Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21028
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Are you okay, sir? | İyi misiniz efendim? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Protect Dan. | Dan'ı koru. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Your dark eyes. How I love you so. | ~ Siyah gözlerin. Ne kadar da çok seviyorum onları. ~ | Ga bi-1 | 2012 | |
| How I'm scared of you. | ~ Ama korkutuyorlar beni. ~ | Ga bi-1 | 2012 | |
| Your burning eyes. | ~ Yanan gözlerin. ~ | Ga bi-1 | 2012 | |
| Have a good time. | İyi vakit geçirin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| What's this! | Bu da ne?! | Ga bi-1 | 2012 | |
| You must be Silver Fox! | Sen 'Gümüş Tilki' olmalısın! | Ga bi-1 | 2012 | |
| I found gold bars in those coffee sacks. | Kahve çuvallarının içinde altın çubuklar buldum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| They're Japanese gold. | Japon altınları. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Why do Russians have these? | Bunlar Rusların elinde ne arıyor? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Those Russian officers must be working for Japan. | Bu Rus subayları Japonlar için çalışıyor olmalı. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Now we have to go farther. | Şimdi daha da ileri gitmemiz gerekiyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| They are Icy Fox and Silver Fox from Chosun. | Bunlar Chosun'dan 'Buz Tilki' ve 'Gümüş Tilki'. | Ga bi-1 | 2012 | |
| They speak Russian fluently. | Ana dilleri gibi Rusça konuşuyorlar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| So they must have lived in Russia during childhood. | Çocukluklarını Rusya'da geçirmiş olmalılar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Icy Fox can speak Chinese and Japanese. | Buz Tilki, Çince ve Japonca biliyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Silver Fox can change into anything she wants | Gümüş Tilki istediği her şeye dönüşebiliyor... | Ga bi-1 | 2012 | |
| and make anything she saw. | ...ve gördüğü herşeyi yapabiliyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| As freighters from Europe stopped coming in, | Avrupa'dan kargo gelişi durunca, onlar da tüccarlardan... | Ga bi-1 | 2012 | |
| they're stealing merchants' beans to sell expensive to aristocrats. | ...çaldıkları kahve çekirdeklerini aristokratlara pahalı fiyatlara satmaya başladılar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| After investing much money, | Yeterli parayı kazanınca, | Ga bi-1 | 2012 | |
| they even created peace between gangs at borders. | ...sınırlardaki çeteler arasında barışı sağlamayı bile başardılar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| We can't get any information about them | Onlar hakkında bilgi edinemiyoruz... | Ga bi-1 | 2012 | |
| because the gangs won't talk. | ...çünkü çeteler asla konuşmuyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Now they even robbed Russia's military trains. | Şimdi Rusya'nın askeri trenlerini bile soyacak güce eriştiler. | Ga bi-1 | 2012 | |
| For the honor of Russia, I'll get them executed. | Rusya'nın şerefini kurtarmak için onların idam edilmesi şart. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I want to have coffee. | Kahve içmek istiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll teach you. Try making your own coffee. | Sana öğreteyim. Böylece kendi kahveni yaparsın. | Ga bi-1 | 2012 | |
| No, you know how I love watching you make coffee. | Olmaz. Seni kahve yaparken seyretmeyi ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Before leaving, let's go say goodbye to your father. | Ayrılmadan önce gidip babamızı bir ziyaret edelim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Give him the coffee you make on your own. | Ona kendi ellerinle yaptığın kahveden götürürsün. | Ga bi-1 | 2012 | |
| The grave of KIM Wu hyeon | O Kim Wu hyeon'un Mezarı. O | Ga bi-1 | 2012 | |
| I made this coffee. | Bu kahveyi ben yaptım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I know you often came here alone. | Buraya sık sık yalnız başına geldiğini biliyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Please promise my father that you'll live as my man. | Lütfen babama daima benim erkeğim olarak kalacağına söz ver. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Run! It's Russian soldiers. | Koşun! Rus askerleri! | Ga bi-1 | 2012 | |
| Icy Fox and Silver Fox shall be executed immediately | Buz Tilki ve Gümüş Tilki, hırsızlıktan ve Rus ordusuna zarar vermekten mütevellit... | Ga bi-1 | 2012 | |
| for theft and disturbing Russian army. | ...hemen idam edileceklerdir. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Turn the light on. | Işığı aç. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'm Sadako Tayama. | Ben Sadako Tayama. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Since I saved your life, you owe the Empire of Japan. | Hayatınızı kurtardığım için artık Japon İmparatorluğu'na borçlusunuz. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I didn't beg for my life. | Ben 'Gel de benim hayatımı kurtar' diye sana yalvarmadım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| You're KIM Jong sik who followed Japanese merchants. | Sen Japon tüccarların peşindeki Kim Jong sik'sin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Tanya... she's alive. | Tanya... O yaşıyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Japan paid lots of gold to Russian army to save you. | Japonya sizi kurtarmak için Rusya'ya yığınla altın verdi. | Ga bi-1 | 2012 | |
| If you don't obey, | İtaatkar olmazsan... | Ga bi-1 | 2012 | |
| you and Tanya will suffer unbearable pain. | ...sen ve Tanya katlanılamaz acılara maruz kalacaksınız. | Ga bi-1 | 2012 | |
| This is enough to make any strong woman an opium addict. | Bu miktar, güçlü bir kadını afyon bağımlısı yapmaya yeterli. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Are you accepting my offer? | Teklifimi kabul ediyor musun? | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll do whatever you say. | Ne isterseniz yapacağım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Let her go. | Bırakın onu gitsin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| You'll become Japanese Sakamoto. | Sen artık Japon Sakamoto'sun. | Ga bi-1 | 2012 | |
| And Tanya will go to Chosun as a Russian. | Tanya ise bir Rus olarak Chosun'a gidecek. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Tanya will poison the King and Sakamoto disturb his army. | Tanya Kralı zehirlerken Sakamoto da ordusunu oyalayacak. | Ga bi-1 | 2012 | |
| When the Gabi operation begins, | Gabi Operasyonu başladığı andan itibaren... | Ga bi-1 | 2012 | |
| you shouldn't know each other. | ...birbirinizi artık tanımıyor olacaksınız. | Ga bi-1 | 2012 | |
| GABI | ~~ GABİ ~~ | Ga bi-1 | 2012 | |
| Many people will attend the coronation of Russian Emperor. | Rus İmparatoru'nun taç giyme törenine çok kişi katılacak. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Chosun's King also sent MIN Yeong hwan and envoys. | Chosun'un Kralı da Min Yeong hwan ve elçilerini gönderiyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| That's the famous woman in Nevski Cafe. | Şu Nevski Cafe'deki ünlü kadın. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Her coffee tastes amazing | Kahvesi mükemmel... | Ga bi-1 | 2012 | |
| and she memorizes every order. | ...ve her siparişi aklında tutabiliyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Is that so? Yes, it's true. | Öyle mi? Evet, gerçekten. | Ga bi-1 | 2012 | |
| That's a rumor. Really? | Söylenti böyle. Gerçekten mi? | Ga bi-1 | 2012 | |
| She can't remember every order. | Her siparişi aklında tutamaz. | Ga bi-1 | 2012 | |
| No, that's impossible. I think it's possible. | Hayır, bu imkansız. Bence mümkün. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I bet she can't do it. | İddiaya girerim yapamaz. | Ga bi-1 | 2012 | |
| How about betting? | İddiaya ne dersin o zaman? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Betting? | İddia mı? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Yes, and let's switch our seats. | Haydi koltuklarımızı değiştirelim o zaman. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Sounds fun. | Kulağa hoş geliyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Let's do it. Call her. | Haydi yapalım. Çağır onu. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Ready to order? | Siparişinizi alabilir miyim? | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll have shashlyk. | Ben şiş kebap alacağım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| And wheat vodka, please. | Ve beyaz votka lütfen. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I got it. | Tamamdır. 1 | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll have jarenaya kartoshka with mushrooms. | Ben mantarlı jarenaya kartoshka istiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll have blini. | Ben bilini alayım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| And a good cup of coffee you make. | Ve sizin elinizden güzel bir kahve. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll have Farshirovanie Perzi. | Ben Farshirovanie Perzi istiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| And red wine. | Yanına kırmızı şarap. | Ga bi-1 | 2012 | |
| You have borsch on the menu. | Menünüzde borç çorbası var. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Instead of coffee, I'll have vodka today. | Bugün kahve yerine votka istiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll have steak and vodka. Okay. | Ben biftek ve votka istiyorum. Tamam. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Is that everything? | Hepsi bu mu? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Yes, that's all. | Evet hepsi bu. | Ga bi-1 | 2012 | |
| So, now switch the seats. | Şimdi koltuklarımızı değiştirelim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll sit there. You come here. | Ben oraya oturayım. Sen buraya gel. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Let's move. All right. | Haydi bakalım. Tamam. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Borsch. | Borç. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Perzi. | Perzi. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Here's what you ordered. | İstediğiniz gibi. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Steak. | Biftek. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Shashlyk. Thanks. | Şiş. Teşekkürler. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Blini. | Bilini. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Your vodka. | Votkanız. | Ga bi-1 | 2012 | |
| What did I tell you? | Ne demiştim size? | Ga bi-1 | 2012 | |
| I won the bet. | Ben kazandım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Now can we toast? | Başlayalım mı isterseniz? | Ga bi-1 | 2012 |