• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 170091

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Get out! Çekil! Geri çekil! Çekil! The Seasoning House-1 2012 info-icon
We have guests. Get them ready. Misafirlerimiz var. Hazırla onları. Misafirlerimiz var. Onları hazırlayın. Misafirlerimiz var. Hazırla onları. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Enjoy. İyi eğlenceler. Keyfini çıkarın. İyi eğlenceler. The Seasoning House-1 2012 info-icon
What's your name? Adın ne senin? Adın ne? Adın ne senin? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Can't you hear me? Beni duymuyor musun? Beni duyamıyor musun? Beni duymuyor musun? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Come on, come on. They are waiting. Çabuk ol, çabuk ol. Bekliyorlar. Hadi, hadi. Bekliyorlar. Çabuk ol, çabuk ol. Bekliyorlar. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Goodbye. Güle güle. Hoşça kal. Güle güle. The Seasoning House-1 2012 info-icon
So... Hear no evil, speak no evil? Eee, üç maymun mu oynayacağız? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Do you have a name? İsmin var mı? Bir adın var mı? İsmin var mı? The Seasoning House-1 2012 info-icon
You can't speak your name. Adını söyleyemiyorsun. The Seasoning House-1 2012 info-icon
But you have to have a name. Ama bir ismin olmalı. Ama bir adın olmalı. Ama bir ismin olmalı. The Seasoning House-1 2012 info-icon
A little angel. Küçük bir melek. Küçük melek. Küçük bir melek. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I shall call you Angel. Sana "Melek" diyeyim. Sana Melek diyeceğim. Sana "Melek" diyeyim. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Viktor will look after you. Viktor seninle ilgilenecek. The Seasoning House-1 2012 info-icon
And you ... Ve sen de... Sen de... Ve sen de... The Seasoning House-1 2012 info-icon
will look after me. ...benimle ilgileneceksin. The Seasoning House-1 2012 info-icon
But ... Fakat... Ama... Fakat... The Seasoning House-1 2012 info-icon
I have something else for you to do. ...yapmanı istediğim bir şey daha var. Seninle bir işim daha var. ...yapmanı istediğim bir şey daha var. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You wil look after the house and prepare the girls. Evle ilgilenip kızları hazırlayacaksın. Evle ilgileneceksin ve kızları hazırlayacaksın. Evle ilgilenip kızları hazırlayacaksın. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I will show you how. Nasıl yapacağını göstereceğim. Sana nasıl yapacağını göstereceğim. Nasıl yapacağını göstereceğim. The Seasoning House-1 2012 info-icon
How do you know how to sign. İşaret dilini nereden biliyorsun? İşaretle konuşmayı nereden öğrendin? İşaret dilini nereden biliyorsun? The Seasoning House-1 2012 info-icon
My father was deaf. Babam sağırdı. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Where is your father? Baban nerede? Nerede baban? Baban nerede? The Seasoning House-1 2012 info-icon
And aabout yours? Peki ya seninki? Biraz da senden bahset. Peki ya seninki? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Wil you came back? Geri gelecek misin? The Seasoning House-1 2012 info-icon
I wish mom and dad arguing and fighting stop. Keşke anne ve babamın tartışmaları ve kavgaları son bulsa. Keşke babam ve annem tartışmayı ve kavga etmeyi kesselerdi. Keşke annenin babanın tartışmaları ve kavgaları son bulsa. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I wish dad would go away. Keşke babam çekip gitse. Ben babamın gitmesini isterdim. Keşke babam çekip gitse. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Do not worry. Merak etme. Endişelenme. Merak etme. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You get get out? Escape? Dışarı mı çıkıyorsun? Kaçıyor musun? The Seasoning House-1 2012 info-icon
It's impossible. Bu imkansız. Bu imkânsız. Bu imkansız. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Everywhere is locked. Her yer kilitli. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Have you always been deaf? Doğuştan mı sağırsın? Sürekli sağır mıydın? Doğuştan mı sağırsın? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Since I was a baby. Bebekliğimden beri. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I'm sorry. Üzüldüm. Üzgünüm. Üzüldüm. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Your mother? Peki annen? Annen? Peki annen? The Seasoning House-1 2012 info-icon
She will find me one day. Bir gün beni bulacak. Bir gün beni bulacaktır. Bir gün beni bulacak. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I like your necklace. Kolyen hoşuma gitti. Kolyeni beğendim. Kolyen hoşuma gitti. The Seasoning House-1 2012 info-icon
As long as you wear this ... Bu kolyeyi taşıdığın sürece... Bunu taktığın sürece... Bu kolyeyi taşıdığın sürece... The Seasoning House-1 2012 info-icon
it will allways protect you. ...seni daima koruyacak. ...seni koruyacak. ...seni daima koruyacak. The Seasoning House-1 2012 info-icon
What is the matter? Sorun nedir? Ne oldu? Sorun nedir? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Please. It helps. Lütfen yap. Faydası oluyor. Lütfen. Bu iyi geliyor. Lütfen yap. Faydası oluyor. The Seasoning House-1 2012 info-icon
What's wrong with you? Go! Senin derdin ne? Hadi! Neyin var senin? Git! Senin derdin ne? Hadi! The Seasoning House-1 2012 info-icon
He likes to be rough with them. Kızlara karşı sert olmayı sever. Onlara karşı kaba olmayı seviyor. Kızlara karşı sert olmayı sever. The Seasoning House-1 2012 info-icon
He pays extra. Bu yüzden fazla ödüyor. Ekstra ücret ödüyor. Bu yüzden fazla ödüyor. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I'll call Andre. Andre'yi çağırayım. Andre'yi çağıracağım. Andre'yi çağırayım. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You have some bruising and a little tear down there. Bazı morartılar ve küçük bir kesiğin var. Biraz morluklar var ve aşağıda ufak bir yırtık var. Bazı morartılar ve küçük bir kesiğin var. The Seasoning House-1 2012 info-icon
But out from that, you will be ok. Bunları bir kenara bırakırsak, iyileşeceksin. Bunun haricinde iyi olacaksın. Bunları bir kenara bırakırsak, iyileşeceksin. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Her pelvis was broken, Viktor. Leğen kemiği kırılmış Viktor. Kalça kemiği kırılmış, Viktor. Leğen kemiği kırılmış Viktor. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You need to take better care of your stock. Elindekilere daha çok özen göstermelisin. Daha iyi bir bakım yapmalısın. Elindekilere daha çok özen göstermelisin. The Seasoning House-1 2012 info-icon
And I can't afford to loose more girls. Your loss. Daha fazla kız kaybedemem. Kaybı düşünüyorsun. Daha fazla kızın salıverilmesini göze alamam. Sen kaybedersin. Daha fazla kız kaybedemem. Kaybı düşünüyorsun. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You forget yourself, Andre. Özdenetimini yitiriyorsun Andre. Kendini unut, Andre. Özdenetimini yitiriyorsun Andre. The Seasoning House-1 2012 info-icon
And you have a short memory. Kısa süreli bir hafızan var. Kısa bir hatıran var. Kısa süreli bir hafızan var. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Just take your payment and leave. Paranı al ve git. Ödemeni al ve git. Paranı al ve git. The Seasoning House-1 2012 info-icon
But and for her? She is in no fit state. Peki ya o ne olacak? Hiç iyi durumda değil. Peki ya o? Burada hiç uygun durumda değil. Peki ya o ne olacak? Hiç iyi durumda değil. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You're an expert in anatomy, Andr�. Anatomide uzman sensin Andre. Sen anatomi uzmanısın, Andre. Anatomide uzman sensin Andre. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I'm sure she can provide you with options. Elbet farklı seçenekler sunar. Eminim, sana seçenekler sunabilir. Elbet farklı seçenekler sunar. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Just do what you do. Sadece işine bak. Ne yapacaksan yap. Sadece işine bak. The Seasoning House-1 2012 info-icon
The doctor has to finish treating her., Prepare the other girls. Doktor tedavisini bitirmeli. Diğer kızları hazırla. Doktorun tedaviyi bitirmesi lazım. Sen diğer kızları hazırla. Doktor tedavisini bitirmeli. Diğer kızları hazırla. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Then food. Sonra yemeği. Sonra da yemeği. Sonra yemeği. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I can hear something. Bir ses duyuyorum. Bir şeyler duyuyorum. Bir ses duyuyorum. The Seasoning House-1 2012 info-icon
one day things will be different. ...bir gün şartlar çok farklı olacak. Bir gün her şey farklı olacak. ...bir gün şartlar çok farklı olacak. The Seasoning House-1 2012 info-icon
We can go away from this place. Buradan gidebileceğiz. Buradan uzaklara gidebileceğiz. Buradan gidebileceğiz. The Seasoning House-1 2012 info-icon
This is why I do all of this. So we can be together. Bu yüzden bunları yapıyorum. Böylece beraber olabiliriz. Bu yüzden bunları yapıyorum. Birlikte olabilelim diye. Bu yüzden bunları yapıyorum. Böylece beraber olabiliriz. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I am going to give you something. Sana bir şey vereceğim. The Seasoning House-1 2012 info-icon
This unlocks eveything. Bu tüm kilitleri açar. Bu her şeyin kilidini açar. Bu tüm kilitleri açar. The Seasoning House-1 2012 info-icon
The girls rooms, the outer doors. Kızların odasını, dış kapıları. Kızların odalarını, dış kapıları... Kızların odasını, dış kapıları. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Freedom, if you wanted. Özgürlüğün, istersen. İstersen özgürlüğü bile. Özgürlüğün, istersen. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You are free to go if you want. İstiyorsan, gitmekte özgürsün. İstersen, gitmekte özgürsün. İstiyorsan, gitmekte özgürsün. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I won't follow you. Seni takip etmem. The Seasoning House-1 2012 info-icon
But I know you won't. Ama gitmeyeceğini biliyorum. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Because you love me as I love you. Çünkü tıpkı seni sevdiğim gibi sen de beni seviyorsun. Çünkü benim seni sevdiğim gibi sen de beni seviyorsun. Çünkü tıpkı seni sevdiğim gibi sen de beni seviyorsun. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You could never leave me, could you? Beni asla terk etmezsin, değil mi? The Seasoning House-1 2012 info-icon
I dreamed about us getting out of this place. Buradan kurtulmamızın hayalini kurdum. İkimizin buradan çıktığını rüyamda gördüm. Buradan kurtulmamızın hayalini kurdum. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I'm never gettin out of here, am I? Buradan asla kurtulamayacağım değil mi? Buradan asla çıkamayacağım, değil mi? Buradan asla kurtulamayacağım değil mi? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Promise me you wont let them kill me. Promise me. Beni öldürmelerine izin vermeyeceğine söz ver. Söz ver bana. Beni öldürmelerine izin vermeyeceğine dair söz ver. Söz ver. Beni öldürmelerine izin vermeyeceğine söz ver. Söz ver bana. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Dope her up! Ver uyuşturucuyu! Uyuşturucu ver! Ver uyuşturucuyu! The Seasoning House-1 2012 info-icon
Stay here. Keep a close eye on her. I'll deal with him. Burada kal. Gözün üzerinde olsun. Ben adamla ilgilenirim. Burada kal. Ona göz kulak ol. Ben onunla ilgileneceğim. Burada kal. Gözün üzerinde olsun. Ben adamla ilgilenirim. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Goran! Goran! The Seasoning House-1 2012 info-icon
Greetings, Viktor. Selam Viktor. Selamlar, Viktor. Selam Viktor. The Seasoning House-1 2012 info-icon
It's so good to see you again. Seni tekrar görmek ne güzel. Seni yeniden görmek çok güzel. Seni tekrar görmek ne güzel. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I had no idea you were back. That's good. Döndüğünü bilmiyordum. Güzel. Döndüğünü bilmiyordum. Bu iyi. Döndüğünü bilmiyordum. Güzel. The Seasoning House-1 2012 info-icon
I'm happy to learn there's still some discretion left in this world. Bu dünyada hâlâ ağız sıkılığı olduğunu görmek sevindirici. Dünyada hâlâ hoşgörü olduğunu öğrendiğim için mutluyum. Bu dünyada hâlâ ağız sıkılığı olduğunu görmek sevindirici. The Seasoning House-1 2012 info-icon
We were passing, so I thought to come and use your "amenities". Geçiyorduk da gelip imkanlarını bir değerlendirelim dedim. Yoldan geçiyorduk ve düşündüm ki gelip senin şu aktivitelerini kullanalım. Geçiyorduk da gelip imkanlarını bir değerlendirelim dedim. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Whatever you need. You know that. Ne istersen. Biliyorsun. Ne ihtiyacın olursa. Biliyorsun. Ne istersen. Biliyorsun. The Seasoning House-1 2012 info-icon
You know my... my beautiful baby brother? Güzel kardeşimi tanıyorsun, değil mi? Benim güzel, bebek kardeşimi tanıyor musun? Güzel kardeşimi tanıyorsun, değil mi? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Josif! In the militia? Josif! Milis Kuvvetleri mi? Josif! Yedek asker miydin? Josif! Milis Kuvvetleri mi? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Private security consultant. Özel güvenlik danışmanı. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Things are different now. Olaylar artık çok farklı. Artık işler değişti. Olaylar artık çok farklı. The Seasoning House-1 2012 info-icon
And hese are your men? Radovan. Bunlar da adamların mı? Radovan. Bunlar senin adamların mı? Radovan. Bunlar da adamların mı? Radovan. The Seasoning House-1 2012 info-icon
And Marko. Marko! Marko. Marko! Ve Marko. Marko! Marko. Marko! The Seasoning House-1 2012 info-icon
And of course Ivan. Ve tabii ki Ivan. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Ivan. I've seen him before. Ivan. Onu daha önce görmüştüm. Ivan. Onu önceden görmüştüm. Ivan. Onu daha önce görmüştüm. The Seasoning House-1 2012 info-icon
He's hard to miss. Unutmak zor. Unutması zor. Unutmak zor. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Still with the little mute? Dilsiz hâlâ seninle mi? Hâlâ bu küçük dilsiz mi? Dilsiz hâlâ seninle mi? The Seasoning House-1 2012 info-icon
You old devil, she must be keeping you more entretained than the others, no? Yaşlı şeytan seni, diğerlerine göre daha çok mutlu ediyor seni değil mi? Seni yaşlı şeytan, seni diğerlerinden daha çok eğlendiriyor, değil mi? Yaşlı şeytan seni, diğerlerine göre daha çok mutlu ediyor seni değil mi? The Seasoning House-1 2012 info-icon
She works hard. Çok çalışıyor. Sıkı çalışıyor. Çok çalışıyor. The Seasoning House-1 2012 info-icon
Listen. I need to have a private chat, just you and me Dinle beni. Özel görüşmek istiyorum, sadece sen ve ben. Dinle. Sadece ikimizin olacağı özel bir sohbete ihtiyacım var. Dinle beni. Özel görüşmek istiyorum, sadece sen ve ben. The Seasoning House-1 2012 info-icon
And you boys, you have some fun. Beyler, siz de eğlenmenize bakın. Ve siz çocuklar, siz de biraz eğlenin. Beyler, siz de eğlenmenize bakın. The Seasoning House-1 2012 info-icon
A drink? İçki? İçki mi? İçki? The Seasoning House-1 2012 info-icon
Why are you here, Goran? Oh, we were in the area. Neden buradasın Goran? Arazideydik. Neden buradasın, Goran? Bu bölgedeydik. Neden buradasın Goran? Arazideydik. The Seasoning House-1 2012 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 170086
  • 170087
  • 170088
  • 170089
  • 170090
  • 170091
  • 170092
  • 170093
  • 170094
  • 170095
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim