Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21030
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'll do everything for Tanya. | Tanya için herşeyi yaparım. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
The King is picky, sensitive and fickle, but very thoughtful. | Kral seçici, duyarlı ve kararsızdır ancak çok düşüncelidir. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
You're not a court lady. You can't serve His Highness. | Sen hizmetkarı değilsin. Ona hizmet edemezsin. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Teach the court lady how to make gabi. | Ona kahve yapmayı öğret. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Minister Veber asked me to do this. | Bunu benden Bakan Veber istedi. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Making gabi is my job. | Kahve yapmak benim işim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Who do you think you are! | Kim olduğunu sanıyorsun!? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Please talk to Minister Veber to discuss things about me. | Benimle ilgili bilgi almak istiyorsanız lütfen Bakan Veber ile konuşun. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Tanya! Please make some coffee. | Tanya! Lütfen biraz kahve yap. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I'll go make gabi. | Kahve yapmaya gidiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Follow her and keep an eye on her all the time. | Gözün her daim üstünde olsun. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Yes, ma'am. | Tamam efendim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Your Highness, please enjoy your coffee. | Majesteleri. Afiyet olsun. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
This coffee is popular in Russia these days. | Bu günlerde bu kahve Rusya'da çok popüler. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Are you wearing that thing because we're not in the court? | Hizmetkarım değil misin? Neden böyle giyinmişsin? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I'm not a court lady. | Hizmetkarınız değilim efendim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Ready. One, two, three, four. | Hazır. Bir, iki, üç, dört. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Can I look around Russian army? | Rus ordusu ne durumda? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Do you speak Russian? | Rusça biliyor musunuz? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I practiced for this. | Bunun için eğitildim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
We didn't spend so much money | Senin gibi bir salağı elimize geçirmek... | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
to get a stupid thing like you! | ...hiç de zor olmadı açıkçası! | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
The King asked for the Japanese officer who visited Russian army. | Kral, Rus ordusunu ziyaret eden Japon subayını soruyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Meeting the King is part of my plan. | Kral'la buluşmak planımın bir parçasıydı. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I'll stop Chosun from making its own troops. | Chosun'un kendi birliklerini kurmasını engelleyeceğim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Never act on your own without my permission. | Benim iznimi almadan hiçbir şey yapma. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Don't forget you're also Japanese here. | Ayrıca burada bir Japon olduğunu da unutma. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
If you want to beat me, you should be a real Japanese. | Beni yenmek istiyorsan gerçek bir Japon olmalısın. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
BAE Yu jeong. | BAE Yu jeong. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I'm Japanese to the core. You should live that way, too. | Ben sapına kadar Japonum. Sen de öyle olmalısın. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Never act on your own. | Kendi başına hareket etme. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Chosun's weaponry has a secret. | Chosun'un silahlarının bir sırrı var. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I can't bring Japanese army to find it out. | Bulması için Japon ordusunu buraya getiremem. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Miura doesn't approve any plan he doesn't know. | Miura bilmediği herhangi bir planı onaylamıyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
That's how Japanese works. | Japonlar böyle iş yapar. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Where's Mrs. Sontag? | Bayan Sontag nerede? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
She went to the hotel for urgent business. | Acil bir işi için otele gitti. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
She asked me to do it. | Benim yapmamı istedi. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I heard gabi trees grow in hillside in tropical regions. | Kahve ağaçlarının tropik bölgelerde tepelerde yetiştiğini duymuştum. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Gabi fruits are similar to reddish cherries. | Kahve meyveleri kırmızı kirazlara benziyormuş. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Fresh gabi beans are green, and turn dark when roasted. | Taze kahve çekirdekleri pişirilince kahverengiye dönüşüyorlar. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Roasted gabi produces fruit or floral aroma. | Pişirilmiş çekirdek tadını ya da aromasını ortaya çıkarıyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
When crushed, it has spicy fragrance. | Ezildiğinde kendisine has bir baharat kokusu var. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
When you brew gabi in water, it tastes both sour and bitter. | Kahveyi suda demlediğinizde ekşi ve acı bir tadı olur. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
You can taste each aroma at the tip of your tongue. | Her aromayı dilinizin ucuyla tadarak ayırabilirsiniz. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Make another cup. | Bir fincan daha yap. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
If you don't like the aroma, I'll make another kind. | Aromasını beğenmezseniz başka bir çeşidini yaparım. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Fill this room with gabi aroma. | Bu odayı kahve aromasıyla donat. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I'm Yusuke Sakamoto. Thank you for accepting present. | Ben Yusuke Sakamoto. Hediyemi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Isn't Japan having a war against Taiwan? | Japonya Tayvan'la savaşmıyor muydu? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Why didn't you go to Taiwan, | Neden Tayvan'a gitmedin de... | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
but come to Chosun? | ...Chosun'a geldin? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Japanese army needs to stay in Chosun as well. | Japon ordusunun Chosun'daki varlığı da devam etmeli. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Never spy on my army again. | Bir daha benim ordumun içinde ajanlık yapma. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Next time I could cut off your head with this sword. | Bir dahaki sefere kafanı bu kılıçla koparırım. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
There's no army to spy on in Chosun. | Chosun'da ajanlık yapılacak bir ordu yok. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I just looked around how lazy Russian army is. | Sadece Rus ordusunun ne kadar tembel olduğunu görme fırsatım oldu. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
This won't happen again. | Bu bir daha olmayacak. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Japan is a country of sea, but Chosun of mountains. | Japonya deniz ülkesi ama Chosun bir dağ ülkesi. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Toyotomi couldn't conquer Chosun because of those mountains. | Toyotomi bu dağları geçip Chosun'u ele geçiremez. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
What's the secret of Chosun's weaponry? | Chosun'un gizli silahı ne? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Aren't they using Japanese guns? | Japon silahları kullanmıyorlar mı onlar da? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
They combined Japanese and Russian firearms. | Japon ve Rus tüfeklerini birleştirmişler. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
The King's buying Russian weapons. | Kral, Rus silahları satın alıyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
We need to find those who help the King. | Kral'a nasıl yardım edeceğimizi bulmalıyız. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
We'll allow no more Russian weapons. | Artık Rus silahlarına izin veremeyiz. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Cut the King's connections. | Kral'ın bağlantılarını kes. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I need information from Tanya. | Tanya'dan bilgi almalıyım. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Get him connected to Tanya. | Onunla Tanya arasında ilişki kur. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
He'll be out of control. | Kontrol dışı kalacaktır. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Sadako. | Sadako. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Water flows downward. | Su aşağıya doğru akar. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Don't block it, but make a path for it. | Önünü kapatma ama ona bir yol çiz. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I'll make a path. | Bir yol çizeceğim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
We're doing right, | Doğru olanı yapıyoruz. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Let's finish quickly. | Bu işi çabucak bitirelim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
The King has secret connections. | Kral'ın gizli bağlantıları var. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I need to find a secret path. | Gizli bir yol bulmalyım. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Can you draw a map for the inside of the legation? | Sefaretin içinin bir haritasını çıkarabilir misin? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I'll leave it here. | Buraya bırakırım. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Westerners drink gabi in this kind of cups. | Batılılar bu tip fincanlarda kahve içiyorlar. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Because gabi is black and tastes bitter | Çünkü kahve siyahtır ve acıdır. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
it's used for poisoning in Western countries, too. | Batı ülkelerinde insanları zehirlemek için de kullanılır. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Forgive me. I should have lighten your concerns. | Beni affedin. Kuşkularınızı debreştirdim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
The King only eats canned foods and eggs because of poisoning. | Kral zehirlenmeye karşı konserve yiyecekler ve yumurta yiyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Everyone around the King is very loyal to him. | Kral'ın çevresindekiler ona son derece sadık. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Due to their close protection, I have nothing to report. | O kadar sıkı korunuyor ki bir şey öğrenmem mümkün olmuyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I want to find Russian dealers who sell weapon to the King. | Kral'a silah satan Rusların kimler olduğunu öğrenmek istiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I need information about people who meet the King privately. | Kral'ı özelinde ziyaret edenlerin kimler olduğunu bilmem gerekiyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Those granted a private audience belong to secret society. | Bu özel kişilere gizli ziyaret imkanı tanınıyor. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
But I can't find out more because the King doesn't open up. | Kral hiçbir şey söylemiyor ve ben de bir şey öğrenemiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I heard you speak Russian well. | Çok iyi Rusça konuştuğunu duydum. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I barely make conversations. | Rahatça konuşabildiğim doğru. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
For whom are you working for? | Kimin için çalışıyorsun? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
To whom are you passing words? | Kime laf taşıyorsun? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
They say words with gabi are as light as dust. | Kahveyle söylenen sözlerin toz gibi olduğu söylenir. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Why would I pass those words? | Neden birilerine laf taşıyayım ki? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
Are you saying my words are like dust? | Sözlerimin toz gibi olduğunu mu söylüyorsun? | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I haven't said a word, and I won't from now on. | Bir şey söylemedim ve bundan sonra da söylemeyeceğim. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |
I don't trust anyone. Your promise means nothing. | Kimseye güvenmiyorum. Sözünün benim için anlamı yok. | Ga bi-1 | 2012 | ![]() |