Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21216
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Can you ring this up? | Bunun ücretini alabilir misin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Count it. It will be right. | Say. Tam olması lazım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will find you a job, and you can have an advance loan too. | Sana iş de avans da vereceğimi söylememe rağmen... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's my dad's debt. | Babamın borcu o. Benimle hiçbir ilgisi yok. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Well, I agree it's important how you feel. | Pekâlâ, irade gücün de önemli tabii. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Wait a second. What is it? | Bir dakika bekleyin! Ne var? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Well, you don't have anything else to say? | Söyleyecek başka bir şeyiniz yok mu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
No. I'll just abide by the contract. | Yok. Sözleşmede ne yazıyorsa ona uyacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If you give us a little bit of time... | Bize bir parça daha zaman verirseniz... Ne kadar zaman? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I won't even expect the principal. | Anaparayı bir kenara bıraktım... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Sook, at least give me the interest on time, okay? | ...Ji Sook, ne olursun hiç olmazsa faizini zamanında öde, olur mu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Okay. | T Tamam. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The interest for this month is three million won. | Bu ayki üç milyon wonluk faizi ödemen için sana iki gün vereceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm saying your determination is important. | İrade gücün benim için önemli. Bu çok hoşuma gidiyor. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
An alumni reunion of Shin Yeon High. | Shin Yeon Lisesi'nin Mezunlar Toplantısı | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Graduates of the seventh class at Shin Yeon. | Shin Yeon Lisesi yedinci sınıf mezunları... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Let's get together and have a wine party. | ...şarap partisi yapmaya ne dersiniz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry. How. | Özür dilerim Nasıl... Özür dilerim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Oh my, isn't that Ji Sook? | Aman Tanrım, Ji Sook değil mi o? Burada durduk yerde ne işi var? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Isn't that obvious? | Belli değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I bet one million won she's here to borrow money. | Bir milyon wonuna bahsine varım ki borç almaya gelmiştir. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I bet two million. How can you say that? | Benden iki milyon. Ji Sook'u ne sanıyorsunuz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I bet three million won she's here to flirt with guys. | Ben, erkeklerle flört etmeye geldiğine üç milyonuna bahse varım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Hi, girls. Long time no see. | Selam, kızlar. Görüşmeyeli cidden çok uzun zaman oldu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Soo Min? | Soo Min? Vay canına ne diye bu kadar güzelleştin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's me, Byun Ji Sook. | Benim, Byun Ji Sook. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ah, you are the one who always fought with the boys. | Hani şu sürekli erkeklerle dövüşen kız değil misin sen? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I hear there were so many boys you beat up. | Karşında hiçbir erkeğin ayakta kalamadığını duymuştum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Good to see you anyway. | Neyse, seni gördüğüme sevindim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We were betting. | Biz de bahis tutuşuyorduk. Sen de bize katılmak ister misin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's about finishing this in one gulp. | Bunu bir dikişte bitirmek üzerine. Başarırsan üç milyon won alacaksın. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Three million? | Üç milyon mu? Ne dersin? Denemek ister misin, Ji Sook? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why not? It sounds fun. | Neden olmasın? Eğlenceliye benziyor. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Wow, you're Ji Sook, all right. | İşte bizim Ji Sook. Hâlâ onu unutamadığın Kes şunu! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You didn't let us down in waiting for you. | Beklentilerimizi asla boşa çıkarmıyorsun. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Here it is. | Al bakalım. Ödülün, 300 yüz bin won. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Three hundred won? | 300 yüz bin won mu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Come on, Byun Ji Sook. | Dışarı gel, Byun Ji Sook. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Come on. | Başkan Shim. Sizin için kadın iç çamaşırı alayım mı? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why are you getting fooled by those girls? | Neden o kızların tuzağına düşüyorsun? Eskiden hiç böyle değildin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I still don't know, Ji Sook. | Hâlâ bilmiyorum, Ji Sook. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Didn't we go out... then? | O vakitler biz çıkmıştık, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Then... Ji Sook. | O vakit... Ji Sook. Seni özledim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I was the one who texted you about the meeting tonight. | Bugünkü mezunlar toplantısı ile ilgili sana mesaj atan bendim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you know what we call you? | Sana ne derdik biliyor musun? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You're the pretty girl from a poor neighborhood. | Dilber, kenar mahalle dilberi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why did you have to be so pretty that I had trouble? | Neden bu kadar güzel doğup beni sıkıntıya sokmak zorundaydın ki? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If you weren't from a poor neighborhood | Kenar bir mahalleden gelmemiş olsaydın göğsümü gere gere seninle çıkabilirdim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It will only make it harder for you if people start to talk. | Sana rahat vermezlerdi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Jung Tae, I... | Jung Tae, ben... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing? | Ne yapıyorsun? İçeri geçip orada konuşalım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What are we going to talk about? | Ne konuşacağız ki? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I know how you feel. You will be shy at first, but... | Ne hissettiğini biliyorum. İlk başta utanıp çekinebilirsin ama... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will be very clear. | Sana gayet net bir cevap vereceğim. Biz asla çıkmadık. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You tried to make a move on me just like now. | Beni bir şekilde kullanmaya çalışıyordun, tıpkı şimdiki gibi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
