Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19275
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| No, it's not a Walkman, it's an iPod, sir. | Hayır, bu Walkman değil, bu bir iPod, efendim. | Fighting-1 | 2009 |  |
| Move all this shit, man. Move all this shit. | Toz ol, adamım. Toz ol. | Fighting-1 | 2009 | |
| Excuse me, can I have my money back? | Pardon, paramı geri alabilir miyim? | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, hey! What are you doing? | Hey, hey! Ne yapıyorsun sen? | Fighting-1 | 2009 | |
| Get off me! Get off me! | Çekilin üstümden! Çekilin üstümden! | Fighting-1 | 2009 | |
| I'm sorry! I'm sorry! | Üzgünüm! Kusura bakmayın! | Fighting-1 | 2009 | |
| Drop this, man! | Bırak şunu, adamım! | Fighting-1 | 2009 | |
| Get off me, I said! | Üstümden çekil dedim sana! | Fighting-1 | 2009 | |
| Don't run, bitch! | Kaçayım deme, fahişe! | Fighting-1 | 2009 | |
| Watch yourself! | Önüne baksana! | Fighting-1 | 2009 | |
| Get off me, man! | Çekil üstümden, adamım! | Fighting-1 | 2009 | |
| Look, I'm sorry. I'm not trying anything. | Bak, özür dilerim. Bir şey yapmaya çalışmıyorum. | Fighting-1 | 2009 | |
| Grab that. Grab that. Grab that. | Al şunu. Al şunu. Al şunu. | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, hey, hey. Come here. Come here. | Hey, hey, hey. Gel buraya. Gel buraya. | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, what are you doing? Just watch yourself. | Hey, ne yapıyorsun? Sadece önüne bak. | Fighting-1 | 2009 | |
| Give me back my money! | Paramı geri ver! | Fighting-1 | 2009 | |
| Somebody ought to call the cops on you. | Birileri senin için polis çağırsa iyi olur. | Fighting-1 | 2009 | |
| Walk this way, walk. | Buradan yürü, buradan. | Fighting-1 | 2009 | |
| Pay your fare! | Ücretinizi ödeyin! | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, Mr. Sou. | Selam, Bay Sou. | Fighting-1 | 2009 | |
| How you doing, Mr. Sou? | Nasılsınız, Bay Sou? | Fighting-1 | 2009 | |
| Good? You know that Radio Music Hall up there? | İyi misiniz? Şuradaki Radyo Müzikholünü biliyor musunuz? | Fighting-1 | 2009 | |
| Man, I'll tell you, they tried to kill me up there, man. | Bak ne diyeceğim, beni orada öldürmeye çalıştılar, adamım. | Fighting-1 | 2009 | |
| I bought some stuff from downtown. | Şehir merkezinden bir şeyler aldım. | Fighting-1 | 2009 | |
| It was a fake book. I don't even know how you do a fake book. | Sahte bir kitaptı. Sahte bir kitap nasıl yapılır bilmiyorum bile. | Fighting-1 | 2009 | |
| I'm gonna get some umbrellas from you, is that okay? | Senden birkaç şemsiye alacağım, tamam mı? | Fighting-1 | 2009 | |
| Can I get some umbrellas from you? Yeah? | Senden birkaç şemsiye alabilir miyim? Olur mu? | Fighting-1 | 2009 | |
| You said $100 last time, right? | Geçen sefer 100 dolar demiştin, doğru mu? | Fighting-1 | 2009 | |
| I got in a fight, lost all my money. This is all I got left. | Dövüşe karıştım, tüm paramı kaybettim. Geriye kalan sadece bu. | Fighting-1 | 2009 | |
| That's $100 right there. I got one $20 left, all right? | Burada tam 100 dolar var. 20 dolar bana kaldı, tamam mı? | Fighting-1 | 2009 | |
| Man, I had my stuff at Radio City Music Hall. | Dostum, bütün mallarım Radyo Şehir Müzikholünde kaldı. | Fighting-1 | 2009 | |
| I ain't gonna go down there no more, though. | Yine de oraya gitmeyeceğim artık. | Fighting-1 | 2009 | |
| They're a bunch of crooks down there. I'll see you later, Mr. Sou. | Bir grup sahtekar var orada. Sonra görüşürüz, Bay Sou. | Fighting-1 | 2009 | |
| It's that kid from before, Harvey. He's coming in here. | Önceki çocuk mu bu, Harvey. Buraya geliyor. | Fighting-1 | 2009 | |
| Come on, look, I want my money back, okay? | Bak, paramı geri istiyorum, tamam mı? | Fighting-1 | 2009 | |
| What money are you talking about? | Hangi paradan bahsediyorsun sen? | Fighting-1 | 2009 | |
| You know what I'm talking about. Look, I don't mean no... | Hangi paradan bahsettiğimi biliyorsun. Bak, yanlış anlama... | Fighting-1 | 2009 | |
| Come on. He took it. | Yapma. O aldı. | Fighting-1 | 2009 | |
| No, he did not... Okay, I want it back right now. | Hayır, o almadı... Pekala, derhal geri istiyorum. | Fighting-1 | 2009 | |
| He took your money? Okay. Same shirt and everything. | Paranı mı aldı? Pekala. Tişört ve her şey aynı. | Fighting-1 | 2009 | |
| This is Z and as you can tell, | Bu Z ve söylediğiniz gibi, | Fighting-1 | 2009 | |
| he's a little retarded sometimes, okay? | bazen aptallaşabiliyor, tamam mı? | Fighting-1 | 2009 | |
| Harvey. Look, listen. | Harvey. Bak, dinle. | Fighting-1 | 2009 | |
| How much are we talking about here? Don't give him shit. | Ne kadar paradan söz ediyoruz? Umursama şunu. | Fighting-1 | 2009 | |
| No, no, listen. I've got this. How much... | Hayır, hayır, dinle. Ben hallederim. Ne kadar... | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, that's not nice. That's not nice. | Hey, bu hiç hoş değil. Hiç hoş değil. | Fighting-1 | 2009 | |
| Here, thank you very much. | İşte, çok sağ ol. 1 | Fighting-1 | 2009 | |
| I should call the police on you, you know? You should. | Polisi aramalıyım, biliyor musun? Aramalısın. | Fighting-1 | 2009 | |
| That's exactly what you should do. I'll wait here for you if you want. 1 | Yapman gereken tam da bu. İstersen burada bekleyebilirim. | Fighting-1 | 2009 | |
| You know, you shouldn't be robbing people, you know that? | İnsanları dolandırmamalısın, biliyor musun? | Fighting-1 | 2009 | |
| And especially ones that can come and find you. | Özellikle de gelip seni bulan kişileri. | Fighting-1 | 2009 | |
| Why don't you sit down and talk to me for a second? | Neden oturup biraz konuşmuyoruz? | Fighting-1 | 2009 | |
| I just want to have a conversation with you. | Sadece seninle sohbet etmek istiyorum | Fighting-1 | 2009 | |
| I was talking about you earlier. | Daha önce senden bahsediyordum. | Fighting-1 | 2009 | |
| Look, try some of these bread things, they're terrible. | Bak, şu para işlerini bir dene, müthiştir. | Fighting-1 | 2009 | |
| You're going to go after this kid? | Bu çocuğun peşinden mi gideceksin? | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, wait up a second. Where you going? | Hey, beklesene bir saniye. Nereye gidiyorsun? | Fighting-1 | 2009 | |
| You know, that was some show you put on out there today. | Bugün orada bir gösteri sundun. | Fighting-1 | 2009 | |
| In the streets, you know, the fisticuff thing. | Sokaklarda, yumruk olayları falan. | Fighting-1 | 2009 | |
| Can I ask you one question, though? | Sana bir soru sorabilir miyim? | Fighting-1 | 2009 | |
| I'd much rather you just stop following me. | Beni takip etmekten vazgeçmeni tercih ederim. | Fighting-1 | 2009 | |
| I'm not following you, I'm walking down the street. | Seni takip etmiyorum, caddede yürüyorum. | Fighting-1 | 2009 | |
| But look, if you want to make money... | Fakat bak, eğer para kazanmak istiyorsan... | Fighting-1 | 2009 | |
| There ain't no friends here. | Buralarda arkadaşın yok. | Fighting-1 | 2009 | |
| Think sitting behind a desk, sucking ass all day, is making money. | Masanın arkasında oturup bütün gün kıç yalamayı para kazanmak sanıyorlar. | Fighting-1 | 2009 | |
| Look, I'm Harvey Boarden, all right? | Bak, ben Harvey Boarden, tamam mı? | Fighting-1 | 2009 | |
| Let me introduce myself, I'm Harvey Boarden. | Kendimi tanıtmama izin ver, ben Harvey Boarden. | Fighting-1 | 2009 | |
| Shawn MacArthur. | Shawn MacArthur. | Fighting-1 | 2009 | |
| Good to meet you. You like to fight? | Tanıştığımıza memnun oldum. Dövüşmeyi sever misin? | Fighting-1 | 2009 | |
| If I have to. | Mecbursam, evet. | Fighting-1 | 2009 | |
| I can make you $5,000. | Sana 5,000 dolar kazandırabilirim. | Fighting-1 | 2009 | |
| Got you interested, huh? | İlgini çekti, ha? | Fighting-1 | 2009 | |
| You see that store right there? | Şuradaki mağazayı görüyor musun? | Fighting-1 | 2009 | |
| You ever wonder how little places like that stay in business? | Bu kadar küçük yerler nasıl iş dünyasında tutunur diye merak ediyor musun? | Fighting-1 | 2009 | |
| BMW parked in front of it. People dressed nicely. | Önünde BMW park etmiş. İnsanlar güzel giyimli. | Fighting-1 | 2009 | |
| They like people that like to fight. | Dövüşmeyi seven insanları severler. | Fighting-1 | 2009 | |
| You want to make some money at it? | Bu işte para kazanmak ister misin? | Fighting-1 | 2009 | |
| You don't want to make no money, you don't have to go. | Para kazanmak istemiyorsan, gelmek zorunda değilsin. | Fighting-1 | 2009 | |
| You can go on with your life. | Hayatına devam edebilirsin. | Fighting-1 | 2009 | |
| I can make $5,000 with you on one fight alone. | Sana yalnızca bir dövüşten 5,000 dolar kazandırabilirim. | Fighting-1 | 2009 | |
| You can stay there and go home if you like | Orada durup eve gidebilirsin istersen | Fighting-1 | 2009 | |
| or you can come and get $5,000. | ya da gelir 5,000 dolar kazanırsın. | Fighting-1 | 2009 | |
| Wait, hey. | Bekle, hey. | Fighting-1 | 2009 | |
| You ain't got no place to go, go where you're going. | Gidecek yerin bile yok, git nereye gidiyorsan. | Fighting-1 | 2009 | |
| You better give me $5,000 if I walk across the street. | Karşıya geçersem bana 5,000 dolar versen iyi olur. | Fighting-1 | 2009 | |
| Come on, break out one of them umbrellas. | Yapma, şemsiyelerden bir tanesini feda et. | Fighting-1 | 2009 | |
| It ain't raining. | Yağmur yağmıyor. | Fighting-1 | 2009 | |
| You know these guys, you ever seen these guys before? | Bu beyleri tanıyor musun, onları daha önce gördün mü? | Fighting-1 | 2009 | |
| I'm like an agent for them, I get them talent and stuff. | Onlar için bir ajan gibiyim, onları yetenekli ve varlıklı hale getirdim. | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, Christopher, Jack. | Selam, Christopher, Jack. | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, Harvey. | Selam, Harvey. | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, Claudette, Martinez. | Selam, Claudette, Martinez. | Fighting-1 | 2009 | |
| Chinese guy named Martinez. | Çinli adamın ismi Martinez. | Fighting-1 | 2009 | |
| Go figure. | Açıklanamaz bir durum. | Fighting-1 | 2009 | |
| That guy was Chinese? | Bu adam Çinli mi? | Fighting-1 | 2009 | |
| Yeah, his mother or something. | Evet, annesi falan. | Fighting-1 | 2009 | |
| But those guys, they run every bet place in this whole city. | Fakat, şu beyler şehirdeki tüm bahis yerlerinde yarışırlar. | Fighting-1 | 2009 | |
| And that's what matters 'cause that's how you get paid. | Ve önemli olan da bu, çünkü bu şekilde para kazanırsın. | Fighting-1 | 2009 | |
| Hey, Mr. Wilson. Mr. Wilson. Mr. Wilson. | Hey, Bay Wilson. Bay Wilson. Bay Wilson. | Fighting-1 | 2009 | |
| Harvey, I have to thank you so much for those Billy Joel tickets. | Harvey, Şu Billy Joel biletleri için çok teşekkür ederim. | Fighting-1 | 2009 | |
