Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19835
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Hey, Bert, how about something for the pup? | Hey, Bert, yavru için de bir şeylere ne dersin? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I bet you want something for the pup too, huh? | Eminim, yavru için de bir şeyler istiyorsundur, ha? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Now, you two, out of here. I got payin' customers to tend to. | Şimdi, buradan gidin. İlgilenmem gereken müşterilerim var. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Listen up. You're gonna meet the boss, but he don't have patience with dogs, | Beni dinle. Patronla tanışacaksın ama köpeklere sabrı yoktur... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
so when he talks to you, just wag your tail and go into your puppy routine. | ...seninle konuşursa, sadece kuyruğunu salla ve normal davran. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You are gonna love this place, kid. Lots of nice shade and soft places to lay. | Bu yeri seveceksin, evlat. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
It's the only place I know you can chase tyres and not worry about gettin' run over. | Burası araba tekerleklerini takip edip, ezilmeyeceğin tek yerdir. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
All righty. I'll have to call you back, all right? | Pekala. Seni sonra arayacağım, tamam mı? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, where the hell you been all night? Huh? | Rumbo, tüm gece neredeydin? Ha? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What do you have, a sweetheart? What! | O da ne, sevgilin mi? Ne! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Just go to him. He called me a girl. | Ona doğru git. Bana kız dedi. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
People make mistakes. Now forgive him and get over there and wag your tail. | İnsanlar hata yapar. Unut onu, kabullen ve kuyruğunu salla. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What's he doing? He's being affectionate. | Ne yapıyor? Sevgisini gösteriyor. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Well, it hurts. Well, love hurts. | Acıyor. Sevgi acıtır. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What's this say? | Burada ne yazıyor? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
"Fluke". What the hell kinda name is that? | "Şanslı". Bu nasıl bir isim? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Ah, that's a nice dog. | Hoş köpek. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Rumbo) Hey. Hey! | Hey. Hey! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What's going on? I guess I was dreaming. | Neler oluyor? Sanırım, rüya görüyordum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You were what?! Uh, dreaming. | Sen ne?! Rüya görüyordum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I was seeing pictures inside my head. | Kafamın içinde resimler görüyordum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Pictures ain't got no business being inside your head. | Resimlerin kafanın içinde işi yok. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Next time you just growl and chase 'em away. | Gelecek sefer hırla ve onları kov. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, have you always been a dog? | Rumbo, sen hep köpek miydin? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What you talkin' about? What else could I have been? | Neden bahsediyorsun? Başka ne olabilirdim ki? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I don't know. A human. A two legger? Me? | Bilmiyorum. İnsan? İki bacaklı mı? Ben mi? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rule number one: stop askin' dumb questions. | Bir numaralı kural: aptal sorular sormayı kes. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
It's just that... No "buts", no "ifs", no "ands". | Bu sadece... "Amalar", "eğerler" ve "veler" yok. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Stop talking all this nonsense. It's sack time. | Saçma konuşmayı kes. Uyku saati. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Good night, Rumbo. | İyi geceler, Rumbo. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Rumbo) Oh, man! This is too good to be true. | Oh, ahbap! Bu gerçek olamayacak kadar güzel. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What are we gonna do, Rumbo? Take a good look, squirt. | Ne yapacağız, Rumbo? İyi bak, bücür. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
We done hit the promised land. | Vaat edilmiş topraklara geldik. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Oh, holy smoke! D'you think this'll be all right? | Oh, vay canına! Sence bu uygun mu? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
All right? The guy walked away. That's what I consider formal invitation. | Uygun mu? Adam uzaklaştı. Bunu resmi bir davet olarak alıyorum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Fluke) Everything smells so good. Mm hm. | Her şey çok güzel kokuyor. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I knew I smelled pumpkin! | Balkabağı kokusu aldığımı biliyordum! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Bert) Yeah, so I'm sittin' there just waitin' for the light, | Evet, orada oturmuş ışığı bekliyordum... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
this woman bangs into the back of my car. | ...kadın arabama arkadan tosladı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
$500 damage and they raise my insurance rates. | 500$ hasar vardı ve sigorta primimi arttırdılar. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Now you tell me if that makes any sense. | Bu mantıklıysa söyle. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke? | Şanslı? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke. Cool it. (customer coughing) | Şanslı. Sakin ol. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Don't mind that dog. He's harmless. (Rumbo) What's with you? | Köpeği boş verin. Zararsızdır. Neyin var? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
There's something about him. Can't you smell it, Rumbo? | Onunla ilgili bir şey var. Kokusunu alıyor musun, Rumbo? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
That'll be $1 .85. | 1.85$ oldu. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
