Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 170104
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That's not fair. | Bu hiç de adil değil. Bu doğru değil. Bu hiç de adil değil. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Our relationship wasn't easy, | Bizim ilişkimiz basit değildi ve bunda onun da katkısı vardı. İlişkimiz hiç kolay değildi, Bizim ilişkimiz basit değildi ve bunda onun da katkısı vardı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
but he played his part in that, too. | Ama bunu zorlaştıran sadece Ben değildim… | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Really? | Sahiden mi? Gerçekten mi ? Sahiden mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It looked to me like you pushed him away. | Bana onu uzaklaştırmışsın gibi geliyor. Bana onu hep itiyor olan Senmişsin gibi geldi… Bana onu uzaklaştırmışsın gibi geliyor. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
That's why he stayed at the lake house all the time, | Onu hayatımıza almadığın için... Bu yüzden hep göl evinde kalıyordu, Onu hayatımıza almadığın için... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
because you wouldn't let him into our life. | ...her zaman göl evinde kalıyordu. Çünkü hayatımıza girmesine İzin vermiyordun. ...her zaman göl evinde kalıyordu. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Maybe this is your fault. | Belki de bu senin suçundur. Beklide bu senin suçundur. Belki de bu senin suçundur. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Don't talk to me like that. | Benimle böyle konuşma. Benimle bu şekilde konuşma. Benimle böyle konuşma. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Our history was complicated. | Bizim geçmişimiz karışıktı. Tüm hikâyeyi bilmiyorsun. Geçmişimiz karmakarışıktı. Bizim geçmişimiz karışıktı. Tüm hikâyeyi bilmiyorsun. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
You don't know the whole story. | Bütün hikâyeyi bilmiyorsun. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Doesn't matter now, does it? | Şimdi bir önemi yok, değil mi? Artık pek bir şey ifade etmiyor, Değil mi ? Şimdi bir önemi yok, değil mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Not to him, anyway. | En azından onun için. En azından onun için… En azından onun için. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Actually, no, we don't call it the Scooby doo magic shack. | Aslında hayır, sihirli kulübede Scooby doo demeyiz. Aslında, hayır, biz buna Scooby doo büyü kulübü demiyoruz. Aslında hayır, sihirli kulübede Scooby doo demeyiz. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I like it. Kind of a girlier "lost boys" vibe. | Hoşuma gitti. "Kaybeden erkekler"in kızca versiyonu. Beğendim… Biraz kızlar tarafından yapılmış ‘lost boyz’ evi gibi olmuş. Hoşuma gitti. "Kaybeden erkekler"in kızca versiyonu. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Let me go turn on the lights. | Dur da ışıkları açayım. Işıkları açıyorum. Dur da ışıkları açayım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Hey, I saw that. | Gördüm vallahi. Hey, seni gördüm. Gördüm vallahi. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
What are you up to? | Neyin peşindesin? Neyin peşindesin ? Neyin peşindesin? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
What are you really doing here? | Gerçekten neden buradasın? Burada gerçekten ne yapıyorsun? Gerçekten neden buradasın? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I brought him. Mm mm. | Ben getirdim. Onu ben getirdim. Mm mm. Ben getirdim. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
The Jake I knew hated this town. | Jake'in bu kasabadan nefret ettiğini biliyorum. Benim bildiğim Jake bu kasabadan Nefret ederdi. Jake'in bu kasabadan nefret ettiğini biliyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
He'd never hang around here like a retiree. | Burada asla bir emekli gibi gezip tozmadı. Buralarda böyle emekli gibi takılmazdı. Burada asla bir emekli gibi gezip tozmadı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But he would steal. | Ama çalmayı tercih etti. Ama bir şeyler çalardı. Ama çalmayı tercih etti. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Jasper. | Yeşim taşı. Jasper. Yeşim taşı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It's my family's stone. | Bu ailemizin taşı. Benim ailemin taşı. Bu ailemizin taşı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I was going to put it at Nick's grave. | Onu Nick'in mezarına koyacaktım. Bunu Nick’in mezarına koyacaktım. Onu Nick'in mezarına koyacaktım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Don't play the death card with me. | Bana karşı ölü ayağını çekme. Benimle Ölü kartını oynama. Bana karşı ölü ayağını çekme. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Faye, that's enough. | Faye, yeter. Faye, Bu kadarı yeter. Faye, yeter. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I know this is going to be a blow to your overinflated ego, | Bunun senin aşırı kabarık egona ters düşecek biliyorum... Bu senin güçlü egonu mahvedicek Fakat, Bunun senin aşırı kabarık egona ters düşecek biliyorum... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
but you don't know me. You never did. | ...ama beni tanımıyorsun. Hiç de tanıyamadın. Sen beni tanımıyorsun. Hiçbir zamanda tanımadın. ...ama beni tanımıyorsun. Hiç de tanıyamadın. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
And proving it to these suckers is going to do my ego wonders. | Ve bunu o eziklere kanıtlamak egomu güzelce bir tatmin edecektir. Ve bunu bu zavallılara kanıtlamakta Benim egomu havalara uçuracak. Ve bunu o eziklere kanıtlamak egomu güzelce bir tatmin edecektir. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Sorry. | Kusura bakma. Özür dilerim. Kusura bakma. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Not your fault. | Senin suçun değil. Hepsi benim hatamdı. Senin suçun değil. Senin suçun değil. Hepsi benim hatamdı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
That's all my mistake. | Bunların hepsi benim yüzümden. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Let's take a look at these. Yeah. | Şunlara bir bakalım. Evet. Hadi şuna bir bakalım. Evet Şunlara bir bakalım. Evet. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Ok. How do you figure out the symbols? | Bu sembolleri nasıl çıkarabiliriz ki? Tamam. Sana bu semboller Ne gibi gözüküyor ? Bu sembolleri nasıl çıkarabiliriz ki? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Ah. But look at this. | Ama şuna bir bak. Ah. Ama şuna bir bak. Ama şuna bir bak. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Witches used to separate paper, | Cadılar önceden sayfaları ayırır, | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
write messages on the inside. | Ve içlerine mesajlar yazarmış. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
What? | Ne? Sonra geri birleştirirlermiş. Ne? Ne? Sonra geri birleştirirlermiş. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
And then put it back together. | Sonrada birleştirirlermiş. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
That's my father. | Bu benim babam. John Blackwell mi? Bu benim babam. Bu benim babam. John Blackwell mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
John Blackwell? | John Blackwell? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. J.B. | Evet, J.B. Evet. J.B. Evet, J.B. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I'm so stupid for not making the connection. | Aradaki bağı kuramadığım için çok aptalım. Bu bağlantıyı yapamadığım için Aptal olmam gerek. Aradaki bağı kuramadığım için çok aptalım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
He died in the same fire that your parents did. | Senin ailenle aynı yangında ölmüş. Senin ailenin öldüğü yangında oda öldü. Senin ailenle aynı yangında ölmüş. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But that's pretty much everything I know about him. | Ama onun hakkında bildiklerim aşağı yukarı bundan ibaret. Ama bu onun hakkında bildiğim Nerdeyse her şey. Ama onun hakkında bildiklerim aşağı yukarı bundan ibaret. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Your mom never talked about him? | Annen onun hakkında hiç konuşmaz mıydı? Annen ondan hiç bahsetmedi mi? Annen onun hakkında hiç konuşmaz mıydı? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Hmm. Maybe it was too painful. | Belki de çok acı verici olduğu için konuşmamıştır. Hayır. Belkide çok acı verici Bir şeydi. Belki de çok acı verici olduğu için konuşmamıştır. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
After a while, I just stopped asking. | Bir süre sonra ben de sormayı bıraktım. Bir süre sonra, Bende sormayı bıraktım. Bir süre sonra ben de sormayı bıraktım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Here he is, my whole history. | İşte burada, tüm geçmişim. Karşımızda duruyor, benim bütün tarihim. İşte burada, tüm geçmişim. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Father, grandfather. | Babam, büyükbabam. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Who are they? | Kim onlar? Onlar kim? Kim onlar? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Why did Calvin give me this? | Calvin bunu bana neden verdi? Calvin niçin bana bunu verdi? Calvin bunu bana neden verdi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
How does it protect me? From what? | Bu beni nasıl koruyacak? Neyden koruyacak? Beni nasıl koruyacak? Neyden koruyacak? Bu beni nasıl koruyacak? Neyden koruyacak? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum. Ona sormalıyım. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Ona sormalıyım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Well, I have to ask him. | Ona sormam gerek. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Want to go with me? I can't. | Benimle gelmek ister misin? Gelemem. Benimle gelmek istermisin? Yapamam. Benimle gelmek ister misin? Gelemem. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I need to take care of something. | Halletmem gereken bir iş var. Üzgünüm. Bir şeyi halletmem gerek. Halletmem gereken bir iş var. Üzgünüm. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But let me know what he says. | Ama ne dediğini bana da söyle. Ama bir şeyler söylerse bana Haber ver. Ama ne dediğini bana da söyle. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I just... I just thought you could help figure it out... | Ben... Bunları çözmeme yardım edeceksin sanıyordum. Sadece... Bunu çözmeme yardım Edebileceğini düşünmüştüm... Ben... Bunları çözmeme yardım edeceksin sanıyordum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I know. I wish I could. | Biliyorum. Keşke gelebilseydim. Biliyorum. Keşke edebilseydim. Biliyorum. Keşke gelebilseydim. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But those symbols don't make any sense to me. | Ama o semboller bende hiçbir anlam ifade etmiyor. Fakat o semboller bana hiçbir şey İfade etmiyor. Ama o semboller bende hiçbir anlam ifade etmiyor. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I'm sure Calvin will know. | Eminim Calvin bilir. Eminim Calvin biliyordur. Eminim Calvin bilir. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It was the strangest thing. | Çok garipti. Çok garip bir durum. Çok garipti. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I searched the Blackwell family tree on the Internet for hours | İnternette saatlerce Blackwell aile ağacını araştırdım... Blackwell aile ağacını internette Saatlerce aradım, İnternette saatlerce Blackwell aile ağacını araştırdım... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
and came up completely blank. | ...ve hiçbir şey bulamadım. Ve hiç bir şey bulamadım. ...ve hiçbir şey bulamadım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
How can a family this big not have a single hit online? | Böyle büyük bir aileyle ilgili nasıl olurda bir şey bile bulunmaz? Bu kadar büyük bir aile Hakkında internette nasıl bir şey olmaz? Böyle büyük bir aileyle ilgili nasıl olurda bir şey bile bulunmaz? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But it gives me a bad feeling. | Ama bu içime kurt düşürdü. Ama bu benim içimde kötü Hisler uyandırıyor. Ama bu içime kurt düşürdü. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Did you ask your grandmother about it? | Büyükannene sordun mu? Anneannene bu konu hakkında bir şey Sordun mu? Büyükannene sordun mu? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Not yet. She's helping with the maritime fundraiser today. | Henüz sormadım. Bugün hayır gecesi için yardımcı oluyor. Daha değil. Bu akşamki parti İçin yardım ediyor. Henüz sormadım. Bugün hayır gecesi için yardımcı oluyor. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I was actually thinking about inviting Jake. | Aslında tam da Jake'i davet etmeyi düşünüyordum. Jake’i davet etmeyi düşünüyordum. Aslında tam da Jake'i davet etmeyi düşünüyordum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But then, he was... A little weird today. | Ama sonra o... Bugün biraz garip davrandı. Ama sonra, O biraz... Bugün biraz tuhaftı. Ama sonra o... Bugün biraz garip davrandı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
You know, kind of distant. | Yani mesafeliydi. Bilirsin, Biraz uzaktı. Yani mesafeliydi. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Come on. You guys kissed at the lake house. | Hadi ama. Siz göl evinde öpüştünüz. Hadi ama. Göl evinde öpüştünüz. Hadi ama. Siz göl evinde öpüştünüz. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It's obvious there's something between you two. | Aranızda bir şeyler olduğu belliydi. Kesinlikle davet etmelisin. Aranızda bir şeylerin olduğu Çok açık. Aranızda bir şeyler olduğu belliydi. Kesinlikle davet etmelisin. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Definitely ask him. | Onu mutlaka davet etmelisin. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Mmm. I'll think about it. | Bir düşünürüm. Mmm. Düşüneceğim. Bir düşünürüm. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
So, what about you? You going? Yep. | Peki ya sen? Sen gidiyor musun? Evet. Peki sen? Sen gidiyormusun? Evet. Peki ya sen? Sen gidiyor musun? Evet. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Solo. I'm single now. | Kendi başıma. Artık bekarım. Tek başıma. Artık tekim. Kendi başıma. Artık bekarım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It's pretty empowering, actually, | Aslında bu kendimi çok güçlü hissettiriyor. Çok güzel bi duygu aslında, ama, Aslında bu kendimi çok güçlü hissettiriyor. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
when I'm not desperately missing Adam. | Tabii Adam'ı çaresizce özlemediğim zamanlar. Sadece çaresiz bi biçimde Adam’ı Özlemediğim zamanlar. Tabii Adam'ı çaresizce özlemediğim zamanlar. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Mind? Yeah. | Bakabilir miyim? Evet. İzin verirmisin? Evet. Bakabilir miyim? Evet. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Cassie's dark magic comes from Balcoin. | Cassie'nin kara büyüsü Balcoin'den geliyor. Cassie’nin kara büyüsü Balcoin’den geliyor. Cassie'nin kara büyüsü Balcoin'den geliyor. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
The Balcoin line was eradicated. | Balcoin soyunun kökü kurumuştu. Balcoin soyu yok edildi. Balcoin soyunun kökü kurumuştu. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Hidden, but not eradicated. | Ortadan kaybolmuştu, kökü kurumamıştı. Saklanmış, Ama yok edilememiş. Ortadan kaybolmuştu, kökü kurumamıştı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
The name was changed to Blackwell. | İsim Blackwell'e dönüştürülmüş. Soyadı Blackwell e değiştirilmiş. İsim Blackwell'e dönüştürülmüş. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Cassie's father was John Blackwell. | Cassie'nin babası John Blackwell'miş. Cassie’nin babası John Blackwell’di. Cassie'nin babası John Blackwell'miş. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
He died in the fire and would've been the last in the Balcoin line... | O yangında ölmüştü ve bu Balcoin soyunun sonu olması gerekiyordu. O yangında öldüğünde Balcoin ailesinin Son üyeside ölecekti... O yangında ölmüştü ve bu Balcoin soyunun sonu olması gerekiyordu. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
until Cassie. | Cassie'ye kadar. Fakat Cassie. Cassie'ye kadar. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Balcoin is at the origin of black magic. | Balcoin kara büyünün kökenini oluşturuyor. Balcoin’ler kara büyünün orijinal ailesidir. Balcoin kara büyünün kökenini oluşturuyor. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
And Cassie has darker energy than we ever thought. | Ve Cassie'de düşündüğümüzden daha güçlü bir kara büyü var. Ve Cassie’de tahmin ettiğimizden Daha çok kara enerji vardı. Ve Cassie'de düşündüğümüzden daha güçlü bir kara büyü var. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Reversing the power of the witch cruet on Luke | Luke'un üzerinde cadı şişesinin gücünü tersine kullanmak... Cadıları yakma büyüsünü Luke’un Üstünde geri çevirişi, Luke'un üzerinde cadı şişesinin gücünü tersine kullanmak... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
was just the tip of what she's capable of. | ...onun yapabileceklerinin sadece küçük bir kısmıydı. Yapabileceklerinin sadece küçük Bir göstergesiydi. ...onun yapabileceklerinin sadece küçük bir kısmıydı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Killing her is no longer an option. | Onu öldürmek artık seçeneklerimizin arasında değil. Onu öldürmek artık bir seçenek değil. Onu öldürmek artık seçeneklerimizin arasında değil. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Her fate is for the council to decide. | Onun kaderine karar vermek konseye kalmış. Onun kaderi artık konsey’in kararına bağlı. Onun kaderine karar vermek konseye kalmış. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
We'll leave in the morning | Sabah buradan gideceğiz ve bu yeni bilgiyi onlara sunacağız. Sabahleyin ayrılacağız, Sabah buradan gideceğiz ve bu yeni bilgiyi onlara sunacağız. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
and present this new information. | Ve bu yeni bilgiyi sunacağız. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I could stay. Keep an eye on her. | Ben kalabilirim. Ona göz kulak olurum. Ben kalayım. Ona göz kulak olurum. Ben kalabilirim. Ona göz kulak olurum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
You have feelings for her. | Ona karşı bir şeyler hissediyorsun. Ona karşı bir şeyler besliyorsun. Ona karşı bir şeyler hissediyorsun. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |