Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20518
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Oh, Adam? Any, er...? Females? | Adam? Baba ya! Kadınlar falan? Yapma! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Your brother's got a female. | Kardeşin götürüyor bak kadını. Doğru, yaşlı kadını. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Correction, old woman. | Ee? Bu mu? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| You can learn a lot from an older lady. | Yaşlı bayanlardan birçok şey öğrenebilirsin. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What, like how to dance to the news? | Haberlerde nasıl dans edebileceğini mi mesela? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Look, all I'm saying is maybe you should consider other options. | Bak, demek istediğim, belki de diğer seçenekleri göz önüne almalısın. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Other options? | Diğer seçenekler derken? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Like, I don't know. Divorcees? | Ne bileyim, boşanmışlar? Pardon? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Or widows. | Dullar da olur. Dullar mı! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| OK, I'm going to go inside now and set myself on fire. | Pekâlâ, şimdi içeri gidip kendimi ateşe vereceğim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Dinner's read... | Yemek hazı | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Why are you doing that now? | Onu neden şimdi yapıyorsun? Ne? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Come on, Mum. | Gel. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What's he doing out there? | Ne yapıyormuş? Bagajı onarıyor. Sanki kaçıyor da. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| My yoghurts. | Yoğurtlarım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| All done. Ah, bleeding thing! | Bitmiştir. Of, sıçtığımın şeyi! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| There they are. | İşte. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Ooh. Agh. | Şu eski çim biçme makinesini mutfaktan kaldıracaksın, öyle değil mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| HELP! Oh! | İmdat! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| We have no idea, Val. She was here a minute ago. | Hiçbir fikrim yok, Val. Daha az önce buradaydı. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| She's definitely not on the roof. | Kesinlikle çatıda değil. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Done the bedrooms. And the loos. | Yatak odasında da yok. Tuvaletlerde de yok. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I'll call you back. | Arayacağım seni. Ne yapacağım şimdi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, that must be her. | Bu, o olmalı. Geliyorum anne! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Mummy? | Anne mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, sorry, Jim, it's a terrible time. I've lost my mother. | Kusura bakma Jim. Berbat bir zamanlama. Annemi kaybettim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| We're very sorry to hear that, Jackie, aren't we Wilson? | Buna çok üzüldük Jackie, öyle değil mi Wilson? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| No, she's not dead. We've lost her. | Hayır, ölmedi. Kaybettik. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| We can't find her anywhere. | Hiçbir yerde bulamıyoruz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Have you looked on the roof? | Çatıya baktınız mı? Çatıda değil, Jim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Well, just wanted to let you know, | Patronun. Sanırım öyle. Bilmenizi isterim ki... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| your car appears to be making a terrible moaning noise. | ...arabanız inanılmaz derecede inleme sesleri çıkarıyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| OK, well, thanks, Jim. | Sağ olasın Jim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| It's almost as if it could talk. | Sanırsın ki konuşuyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Argh! Help! | İmdat! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| It's OK, Mum. You are such an idiot, Martin! | Geldik, anne. Çok aptalsın Martin! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| OK, I can just drill into it. | Tamam, matkapla açacağım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| And drill right into my mother's skull? No, you don't! | Matkapla annemin kafatasına mı gireceksin? Hayır, yapmıyorsun! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What's that noise? | O ses de neyin nesi? Yok bir şey, anne! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I can survive, I think. I've got 36 yoghurts. | Hayatta kalabilirim sanırım. Otuz altı tane yoğurdum var. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| OK, Grandma! | Tamam büyükanne! Kaşık olsa iyi olacak ama. Bir şey dememi istemiyorsun, değil mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Have you called the police? | Polisi aradın mı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I'm not calling the police. They'll think we're murderers! | Polisi falan aramıyorum. Kâtil sanacaklar bizi! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| No need, Jackie. I can smash her out. | Gerek yok, Jackie. Parçalayıp çıkaracağım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| You're not smashing up my car! | Arabamı parçalayamazsın! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Do you want to kill my mother? | Annemi öldürmek mi istiyorsun ya? Jonny, çilingir çağır. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, yeah, the locksmith that I know! | Çilingir tanıdığım var ya benim de zaten! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Just Google it, you div. | Google'dan arat işte sik kafalı! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Crazytits? | Çılgın Meme mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I could always call Mike. | Hep Mike'ı arardım. Lütfen Jim. Acil bir durum bu. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Mike Sullivan. He's a locksmith. | Mike Sullivan. Çilingirdir kendisi. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What? | Ne? Bir arkadaşım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Mike Sullivan will get your mother out in no time. | Mike Sullivan, anneni hiç vakit kaybetmeden çıkartacaktır. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Really? Well, call him, quick! It's all right, Mum! | Sahi mi? Arasana o zaman! Tamam, yok bir şey anne! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Unfortunately I don't have his number because Wilson did something | Ne yazık ki numarası yok çünkü Wilson poposuyla... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| to my phone with his bottom. | ...çok kötü bir şey yaptı telefonuma. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| He doesn't live far, I know the way. | Evi çok uzakta değil, yerini biliyorum. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Right, come on. | Haydi o zaman! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| How about this? | Buna ne dersiniz? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| This way, everybody! Mike Sullivan will save her! | Bu taraftan millet! Mike Sullivan onu kurtaracak! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Mummy, we're at the locksmith's now. | Anneciğim, çilingirin evindeyiz şu an. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| He's going to get you out in one minute! | Bir dakika içerisinde çıkaracak seni buradan. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| It's so dark. | Çok karanlık. Nefes almaya çalış! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Don't worry, Jackie. Mike Sullivan's the man! | Endişelenme, Jackie. Mike Sullivan, bu işin adamıdır. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, here he comes. | Geliyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Locks. | Kilitler. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Hello, Mike. | Merhaba Mike. Merhaba Jim. Her şey yolunda mı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| No, it isn't. My mother's trapped in our boot, so... | Hayır, değil. Annem bagajda kilitli kaldı, yani... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Sorry? | Anlamadım? Onu çıkarabilir misiniz? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| She's in the boot. | Bagajda. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Adam, go and stay with Grandma, will you? | Adam, git de onun yanında dur, olur mu? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Well, are you going to let her out then? | Çıkaracak mısın onu? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Well, how am I going to do that? | Nasıl yapacakmışım bunu? Aletlerinle. Haydi! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| My tools? | Aletlerimle mi? Şu çilingir aletlerinle işte! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Locksmith tools? I'm not a locksmith. | Çilingir mi? Çilingir değilim ki ben. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I'm a town planner. | Şehir plânlamacısıyım ben. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Are you? | Öyle misin? Evet. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I thought you were a locksmith. | Çilingir zannediyordum seni. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Why? | Niye? Kilitler. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Why aren't you a shitting locksmith?! | Neden sıçtığımın çilingiri değilsin ki?! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| OK, I'm slamming the door now. | Kapıyı kapatıyorum. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Um, something's happened! | Bir şey oldu! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I tried to stop them. | Durdurmaya çalıştım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| She's got yoghurts. | En azından yoğurt var yanında. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| 220 bloody pounds! I knew I should have used that hammer. | 220 pound tuttu be! O çekici kullanmalıydım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| You all right now, Mum? | İyi misin anne? Evet. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| This is a very fashionable restaurant. | Burası da ne güzel bir restoranmış. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, not now! | Şimdi olmaz! Aynen, olmaz! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| She's cut her own hair. | Saçını kesmiş. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Why would she do that? | Neden yapmış ki? Hayatını mahvettiğin için olabilir mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Come on, Grandma. Let's take you home. | Kalk bakalım, büyükanne. Eve gidiyoruz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Am I going in the boot again? | Yine mi bagajda oturacağım? Güzelce istersen, olur. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| One minute. | Bekleyin. Ne oldu? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I did turn the oven off? | Fırını kapatmış mıydım? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Adam, open the back door. Jonny, take Grandma upstairs! | Adam, arka kapıyı aç. Jonny, annemi yukarıya çıkar! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Ooh, Martin, get the chicken out. | Martin, tavuğu çıkar! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What? | Ne? Tavuk! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Shit on the bloody thing! | Sıçayım böyle işe! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, shit on the bloody thing. | Ben de sıçayım ama... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Looking forward to dinner. | Dört gözle yemek bekleniyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 |