Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21053
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| He set out alone, and everyone joined him. | Tek başına yola çıktı ve herkes ona katıldı. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| You need to decide.. | Ülkenizi hangi yöne götürmek istediğinize karar vermelisiniz. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Because you are the future of India. | Çünkü Hindistan'ın geleceği sizlersiniz. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| You! The youth power! | Siz! Gençlik gücü! Değişim olun! | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| I started killing these people.. | Kendi ölüm fermanımı imzaladıktan sonra bu insanları öldürmeye başladım. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| After I'm dead.. | Ben öldükten sonra... | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| ...don't burn down cars, trains or taxis. | ...arabaları, trenleri ya da taksileri yakmayın. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| If you really want to do something" | Eğer gerçekten bir şey yapmak istiyorsanız, kalbinizde bir ateş yakın. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Gabbar will be happy. | Gabbar mutlu olur. Sizinle gurur duyar. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Do you know why I killed those people? | Bu insanları neden öldürdüm biliyor musunuz? | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Why I killed those corrupt people? | Neden bu yozlaşmış insanları öldürdüm? | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Can anyone tell me? | Söyleyebilecek olan var mı? Ben size söyleyeyim. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Kill one corrupt guy.. | Bir yozlaşmış adamı öldürürseniz... | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| ...and it'll be an eye opener for all the other corrupt people. | ...diğer tüm yozlaşmışlara bir gözdağı olur. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| And do you know why I have to die? | Ve ben neden ölmeliyim, biliyor musunuz? Çünkü Gabbar yanlış bir adamdı. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| What I did was right. | Yaptığım şey doğruydu. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| But the path I chose was wrong. | Ama seçtiğim yol yanlıştı. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Because I didn't have a choice. | Çünkü başka şansım yoktu. Mecburdum. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Do you know who Gabbar is? | Gabbar kim, biliyor musunuz? | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Every man who doesn't turn his back to injustice" | Adaletsizliğe göğüs geren herkes Gabbar'dır. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Someone who beats up the corrupt.. | Yozlaşmayı yenen herkes Gabbar'dır. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Someone who makes corrupt government officials" | Yozlaşmış hükümet memurları oluşturan herkes klimalı kabininde bile terleyecek. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| That's Gabbar. | Gabbar budur. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| If I had been from National College" | Milli Akademi'den olsaydım ben de sizinle olurdum. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Sadhuram, you can still do great things" | Sadhuram, olduğun yerden hala harika şeyler başarabilirsin. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Which one of you is Gabbar? | Hanginiz Gabbar? Ben Gabbar'ım. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Who is Gabbar? | Gabbar kim? Ben Gabbar'ım. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Want to know a Google fact? | Bir Google gerçeği bilmek ister misin? Bir öpücük çok kalori yakar. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Want to lose some weight..before I die. | Ben ölmeden önce kilo vermek ister misin? | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| If anyone tries to take bribe again" | Birisi rüşvet almaya kalkarsa kalbinde bir ses yankılanacak. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Don't take bribe, or else.. | Rüşvet alma yoksa... Gabbar çıkar ortaya. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Or else? Gabbar will show up! | Yoksa? Gabbar çıkar ortaya. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| Gabbar will show up! | Gabbar çıkar ortaya. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| I will be dead. | Ben öleceğim. | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| What about you, Kaalia? | Ya sen, Kaalia? | Gabbar is Back-1 | 2015 | |
| We've come a long way. Fleeing the drought. | Uzun bir yoldan geldik. Kuraklıktan kaçıyoruz. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| How far to Ilhéus? | Ilhéus ne kadar uzakta? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Good land. You'll all find work in the cacao plantation. | Bereketli topraklardır. Hepiniz kakao plantasyonlarında iş bulabilirsiniz. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| I hear a good gunman is welcomed there. | Eli iyi silah tutanların burada hoş karşılandığını duydum. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| It used to be that way. | Eskiden öyleydi. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| It's still possible but, you know, progress... | Yine de mümkün ama... | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| before, a man's courage counted. | ...kalkınma, bir adamın cesaretinden önce gelir. 1 | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Today only the Turkish peddlers... 1 | Bugün sadece Türk işportacılar... | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| and Spanish shopkeepers make money. | ...ve İspanyol dükkân sahipleri para kazanıyor. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| You're at the slave market to hire laborers for your lands? | Toprakların için köle pazarından işçi mi alıyorsun? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| No, I'm looking for a cook. | Hayır, ben sadece aşçı arıyorum. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Crazy old Filomena left. | Bunak Filomena bırakıp gitti. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| So now I can just serve drinks at my bar, no snacks. | Bu yüzden barımda sadece içki servis edebilirim, meze yapamam. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Things that bad, huh, Turk? | İşler kötü demek Türk? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Killers, you can buy them by the dozen. | Katil istersen binlerce bulabilirsin. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| But a cook, impossible! | Ama bir aşçı bulmak, imkânsız. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Don't you like the hoe, my man? | Çapa yapabilir misin? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| I can handle it. But I'm better with a gun. | Üstesinden gelebilirim ama silahla daha iyiyim. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Thank you, my child. You're welcome, grandma. | Sağ ol çocuğum. Rica ederim, büyükanne. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Is she your grandmother? | Bu senin büyükannen mi? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| What can you do? | Elinden ne gelir? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| A little of everything, sir. | Her şeyden biraz, bayım. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Wash clothes? | Çamaşır yıkayabilir misin? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| You just need soap and water. | Sadece sabun ve su gerekli. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Cook? | Yemek pişirebilir misin? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| I once cooked for rich folks. | Zengin adamlar için yemek yapmışlığım var. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| What a handsome man! | Ne yakışıklı adam. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Can you really cook? | Gerçekten yemek yapabilir misin? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Take me and you'll see. | Al beni görürsün. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Whatever you want to pay. | Ne kadar ödemek istersen. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Mundinho is on the deck with binoculars. | Mundinho dürbünüyle güvertede duruyor. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| The ship's aground. They called for a pilot. | Gemi karaya oturdu. Kılavuzu çağırdılar. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| The ship's run aground. | Gemi karaya oturdu. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| All passengers to the deck to await further instructions. | Tüm yolcular güverteye geçerek, sonraki talimatları beklesin. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Mundinho Falcão, the promoter of progress. | Mundinho Falcão, kalkınmanın öncüsü. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Now he himself is caught in these sands... | Şimdi o kumlarda çakılı kalmış bir şekilde... | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| which impede our development. | ...gelişmemizi geciktiriyor. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Dona Arminda. | Dona Arminda. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Dona Arminda, come with me. I need your help. | Dona Arminda, benimle gel. Yardımına ihtiyacım var. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Dona Arminda this is my new cook. | Dona Arminda, bu benim yeni aşçım. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Explain everything to her. She knows nothing. | Her şeyi anlat ona. Hiçbir şey bilmiyor. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| I have to leave. | Benim gitmem gerek. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Why this rush? | Ne bu acele? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Why else? For pulling out the wrong tooth? | Niye olacak başka? Yanlış dişini çekti diye mi? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Dona Sinhazinha and Dr. Osmundo! | Dona Sinhazinha ve Dr. Osmundo! | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| My dead husband told me about that at a séance. | Ölmüş kocam bana bundan bir seansta bahsetmişti. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| I don't have time to hear your story. | Senin hikâyeni dinlemeye vaktim yok. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| What with this crime the bar will be packed. | Bu suçla birlikte bar hıncahınç dolacak. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Show her everything. You, take a bath. You need it. | Her şeyi göster ona. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Girl, how did you get so dirty? | Nasıl bu kadar kirlendin kızım? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Fleeing the drought. We were on the road for40 days. | Kuraklıktan kaçıyoruz. 40 gündür yoldayız. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| You're welcome here my dear. | Buraya hoş gelmişsin canım. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| João Fulgencio, have you heard the latest news? | João Fulgencio, son haberleri duydun mu? | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Haven't you finished yet? There's a message for you. | Bitirmedin mi daha? Senin için bir mesaj var. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Colonel Ramiro says to bring a bottle of the best cognac... | Albay Ramiro, evine en iyi konyaklarından birini... | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| to his house. | ...götürmeni söylüyor. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| You're to bring it yourself. | Senin götürmeni istiyor. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| That's all I need. The bottle! | Bir de bu çıktı şimdi. Şişeyi ver! | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Maybe they want a city man not a plantation Colonel. | Belki de bir şehir adamı istiyorlardır, bir plantasyon albayı değil. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| And why? To toast the murderer. | Niyeymiş? Cinayete kadeh kaldırmak için. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Hurry back. The bar will live up to its name today. | Çabuk dön. Bar, bugünün namına dolup taşacak. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| I toast great man who cleansed his soiled honor with blood. | Kirlenen onurunu kanla temizleyen bu harika adama kadeh kaldırıyorum. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| And do it as a friend and as Ilhéus' political chief. | Bunu bir arkadaş ve Ilhéus'un siyasi amiri olarak yapıyorum. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| Go to your plantation and rest. | Plantasyonuna git ve dinlen. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 | |
| I know how much you're suffering. | Ne kadar acı çektiğini biliyorum. | Gabriela Cravo E Canela-1 | 1983 |