Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19487
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You're smuggling human organs? | İnsan organı kaçakçılığı mı yapıyorsun? İnsan organı kaçakçılığı mı yapıyorsun? İnsan organı kaçakçılığı mı yapıyorsun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're grown in a lab. The only way they can move 'em is in a person. Not sure why. | Laboratuvarda geliştirilmiş. Nakletmenin tek yolu insan içinde. Neden bilmiyorum. Laboratuvarda geliştirilmiş. Nakletmenin tek yolu insan içinde. Neden bilmiyorum. Laboratuvarda geliştirilmiş. Nakletmenin tek yolu insan içinde. Neden bilmiyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Because the technology's not ready. Blastomeres are unapproved... | Çünkü teknoloji daha hazır değil. Beden hücreleri benimsememiş... Çünkü teknoloji daha hazır değil. Beden hücreleri benimsememiş... Çünkü teknoloji daha hazır değil. Beden hücreleri benimsememiş... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
...likely unstable. | ...çünkü oturmuş değiller. ...çünkü oturmuş değiller. ...çünkü oturmuş değiller. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're not just a carrier. You're an incubator. | Sen sadece taşıyıcı değilsin, Kuvöz görevi görüyorsun. Sen sadece taşıyıcı değilsin, Kuvöz görevi görüyorsun. Sen sadece taşıyıcı değilsin, Kuvöz görevi görüyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I was supposed to be at the drop spot two weeks ago, a clinic in Ariel. | İki hafta evvel teslimat yerinde olmam gerekiyordu, Ariel'de bir klinik. İki hafta evvel teslimat yerinde olmam gerekiyordu, Ariel'de bir klinik. İki hafta evvel teslimat yerinde olmam gerekiyordu, Ariel'de bir klinik. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They were to open me up, take out the goods, and put my own organs back. | Beni açıp, malları çıkartıp, kendi organlarımı koyacaklardı. Beni açıp, malları çıkartıp, kendi organlarımı koyacaklardı. Beni açıp, malları çıkartıp, kendi organlarımı koyacaklardı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So what happened? Better offer. | Eee, ne oldu? Daha iyi bir teklif. Eee, ne oldu? Daha iyi bir teklif. Eee, ne oldu? Daha iyi bir teklif. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Another buyer was willing to go three times the going rate. | Başka bir alıcı piyasa fiyatının üç katını ödemeye hazırdı. Başka bir alıcı piyasa fiyatının üç katını ödemeye hazırdı. Başka bir alıcı piyasa fiyatının üç katını ödemeye hazırdı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's enough so I could get my folks off that rock they've been | Ailemi yaşamak zorunda oldukları o kayadan kurtarıp... Ailemi yaşamak zorunda oldukları o kayadan kurtarıp... Ailemi yaşamak zorunda oldukları o kayadan kurtarıp... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
forced to live on set them up someplace better, someplace warm. | ...daha iyi, daha sıcak bir yere taşınmalarına yetiyordu. ...daha iyi, daha sıcak bir yere taşınmalarına yetiyordu. ...daha iyi, daha sıcak bir yere taşınmalarına yetiyordu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's real nice. | Çok hoş. Çok hoş. Çok hoş. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But your better offer went south? | Ama iyi teklif kötüye gitti? Ama iyi teklif kötüye gitti? Ama iyi teklif kötüye gitti? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah. I got myself in a little bit of a pickle, Sarge. | Evet. Biraz zor bir duruma soktum kendimi Çavuş. Evet. Biraz zor bir duruma soktum kendimi Çavuş. Evet. Biraz zor bir duruma soktum kendimi Çavuş. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The folks I was working for must've got wind of what I had planned. | Adına çalıştığım adamlar, ne planladığımı duymuş olmalı. Adına çalıştığım adamlar, ne planladığımı duymuş olmalı. Adına çalıştığım adamlar, ne planladığımı duymuş olmalı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I... showed up. My new buyer was dead... | Teslimat yerine gittim. Yeni alıcı ölmüş... Teslimat yerine gittim. Yeni alıcı ölmüş... Teslimat yerine gittim. Yeni alıcı ölmüş... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and there were some men waiting for me. | ...ve beni bekleyen adamlar vardı. ...ve beni bekleyen adamlar vardı. ...ve beni bekleyen adamlar vardı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But you got away. Only just. | Ama kurtuldun. Zor bela. Ama kurtuldun. Zor bela. Ama kurtuldun. Zor bela. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I knew they'd never stop looking for me so long as I was alive. | Hayatta olduğum müddetçe beni aramaktan vazgeçmeyeceklerini biliyordum. Hayatta olduğum müddetçe beni aramaktan vazgeçmeyeceklerini biliyordum. Hayatta olduğum müddetçe beni aramaktan vazgeçmeyeceklerini biliyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Thought my chances would be better if I weren't. So you died, | Eğer olmazsam, şansım daha artar dedim. Böylece öldün... Eğer olmazsam, şansım daha artar dedim. Böylece öldün... Eğer olmazsam, şansım daha artar dedim. Böylece öldün... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and figured they'd stop looking for you. | ...ve artık seni aramayı bırakırlar dedin. ...ve artık seni aramayı bırakırlar dedin. ...ve artık seni aramayı bırakırlar dedin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yepper. | Evet. Evet. Evet. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I think maybe you figured wrong. | Bence yanlış düşünmüş olabilirsin. Bence yanlış düşünmüş olabilirsin. Bence yanlış düşünmüş olabilirsin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I think they're about done being stalled to... | Sanırım oyalanmayı bıraktılar... Sanırım oyalanmayı bıraktılar... Sanırım oyalanmayı bıraktılar... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Mal, your dead army buddy's on the bridge. He ain't dead. | Mal, ölmüş asker arkadaşın köprüde. Ölmemiş. Mal, ölmüş asker arkadaşın köprüde. Ölmemiş. Mal, ölmüş asker arkadaşın köprüde. Ölmemiş. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
How far are we to St. Albans? Five minutes from atmo. | St. Albans'a ne kadar kaldı? Atmosfere girmeye 5 dakika. St. Albans'a ne kadar kaldı? Atmosfere girmeye 5 dakika. St. Albans'a ne kadar kaldı? Atmosfere girmeye 5 dakika. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Bring up the terrain specs. Kaylee, get him outta here and strap in. | Arazi özelliklerini ekrana ver. Kaylee, Tracey'yi götür ve bağlan. Arazi özelliklerini ekrana ver. Kaylee, Tracey'yi götür ve bağlan. Arazi özelliklerini ekrana ver. Kaylee, Tracey'yi götür ve bağlan. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This is Captain Reynolds. Reynolds... | Kaptan Reynolds konuşuyor. Reynolds... Kaptan Reynolds konuşuyor. Reynolds... Kaptan Reynolds konuşuyor. Reynolds... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm a dangerous minded man on a ship loaded with hurt. | Füzeler yüklü bir gemide riskli işler yapan bir adamım. Füzeler yüklü bir gemide riskli işler yapan bir adamım. Füzeler yüklü bir gemide riskli işler yapan bir adamım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Now, why you got me chatting with your peons? | Neden piyonlarınla beni sohbet ettirtiyorsun? Neden piyonlarınla beni sohbet ettirtiyorsun? Neden piyonlarınla beni sohbet ettirtiyorsun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Tracey, you go on down below. We'll handle this. | Tracey, sen aşağıya git. Biz hallederiz. Tracey, sen aşağıya git. Biz hallederiz. Tracey, sen aşağıya git. Biz hallederiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, we're just seeing to some technical difficulties, Officer. | Bazı teknik aksaklıklarla ilgileniyorduk, Memur Bey. Bazı teknik aksaklıklarla ilgileniyorduk, Memur Bey. Bazı teknik aksaklıklarla ilgileniyorduk, Memur Bey. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Not interested, Captain. I stepped over a lot of | İlgilenmiyorum Kaptan. Elindekine ulaşmak için çok ceset çiğnedim. İlgilenmiyorum Kaptan. Elindekine ulaşmak için çok ceset çiğnedim. İlgilenmiyorum Kaptan. Elindekine ulaşmak için çok ceset çiğnedim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You play this right, and yours won't have to be among them. | Kartlarını doğru oynarsan, seninki de içlerinde olmaz. Kartlarını doğru oynarsan, seninki de içlerinde olmaz. Kartlarını doğru oynarsan, seninki de içlerinde olmaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sarge... The captain ordered you off the bridge! | Çavuş... Kaptan köprüden gitmeni emretti! Çavuş... Kaptan köprüden gitmeni emretti! Çavuş... Kaptan köprüden gitmeni emretti! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Come on. | Gel. Gel. Gel. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We'd love to let you dock, but that last bop | Kenetlenmenizi çok isteriz ama son attığınız füze bağlantıları bozdu... Kenetlenmenizi çok isteriz ama son attığınız füze bağlantıları bozdu... Kenetlenmenizi çok isteriz ama son attığınız füze bağlantıları bozdu... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
so we're gonna have to park it if you want the tour. | ...içeri gelip gezmek istiyorsanız, park etmemiz gerekiyor. ...içeri gelip gezmek istiyorsanız, park etmemiz gerekiyor. ...içeri gelip gezmek istiyorsanız, park etmemiz gerekiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
All right, Captain. We can do this on the ground just as easy. | Peki Kaptan. Bunu yerde de yapabiliriz. Hiç fark etmez. Peki Kaptan. Bunu yerde de yapabiliriz. Hiç fark etmez. Peki Kaptan. Bunu yerde de yapabiliriz. Hiç fark etmez. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah. Easy. There. | Kolay ha. Şurası. Kolay ha. Şurası. Kolay ha. Şurası. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Think you can do it? Watch me. | İnebilir misin? İzle de gör. İnebilir misin? İzle de gör. İnebilir misin? İzle de gör. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Attention crew. This is the captain. | Tüm mürettebatın dikkatine. Kaptanınız konuşuyor. Tüm mürettebatın dikkatine. Kaptanınız konuşuyor. Tüm mürettebatın dikkatine. Kaptanınız konuşuyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sit down and hang on to something. | Oturun ve bir şeye tutunun. Oturun ve bir şeye tutunun. Oturun ve bir şeye tutunun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So I... I can let go of you now? Oh, you can. Yeah. | Yani, seni artık bırakabilirim. Bırakabilirsin. Evet. Yani, seni artık bırakabilirim. Bırakabilirsin. Evet. Yani, seni artık bırakabilirim. Bırakabilirsin. Evet. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
All this hard banking. | Aşağıya doğru hızla inerken... Aşağıya doğru hızla inerken... Aşağıya doğru hızla inerken... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
When the gravity drive and actual gravity start working | ...ve yerçekimi sürücüsü ile gerçek yerçekimi... ...ve yerçekimi sürücüsü ile gerçek yerçekimi... ...ve yerçekimi sürücüsü ile gerçek yerçekimi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
against each other, it tosses the lunch about a bit. | ...aynı anda çalıştığında insanı sağa, sola savuruyor. ...aynı anda çalıştığında insanı sağa, sola savuruyor. ...aynı anda çalıştığında insanı sağa, sola savuruyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Your pilot's pretty wild. He can thread a needle with this bird. He's the best. | Pilotunuz hayli çılgın. Bu kuşu iğne deliğinden geçirir. Ondan iyisi yoktur. Pilotunuz hayli çılgın. Bu kuşu iğne deliğinden geçirir. Ondan iyisi yoktur. Pilotunuz hayli çılgın. Bu kuşu iğne deliğinden geçirir. Ondan iyisi yoktur. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's good to know. | İyi ki söyledin. İyi ki söyledin. İyi ki söyledin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So are you and he... | Senle o... Senle o... Senle o... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sweeties? Oh, hell no! | Sevgili mi? Tabii ki hayır! Sevgili mi? Tabii ki hayır! Sevgili mi? Tabii ki hayır! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
He's married to Zoe. Zoe got married? | Zoe ile evli. Zoe evlendi mi? Zoe ile evli. Zoe evlendi mi? Zoe ile evli. Zoe evlendi mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah, next you'll be telling me she smiles and has emotions. | Şimdi de bana gülümsediğini ve hisleri olduğunu söyleyeceksin. Şimdi de bana gülümsediğini ve hisleri olduğunu söyleyeceksin. Şimdi de bana gülümsediğini ve hisleri olduğunu söyleyeceksin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She must have been such a stone cold, ruthless killer during the war. | Savaş zamanı zalim, acımasız bir savaşçıydı herhalde. Savaş zamanı zalim, acımasız bir savaşçıydı herhalde. Savaş zamanı zalim, acımasız bir savaşçıydı herhalde. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I think the Sarge was even a little bit afraid of her. | Bence çavuş bile biraz ondan korkuyordu. Ve şimdi evlenmiş. Bence çavuş bile biraz ondan korkuyordu. Ve şimdi evlenmiş. Bence çavuş bile biraz ondan korkuyordu. Ve şimdi evlenmiş. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, that's good... People making a life for each other. | Çok güzel... insanların bir hayat kurması. Çok güzel... insanların bir hayat kurması. Çok güzel... insanların bir hayat kurması. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Had enough of this goose run. | Bu kovalamaca yeterince uzadı. Bu kovalamaca yeterince uzadı. Bu kovalamaca yeterince uzadı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't need no tour of this ice cube. Now let's park it. | Bu buz kutusunu daha fazla gezmeye gerek yok. Park edelim. Bu buz kutusunu daha fazla gezmeye gerek yok. Park edelim. Bu buz kutusunu daha fazla gezmeye gerek yok. Park edelim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just looking for a good spot, Officer. | Park etmek için iyi bir arıyoruz, Memur Bey. Park etmek için iyi bir arıyoruz, Memur Bey. Park etmek için iyi bir arıyoruz, Memur Bey. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What is it? It's a little strange. | Ne oldu? Biraz tuhaf. Ne oldu? Biraz tuhaf. Ne oldu? Biraz tuhaf. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There's a fed station right here, but our friends | Federallerin merkezi var şurada ama dostlarımız... Federallerin merkezi var şurada ama dostlarımız... Federallerin merkezi var şurada ama dostlarımız... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
haven't made a transmission since they broke atmo. | ...atmosfere girdiğimizden beri irtibat kurmadı. ...atmosfere girdiğimizden beri irtibat kurmadı. ...atmosfere girdiğimizden beri irtibat kurmadı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So what about you? Oh, you know, mostly just m... | Ya sen? Bilirsin, çoğunlukla... Ya sen? Bilirsin, çoğunlukla... Ya sen? Bilirsin, çoğunlukla... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Stuff like this. Always finding myself in one scrape or another. Yeah. | ...böyle şeyler. Daima başımı belaya sokarım. Evet. ...böyle şeyler. Daima başımı belaya sokarım. Evet. ...böyle şeyler. Daima başımı belaya sokarım. Evet. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sorry to drag y'all into this. | Sizi de sürüklediğim için kusura bakma. Sizi de sürüklediğim için kusura bakma. Sizi de sürüklediğim için kusura bakma. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Danger is pretty much our business. | Tehlike işimiz sayılır. Tehlike işimiz sayılır. Tehlike işimiz sayılır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Still, if you got put in a bad spot at all, Kaylee, I... | Yine de, zor durumda kalırsan Kaylee... Yine de, zor durumda kalırsan Kaylee... Yine de, zor durumda kalırsan Kaylee... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'd be real unhappy. | ...çok üzülürüm. ...çok üzülürüm. ...çok üzülürüm. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Get ready for hard burn! | Son sürat gitmeye hazır olun! Son sürat gitmeye hazır olun! Son sürat gitmeye hazır olun! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They'd be crazy to follow us in here. | Burada bizi izlemeleri delilik olur. Burada bizi izlemeleri delilik olur. Burada bizi izlemeleri delilik olur. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're not behind us anymore! | Artık peşimizde değiller. Artık peşimizde değiller. Artık peşimizde değiller. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I didn't think of that. | Bunu düşünmemiştim. Bunu düşünmemiştim. Bunu düşünmemiştim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This kind of flying really wakes up a guy. Awake helps. | Böyle uçmak adamı diriltiyor. Evet. Böyle uçmak adamı diriltiyor. Evet. Böyle uçmak adamı diriltiyor. Evet. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There. | Oldu. Şimdi... Oldu. Şimdi... Oldu. Şimdi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I shut down the main power. They might not read our auxiliary under all this. | ...ana güç kaynağını kapatırsam, bunun altında yedek kaynağı saptayamayabilirler. ...ana güç kaynağını kapatırsam, bunun altında yedek kaynağı saptayamayabilirler. ...ana güç kaynağını kapatırsam, bunun altında yedek kaynağı saptayamayabilirler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What if they come down, try to get a visual? Mal, she's not a small ship. | Ya aşağıya gelip, yerimizi saptamaya çalışırlarsa? Mal, gemi küçük değil. Ya aşağıya gelip, yerimizi saptamaya çalışırlarsa? Mal, gemi küçük değil. Ya aşağıya gelip, yerimizi saptamaya çalışırlarsa? Mal, gemi küçük değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're not moving. Why aren't we moving? | Hareket etmiyoruz. Neden hareket etmiyoruz? Hareket etmiyoruz. Neden hareket etmiyoruz? Hareket etmiyoruz. Neden hareket etmiyoruz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Probably part of some genius plan to give the feds the slip. | Federallerin elinden sıyrılma planının bir parçası muhtemelen. Federallerin elinden sıyrılma planının bir parçası muhtemelen. Federallerin elinden sıyrılma planının bir parçası muhtemelen. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah. Probably. | Evet. Herhalde. Evet. Herhalde. Evet. Herhalde. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What was that? | Bu neydi? Bu neydi? Bu neydi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sounds like full yield mag drops. | Manyetik bomba gibi geldi. Manyetik bomba gibi geldi. Manyetik bomba gibi geldi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I think they picked up a little triangulation in cop school. | Polis akademisinde üçgenlere bölerek saldırmayı öğrenmişler galiba. Polis akademisinde üçgenlere bölerek saldırmayı öğrenmişler galiba. Polis akademisinde üçgenlere bölerek saldırmayı öğrenmişler galiba. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
1001, 1002... | 1001, 1002... 1001, 1002... 1001, 1002... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
River? I'm counting between the lightning and | River? Fırtına geliyor mu yoksa gidiyor mu anlamak için... River? Fırtına geliyor mu yoksa gidiyor mu anlamak için... River? Fırtına geliyor mu yoksa gidiyor mu anlamak için... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
the thunder to see if the storm's coming or going. | ...şimşekle gök gürültüsü arasındaki süreyi sayıyorum. ...şimşekle gök gürültüsü arasındaki süreyi sayıyorum. ...şimşekle gök gürültüsü arasındaki süreyi sayıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
1005... | 1005. 1005. 1005. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Options? Well, we're only as good as long as the roof holds out. | Seçeneklerimiz? Tavan yıkılmadığı müddetçe iyi durumdayız. Seçeneklerimiz? Tavan yıkılmadığı müddetçe iyi durumdayız. Seçeneklerimiz? Tavan yıkılmadığı müddetçe iyi durumdayız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Direct hit above us, ship's electrics will be fried. | Tam tepemizden vururlarsa, geminin elektrik sistemi yanar. Tam tepemizden vururlarsa, geminin elektrik sistemi yanar. Tam tepemizden vururlarsa, geminin elektrik sistemi yanar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We'll have to climb out. Yeah, or get dug out. | Çıkmak zorunda kalırız. Ya evet, ya da kazıp çıkartılar. Çıkmak zorunda kalırız. Ya evet, ya da kazıp çıkartılar. Çıkmak zorunda kalırız. Ya evet, ya da kazıp çıkartılar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're getting closer. | Giderek yaklaşıyorlar. Giderek yaklaşıyorlar. Giderek yaklaşıyorlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Captain, there is another way. | Kaptan, bir yol daha var. Kaptan, bir yol daha var. Kaptan, bir yol daha var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Captain said to stay put? | Kaptan burada kalmanı söyledi. Kaptan burada kalmanı söyledi. Kaptan burada kalmanı söyledi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I just wanna see what's happening. | Neler olduğuna bakacağım sadece. Neler olduğuna bakacağım sadece. Neler olduğuna bakacağım sadece. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're cornered, outgunned and it's only a matter | Köşeye sıkıştık, silahlarımız yetersiz... Köşeye sıkıştık, silahlarımız yetersiz... Köşeye sıkıştık, silahlarımız yetersiz... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
of time before they find us, what's left of us. | ...ve bizi bulmaları an meselesi. Bizden geriye kalanları. ...ve bizi bulmaları an meselesi. Bizden geriye kalanları. ...ve bizi bulmaları an meselesi. Bizden geriye kalanları. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Let's not wait for that to happen. What are you saying, Preacher? | Bunun olmasını beklemeyelim. Ne diyorsun Rahip? Bunun olmasını beklemeyelim. Ne diyorsun Rahip? Bunun olmasını beklemeyelim. Ne diyorsun Rahip? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm saying we make good on what we said we were gonna do. | Verdiğimiz sözü tutalım diyorum. Verdiğimiz sözü tutalım diyorum. Verdiğimiz sözü tutalım diyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Let's call them, fly out of this canyon, let 'em board. | Onları arayalım, bu vadiden çıkalım. Gemiye gelmelerine izin verelim. Onları arayalım, bu vadiden çıkalım. Gemiye gelmelerine izin verelim. Onları arayalım, bu vadiden çıkalım. Gemiye gelmelerine izin verelim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Give ourselves up. It's our only choice. | Teslim olalım. Tek şansımız. Teslim olalım. Tek şansımız. Teslim olalım. Tek şansımız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We let these men board, we're taking an awful chance. | Gemiye gelmelerine izin verirsek, büyük riske gireriz. Gemiye gelmelerine izin verirsek, büyük riske gireriz. Gemiye gelmelerine izin verirsek, büyük riske gireriz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |