Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20374
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Enough with your impressive and very gross display. | Etkileyici ve büyük gösteriniz için bu kadar yeter. Eve gidelim hadi. Etkileyici ve gereksiz gösteriniz yeter. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Let's just get back home. | Hadi hemen eve geri dönelim | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wow. It's all about confidence. | Vay canına. Tamamen kendine güvenle ilgili. Vay canına. Hepsi kendine güvenle alâkalı. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Bradford! Come out here! | Bradford! Çık dışarı! Bradford! Çık dışarı! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Get out here! Governor Bradford! | Dışarı çık! Vali Bradford! Çık dışarı! Vali Bradford! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Please, gentlemen, please. Settle down, all right? | Lütfen, millet, lütfen. Sakinleşin, oldu mu? Lütfen, beyler, lütfen. Sakin olun, tamam mı? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You guys act like you're starving. We are starving! | Sanki açlıktan ölüyormuş gibi davranıyorsunuz. Açlıktan ölüyoruz! Sanki açlıktan ölüyorsunuz. Açlıktan ölüyoruz zaten. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We want the food in storage! | Yiyecek depolamak istiyoruz! Depodaki yiyeceği istiyoruz! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We have talked about this. That food is for the coming feast | Bu konuyu konuşmuştuk. Yiyecek Wampanoag Kızılderililerinin ziyafeti için gelecek. Bu konuyu konuşmuştuk. Bu yiyecekler,... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We're all hungry. You don't look hungry! | Hepimiz açız. Sen pek aç görünmüyorsun! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I've got a hypothyroid issue. | Bende Hipotiroidi sorunu var. Benim hipotiroid sorunum var. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Now as you know, we have not stored enough food | Bildiğiniz üzere, kış için yeterince depolanmış yiyeceğimiz yok. Bildiğiniz gibi, depoya, bütün kışı geçirecek kadar yiyecek depolamadık. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
See that hill? That's last winter. | Şu tepeyi görüyor musun? Geçen kış olanlar. Şu tepeyi görüyor musun? O geçen kıştı. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
That will be all of us, if we do not become friends with the Indians. | Kızılderililerle dost olmazsak bu hepimizin başına gelebilir. Kızılderililerle arkadaş olmazsak, hepimizin sonu bu. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We need their help. Without it, we will not survive, all right? | Onların yardımına ihtiyacımız var. Yoksa hayatta kalamayız, anladınız mı? Yardımlarına ihtiyacımız var. Onlar olmadan hayatta kalamayız, tamam mı? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Three days, that's it. I promise. | Üç gün. Bu kadar. Söz veriyorum. Sadece 3 gün daha verin. Söz veriyorum. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You can all hold out. Yes! | Üç gün dayanabilirsiniz. Evet! Üstesinden gelebilirsiniz. Evet! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Governor Bradford is right. We can all hold out... | Vali Bradford haklı. Dayanabiliriz... Vali Bradford haklı. Üstesinden gele... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Except for Clancy. | Clancy hariç tabi. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
But he was sick on the boat, so that's not on me. | Ama o zaten gidiciydi, benim yüzümden ölmedi. Ama o hasta olduğu için öldü. Benim yüzümden değil. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We want that food in storage. Give us them keys! | O yiyecekleri istiyoruz. Anahtarları ver! Depodaki yiyeceği istiyoruz. Anahtarı bize ver. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Mummy! | Annecim! Standish döndü! Anneciğim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Standish has returned! | Standish geri döndü! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Standish! | Standish! Myles, döndünüz! Standish! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Myles, you've returned! | Myles, geri dönmüşsün! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Did I tell you I was gonna provide food for ye, yes I did, didn't I? | Sizin için yiyecek bulacağım dememiş miydim? Size yemek bulacağımı söylemedim mi? Söylemiştim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Ha! You call that a bounty? | Sen buna yemek mi diyorsun? Sen buna yemek mi diyorsun? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Standish, the people want my head. | Standish, insanlar kellemi istiyorlar. Standish, insanlar beni yemek istiyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
And if we do not have the feast, I'm afraid they will take it. | Ve ziyafeti veremezsek, korkarım ki istediklerini alacaklar. Eğer onlara ziyafet çektirmezsek, korkarım kellemi alacaklar. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We need food. Anything at this point. | Yiyecek lazım. Bu noktada her şey olabilir. Yemeğe ihtiyacımız var. Ne olursa. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I said I would get you turkeys... | Sana hindi getireceğimi söyledim... Sana hindileri getireceğim dedim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...and that's what you are going to get. | ...ve alacağın şey de bu olacak. Benden alacağın da sadece bu. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Even more than you can eat. | Senin bile yiyebileceğinden fazla. Yiyebileceğinden bile daha fazla. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Right, well, good chat. Talk tomorrow. | Pekâlâ, güzel konuşmaydı. Bir de yarın konuş. Pekala, tamam. Yarın konuşuruz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What a personality. | Ne adam ama. Ne adam ama! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
So, Alpha Turkey up there... | Yani şuradaki Baş Hindi... Alfa Hindi... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...what's the story? You two, um, rubbing wattles or... | ...hikaye nedir? İkiniz, ibiklerinizi mi sürtüyorsunuz ya da... ...olayı nedir? Siz ikiniz arkadaş mısınız yoksa öyle... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Ew! No, Ranger is my brother. | Hayır, Ranger benim abim. Hayır. Ranger benim ağabeyim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Get inside! | İçeri girin! Girin içeri! İçeri girin! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Inside, get! | Girin, içeri! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
And you know, even if he wasn't... | Kardeşim olmasaydı bile, ben kastan çok zekaya bakarım. Eğer öyle olmasaydı bile,... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I'm looking for more mind and less muscle. | ...ben daha çok, akıllı ve az kaslı birini arıyorum. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Really? Are you serious? 'Cause I have like almost no muscle. | Gerçekten mi? Ciddi misin? Çünkü bende hiç kas yok neredeyse. Gerçekten mi? Ciddi misin? Çünkü bende kasın 'k'si bile yok. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Literally, I'm like nothing. | Daha doğrusu, bir deri bir kemiğim. Daha çok kafasına vur ekmeğini al. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Maybe you should get that looked at. | Belki de öyle görünmeyi kabullenmelisin. Belki de kendine bir baktırmalısın. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
After you. Whoa! | Önce sen. Hafifçe düşeceksin, söz veriyorum. Önden buyur! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
It's a tiny drop, I promise. | Söz veriyorum fazla yüksek değil. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Glutes. | Kalça kasları. Kalçalar önemli. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
So this is... everyone. | Bunlar da... herkes. Ve bunlar da... herkes. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
An army in need of a commander. | Kumandana ihtiyacı olan bir ordu. Komutana ihtiyacı olan bir ordu. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wow, I've never seen so many turkeys in one place actually doing things. | Daha önce bu kadar hindiyi bir arada bir şeyler yaparken görmemiştim. Daha önce hiç bu kadar hindiyi bir arada çalışırken görmemiştim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I'm just shocked. | Şok oldum. Şaşırdım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
So, in the future, turkeys just sit around all day | Yani gelecekte hindiler tüm gün yemek yiyip duvara mı bakıyorlar? Yani, diyorsun, gelecekteki hindiler, bütün gün boyunca... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
eating and staring at the wall? | ...yemek yiyip duvara mı bakıyorlar? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yes. I mean, no! No, that would be... | Evet. Yani hayır! Hayır, bu çok saçma... Evet. Demek istediğim hayır... Bu çok şey... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I mean, some do. No one I know. | Yani yapan varsa da ben bilmiyorum. Yani bazıları. Tanığım kimseler değil. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
If we weren't doing things, we'd become dumb. | Eğer bir şeyler yapmazsak aptallaşırız. Eğer bir şeyler yapmasaydık, giderek aptallaşırdık. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Don't you think? Hm... | Sence de öyle değil mi? Değil mi? Hm... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Hello, wild undomesticated Oh no. | Merhaba, yabani ve evcilleştirilmemiş... Olamaz. Merhaba, vahşi evcilleştirilmemiş... Hayır! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Simple turkeys from the distant past. | ...uzak geçmişteki basit hindiler. ...geçmişin sıradan hindileri. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I have brought you a gift, and the gift is me. I am Jake. | Size bir hediyem var, hediye benim. Ben Jake. Size bir hediye getirdim ve bu hediye benim. Ben Jake. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I have traveled in a time machine named S.T.E.V.E. | Şükran Günü'nü sona erdirmek ve hindileri mönüden çıkarmak için... S.T.E.V.E. adında bir zaman makinesiyle yolculuk yaparak geldim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
In order to stop Thanksgiving and get turkeys off the menu! | ...gelecekten buraya S.T.E.V.E adında bir zaman makinesiyle yolculuk yaptım. Şükran Günü'nü durdurup hindileri mönüden kurtarmak için. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What's Thanksgiving? | Şükran Günü ne demek? Şükran Günü de nedir? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, that's right. It hasn't happened. It's a feast of sorts. | Evet, doğru. Daha öyle bir şey yoktu. Bir çeşit ziyafet. Haklısın. Hala başınıza gelmedi. Bir çeşit ziyafet günü. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What's a menu? | Mönü ne demek? Mönü nedir? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
