Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20515
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| a phone charger? | ...şarj aleti var mıdır acaba? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| That's the emergency? You need a phone charger? | Acil olan bu mu? Şarj aleti mi lâzım? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes. | Evet. Telefonumun şarjı bitti... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| and I need to make a telephone call. | ...benim de bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| See, Wilson did something terrible with... with my charger. | Wilson, şarj aletimle çok korkunç bir şey yaptı. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Just terrible. | Korkunç. Şimdi mi aramak zorundasın? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, I have only got the number in my telephone, you see, | Evet, yalnızca numarası var telefonumda... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| and it's... it's for tonight. I'm having a date. | ...bu akşama özel bir durum. Bir randevum var da. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| A date?! | Randevu mu? Evet, bir bayanla. Çok heyecan verici. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, where...? Where did you meet this lady? | Peki, nerede buluştunuz bu bayanla? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| In a yellowish room. | Sarımtırak bir odada. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I'll just go and find a charger. | Gidip şarj aletini bulayım madem. Bul da ortaya çıkart. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What kind of phone is it? | Ne tür bir telefon seninki? Taşınabilir olanından. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Right. | Bence de. Önlük giymişsin. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| No, she was meant to be coming round tonight for dinner, | Hayır, akşam yemeğinde buluşmamız gerekiyordu fakat... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| but she hasn't turned up. | ...gelmedi. Ne kadar garip! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, it is strange, so I... I really must call her. | Evet, çok garip. Ondan dolayı bir aramam gerek. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| You've made her dinner, have you? | Ona yemek yaptın, öyle mi? Evet. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Aww, how romantic! What are you having? | Ne kadar da romantik. Ne yaptın? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Sheep. | Kuzu. Bu, uyar. Sağ olasın Jonny. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Thanks all, better be off. | Eksik olmayın. Artık gitsek iyi olacak. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, Wilson! | Wilson! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, he... he's gone up the stairs! | Merdivenlerden çıkıyor! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Wilson! Come down, Wilson! | Wilson! Gel buraya, Wilson! Nereye gitmiş? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Upstairs. | Yukarı. Yukarıya mı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| 'He's going into the loft!' | Çatı katına girdi. Çatı katına mı girdi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| The loft?! | Çatı katına mı?! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| 'Don't worry, I'll get him!' | Endişelenmeyin, yakalayacağım! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Feel free to give that tank a good scrub, Jim! | Keyfine bak, depoda yıkanabilirsin, Jim! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Why don't you go and help him up there, | O şişko suratınla karşımızda duracağına... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| instead of just stuffing your fat face? | ...neden gidip ona yardım etmiyorsun? Beni yoksaydığını sanıyordum. Ne? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, just pass the ketchup, would you? | Ketçabı uzatsana. Pardon, birisi bir şey mi dedi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I didn't hear anything. | Ben bir şey duymadım. Val, ketçabı uzatır mısın? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Don't help him, Val. | Uzatma sakın, Val. Hiç meraklanma, Jackie. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Boys, could you... | Çocuklar, şunu Al bakalım, baba. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, Wilson. You're a bad Wilson. | Wilson. Kötü çocuk Wilson seni. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Wet! | Islandık. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| My god, Val. I am so sorry about him. | Tanrım. Val, onun adına özür dilerim. Bir sorun yok canım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, I'm sorry it's been like this all evening, Valerie. | Aynen, Allah'ın her akşamı böyle olduğu için özür dileriz, Valerie. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| You see, my wife's suffering from a condition known as Mad Womanitis. | Karım, Kafayı Yiyen Kadın olarak da bilinen bir durumdan ötürü acı çekiyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Right, that's it. Out! | Bu kadar yeter artık. Dışarı! Neden, Kafayı Yiyen Kadın dediğim için mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, you heard me, out! | ...ferahlatıcı Yahudi suyundan gayet memnunum... Aynen, duydun. Dışarı! Anne? Sen sus Adam. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| It was only a joke. Mad Womanitis. | Şakaydı sadece. Kafayı Yiyen Kadın. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| A joke, was it? | Şakaydı, öyle mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| OK, and was it a joke that thing that happened the other night? Hmm? | Peki, geçen gece olanlar da mı sadece şakaydı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What thing? | Ne oldu ki? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| But I didn't do anything! Oh, Valerie, | Hiçbir şey yapmadım! Ya Valerie, şununla... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| talk some sense into her, for Chrissakes. | ...oturup adamakıllı konuşsana! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I'm sorry, Martin, but if you don't mind my saying, | Kusura bakma Martin ama söylememde bir sakınca yoksa... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I think what you did to Jackie that night was disgusting. | ...o gece Jackie'ye yaptığın şey tam anlamıyla iğrençti. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Thank you, love. | Ağzına sağlık canım. İğrenç! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Um, what has he done? | Ne yapmış ya? Bize de söyleyin! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| But I didn't do anything. | Hiçbir şey yapmadım ki! Bal gibi de biliyorsun ne yaptığını! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| And don't you dare tell those two boys a bloody thing, you hear me? | Çocuklara söylemeye cesaretin yok mu? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Now get out! | Beni duydun, dışarı! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| You can't just chuck Dad out like that. | Babamı öyle kapı dışarı edemezsin ki. Edemez miymişim? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Well, if you're so happy having a father who did what he did, | Eğer ki öyle bir şeyi yapan bir baban var diye mutluysan... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| why don't you go with him, then? | ...neden sen de gitmiyorsun? Ne? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Go on, both of you. Out! | Gidin ikiniz de. Dışarı! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| So where are we going to go, then? | Nereye gidiyoruz? Bilmem ki bara mesela? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What? Not the horrible, horrible pub. | Bar mı? O iğrenç ötesi bara olmaz! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, the horrible, horrible pub. | Evet, iğrenç bara gidiyoruz. Nereye gidiyoruz? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| The pub. | Bara. Pank'a mı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, we're all going to the punk. | Aynen, hepimiz "pank"a gidiyoruz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Is this it? | Burası mı? Aynen öyle. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| The friendliest pub in the world. | Dünyanın en samimi barı. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Evening. How are you? | İyi akşamlar. Nasılsın? Ne? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| How's business? | İşler nasıl gidiyor? İşler mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| How's your business doing? | İşler nasıl? Bok gibi. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Can you just order? | Sipariş verir misin? Evet. Üç tane içecek lütfen. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What three drinks? | Üç içecek ne? Ne önerirsin? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Well, we've got beer, lager, spirits. | Bira, Alman birası ve sert içkilerimiz var. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Shall we get one of each, then? | Hepsinden birer tane mi söylesek? Bir dakika müsaadenle. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Dad, when was the last time you went into a pub? | Baba, en son ne zaman bir bara gittin? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Um, 1997. | 1997'de. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| To buy a drink? | İçki almak için mi? Helayı kullanmak için. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Three pints of lager, please. | Üç büyük boy Alman birası alalım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| We're going to get it out of you eventually. | Bunun neyin nesi olduğunu en nihayetinde öğreneceğiz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| I told, I can't say. Mum will do her nut. | Dedim ya, anlatamam diye. Anneniz küplere biner. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| But Mum is a nut. Come on, was it another woman? | Zaten binmiş durumda. Söyle. Başka bir kadın mı vardı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, Jonny, please. | Yapma be Jonny. Pekâlâ. Başka bir adam mı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Two women? | İki kadın? İki adam? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Two dogs? | İki köpek? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Mum?! | Anne? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Jackie. Jackie? | Jackie. Jackie! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What? | Ne var? Ne işin var burada? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Well, you came to the pub for a drink, | Sen bir şeyler içmeye bara gelebiliyorsan... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| so we came to the pub for a drink, or is that not allowed? | ...biz de gelebiliriz. Yoksa yasak mı? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, come on, Jackie, what are you having? | Bırak Jackie. Ne içersin? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, dear! | Aman aman. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Bloody hell, I suppose I'd better go and talk to the woman. | Başlarım ya gidip konuşacağım bu kadınla. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Is that a good idea? | İyi bir fikir mi sence? Muhtemelen değil. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Two gin and tonics. | İki tane cin ve tonik. Ben alayım durun da. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Um, can you leave us alone, please? | Bizi yalnız bırakır mısın lütfen? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| What? | Ne? Arkadaşımla bir şeyler içiyorum. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| That's right. | Aynen öyle. Aptal aptal konuşma. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Oh, I'm being stupid, am I? | Ben aptalım, öyle mi? Bu adam sizi rahatsız mı ediyor bayanlar? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Yes, actually. | Aslında evet. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| You heard the lady, move away from the bar. | Bayanı duydun, çık git bardan. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | |
| Sorry? | Pardon? Haydi. | Friday Night Dinner-1 | 2011 |