaşırırdım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Diana, darling, I want you to meet Billie Castiglione. | Diana, tatlım Billie Castiglione ile tanışmanı istiyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
He's one of the best sculptresses in Paris. He's dying to do your bust. | Paris'teki en iyi heykeltıraşlardan biridir. Büstünü yapmak için can atıyor. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I'm going to kill that man, I am. | Sahiden şu adamı öldüreceğim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You've got a beautiful head. Wonderful bones. | Güzel bir başın, harika kemiklerin var. Ciddiyim. Teşekkürler. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
It's very hot in here. | Burası çok sıcak. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
She's got an interesting head. | İlginç bir başı var. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Music, please. | Müzik lütfen. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
This is going to be fun. What is it? | Eğlenceli olacak. Bu nedir? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
It's kind of a truth game, sort of. | Bir tür doğruluk oyunu. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Come. You play with me. No, I don't know how to do it. | Hadi birlikte oynayalım. Olmaz. Nasıl oynanır bilmiyorum ki. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
You mustn't be shy. Everybody's doing it. Come with me. | Utanma. Herkes yapıyor. Gel hadi. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
When the music stops, the cradle will rock. | Müzik durduğunda beşik sallanacak. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
That's the truth game! | Doğruluk oyunu işte bu! | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Why, Diana Scott, how you've changed. | Niye, Diana Scott, nasıl değiştin? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Why, darling, it's only because I've had a little too much sun ray. | Niye ki tatlım? Sadece biraz fazla güneş ışınına maruz kaldım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I don't understand. Is he pretending to be me? | Anlamıyorum. Beni mi taklit ediyor? Başarıyla bitirdin. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I don't understand francais. | Fransızca anlamıyorum. Kaç kez? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Relax. Don't be frightened, it's fun. | Sakin ol. Korkma, eğlenceli olacak. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Will you come on a cruise with me to... | Acaba benimle bir vapur gezintisine... Sadece en iyi kamarada kalırsam. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
What would you do to be in my next film, Diana? | Bir sonraki filmimde yer almak için ne yaparsın Diana? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I don't know the name for it, but I'll definitely do it. | Adını bilmiyorum ama kesinlikle yer alacağım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Why is he doing this? It's fun. | Niye bunu yapıyor? Eğlenceli de ondan. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Miles. My dear fellow, I'd know you anywhere. | Miles, sevgili dostum seni nerede olsa tanırım. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Tell me, do you love Diana? | Söylesene Diana'yı seviyor musun? Hayır. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Is she good in bed, Miles? I haven't noticed. | Yatakta iyi mi Miles? Fark etmedim. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Does she love you? | Seni seviyor mu? Bir tutuklunun gardiyanı sevdiği gibi seviyor çünkü... | Darling-1 | 1965 | ![]() |
'cause I carry a big bunch of keys. | ...elimde koca bir deste anahtar taşıyorum. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Miles, my love, have you ever been in love? | Miles aşkım, hiç âşık oldun mu? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Yes, for as long as I can remember. | Evet, hatırlayabildiğim sürece sadece kendime. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Tell me, Miles... | Söylesene Miles dünyada istediğin kişi olma şansın olsaydı en çok kim olmak isterdin? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
A pimp in a royal whorehouse. | Kraliyet randevu evinde pezevenk. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Will Mr. And Mrs. Harper please contact the General Enquiry desk? | Bay ve Bayan Harper genel sorgu masasına gelebilir mi? | Darling-1 | 1965 | ![]() |
There you are. Thank you. | Buyurun. Teşekkürler. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Is this all your luggage? Yes, it is. | Bütün eşyanız bu mu? Evet. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Have you read this before? Yes. | Buradakileri daha önce okumuş muydunuz? Evet. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
Have you anything to declare? Only her lunch. | Bildirmek istediğiniz bir şey var mı? Sadece öğle yemeği. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I just couldn't help myself. | Kendime engel olamadım. Gerçekten tek istediğim Robert'i kırmamaktı. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
That was the main thing. | Temel şey buydu. | Darling-1 | 1965 | ![]() |
I kept thinking to myself, you know, Miles would sort of burn itself out... | Kendi kendime düşünüyordum. Miles bu duruma bozulabilirdi ve... | Darling-1 | 1965 | ![]() |