A menu, it's like a list of food items in a restaurant. | Restoranlarda içerisinde yiyecek isimlerinin bulunduğu bir çeşit liste. Restorandaki yiyeceklerin olduğu bir liste. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What's a restaurant? That's not important. | Restoran ne demek? Önemli bir şey değil. Restoran nedir? O, o kadar önemli değil. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What's important is that you stop asking me questions | Önemli olan bana soru sormayı bırakıp... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
and agree to follow me blindly! | ...gözü kapalı emirlerimi yerine getirmeniz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We will not fight. | Savaşmayacağız! Biz savaşmayız. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I am Broadbeak, leader of the flock. | Ben Genişgaga, sürünün lideriyim. Ben Broadbeak, bu yuvanın lideriyim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
And this is Leatherbeak, high elder and my most trusted advisor. | Bu da Meşingaga, en yaşlımız ve en güvendiğim danışmanım. Bu da Leatherbeak, en yaşlımız ve benim akıl hocam. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Huh! You... | Sen... Sen... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...have traveled a great distance. | ...uzun yoldan gelmişsin. ...çok uzak bir yerden geliyorsun. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You... | Sen ise... Sen ve... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...and your lovely wife. | ...onun güzel karısısın. ...sevgili eşin. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
She's beautiful, so soft and feminine. | Çok güzel, yumuşacık ve kadınsı. Çok güzel, çekici ve alımlı. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Father, this is Jake and Reggie. They're from the future, apparently. | Baba, bunlar Jake ve Reggie. Görünüşe göre gelecekten gelmişler. Baba, bunlar Jake ve Reggie. Gelecekten geliyorlar, anlaşılan. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Father? | Baba mı? Lütfen, gelin benimle. Baba? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Please, walk with me. | Lütfen, benimle gelin. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Jake, you speak with deep conviction. | Jake, büyük bir inançla konuşuyorsun. Jake, çok ikna edici konuşuyorsun. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Well, I can speak even... deeper if you like. | İsterseniz daha da inançlı konuşabilirsiniz. İstersen daha ikna edici konuşabilirim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We did not always live underground. | Her zaman yerin altında yaşamadık. Her zaman yer altında yaşamadık. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We lived above in the trees, but then the settlers came... | Göçmenler gelip bizi yeraltında yaşamaya zorlayana kadar... Ağaçların üzerinde de yaşadık. Ama daha sonra göçmenler gelince... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...and we were forced into hiding. | ...ağaçların üzerinde yaşardık. ...yer altında yaşamaya zorlandık. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
But we were safe and over time, | Ama yine de güvendeydik. Ama şimdi güvendeyiz,... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
we turned what we thought our prison, into our home. | Zamanla hapishanemizi evimiz gibi görmeye başladık. ...geçen onca zaman sonra zorla saklandığımız yeri evimize dönüştürdük. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I understand, sir, but... | Anlıyorum, efendim, fakat... Anlıyorum, efendim. Ama... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The Great Turkey told me what I must do. | ...Yüce Hindi ne yapmam gerektiğini bana söyledi. ...Yüce Hindi bana yapmam gerekeni söyledi. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I know, "The Great Turkey," terrible name | Hayali bir arkadaş için "Yüce Hindi"nin berbat bir isim olduğunu biliyorum. Hayali biri için 'Yüce Hindi' berbat bir isim değil mi? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
It is my destiny. | Bu benim kaderim. Bu benim kaderim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Well, Jake, let me show you our destiny. | Pekâlâ, Jake, o zaman bizim kaderimizi göstereyim sana. Jake, gel sana bizim kaderimizi göstereyim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Careful. | Dikkatli ol. Geleceğimiz bu. Dikkat et. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
This is our future. | Bu bizim geleceğimiz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Our destiny lies with them. | Kaderimiz onlarla yatıyor. Kaderimiz onlarda yatıyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You are welcome to stay as long as you like | İstediğiniz kadar burada kalabilirsiniz ama... İstediğiniz kadar burada kalabilirsiniz ama... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
but as long as you are here, you will respect our ways. | ...burada bulunduğunuz sürece bizim yöntemlerimize saygı duyacaksınız. ...burada kaldığınız sürece de bizim kurallarımıza saygı göstermelisiniz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We do not fight. We defend. | Savaşmayacağız. Savunma yapacağız. Biz savaşmayız. Savunuruz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We protect and we survive. | Korunacağız ve hayatta kalacağız. Korur ve hayatta kalırız. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |