Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20362
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| And I asked Woody. | Ve Woody'ye sordum. Tam bir tükenmişlik içindeydi. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What if it was Donnell that set it up? | Peki ya bunu Donnell ayarladıysa? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Somehow he gets Mark to come outside to get the peanuts. | Bir şekilde Mark'ı buraya fıstık almaya yollamıştır. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I might be able to use a guy like you, Chris. | Senin gibi birini kullanmak işime yarayabilir Chris. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| If you ever decide to move back to town. | Eğer şehre dönersen tabi. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| See, with these kinds of folks, you got to kind of | Bu tür adamlarla uğraşırken geride durmayı bileceksin... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| know how to step outside, so to speak. | ...tabiri caizse dışarıdan izleyeceksin. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Let them do their own kind of freaky deaky. | Bir tür aşna fişne yapıyorlar. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What, the sexy dance? | Ne, bir tür seksi dans mı? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| People are shooting each other over it. | İnsanlar bu yüzden birbirini vuruyor. İki cinayet işlendi bile. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| You freaky deak with somebody else's woman, | Başkasının kadınıyla aşna fişne yaparsan cidden yaralanabilirsin. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Or you could get lucky. | Ya da şansın yaver gider. Şanstan ne anladığına bağlı. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| And now for the latest on the car bombing... | Ve şimdi bir araba patlama haberi... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I can catch my hand. Look at that. | Elimi yakalayabiliyorum. Şuna bak. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I can catch my own hand. | Kendi elimi yakalayabiliyorum. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Now what do we do? God damn it, Skip. | Şimdi ne yapacağız? Allah kahretsin, Skip. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| If you would have just waited for Mark to get the key to the limo. | Sadece Mark'ın limuzinin anahtarını getirmesini bekleseydin. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| We'll just go back to the original plan. | İlk plana geri döneriz. Onun s.kik evini havaya uçururuz. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| It might be too soon. | Henüz erken olabilir. Ne kadar erken o kadar iyi. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| While it's still ringing in his ears, you deliver the message. | Hâlâ kulakları çınlarken, mesajı iletirsin. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| "Holy shit, these guys are serious." | "Ananı s.kiyim, bu adamlar çok ciddi." | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I hear you're out of these. | Fıstığınız bitmiş diye duydum. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Heard if you hadn't run out of nuts, | Fıstığınız bitmeseymiş adamın kardeşi hâlâ hayatta olacakmış. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What was his name? Mark? | Neydi adı? Mark mı? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Somebody else would have opened up the car door. | Arabanın kapısını başkası açacaktı. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Can't imagine Woody opening the door. | Woody'ninkini açmazdı diye düşünüyorum. Yani, seni onun için tuttu, değil mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| To open doors. | Kapıları aç diye. Onun için başka ne yapıyorsun Donnell? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Maybe call up a young lady, | Belki genç bir bayanı arayıp yanlış anlaşılma oldu diyorsundur. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Wait now. What's this shit you're giving me? | Burada dur. Bana ne b.k atıyorsun şimdi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What I did? You called Greta Wyatt. | Ne yapmışım? Greta Wyatt'ı aradın. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Tell me again who she is. | Kim o tekrar söyle bi'. Woody'ye tecavüzden dava açılınca... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| when Woody's brought up on a rape charge. | ...mahkemede göreceğin kız. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| So what you telling me? | Yani ne diyorsun? Sen o bayan adına konuşuyorsun öyle mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Who needs lawyers, right? | Kimin avukata ihtiyacı var, değil mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I see you come to visit, drive up in a new Caddy. | Yeni bir Cadillac ile bizi ziyarete gelmişsin. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| You manage on about maybe | Haftada üç beş kuruşa idare ediyorsundur herhalde. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Yeah, I see you interested in payoffs, rake offs. | El altından ufak işlere itiraz etmezsin. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Get the bitch to hold out when I'm willing to make a generous offer. | Belki or.spuyu da çalıştırıyorsun ama cömert bir teklifte bulunacağım. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What the fuck did you just call her? | O kıza ne dedin sen y.rağım? S.çayım, sen onun avukatısın. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What else? Gonna protect her good name? | Başka? İtibarını mı koruyacaktın? Onu patronumun koynunda, gözlerimle... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| doing a job on him, too. | ...kaç kere iş üstünde gördüm. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Who, Mr. Woody? Having his swim. | Kim, Bay Woody mi? Köpek gibi yüzüyor. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Let's go talk to him. | Hadi onunla konuşayım. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Man, you love being a cop, don't you? | Dostum, polisliği seviyorsun değil mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Is he all right? | İyi mi bu? Olmak istediği kadar iyi. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I don't see him breathing. | Nefes aldığını göremiyorum. Göbeğine bak. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| See it move? Right there. | Hareketi gördün mü? Tam orada. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| So that's what it's like to be rich, huh? | Demek zengin olmak böyle bir şey. Canın ne isterse. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Why does somebody want him dead? | Neden birileri onun ölmesini istiyor? Her gelen polis aynı şeyi sordu. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Wants to know was it me. | Benden bile şüphelendiler. "Ne çıkarım olabilir ki?" diye sordum. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I understand he had a friend here on Friday night. | Cuma gecesi bir arkadaşı gelmiş. Eskiden tanıdığı bir kadın. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Yeah, there was one here. Come with Mark. | Evet, biri vardı. Mark ile geldi. Adını hatırlamaya çalışıyorum. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Robin? Yeah, Robin Abbot. | Robin mi? Evet, Robin Abbot. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Oh, you sneaky. | Seni sinsi p.ç. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| We talking about the bombs, | Bombayı konuşurken birden konuyu değiştirdin. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| You're looking for somebody who was here Friday | Cuma günü burada olup... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| to be a witness and testify against Mr. Woody, huh? | ...Bay Woody aleyhine ifade verecek birisini arıyorsun, öyle mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Mr. Woody. | Bay Woody. Size fıstık getirdim. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| See what he's doing, Mr. Woody? | Ne yaptığını görüyor musunuz Bay Woody? Sizi kandırmaya çalışıyor. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Where's he going? | Nereye gidiyor? Uyanmak için soğuk duş almaya. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| He'll be back in a minute to start his cocktail hour. | Birazdan döner kokteyl saati başlar. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| You ever swim with him? | Onunla hiç yüzdün mü? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Man, getting all wet has never been one of my pleasures. | Dostum, ıslanmak hiçbir zaman zevklerimden biri olmamıştır. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| You don't know how to swim, huh? | Yüzme bilmiyorsun demek, öyle mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| That can happen when you grow up in the projects. | Toplu konutlarda büyüyünce böyle oluyor işte. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Some guys turn to crime. | Bazıları kötü yola düşüyor. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| How much you gonna offer Miss Wyatt? | Bayan Wyatt'a ne kadar teklif edeceksin? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Motherfucker, you lucky you a cop. | Or.spu çocuğu, polis olduğun için şanslısın. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Sorry, can't hear you. | Üzgünüm, seni duyamıyorum. 5,000. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I get confused sometimes. | Bazen benim kafam karışıyor. Başıma bir sürü şey geldi. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| My brother passed away. | Kardeşim vefat etti. Bay Ricks. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| You're planning to make an offer to a young lady | Genç bir bayana teklifte bulunacaktınız, bahsettiğimiz tecavüz olayı için... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| on this rape charge we've been talking about. | ...size dava açmasın diye. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Oh, yeah, that's right. | Evet, bu doğru. Onun bir arkadaşıyım. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I didn't know that. | İşte bunu bilmiyordum. Ginger'dan bahsediyorsun. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| No, I didn't rape her. | Hayır, ona tecavüz etmedim. Yatak odamdaydı. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Didn't have on a stitch of clothes. | Üstünde elbise filan yoktu. Orada oturuyordu. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What would you do? | Sen olsan ne yapardın? Yani o arkadaşın olmasaydı. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Wait a minute. | Bir dakika. Bütün olayı unutalım. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I think 10,000 sounds fair, don't you? | Bence 10,000 dolar çok makul, değil mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| It was based on what my time is worth. | Vaktimin değerine göre fiyat biçtim. Böyle yapıyorduk galiba. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| $10,000? | 10,000 dolar mı? Donnell kızın çek yerine nakit... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| instead of the check. | ...isteyebileceğini söylemişti. Bundan avukatınıza bahsettiniz mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| My lawyer? No. Donnell is cheaper. | Avukatıma mı? Hayır, Donnell daha ucuz. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| He only went to the 10th grade, | O sadece 10. sınıfa kadar okumuş, ama insanlarla konuşmayı biliyor. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| He's smart. He'll surprise you. | Akıllı birisi. Sizi şaşırtır. Güvenebileceğiniz biri. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| You ever look at a dog and wonder | Hiç bir köpeğe bakıp ne düşünüyor diye merak ettin mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Kind of the same thing with Woody, right? | Woody'ye bakınca da öyle oluyor, değil mi? Değil mi? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| That guy's a trip. | Çok acayip bir adam. Adama bakıyorum dünya kadar parası var... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| and I'm thinking, "What | ...ve düşünüyorum "ne iyilik yapmış?" | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| What the fuck is he good for?" You know? | Ne s.kim yapmış? Biliyor musun? | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Doesn't serve any purpose. | Hiçbir amacı yok. Pek çok insanın yoktur. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Mr. Woody, something's bothering me. | Bay Woody, beni rahatsız eden bir şey var. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Now, what the police will do is talk to the people who were here Friday. | Polis Cuma günü burada olan insanlarla konuşacak. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Try to find one to tell them Ginger went upstairs | Ginger'ın yukarı çıktığını sizinde peşinden gittiğinizi... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| and you went up there after her. | ...söyleyecek birini arayacaklar. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| I'm saying if Ginger doesn't accept your generous offer. | Ginger sizin cömert teklifinizi kabul etmezse diye söylüyorum. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Now, I doubt your friends noticed you were gone, | Arkadaşlarının kafası o kadar güzeldi ki... | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| flying high on the blow and all, | ...gittiğini farketmemişlerdir, ama bir bayan vardı. | Freaky Deaky-1 | 2012 | |
| Wasn't of your regular group. She had on a brown dress. | Her zaman gelenler gibi değildi. Kahverengi bir elbisesi vardı. | Freaky Deaky-1 | 2012 |