Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19836
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
What do you mean? I'm staying with you. | Ne demek istiyorsun? Ben seninle kalıyorum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I don't think I can help you any more, squirt. | Artık sana yardım edebileceğimi sanmıyorum, bücür. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, why you talking like this? You're gonna be all right. | Rumbo, neden böyle konuşuyorsun? İyileşeceksin. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Look, we've got to stay together. You and me, like always. | Bak, beraber kalmalıyız. Sen ve ben, her zaman. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I can't make it without you, Rumbo. | Sensiz başaramazdım, Rumbo. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I had another dream. My family's in danger. | Başka bir rüya gördüm. Ailem tehlikede. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke, things aren't always what they seem. | Şanslı, her şey göründüğü gibi değildir. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rule number one: there's no going back. | Bir numaralı kural: geri dönüş yoktur. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You can't be sorry about what's been, squirt. You got to be. | Olanlar için üzülemezsin, bücür. Üzülmemelisin. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Please. I have to know. | Lütfen. Bilmeliyim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Am I the only one? | Sadece ben miyim? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You were a man once, too. Weren't you, Rumbo? | Sen de bir zamanlar insandın. Değil mi, Rumbo? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Remember that snapshot behind old Bert's counter? | Bert'in tezgahının arkasındaki resmi hatırlıyor musun? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
That was me. In another life. | O bendim. Başka bir hayatta. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Bert was my brother. | Bert, benim kardeşimdi. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Hm. I never really missed being a two legger. | İki bacaklı olmayı asla özlemedim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
But the sea... | Ama deniz... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Huh. I wish l could smell the sea again. | Denizi tekrardan koklamayı diliyordum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
All I know is you were the best friend I ever had. | Tüm bildiğim, sen sahip olduğum en iyi arkadaşımsın. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo, don't leave me. | Rumbo, beni bırakma. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Maybe we'll meet again, squirt. | Belki tekrar buluşuruz, bücür. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Next time around. | Gelecek sefer bu civarda. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Rumbo? | Rumbo? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(sobs) No. | Hayır. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
But my family was in danger. I had to go to them. | Ama ailem tehlikedeydi. Onlara gitmeliydim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
We're gonna be late. Wait up. | Geç kalacağız. Bekle. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(girl) Oh, sweet puppy. | Oh, Tatlı köpek. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Get down. Get away. Look at this! | Aşağı in. Uzaklaş. Şuna bak! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Mom, he's not gonna bite us. Get down! | Anne, bizi ısırmaz. Aşağı in! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Get away. | Uzaklaş. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
This dog is crazy. | Bu köpek delirmiş. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Get down! Get away from the car! | Aşağı in! Arabadan uzaklaş! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What is with this dog? Brian, shut your door. Shut it. Shut it. | Bu köpeğin nesi var? Brian, kapını kapat. Kapat. Kapat. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What's wrong with it? I've never seen a dog act like this. | Onun sorunu ne? Böyle davranan bir köpek görmemiştim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Mom, the windows are up. He can't do anything to us. | Anne, camlar kapalı. Bize bir şey yapamaz. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Let's go. We're going home. | Gidelim. Eve gidiyoruz. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
My god, it scared me. | Tanrım, beni korkuttu. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
It's the dog from school. No, no, Brian. Don't open the door. | Bu okuldaki köpek. Hayır, hayır, Brian. Kapıyı açma. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
My god. How did he get here? | Tanrım. Buraya nasıl gelmiş? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Uh, that's OK, Libby, thanks. | Sorun yok, Libby, sağol. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Mom, we have to feed him. He must have run all the way here. | Anne, onu beslemeliyiz. Buraya kadar koşmuş olmalı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Come away from the door. Come on. | Kapıdan uzaklaş. Hadi. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
He must be thirsty. Brian, we know nothing about that dog. | Susamış olmalı. Brian, bu köpeği bilmiyoruz. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Stubborn dog. | İnatçı köpek. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Brian, come and eat. l'm not hungry. | Brian, gel, yemeğini ye. Aç değilim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
There's a big juicy cheeseburger here with your name on it. | Üstünde ismin olan çekici, büyük bir çizburgerin var. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Come on and eat your supper. | Hadi, yemeğini ye. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
l don't think I can eat with that sad creature staring in at me. | Bu üzgün yaratık bana dik dik bakarken yiyebileceğimi sanmıyorum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
He probably hasn't eaten for days. | Muhtemelen günlerdir yemiyordur. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