That's what you need, right? | Buydu değil mi, ihtiyacın olan miktar? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Isn't it sad? | Üzücü değil mi? Yetişkin olduğumuzdan... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Just take it. | Al gitsin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If you need more, call me. | Ve daha fazlaya ihtiyacın olursa beni ara. Ne zaman istersen. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We're adults now. | Artık yetişkin olduk. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will pay you back. | Sana geri ödeyeceğim, mutlaka. Canın nasıl istiyorsa. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ma'am, can I have a soju and rolled omelet please? | Teyzem, buraya bir şişe daha soju ve haşlanmış yumurta alabilir miyim? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Okay. | Peki. Yok, tavuk kursağı ver bana. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
No, give me spicy sea snails. | O da değil, baharatlı deniz salyangozu ver. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Just give me spicy blue crab stew. | Baharatlı mavi yengeç güveci ver, baharatlı mavi yengeç güveci. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What is it that you want? | İyi de hangisinden istiyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Everything. Give me everything you have. | Hepsinden. Elinde ne varsa hepsinden. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I have a lot of money today. | Teyzem, bir sürü param var bugün. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ma'am. What now? | Teyzem! Şimdi ne var?! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Just give me one soju, please. | Bana sadece soju ver lütfen. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
There isn't anybody you love? | Sevdiğin biri yok mu? İçtiğin zaman söylerim. ...şu an tam burada birini ihbar etmek istiyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What's up with your clothes? | Bu kıyafetlerinin hâli de ne böyle? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you know me? Not really. | Beni tanıyor musun? Pek iyi tanıdığım söylenemez. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How much have you drunk? | Ne kadar içki içtin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why do you care how much I've had? | Ne kadar içki içtiğimden sana ne? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
That's right. I'm not supposed to care. | Doğru. Birbirimize karışmamaya karar vermiştik. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
By the way, what if you make the headlines by doing that? | Ya bu şekilde manşetlere düşersen ne olacak? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Are you flirting with me now? | Şu an benimle flört ediyorsun, değil mi? Ne dedin? Öyle olsun. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do whatever. Do whatever you like with me. | Canın ne istiyorsa onu yap. Benimle ne yapmak istiyorsan onu yap. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You're doing this because of him, aren't you? | Şu an yaptığın şeylerin sebebi o adam, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You said there was someone you love. | Sevdiğin biri olduğunu söylemiştin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Gosh, love? | Tanrım, sevmek mi? Benim gibi biri için lüks kaçar o. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's hard enough for me to make a living. | Ekmeğimi kazanmak bile benim için bir çileyken ne sevmesinden bahsediyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What should we do? Should we take her? | Ne yapmalıyız? Ona eşlik mi etsek? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why should I? Let's just go. | Ne eşliğinden bahsediyorsun? Biz gidelim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
But you don't want to do anything that you will get criticized for. | Yine de ayıplanacağınız hareketlerden kaçınmalısınız. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why is this something I will get criticized for? | Ayıplanacağım bir şey mi bu? Ayıplayacağım bir şey. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Honey, is he leaving his drunken girlfriend here? | Oppa, şimdi bu adam sarhoş kız arkadaşını burada mı bırakıyor? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
No way. Unless he's given up being a human being... | Yok canım. İnsanlığından vazgeçmedikçe onu burada bırakıp gidemez. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Oh my, no matter how bad the fight was... | Ne kadar kötü kavga etmiş olurlarsa olsunlar... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
he'd leave that weak and pretty girl on the street? | ...böylesine güzel ve narin bir kızı sokağın ortasında bırakıp nasıl gider? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You're going to get hit by lightening! | Bunu yaparsan tepene yıldırım düşer! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Hey, quiet. | Sessiz ol! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The fiancée of the SJ Group's heir found unconscious on the streets! | SJ Grup'un varisinin nişanlısı sokakta kendinden geçmiş bir hâlde bulunmuş! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Bastard. How terrible. | Alçak! Ne korkunç! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We've agreed on two percent of the company's shares. | Şirket hisselerinin yüzde ikisi üzerine çoktan anlaştık. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You can't go back on your words later! | Verdiğin sözden geri dönemezsin! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing, miss... | Neyiniz var böyle, bayan... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Wait, hold on. No! No! You can't! Stop! | Dur, bekle. Bunu yapamazsın. Aklını başına topla. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Damn it! | Lanet olsun! Aman ya! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |