Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21133
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Prepare food fast | Yemeği hazırlayın hemen! Yemekten sonra yola çıkıyoruz! | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| Before father passed away, he said that Justice Escorts must remain open | Babam ölmeden önce demişti ki: Adalet Refakatçileri dünyadaki... | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| for all that is just and fair in the world | ...dürüst ve namuslu tüm insanlar için açık kalmalı. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| He also told me a secret | Ve bana bir sır verdi. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| that his wine is not for bruises and wounds | Şarabı, yara bere için değil... | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| But for him to remember | ...geçmişteki güzel günleri yad etmek içinmiş. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| I am reminded of a friend I met in the desert | ...çölde tanıştığım bir arkadaşımı hatırlıyorum. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| I feel very fortunate to have met him | Onunla tanıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| Because I am witness that the Judge | Çünkü Yargıç'ın doğru yolu... | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| has turned for the good | ...bulmasına tanıklık ettim. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| Of course, I will also think of him | Elbette, onu da hatırlıyorum. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| And the roads we have traveled together | Ve birlikte aştığımız onca yolu da. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| I may not know the ways of the world | Dışarıda nasıl yaparlar bilmiyorum... | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| He once told me that I only need to ring the bell on my wrist | Bana tek yapmam gerekenin bileğimdeki zili sallamam olduğunu... | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| Whatever he tells me to do, I will do it | Benden ne yapmamı istiyorsa, yapacağım. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| No matter if he is lying to me or not | Söyledikleri yalan olsa da olmasa da. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| It is fortunate to have hope | Umut insana şans getirir. | Gam yee wai-3 | 2010 | |
| Here she is. | İşte şu kız. | Gambit-1 | 1966 | |
| Would she cooperate? | İş birliği yapacak mı? | Gambit-1 | 1966 | |
| A girl making 50 Hong Kong cents a dance? Of course she'll cooperate. | 50 Hong Kong sentine dans eden bir kız mı? Tabii ki yapacak. | Gambit-1 | 1966 | |
| Now... pay close attention. | Şimdi, dikkatle izle. | Gambit-1 | 1966 | |
| Dean's the name, Harry Dean. | Adım Dean, Harry Dean. | Gambit-1 | 1966 | |
| May I present Emile Fournier art dealer and connoisseur. | Emile Fournier'i takdim edeyim, sanat eserleri simsarı ve erbabı. 1 | Gambit-1 | 1966 | |
| Enchanté mademoiselle. | İyi akşamlar matmazel. | Gambit-1 | 1966 | |
| How would you like to make 5,000 dollars? | 5000 dolar kazanmaya ne dersiniz? | Gambit-1 | 1966 | |
| Not Hong Kong... | Hong Kong değil... | Gambit-1 | 1966 | |
| Five thousand United States of America dollars. | ...5000 Amerika Birleşik Devletleri doları. | Gambit-1 | 1966 | |
| That's five... zero... zero... | Bu tam beş, sıfır, sıfır... | Gambit-1 | 1966 | |
| zero. | ...sıfır. | Gambit-1 | 1966 | |
| Good morning! My name is Dean... Harold Dean. | Günaydın! Adım Dean, Harold Dean. | Gambit-1 | 1966 | |
| Ah Sir Harold, welcome to Dammuz. | Sör Harold, Dammuz'a hoşgeldiniz. | Gambit-1 | 1966 | |
| I am J K Ram, the manager of the Semiramis Hotel. | Ben J. K. Ram, Semiramis Otelinin müdürüyüm. | Gambit-1 | 1966 | |
| Good of you to meet us Ram. | Bizi karşılamaya gelmenize sevindim Ram. | Gambit-1 | 1966 | |
| This is Lady Dean. | Bu Leydi Dean. | Gambit-1 | 1966 | |
| Ah yes, Lady Dean. | Tabii, Leydi Dean. | Gambit-1 | 1966 | |
| I have a car for you Sir Harold. | Araba sizi bekliyor, Sör Harold. | Gambit-1 | 1966 | |
| Ah yes. | Tabii, tabii. | Gambit-1 | 1966 | |
| If you will be good enough to follow me. Yes, now about our luggage old boy. | Eğer beni takip edebilirseniz. Tabii ki, bagajımızla da ilgileniver. | Gambit-1 | 1966 | |
| We don't want to lose that now do we? | Kaybolmasını istemeyiz değil mi? | Gambit-1 | 1966 | |
| Of course not Sir Harold. Your luggage will be sent down to you later at the hotel. | Kesinlikle Sör Harold. Bagajınız arkanızdan otelinize gönderilecektir. | Gambit-1 | 1966 | |
| Thank you very much indeed. Not at all, Sir Harold. | Çok teşekkür ederim. Rica ederim, Sör Harold. | Gambit-1 | 1966 | |
| Are you not coming with us? | Bizimle gelmiyor musun? | Gambit-1 | 1966 | |
| No, I've one or two details to attend to. | Hayır, ilgilenmem gereken bir iki ufak detay var. | Gambit-1 | 1966 | |
| I shall have the honour to see you later at the hotel. | Sizi daha sonra otelde görme onuruna erişirim. | Gambit-1 | 1966 | |
| Oonnect me with Mr Shahbandar's private telephone immediately. | Çabuk beni Bay Shahbandar'ın özel telefonuna bağla. | Gambit-1 | 1966 | |
| That is what I said... immediately. | Ne dediğimi duydun, hemen. | Gambit-1 | 1966 | |
| Hello? Abdul? | Alo? Abdul? | Gambit-1 | 1966 | |
| Sir Harold and Lady Dean sir. | Sör Harold ve Leydi Dean efendim. | Gambit-1 | 1966 | |
| Of course. Good morning sir. | Tabii ki. Günaydın efendim. | Gambit-1 | 1966 | |
| The royal suite is all ready for you. | Kral dairemiz sizin için hazır, efendim. | Gambit-1 | 1966 | |
| If you would care to register... Sir Harold? | Giriş için bir imza atabilir misiniz Sör Harold? | Gambit-1 | 1966 | |
| Where can I cash a traveller's cheque please? | Seyahat çekimi nerede bozdurabilirim? | Gambit-1 | 1966 | |
| At the cashiers of course. Thank you. | Tabii ki veznede. Teşekkürler. | Gambit-1 | 1966 | |
| If I may have your passport Sir Harold. Yes. | Pasaportunuzu alabilir miyim Sör Harold. Tabi. | Gambit-1 | 1966 | |
| Only a formality. We will return them immediately. | Sadece bir formalite. Hemen geri vereceğiz. | Gambit-1 | 1966 | |
| Please conduct Sir Harold and Lady Dean to the royal suite. | Lütfen Sör Harold ve Leydi Dean'i kral dairesine geçirin. | Gambit-1 | 1966 | |
| This way Sir Harold. | Bu taraftan Sör Harold. | Gambit-1 | 1966 | |
| 'Pictorial's visit to the richest man in the world. | Dünyanın en zengin adamının evinden resimli röportaj. | Gambit-1 | 1966 | |
| 'An exclusive look at the shyest billionaire | Utangaç milyardere özel bir bakış... | Gambit-1 | 1966 | |
| 'and his exotic hotel apartment hideaway. | ...ve egzotik otelinde gizlendiği yeri. | Gambit-1 | 1966 | |
| 'Several times a year, mostly holidays | Yılda birkaç defa ve genellikle tatillerinde... | Gambit-1 | 1966 | |
| 'Ahmad Shahbandar, believed by many to be the wealthiest man in the world | ...bir çoklarına göre dünyanın en zengin adamı olan, Ahmad Shahbandar... | Gambit-1 | 1966 | |
| 'journeys to Dammuz | ...Dammuz'a seyahat ederek... | Gambit-1 | 1966 | |
| 'and to his exotic penthouse in the world famous Hotel Semiramis. ' | ...dünyaca ünlü Semiramis Otelindeki dairesinde kalır. | Gambit-1 | 1966 | |
| Sit down, love, sit down. | Otur aşkım, otur. | Gambit-1 | 1966 | |
| 'While his less exclusive countrymen make merry in the Oasbah flavoured city | Daha az değerli hemşerileri, para kokan kentte keyif yaparken... | Gambit-1 | 1966 | |
| 'this latter day Arabian knight locks himself into his fortress | ...Arap şövalyesi bugünlerde kendini sadece çok özel misafirlerinin... | Gambit-1 | 1966 | |
| 'to which only his most intimate associates have ever been invited. ' | ...davet edilebildiği kalesine hapsetmeyi tercih ediyor. | Gambit-1 | 1966 | |
| We are going to change all that. | Biz bunu değiştireceğiz. | Gambit-1 | 1966 | |
| That's Shahbandar | Bu, Shahbandar... | Gambit-1 | 1966 | |
| twenty years ago. | ...20 yıl önce. | Gambit-1 | 1966 | |
| Now... take a look at the girl. | Şimdi kıza bir bak. | Gambit-1 | 1966 | |
| That's why you're here. | İşte bu yüzden buradasın. | Gambit-1 | 1966 | |
| She died a year after they married. | Kız, evlendiklerinden 1 yıl sonra öldü. | Gambit-1 | 1966 | |
| He never married again. | O da bir daha asla evlenmedi. | Gambit-1 | 1966 | |
| When he hears about you he'll want to see you. | Senden bahsedildiği zaman, görmek isteyecektir. | Gambit-1 | 1966 | |
| That means he has to see me. | Bu da beni görmesi gerektiği anlamına gelir. | Gambit-1 | 1966 | |
| The invitation should arrive any minute. | Davet gelmek üzeredir. | Gambit-1 | 1966 | |
| What is it Ram? | Ne var Ram? | Gambit-1 | 1966 | |
| A very great honour Sir Harold. | Büyük bir onur Sör Harold. | Gambit-1 | 1966 | |
| You are invited to take cocktails this evening at 6 o'clock | Bu akşam saat 6'da birer kokteyl içmeye... | Gambit-1 | 1966 | |
| in the apartment of Mr Ahmad Shahbandar | ...Ahmad Shahbandar Bey'in dairesine davetlisiniz | Gambit-1 | 1966 | |
| Oh? Who's he? | O da kim? | Gambit-1 | 1966 | |
| Ahmad Shahbandar? He owns this hotel, sir. | Ahmad Shahbandar mı? Bu otel ona ait efendim. | Gambit-1 | 1966 | |
| He owns most of Dammuz. | Dammuz'un büyük bir kısmı ona ait. | Gambit-1 | 1966 | |
| Oh he does, does he? Well fancy that now. | Öyle, değil mi? Bir düşünelim bakalım. | Gambit-1 | 1966 | |
| Well yes, I suppose I can fit him in. | Tamam, olabilir, sanırım davete icabet edebilirim. | Gambit-1 | 1966 | |
| Oan you occupy yourself my dear while I have a drink with this... Shah chappie? | Ben şu Şah şapçı ile içki içerken, burada sıkılmadan oturabilir misin hayatım? | Gambit-1 | 1966 | |
| Oh no Sir Harold. The invitation is also for the Lady Dean. | Hayır Sör Harold. Davet Leydi Dean için de geçerli. | Gambit-1 | 1966 | |
| Most assuredly for the Lady Dean. | Hatta daha çok Leydi Dean için. | Gambit-1 | 1966 | |
| Oh really? All right then. | Öyle mi? Pekala. | Gambit-1 | 1966 | |
| May I then come to collect you at ten minutes to six sir? | Sizi saat altıya on kala gelip alabilir miyim? | Gambit-1 | 1966 | |
| Ten minutes to six it shall be dear boy. | Altıya on kala uygundur evlat. | Gambit-1 | 1966 | |
| 4279 please. | 4279 lütfen. | Gambit-1 | 1966 | |
| Oh hello, it's Harold Dean speaking. | Alo, ben Harold Dean. | Gambit-1 | 1966 | |
| It is me, Emile. | Benim, Emile. | Gambit-1 | 1966 | |
| Have you made the delivery? | Teslimatı yaptın mı? | Gambit-1 | 1966 | |
| Yes, I have made the delivery. | Evet, teslimat tamamlandı. | Gambit-1 | 1966 | |
| Thank you, goodbye. 1 | Teşekkürler, hoşçakal. | Gambit-1 | 1966 | |
| You must bear in mind at all times | Her zaman aklında bulunsun... | Gambit-1 | 1966 |