He can stay for just one meal, then he's gone. Deal? | Bir öğünlük kalacak ve sonra gidecek. Anlaştık mı? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Ah! I told you, Mom. He's really nice. | Söylemiştim, anne. Oldukça hoş. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Good boy. (sneezes) | Uslu çocuk. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Bless you! I think he likes us. | Çok yaşa! Sanırım bizi sevdi. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Do you think anybody owns him? Well, let's see if he's got a tag here. | Sence sahibi var mıdır? İsimliği var mı bakalım. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Here it is. Oh, there's no address. lt just says "Fluke". | İşte burada. Adres yok. Sadece "Şanslı" yazıyor. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Hi, Fluke. | Selam, Şanslı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke. | Şanslı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Mom, I know we made a deal and I respect it. | Anne, biliyorum bir anlaşma yaptık ve buna saygım var. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
But can't we keep him... just for a little while? | Ama onu alamaz mıyız... sadece bir süreliğine? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Brian, why don't you get up off the floor? | Brian, neden yerden kalkmıyorsun? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Just until we find his owner? | Sadece sahibini bulana kadar? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You can't put him on the street now. I mean, he could be hit by a car. | Onu sokaklara salamazsın. Yani, ona bir araba çarpabilir. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You are just like your father. | Aynı baban gibisin. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
A con artist. | Üçkağıtçı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Your father used to brag he could sell ice cubes to the Eskimos. | Baban, Eskimolara buz küpleri satmakla övünürdü. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
He can stay on one condition. He has to have a bath right now. He's filthy. | Sadece bir şartla kalabilir. Hemen banyo yapmalı. Çok pis. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Energise. | Harekete geç. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke, have you seen Data? | Şanslı, Data'yı gördün mü? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
My dad used to do that. | Bunu babam yapardı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
OK, Fluke, this is your bed for the night. | Tamam, Şanslı, burada yatacaksın. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
See you later, Fluke. Come on, Brian. We're gonna be late. | Sonra görüşürüz, Şanslı. Hadi, Brian. Geç kalacağız. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
What's the matter, Fluke? Hm? | Sorun ne, Şanslı? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
You're a sweet boy. You're a very sweet dog. | Sen tatlı bir köpeksin. Çok tatlı bir köpek. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Playing with Brian, doing things that I never had time for when I was a man, | Brian ile oynamak, insanken vakit bulamadığım şeyleri yapmak... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
made me realise how precious every moment is. | ...her anın ne kadar önemli olduğunu fark etmemi sağladı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
This was where I belonged. | Burası ait olduğum yerdi. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Somehow, sooner or later, I'd find a way to tell them who I really was. | Bir şekilde, er ya da geç, gerçekte kim olduğumu... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke... | Şanslı... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Did you escape from a circus, or what? | Sen bir sirkten falan mı kaçtın? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Tom looked so silly in this hat. | Tom bu şapkayla çok komik görünürdü. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Ready, Brian? All right. Come on, Fluke! Let's go. | Hazır mısın, Brian? Pekala. Hadi, Şanslı! Gidelim. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
We're off to see the Wizard | Büyücüyü göremeyiz | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
The Wonderful Wizard of Oz | Mükemmel Oz Büyücüsü | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Because, because, because, because, because | Çünkü, çünkü, çünkü, çünkü, çünkü | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Because of the wonderful things he does | Çünkü o mükemmel şeyler yapar | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
We're... off to see the Wizard | Biz... Büyücüyü göremeyiz | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Because, because, because, because, because... | Çünkü, çünkü, çünkü, çünkü, çünkü... | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Audrey Hepburn) I love you. | Seni seviyorum. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
More than you know. | Bildiğinden daha çok. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Tom) She was even more beautiful than I remembered. | Hatırladığımdan bile daha güzel. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Audrey Hepburn) More than fields I have planted with my hands. | Ellerimle ektiğim tarlalardan fazla. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I love you more than morning prayers. Shh, Fluke. Stop whining. | Seni her şeyden çok seviyorum. Şanslı. İnlemeyi kes. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
I'm trying to watch the movie. It's OK, Fluke. | Filmi izlemeye çalışıyorum. Sorun yok, Şanslı. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(knock at door) Come in. The door's open. | İçeri gel. Kapı açık. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Hi, Jeff. Hi. | Selam, Jeff. Selam. | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
No, Fluke! No! Jeff! | Hayır, Şanslı! Hayır! Jeff! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
No. Fluke! | Hayır. Şanslı! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Fluke, no! What are you gonna do to him? | Şanslı, hayır! Ona ne yapacaksınız? | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
Please, don't hurt him! | Lütfen onu incitme! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |
(Jeff) Open the door! | Kapıyı aç! | Fluke-1 | 1995 | ![]() |