Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18615
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Would I care to comment? | Cevap hakkını kullanacak mısın dedi. Kesinlikle kullanacağım dedim. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
She's asked me on the show day after tomorrow. | Beni yarınki programına davet etti. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
No. You are not going on TV, Joe. | Hayır, televizyona falan çıkmayacaksın Joe. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
those unnamed analysts who said they were pressured by the White House for example, | ...isimsiz analistlere açılan, onları ailelerinin soyadlarını kullanmalarından... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I had no plan for this day. | Tamamiyle hazırlıksız yakalandım. Ne zaman katıldın? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
85 straight out of college. | 85'te. Üniversiteden mezun olur olmaz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Wow... that's? 18 years. | Vay be, bayağı 18 yıl. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
So, did they find you? Or | Onlar mı seni buldu yoksa Hayır, ben onlara gittim. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
And, did Joe know? Yes. | Peki Joe biliyor muydu? Evet. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
So... do you want to go shopping? | Alışverişe gidelim mi? Ya da sinemaya falan? Anna... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
His wife, his children are missing. | Karısı ve çocukları da kayıp. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
My uncle in Mansour. He said they were targeting them. | Mansur’daki amcam onların hedef alındığını söyledi. Öldürüyorlarmış. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Who? | Kimi? Hammad'ın iş arkadaşlarını. Dr. Habbuck sokak ortasında kurşunlanmış. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Dr Falli was murdered in his hallway. | Dr. Falli kendi evinde öldürülmüş. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Listen Zahara... | Bak Zahara... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I don’t need to know anything. Just tell me he’s safe.. | Yalvarırım. Başka bir şeye gerek yok, güvende olduğunu bileyim yeter. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
sought to destroy the career of a public servant to punish me for speaking the truth. | ...memuriyet kariyerimle oynayan tepedeki kişileri açığa çıkartması gerek. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I don’t know what you’re talking about. | Neden bahsettiğini anlamıyorum. Bana maval okuma. Başka kim öldü? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
We passed your case files to liason. | Senin dosyaları İrtibat Ofisi'ne gönderdik. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Mossad were already on the same page. | MOSSAD da aynı şeyi istiyormuş. İşgalden beri bu adamların peşindelermiş. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Valerie. It's not your problem ... | Valerie, bu senin sorunun değil ki. Gözüne nasıl uyku giriyor | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I sleep just fine. | Gayet rahat uyuyorum. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
it's of keen interest to me to see whether or not we can get Karl Rove frog marched out of White House in handcuffs. | ...Karl Rove'un elleri kelepçeli şekilde Beyaz Saray'dan... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
And believe me when I use that name, I measure my words. | Ve inanın bana ben bir isim söylüyorsam ölçüp biçtikten sonra söylüyorumdur. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
But I know when I tell her about how much support there was here today, she’ll be thrilled and humbled. | Fakat buradaki destekten bahsettiğimde çok şaşıracak ve saygı duyacaktır. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
They want me to comment on the investigation. | Soruşturma hakkında söyleşi yapacaklar. Joe, dur biraz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I went to the agency and I requested security to protect my family. | Teşkilata gidip ailemin korunması için güvenlik talebinde bulundum. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
It reminds me of Paris. | Sanki bana Paris. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
They want to do a piece. | Röportaj yapmak istiyorlar. Tam tekmil, fotoğraflı falan. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
tell the whole story. | Tüm hikâyeyi yazacaklar. Ne diyorsun? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
To tell our side of the story. | Olayı bizim açımızdan anlatmak için. Yani... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
A dozen, maybe fifty TV appearances, we have to do that. | Onlarca belki 50 tane kanala çıkacak. Bunu yapmamız gerek. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
They are killing us. | FOX'ta, internette bizi yerle bir ediyorlar. Dibe batıyoruz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I mean where does all this stop. | Nereye kadar gidecek bu? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Our address is on the internet. | Olayı bizim açımızdan anlatmak için. Yani... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Andy Karl told the Financial Times that they’re rolling the earth movers over Joe Wilson. Quote. | Andy Karl, Financial Times'a "Joe Wilson'ın üstüne buldozerlerle geliyorlar." dedi. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Not without one hell of a fight. | Sağlam mücadele etmeden. Beyaz Saray diyoruz Joe. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
You seriously think you can pick a fight with the White House and win. | Beyaz Saray'la mücadele edip kazanabileceğini mi sanıyorsun? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Does that make me right? | ...haklı olan ben mi olurum? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Findings of the Select Committee on Intelligence. All five hundred pages and eleven pages of it. | Seçilmiş İstihbarat Komitesi'nin 511 sayfalık raporu. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Check out page 39. | 39'a bak. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
It includes a memorandum written by Valerie Plame which says quote | Ayrıca Valerie Plame'in ağzından bir beyan da var: | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
"my husband has good relations with both the prime minister and the former Minister of Mines, | "Kocamın, bu tip bir olaya ışık tutabilecek Hükümet Başkanı ve... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
both of whom could possibly shed light on this sort of activity." | ...Maden Bakanı ile iyi ilişkileri var." | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
This is exactly what i've been denying.. | Sürekli inkâr ettiğim şey buydu. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I didn’t have that power. | Öyle bir yetkim bile yoktu. E posta göndermişsin. SSCI onu bulmuş. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
You have to defend us. Now. | Bizim için savunma yapmalısın. Derhal. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I’m looking in empty rooms.. Under the beds every time I come home. | Eve her geldiğimde bütün odaları ve yatakların altını kontrol ediyorum. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
A home we’re going to lose because your work has dried up | İşlerinin durması ve müşterilerinin bir bir kaçması yüzünden... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
and your clients are running for cover. | ...o evi de kaybedeceğiz. 1 | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Could I tell if you were? | Sanki söylüyor olsan anlayabilirim de. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
We're talking about a third rate CIA agent who had a government salary, | Söz konusu, devletten maaş alan üçüncü sınıf bir CIA ajanı. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
She didn't have to leave. Probably, the CIA wanted her to leave. | Bırakmasına gerek yoktu. Muhtemelen CIA bırakmasını istemiştir. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
B'cos she'd already been in the press, without their permission. | Çünkü ajanları, CIA olur vermeden medyaya çıkmıştı. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I’m just telling these people that you sir are a fraud. | Bu insanlara sizin bir sahtekâr olduğunuzu söylüyordum. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
OK. This is a private lunch. Pleaseleave us alone. | Bu özel bir toplantı. Lütfen bizi rahat bırakın. Yalancı ve vatan hainidir. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
No, I’m not. | Hayır, değilim. Osun kardeşim, TV'de gördüm. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I am from Sierra Leone. Freetown. You’ve been there, right. | Sierra Leone'danım. Freetown'dan. Oraya gitmiştin, değil mi? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
You like Freetown? | Beğenmiş miydin? Joe, oranın boktan bir yer olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
That’s the truth. That’s the truth right there, brother. | Doğru dedin. İşte onu doğru dedin kardeşim. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Yes indeed. Sierra Leone is dying. There's too much injustice and corruption in Sierra Leone. | Çok haklısın. Sierra Leone bitiyor. Adaletsizlik, rüşvet aldı başını gidiyor. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Can we pull over. I’m going to walk. | Joe, kenara çeker misin? Burada dur. Yürüyeceğim. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Shakin’ through. | İdare ediyor. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Yeah I see ‘em. | Gördün mü? | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I guess she was just plain had enough of moving house. | Sanırım ev taşımaktan kadıncağıza gına gelmişti. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Twenty different chances to introduce yourself. | 20 kere yeni bir hayata başlamak zorunda kaldık. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I don’t care how angry you get. If they take all this away, I don't care. | Ne kadar kızarsan kız umurumda değil. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
If I could give you back who you were | Eski benliğini verebilsem... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I asked the first question. But somebody else asked the second. It worked. | Ben ilk meseleye odaklandım. Ama birisi meseleyi rotasından saptırdı. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Because we still don’t know the truth. | Çünkü hiçbirimiz gerçeği bilmiyoruz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
The offense wasn’t committed against me. It was not committed against my wife... | İşlenen suç bana karşı işlenmedi. Karıma karşı da işlenmedi. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
It was committed against you. | Size karşı işlendi. Hepinize. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Or feel misrepresented. | ...veyahut iyi temsil edilmediğiniz hissine kapıldıysanız harekete geçin. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
"Mr.Franklin, what manner of government have you bequeathed us? | "Bay Franklin, bize hangi yönetim biçimini miras bıraktınız?" | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
And Franklin said 'A Republic, madam.' 1 | Franklin de: "Size cumhuriyet bıraktım hanımefendi." demiş. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Is not in the hands of a privileged few. | ...belli bir zümrenin elinde olamaz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
as long as each one of us remember, his or her duty as a citizen. | ...kimse despotluktan ırak özgürlüğümüzü ve gücümüzü elimizden alamaz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Speak up. Ask those questions. | Sesinizi yükseltin. Sorular sorun. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Demand that truth. | Gerçeği talep edin. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Democracy is not a free ride... | Demokrasi kolay elde edilen bir şey değildir; size söyleyeyim. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
But this is where we live. | Ama burası bizim yaşadığımız yer. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
And if we do our job this is where our children will live. | Görevimizi yaparsak, ancak o zaman çocuklarımızın da yaşayacağı yer olur. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Thank you very much for coming to our committee today. | Komitemize katıldığınız için müteşekkiriz. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
Its the practice of this committee, that all witnesses are administered and announce. | Bu komitenin görevi bütün şahitlerin dinlenmesini sağlamaktır. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
And I'd like you to stand and rise your right hand. | Sağ elinizi kaldırmanızı rica edeceğim. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
until my name and true affiliation were exposed tothe national media on July 14th, 2003, | ...ulusal medyada ifşa olmasına kadar, hem ülke güvenli hem de insanları adına... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
presumed weapons of mass destruction program. | ...somut istihbarat peşinde koştum. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
from CIA headquarters in Washington, | ...gizli operasyonlara yardım ettim. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
I loved my career because I love my country. | Üst karar alıcılar için Irak'ın sözde kitle imha silahı programına dair... | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
As a CIA Covert operations Officer... | ...güvenilmesinden ötürü gururluyum. | Fair Game-1 | 2010 | ![]() |
You must be the only person from Toronto who's not a hockey fan. | Maple Leafs taraftarı mısın? Hayır, pek sayılmaz. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
But he trusts you, Hafiz. | Ama sana güveniyor Hafiz. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
We took the train to your mom's. | Bir uçağın nükleer santrala çakılması bile yeterli. Disney Dünyası. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
Joe thinks Disneyworld is Vegas for kids. | Anlatılanlara göre, tamamen savunmasızız. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
Sweating. Prayers. The whole thing. | Koltukları 1A ve 1B. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
So? So you can't call him a racist pussy. | Dışarı her çıktığımızda. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
It's not funny, Joe. | Sarhoştu Joe. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
It's not funny. It's a very serious subject. | Herkes zor bir gün geçirdi. Sadece kurtlarını dökmeye çalışıyorlardı. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
I promise I'll behave. | Valerie, Kim nerede? | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |
From Monday, I need your both eyes on Iraq. | Kahire'de bir dinlemeye takıldı. | Fair Game-2 | 2010 | ![]() |