Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182100

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
I'm okay, boy.	ben iyim, çocuk.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
The great Chun Sung geun is all washed up now.	harika Chun Sung geun şimdi yıkandı	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I'm not the one who's washed up. He's strong, I'll acknowledge it.	ben yıkanan biri değilim o güçlü, bunu kabul edeceksiniz	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Open your eyes as I count to three.	üçe kadar saydığımda gözlerini aç.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Tighten your stomach!	karnını sık!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Go easy, will you?	rahat, değil mi?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I'm going to send Jung koo to the national competition.	ben Jung koo ulusal yarışmalara göndereceğim.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I think his punch has what it takes.	onun yumruğu çok iyi.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Shall we just send him to the pros?	biz onu sadece profesyonel dövüşlere mi göndereceğiz??	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I thought you were sending him to college.	onu üniversiteye göndermek istediğini düşünüyordum.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
No, I'm just talking nonsense.	hayır, ben sadece saçmalıyorum.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Pretend that you didn't hear me.	beni duymamış say.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Oh no! I'm late!	ah hayır! geciktim!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
How could you do that?	bunu nasıl yapabiliyorsun?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
What about the beef you promised?	bana sığır etti ısmarlayacağına söz vermemiş miydin?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
With all the protests against importing beef, are you crazy?	bütün iddialara rağmen sığır etimi istiyorsun delirdin mi sen?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I'll be going, okay Jung koo?	ben gidiyorum, tamam mı Jung koo?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Be careful on the way.	yolda giderken kendine dikkat et.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Okay, you do your best!	tamam,senden yapabileceğinin en iyisini yap!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Mr. Chun?	bay Chun?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
While you pause, think about the next step.	ara verirken, Bir sonraki adımı düşünün.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
You pause here and then here!	sen burada ve buradan sonra duraklama!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Go ahead and drink it.	devam et ve iç.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
It's good for you, so drink.	senin için iyi bir şey hadi iç.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
You seemed to be studying hard back there.	Çalışıyormuş gibi görünüyordun. orda	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Man, I would've failed that test if you hadn't given me your notes.	dostum, başarısız olacaktım bu teste eğer sen bana notlarını vermeseydin.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I get a headache when I think about teaching you	düşünüyorum da size ders verdiğim zaman başınızı ağrıtıyorum	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
all English from now on.	tüm İngilizce bundan sonra.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Plus, I also wanted to see how tutors teach these days.	ayrıca bu günlerde size göstermek istedim öğretebildiklerimi	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Don't worry so much.	çok fazla merak etme.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Who learns at school lately anyway?	kim okulda en son öğrenir?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Coach, that's not what I meant.	Koç, şapkanın ne anlam ifade ettiği değil.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
You make them run on the track because they ignore you in class?	onları koşturuyordun yolda çünkü onlar seni sınıfta yok sayıyorlardı?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
You think we're in the army?	bizim bir ordu olduğumuzu mu düşünüyordun?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Whose idea was it to have	kimin fikri için öyle idi	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
a gym teacher teach English?	bir beden öğretmeni İnglizce mi öğretecek?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Mr. Chun is a licensed teacher	bay. Chun lisanslı bir öğretmen olduğunu	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
with an English teaching certificate.	ve İngilizce öğretme sertifikan olduğunu söylüyordu.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Then why was he teaching that useless gym class?	o zaman neden o yararsız beden sınıfında öğretmede başarısız oldu?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
"Useless gym class"?	''yararsız beden sınıfı mı''?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Please let the school be responsible for teaching the students.	lütfen okul öğrencilerin öğreniminden sorumlu olsun.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
So please go back home.	ve lütfen evinize geri gidin.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
If you wait a little more...	eğer biraz beklersen...	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Do you think we have time to spare, Principal Joo?	biraz zamanınızı ayırabilir misniz, müdür Joo?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
These kids will be seniors soon!	bu çocuklar akında yaşlanacaklar!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Shouldn't you have some alternative plan in mind?	sizin kafanızda bazı alternatifler olmalı değil mi?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I will quit!	istifa edeceğim!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
If I'm not fit to be a teacher,	eğer ben bir öğretmen olmak için uygun değilsem,	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