All right. Thank you. | Pekala. Teşekkürler. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke, cut that out. That dog is vicious. He attacked me. | Şanslı, kes şunu. Bu köpek tehlikeli. Bana saldırdı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You can't keep a dog like that in a public place. Hear what I said? | Böyle bir köpeği umumi yerde tutamazsın. Dediğimi duydun mu? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I heard you. Now go on, man. You're making the dogs nervous. | Seni duydum. Şimdi devam et, ahbap. Köpekleri sinirlendiriyorsun. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Go on, get outta here! | Devam et, defol buradan! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
It's all right. Everything's all right. | Sorun yok. Her şey yolunda. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Shh, shh. It's all right. It's all right. Quiet. It's OK. | Sorun yok. Sorun yok. Sakin ol. Tamam. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Sorry, pooch. l guess you're gonna have to find something else to read. | Üzgünüm, it. Sanırım okuyacak başka bir şey bulmalısın. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What's up? You look like you just saw a ghost. | Neler oluyor? Hayalet görmüş gibisin. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I saw someone I used to know. An old friend? | Tanıdığım birini gördüm. Eski bir dost mu? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I think... he's a murderer. | Sanırım... o bir katil. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I hear they were your dogs. | Senin köpeklerin olduğunu duydum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
My dogs never bit anybody normal. Well, that dog ought to be put to sleep. | Köpeklerim normal kişileri ısırmaz. O köpek uyutulmalı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
The dogs had their shots and you won't die from that scratch. | Köpeklerin kendi yolları vardır ve kaşıntıdan ölmezsin. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I could complain to Animal Control. I could make a lot of trouble for you. | Hayvan Kontrole şikayet edip, başına bir sürü iş açabilirim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Now get outta here. | Şimdi defol buradan. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Rumbo) Uh oh. l think it's time to split. | Sanırım ayrılma zamanı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, get back here! | Rumbo, buraya geri dön! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Come on in. Time for supper. | İçeri gelin, millet. Yemek zamanı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Daddy's back. | Babam dönmüş. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Hey! Hey, Rumbo! I see you. | Hey! Hey, Rumbo! Seni görüyorum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You're gonna get yours. | Sen de kendininkini alacaksın. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
OK, Fluke. You did your time. | Tamam, Şanslı. Zamanını doldurdun. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(woman) Hello? | Alo? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Is anybody there? | Alo, kimse yok mu? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(licking) Who's this? | Kimsiniz? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What the hell...! | Ne yapıyorsun...! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Hey, Fluke! Hey! Fluke! | Hey, Şanslı! Hey! Şanslı! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Oh, these dogs. | Ah, bu köpekler. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Hello? Hi. Who's calling? | Alo? Selam. Kim arıyor? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You called, lady. Who you lookin' for? | Siz aradınız, bayan. Kimi arıyordunuz? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
No, you called me. Who is this? | Hayır, siz aradınız. Kimsiniz? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I didn't call anybody. The only other person in this office was Fluke, | Ben hiç kimseyi aramadım. Ofisteki diğer kişi Şanslı... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
and he couldn't have called because he's a dog, lady. | ...ve o arayamaz çünkü o bir köpek, bayan. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, I wasn't always a dog. And neither were you. | Rumbo, her zaman bir köpek değildim. Ve sen de öyle. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Right! Last week I was Snow White. | Doğru! Geçen hafta Pamuk prensestim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Well, how do you know who Snow White is? | Pekala, Pamuk prensesin kim olduğunu nereden biliyorsun? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
It's something you knew in your past, read in a book. | Geçmişinden bildiğin, bir kitapta okuduğun bir şeydi. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
That's ridiculous. You can't face it. You're lying to yourself. | Bu çok gülünç. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I'm happy who I am. But I'm not. | Ben böyle mutluyum. Ama ben değilim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I lived in a house. I had a family. I had a life once, Rumbo. | Bir evde yaşıyordum. Bir ailem vardı. Bir zamanlar hayatım vardı, Rumbo. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You got one now. A damn good one. I'm gonna find them. | Şimdi de var. Oldukça da iyi. Onları bulacağım. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
And don't bother coming back! | Ve geri gelmeye zahmet etme! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo! Wait! | Rumbo! Bekle! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
There you go. You're right. He's just the right size. | İşte burada. Haklısın. Aynı boyda. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, I can't see. Grab my tail. | Rumbo, göremiyorum. Kuyruğuma tutun. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Ow! Hey, easy with the teeth, now. | Hey, dişlerine dikkat et. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Watch your step. | Dikkatli ol. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Here we go. Blue skies ahead. | İşte oldu. Mavi gökyüzü önümüzde. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Maybe we should stop here for a minute. They'll never find us here. | Belki burada bir dakika durmalıyız. Bizi burada asla bulamazlar. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
l think maybe I'll lay down for a while. | Sanırım biraz yatabilirim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
How are your eyes? A little better. | Gözlerin nasıl? Biraz daha iyi. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, you're bleeding. | Rumbo, yaralanmışsın. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Listen to me, squirt. You stay in these woods until your eyes heal. | Beni dinle, bücür. Gözlerin iyileşene kadar bu ormanda kal. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |