Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 173011

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
A beautiful voyage. Certainly, sergeant. Look at this.	Çok güzel bir yolculuk oluyor. Kesinlikle çavuş. Şuna bak.	The Troops in New York-1	1965
I wish I had brought my wife...	Eşimide getirmek istedim...	The Troops in New York-1	1965
...but this is an official trip.	...ama bu resmi bir gezi.	The Troops in New York-1	1965
The smallest mistake can have serious consequences.	Küçücük bir hata bile ciddi sonuçlara yolaçabilir.	The Troops in New York-1	1965
And we're more free without our wives and daughters.	Eşlerimiz ve çocuklarımız olmadığı için daha da özgürüz.	The Troops in New York-1	1965
Let me buy you a drink.	Sana bir içki almama izin ver.	The Troops in New York-1	1965
Impossible. Sure it is. My treat. What is it?	İmkansız. Emin misin. Benim ikramım. Bu nedir ?	The Troops in New York-1	1965
Don't act like Fougasse.	Fougasse gibi davranmayı kes.	The Troops in New York-1	1965
I thought I saw my daughter. Where?	Bir an için kızımı gördüğümü sandım. Nerede ?	The Troops in New York-1	1965
I thought...	Düşünüyorum...	The Troops in New York-1	1965
Cruchot, take a hold of yourself.	Cruchot, kendine biraz hakim ol.	The Troops in New York-1	1965
I'm going to get some fresh air...	Yemekten önce biraz temiz hava almalıyım. Çünkü... Temiz havaya ihtiyacım var...	The Troops in New York-1	1965
And, doctor?	Ve, doktor ?	The Troops in New York-1	1965
Hard to say.	Söylemesi çok zor.	The Troops in New York-1	1965
He has a fever, But his condition is quite normal.	Ateşi var, Fakat durumu oldukça iyi.	The Troops in New York-1	1965
He needs a thorough check up. On shore?	Eksiksiz bir check up'a ihtiyacı var. Sahildemi ?	The Troops in New York-1	1965
An ambulance will pick him up.	Bir ambulans alacak onu.	The Troops in New York-1	1965
In a couple of days, you'll be as good as new.	İki üç gün içinde yepyeni olacaksın.	The Troops in New York-1	1965
Don't let me down, friends. I want to see New York.	Ölmeme izin vermeyin arkadaşlar. New York'u görmek istiyorum.	The Troops in New York-1	1965
Your boarding pass, please.	Yatakhane izinleriniz, lütfen.	The Troops in New York-1	1965
I had it earlier.	Benim daha önceden vardı.	The Troops in New York-1	1965
Yeah, yeah, come along.	Evet, evet, böylece gelin.	The Troops in New York-1	1965
No passport, no ticket, no visa.	Pasaport yok, bilet yok, vize yok.	The Troops in New York-1	1965
So a stow away?	Kaçak yolcumu ?	The Troops in New York-1	1965
I have to inform your embassy.	Elçiliğinizi haberdar edeceğim.	The Troops in New York-1	1965
I'm Frank Davis, journalist.	Ben Frank Davis, gazeteciyim.	The Troops in New York-1	1965
I'm looking for good news about the boat trip. And not about gendarmes.	Gemi yolculuğun hakkında iyi haberler arıyorum.Jandarmalar hakkında değil.	The Troops in New York-1	1965
You interest me.	Benimle mi ilgileniyorsunuz ?	The Troops in New York-1	1965
Why did you want to be here? What's your name?	Niçin bu yolculuktasınız? İsminiz ?	The Troops in New York-1	1965
You can talk, no?	Konuşabilirsin , hayır ?	The Troops in New York-1	1965
Nicole. And your last name? Just Nicole.	Nicole. Ve soyadınız ? Sadece Nicole.	The Troops in New York-1	1965
Do your parents know you're here?	Aileniz burada olduğunuzdan haberdar mı?	The Troops in New York-1	1965
I always wanted to go to the US. It's so big, so fascinating.	Her zaman Amerikaya gitmek istemişimdir. Çok büyük ve etkileyici.	The Troops in New York-1	1965
Fantastic. A French orphan comes to discover New York.	Fantastik. Fransız bir yetim New York'u keşfetmeye geliyor.	The Troops in New York-1	1965
That'll be a good story. I'll take care of everything.	İyi bir hikaye olacak. Bütün ayrıntılara öenem vereceğim.	The Troops in New York-1	1965
Let's go to our rooms to freshen up.	Önce odalarımızı soralım, sonra da biraz hava alalım. Hadi odalarımıza gidelim rüzgar sertleşti.	The Troops in New York-1	1965
Good morning. The rooms of the French delegation.	Günaydın. Fransız temsilcilerin odası.	The Troops in New York-1	1965
What's he saying? He's saying so much.	Ne diyor ? Çok fazla şey söylüyor.	The Troops in New York-1	1965
My flower is beautiful.	Benim çiçeklerim güzeldir.	The Troops in New York-1	1965
You get a room.	Bir odanız var.	The Troops in New York-1	1965
Tomorrow you'll be on television. Nobody will care.	Yarın televizyona çıkacaksınız. Hiçkimsenin umrunda değil.	The Troops in New York-1	1965
We love fairytales. Snowwhite is a celebrity here.	Biz peri masallarını seviyoruz. Bizim kahramanımız Pamuk Prensestir.	The Troops in New York-1	1965
My English is bad.	İngilizcem kötü.	The Troops in New York-1	1965
I heard you sing. Very nice. I only have these clothes.	Seni şarkı söylerken duydum. Çok güzeldi. Sadece bu kadar giysim var.	The Troops in New York-1	1965
I'll take you shopping at our expense.	Harcırahımızdan kullanarak seni alışverişe çıkartırım.	The Troops in New York-1	1965
That's my girl.	Bu benim kızım.	The Troops in New York-1	1965
Assemble.	Toplanın.	The Troops in New York-1	1965
Visit to New York. Forward march!	New York'a seyahat. İleri Marş!	The Troops in New York-1	1965
Excuse me, gentlemen. Jack Berry, American television.	Pardon, beyler. Jack Berry, Amerikan televizyonundan.	The Troops in New York-1	1965
We want the gendarmes of Saint Tropez in our show.	Saint Tropez jandarmalarını şovumuzda görmek istiyoruz.	The Troops in New York-1	1965
Ah, American television. We're very honoured.	Ah, Amerikan televizyonu. Onur duyduk.	The Troops in New York-1	1965
The congress starts today. But tomorrow we're available.	Bugün kongre başlıyor. Fakat yarın müsaitiz.	The Troops in New York-1	1965
The police don't have to be as depressed as a prison door.	Polis, hapishane duvarı gibi keyifsiz gözükmek istemiyor.	The Troops in New York-1	1965
Again? That's enough. I'm healthy. Very healthy.	Yine mi ? Bu kadarı yeter. Ben sağlıklıyım.Çok sağlıklıyım.	The Troops in New York-1	1965
I can't stand it anymore. Leave me alone.	Buna daha fazla dayanamıyorum. Beni yalnız bırak.	The Troops in New York-1	1965
I've had enough. I want to make a phone call.	Yeterince dayandım. Telefon etmek istiyorum.	The Troops in New York-1	1965
To whom?	Kime ?	The Troops in New York-1	1965
Certainly, doctor. Understood.	Elbette doktora . Anladım.	The Troops in New York-1	1965
Pass him through.	Bırak geçsin gitsin.	The Troops in New York-1	1965
I hear you're being childish?	Duyduğuma göre çocukça davranıyormuşsunuz?	The Troops in New York-1	1965
I don't want any more injections. I can't even sit.	Daha fazla iğne istemiyorum. Artık oturamıyorum bile.	The Troops in New York-1	1965
Be reasonable. You're in good hands.	Akıllı ol. Emin ellerdesin.	The Troops in New York-1	1965
They'll make me sick, sergeant.	Beni hasta edecekler çavuş.	The Troops in New York-1	1965
There they go again. Help.	İşte yine yapıyorlar. İmdat.	The Troops in New York-1	1965
To the television studio.	Televizyon stüdyosuna doğru.	The Troops in New York-1	1965
Never seen a tv? My daughter.	Hiç tv görmediniz mi? Benim kızım .	The Troops in New York-1	1965
It's becoming an obsession. I need to know.	Saplantı haline geliyor. Bilmek istiyorum.	The Troops in New York-1	1965
Are you mad? Doing this to me abroad.	Delirdin mi? Herkes bize bakıyor. Üstelik yabancı bir ülkedeyiz. Delirdin mi ? yurtdışında bana bunu yapıyor.	The Troops in New York-1	1965
She's leaving. Let me through.	Ayrılıyor. Geçmeme izin ver.	The Troops in New York-1	1965
Stop that thing.	Durdurun şunu.	The Troops in New York-1	1965
One picture with the French gendarmes. I'll wait downstairs.	Fransız jandarmasıyla çekilmiş bir fotoğraf. Alt katta bekleyeceğim.	The Troops in New York-1	1965
You here, my son? What a surprise. It's a small world, sister.	Burada mısın oğlum ? Ne sürpriz ama. Dünya küçük, kardeşim.	The Troops in New York-1	1965
I'm here for a congress too, but...	Bende bir kongre için buradayım, ama...	The Troops in New York-1	1965
Sorry, I'm in a hurry.	Affedersiniz, Acelem var.	The Troops in New York-1	1965
Can I drop you off? I'm driving to Broadway.	Sizi burada indirebilir miyim ? Ben Broadway'e gidiyorum.	The Troops in New York-1	1965
The girl that just came in... Her room... The number...	Az önce gelen kız... Onun odası... Numara...	The Troops in New York-1	1965
Only for ladies.	Sadece bayanlar için.	The Troops in New York-1	1965
I'm not a lady, I'm the father...	Ben bir bayan değilim, Ben babayım...	The Troops in New York-1	1965
Stop. I'm looking for my daughter. I'm the father.	Durun. Kızımı arıyorum. Ben babayım.	The Troops in New York-1	1965
You didn't mean any harm, but he doesn't want any problems.	Sorun yaratmak istemediğinizden emin. Kendisi de sorun istemiyor. Zarar vermek istemediğinizi biliyorum, fakat O burada problem istemiyor.	The Troops in New York-1	1965
He asks you not to do these kind of things anymore.	Daha fazla böyle şeyler yapmanızı istemiyor.	The Troops in New York-1	1965
Did you hear that? Clear enough?	Şunu duydunuz mu? Yeterince anlaşılır?	The Troops in New York-1	1965
Tell the inspector I will personally keep an eye on things.	Müfettişe söyleyin bir gözüm üzerinde olacak.	The Troops in New York-1	1965
And I thank him for his understanding.	Ve anlayışı için teşekkür ederim.	The Troops in New York-1	1965
Wait outside for me.	Benim için dışarıda bekleyin.	The Troops in New York-1	1965
Just the usual fuss and everything's ok.	Sadece herzamanki gürültüler ve herşey yolunda.	The Troops in New York-1	1965
Do you find this funny?	Bunu komik mi buluyorsun?	The Troops in New York-1	1965
Being put on the spot like a school boy?	Bir okul çocuğu gibi herkese rezil olmak ?	The Troops in New York-1	1965
Attention. Forward march!	Dikkat. İleri marş!	The Troops in New York-1	1965
The resemblance was striking. I went after her.	Benzerliği çok dikkat çekiciydi. Peşinden gittim.	The Troops in New York-1	1965
Don't do it again.	Bunu tekrarlama.	The Troops in New York-1	1965
The inspector thought you have to see a shrink.	Müfettiş bir psikiyatrist görmeni düşünüyor.	The Troops in New York-1	1965
That's quite normal here.	Bu olay burada gayet normaldir.	The Troops in New York-1	1965
That girl was more chubby than my daughter.	O kız benim kızımdan daha tombuldu.	The Troops in New York-1	1965
Where did I get that idea?	Bu kanaate nasıl vardım ben ?	The Troops in New York-1	1965
If she was here, your authority wouldn't amount to much.	Eğer buradaysa, Otoriteniz yetersiz demektir.	The Troops in New York-1	1965
That's disastrous for a gendarme.	Bu bir jandarma için felakettir.	The Troops in New York-1	1965
You realise that? Disastrous.	Anlıyor musun ? Felaket.	The Troops in New York-1	1965
It's green.	Bu yeşil.	The Troops in New York-1	1965
This private park is one of New York's landmarks.	Özel park yerleri New York için dönüm noktası olmuştur.	The Troops in New York-1	1965