then for the sake of the kids' future it's right for me to leave.	çocukların geleceği adına istifa ediyorum.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
But I'd like for you all to know one thing.	ama herkes için bir şey bilmek istiyorum.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
This is a school and not some college prep institute.	burası bir okul bir üniversite hazırlık kurumu değil.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Hey, man!	Hey, adam!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Does that tea go down easily, Mr. Cha?	o çay kolayca düşer mi bay Cha?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
You can't quit like this.	sen böyle bırakamazsın.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
To be honest, it was hard on me.	dürüst olmak gerekirse , bu benim için zor oldu.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
It's not like I can master English in a day or two.	Benim, bir gün veya iki gün içinde İngilizce'ye hakim olmam.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
And I felt embarrassed in front of the kids.	ve ben çocukların önünde mahcup oldum.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
If you give up like this, all our teachers will be laughed at.	eğer sen bunu böylece bırakırsan , bütün öğretmenlerimiz sana güleceklerdir.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
And it won't be good for the kids' education.	Ve bu iyi olmayacaktır çocukların eğitimi için.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I'd like for you to show that you're a great teacher.	ben sana göstermek istiyorum senin nasıl harika bir öğretmen olduğunu.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
What's a great teacher?	ne harika bir öğretmen?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Sending a lot of kids to a good university?	birçok çocuğu iyi bir üniversiteye göndermek?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Sending them to good universities	iyi üniversitelere onları yollamak	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
is being a good principal.	iyi bir müdür olmak mıdır.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Please give up on me.	lütfen beni vazgeçirmeyin.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I'd never hate you for firing me.	ben asla beni işten çıkardığın için senden nefret etmeyeceğim	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Ever seen a parent give up on his child?	şimdiye kadar hiç bir anne babanın çocuğundan vazgeçtiğini gördün mü?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
The same goes for a teacher.	aynısı bir öğretmen içinde geçerlidir.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I can never give up on you	ben asla senden vazgeçmeyeceğim.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
because you are my student.	çünkü sen benim öğrencimsin.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
We decided to have an open class in a week.	Biz bir hafta açık bir sınıfa sahip olmayı kararlaştırdık.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Show them that you have what it takes	sen onlara senin nasıl bir	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
to be an English teacher.	İngilizce öğretmeni olduğunu göster.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
No, I can't do it.	hayır , ben bunu yapamam.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Then do the open class and quit.	sonra sınıfı aç ve bırak.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Otherwise, I'll never see you again.	aksi taktirde,bir daha asla seni görmeyeceğim.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Mr. Joo...	bay Joo...	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I said I'll never see you again!	ben dedim bir daha asla seni görmeyeceğim!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Mr. Joo! I said I'll never see you again!	bay Joo! ben dedim ki bir daha asla seni, görmeyeceğim!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
You know that I mean it!	bunun anlamının ne olduğunu biliyorsun!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Then it's settled.	sonra o kararlı.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I won't see you, either.	seni de görmeyeceğim.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Attention!	dikkat edin!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Everyone, attention!	herkes, dikkat etsin!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Heard that Mr. Chun is going to have the open class, right?	bay Chun açık bir sınıfa sahip olacağını duydunuz değil mi?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
He could get fired because of this.	o bundan dolayı kovulabilir.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Let's help him out.	ona dışardan yardım edelim.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I'd like for those who are confident about English to stay	ona yardım etmek isteyenler İnglizce için burada kalsınlar	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
after class.	dersten sonra.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
The best three of our school are all here.	okulun en iyi üç öğrencisi burada.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
The best of the bottom!	en altın en iyisi!	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
The second best.	en iyi ikinci	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
The third best.	en iyi üçüncü.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Honestly, none of you are of any help.	dürüst olmak gerekirse sizden hiçbiri herhangi bir yardımda bulunamaz.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Then what can we do?	o zaman ne yapabiliriz?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Coach, wake up.	koç, uyan.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
Hurry and wash up.	acele et ve yıkan.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
What are you doing here so early?	bu erken saate burada ne yapıyorsun?	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
I was studying English.	ben İngilizce çalışıyordum.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008
You'll find out.	dışarıda görürsün.	Wool-hak-kyo I-ti-2	2008