Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 169855
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You got her?. Thanks, Sara. Okay. | Onu tutar mısın? Sağ ol, Sara. Tamamdır. Tuttun mu? Sağ ol Sara. Tamam. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Wait. No, keep it. Save it till next time. | Bekle. Hayır, kalsın. Bir dahaki sefere sakla. Bekle. Hayır, kalsın. Bir dahaki sefere alırım. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Shit. Hi. | Kahretsin. Selam. Kahretsin. Merhaba. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Who are you? I'm your roommate, Rebecca. | Kimsin sen? Oda arkadaşınım, Rebecca. Sen de kimsin? Oda arkadaşın, Rebecca. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I didn't throw up on you, did l? | Üzerine kusmadım, değil mi? Hayır. Dün gece üzerine falan kusmadım, değil mi? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Very cool. Thank you. | Çok iyi. Sağ ol. Çok güzeller. Sağ ol. | The Roommate-2 | 2011 | |
| It's 3:.00 in the afternoon. | Saat öğlen 3 oldu. Saat 3'e geliyor. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Jason, what are you doing?. | Jason, ne yapıyorsun? Jason, ne yaptığını sanıyorsun? | The Roommate-2 | 2011 | |
| I told you not to do this. I need to talk to you! | Sana bunu yapmamanı söylemiştim. Seninle konuşmam gerek! | The Roommate-2 | 2011 | |
| Yeah, but you didn't, remember?. That's the problem. | Evet, ama gelemedin, hatırladın mı? Sorunda bu. Evet ama gelmedin, hatırladın mı? Sorun da bu zaten. | The Roommate-2 | 2011 | |
| No. Yeah. | Hayır. Evet. Yok artık. Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| He didn't. He did. | Yapmış olamaz. Yaptı. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Do you miss him? Sometimes I think I do. | Onu özlüyor musun? Bazen düşünüyorum. Onu özlüyor musun? Bazen sanırım. | The Roommate-2 | 2011 | |
| What?. I am so jealous. | Ne var? Çok kıskandım. Ne oldu? Çok kıskandım. | The Roommate-2 | 2011 | |
| No problem. You can borrow anything you want. | Sorun değil. İstediğini ödünç alabilirsin. Elbette. İstediğini ödünç alabilirsin. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Some of this I've only seen in Vogue! My parents' idea of bonding... | Bazılarını sadece Vogue'da görmüştüm! Ailemin birleşme fikri... Vay canına. Bazılarını sadece Vogue dergisinde falan görmüşümdür! | The Roommate-2 | 2011 | |
| You're from here? Twenty minutes away. | Burada mı yaşıyorsun? 20 dakika uzaklıkta. Buralı mısın? Evim 20 dakika uzakta. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Yeah, not gonna happen. Why? | Evet, bu olmayacak. Neden? Öyle bir şey olmuyor. Neden? | The Roommate-2 | 2011 | |
| It's good. Thanks. | Güzel Sağ ol. Çok iyiler. Sağ ol. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Do you mind if I take a look at what you were doing?. | Senin neler yaptığına bakmamın sakıncası var mı? Senin yaptıklarına bakmamda bir sakınca var mı? | The Roommate-2 | 2011 | |
| How about Reba? How about Becca? | Reba nasıl? Becca nasıl? Reba'ya ne dersin? Ya da Becca? | The Roommate-2 | 2011 | |
| How about Becky?. | Peki Becky'e ne dersiniz? Becky'e ne dersin? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Becky's good. Yeah, Becky. | Becky güzel. Evet, Becky. Becky gayet hoş. Evet, Becky. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I Iike Rebecca. | Rebecca hoşuma gider. Rebecca denmesinden hoşlanıyorum. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Professor Roberts? Yes? | Profesör Roberts? Evet? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Late girl, right?. What's your name? | Geciken kız, doğru mu? Adın neydi? Geç kalan kız, değil mi? Adın neydi? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Thank you. You're welcome. | Teşekkürler. Bir şey değil. Teşekkürler. Hoş geldin. Teşekkür ederim. Rica ederim. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Don't be late. I will not be late. | Geç kalma. Kalmayacağım. Geç kalma sakın. Kalmayacağım. | The Roommate-2 | 2011 | |
| My friend lrene. She graduated from The Art lnstitute out here last year. | Arkadaşım Irene. Geçen yıl Sanat Akademisi'ni bitirdi. Arkadaşım Irene. Geçen sene buradaki Sanat Akademisinden mezun oldu. | The Roommate-2 | 2011 | |
| "Milan in the fall.'" And now she's off to Barcelona. | "Sonbaharda Milan." Şu anda da Barcelona'da. "Sonbaharda Milan." Şimdi de Barcelona'da. | The Roommate-2 | 2011 | |
| How are we gonna get in?. We're hot. | İçeri nasıl gireceğiz? Ateşimizle. İçeri nasıl gireceğiz? Seksiyiz. | The Roommate-2 | 2011 | |
| You guys in?. Sure. | Var mısınız? Elbette. Geliyor musunuz? Olur. | The Roommate-2 | 2011 | |
| So, what should we wear?. | Ee, ne giysek? Ne giymeliyiz? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Let's dance. Can I put these in your bag? | Dans edelim. Bunları çantana koyabilir miyim? Hadi dans edelim. Bunu çantana koyabilir miyim? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Yeah. Thanks. | Evet. Sağ ol. Tabii. Sağ ol. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Watch this guy hit on me. Yeah. | İzle, şu adam bana yamanacak. Evet. Bana asılan şu elemanı izle. Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Hi. Hi. | Selam Selam. Merhaba. Selam. | The Roommate-2 | 2011 | |
| How you doing?. Good. What's your name?. | Nasıl gidiyor? Güzel. Adın ne? Nasılsın? İyi. Adın ne? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Adam. Hi. It's Tracy. | Adam. Selam. Ben Tracy. Adam. Merhaba. Ben de Tracy. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Tracy?. | Tracy? | The Roommate-2 | 2011 | |
| So where's Tracy? I have no idea. | Tracy nerede? Hiç bir fikrim yok. Tracy nerede? Hiçbir fikrim yok. | The Roommate-2 | 2011 | |
| You hungry? I'm starving. | Aç mısın? Geberiyorum. Aç mısın? Açlıktan ölüyorum. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Me too. Oh, good. | Ben de. Güzel. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Thank you for coming. Of course. I was up. | Geldiğin için sağ ol. Elbette. Uyanıktım. Geldiğin için sağ ol. Elbette. Uyanıktım zaten. | The Roommate-2 | 2011 | |
| What are you having? Pancakes. | Ne istiyorsun? Gözleme. Ne alacaksın? Krep. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Sounds good. Deal. Good. | İyi fikir. Anlaştık. Güzel. Kulağa hoş geliyor. Anlaştık. Güzel. | The Roommate-2 | 2011 | |
| It's not everyone's taste, you know? Yeah. | Herkesin zevki bir değil, biliyorsun? Evet. Herkesin beğenebileceği bir şey değildir. Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| What, you don't have graffiti in Des Moines?. | Ne yani, Des Moines'de duvar yazısı yok mu? Ne? Des Moines'de grafiti yok mu? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Well, yeah. "Lana loves Kevin," "Stacy loves Robert."" | Evet var. "Lana Kevin'i seviyor", "Stacy Robert'ı seviyor. " Var ama "Seni seviyorum Kevin." Stacy Robert'a âşık"tan öte gitmez. | The Roommate-2 | 2011 | |
| No, you don't. Yeah, I do. | Hayır, yoktur. Evet, var. Hadi canım sen de. Evet, var. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Who?. | Kimi? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Yeah, why?. | Evet, neden? Evet, neden ki? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Like you. Yeah. | Senin gibi. Evet. Tıpkı senin gibi. Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| What should we name her?. | Ona ne isim vereceğiz? Adını ne koyacağız? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Really?. lt'll be our secret. | Sahiden mi? Bizim sırrımız olacak. Gerçekten mi? İkimizin küçük sırrı olur. | The Roommate-2 | 2011 | |
| You wanted a mocha smoothie, right? Yeah. | Sen buzlu moka istiyordun, değil mi? Evet. Mocha smoothie istemiştin, değil mi? Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| A frat party?. I don't know. | Erkekler partisi mi? Bilmiyorum. Öğrenci birliği partisi mi? Bilemiyorum. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Am I gonna get my mocha? Yes. | Moka'mı alabilir miyim? Evet. Mocha'mı alabilecek miyim? Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Yeah. First day. All right. | Evet. İlk gün. Anlaşıldı. İlk günüm. Anladım. | The Roommate-2 | 2011 | |
| So I will see you tonight. Okay. Yes, you will. All right. | Bu gece görüşürüz. Tamam. Evet, aynen. O zaman bu akşam görüşürüz. Tamamdır, görüşürüz. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Okay, bye. Bye. Bye. | Tamam, güle güle. Güle güle. Hoşça kal. Görüşürüz. | The Roommate-2 | 2011 | |
| So Tau Sigma Kappa tonight?. | Tau Sigma Kappa gecesine mi? Bu gece Tau Sigma Kappa'ya gidiyor muyuz? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Kim and I are going. Why, so you can ditch me again? | Kim ve ben gidiyoruz. Neden, beni tekrar ekebilesin diye mi? Kim'le gidiyoruz. Beni yine ekesin diye mi? | The Roommate-2 | 2011 | |
| That's your apology?. | Özrün bu mu yani? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Listen, l Okay. | Dinle, ben Dinle, pekâlâ. | The Roommate-2 | 2011 | |
| You look nice. Thank you. | İyi görünüyorsun. Teşekkürler. Hoş görünüyorsun. Sağ ol. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I can reschedule. You don't have to. | Erteleyebilirim. Bunu yapmak zorunda değilsin. Başka bir zamana erteleyebilirim. Bunu yapmak zorunda değilsin. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Who cares? What are you, a label whore?. | Kimin umurunda? Nesin sen, etiket fahişesi mi? Kimin umurunda? Nesin sen, marka düşkünü mü? | The Roommate-2 | 2011 | |
| I gotta go that way. Okay. | Ben buradan gidiyorum. Tamam. Ben bu taraftan gideceğim. Tamam. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I'll see you later. Have a good day. Bye. | Görüşürüz. İyi çalışmalar. Güle güle. Sonra görüşürüz. Sana iyi günler. Görüşürüz. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Is there a right or wrong in fashion?. | Modada doğru veya yanlış var mıdır? Modada doğru ya da yanlış var mıdır? | The Roommate-2 | 2011 | |
| How'd you know what time my class got out?. | Sınıftan kaçta çıkacağımı nereden bildin? Dersimin ne zaman bittiğini nasıl bildin? Ben senin oda arkadaşınım. | The Roommate-2 | 2011 | |
| What?. Yeah. | Ne? Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| No. It's more Iike she scared me. | Hayır. O beni daha fazla korkutuyor. Hayır. Asıl o beni korkuttu. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I gotta go meet lrene. Thanks again for the coffee. | Irene ile buluşmaya gitmeliyim. Kahve için tekrar teşekkürler. Irene ile buluşmam gerek. Kahve için tekrar teşekkürler. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Sara! Hey. | Sara! Selam. | The Roommate-2 | 2011 | |
| lrene!. Finally! | Irene! Sonunda! Irene! Nihayet! | The Roommate-2 | 2011 | |
| Sit, sit, sit. Okay. | Otur, otur, otur. Tamam. Otur hadi. Tamam. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Hell, I wanna be me when I grow up. lrene. Ready? | Bende büyüdüğümde benim gibi olmak istiyorum. Irene, hazır mısın? Ben de büyüyünce benim gibi olmak istiyorum. Irene, hazır mısın? | The Roommate-2 | 2011 | |
| Perfect. All right, you're done. | Mükemmel. Tamam, hazırsın. Harika. Tamamdır, hazırsın. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Thank you for coming. Of course. I wouldn't miss it. | Geldiğin için sağ ol. Tabii ki. Bunu kaçıramazdım. Geldiğin için teşekkür ederim. Elbette, hayatta kaçırmazdım. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I'm sorry. Yeah. | Üzgünüm. Evet. Özür dilerim. Tabii. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Oh, I see. Yeah. Yeah. | Görüyorum. Evet. Evet. Anlıyorum. Evet. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Page 3. It's very dense. | Üç sayfa mı? Çok ağırda. 3. sayfa. Epey zor. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Okay. Let's go quick... | Tamam. Tamam. Fikrimi değiştirmeden hemen gidelim. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Hey!. How about turning on the light?. | Işığı açsan nasıl olur? Hey! Şu ışıkları açsanız diyorum? | The Roommate-2 | 2011 | |
| You wanna know what I think?. | Ne düşündüğümü bilmek istiyor musun? Ne düşünüyorum biliyor musun? Bence sen süprüntü, parti kaltağının tekisin. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Hey, it's Sara! Leave a message. | Ben Sara! Mesajınızı bırakın. Merhaba ben Sara! Mesaj bırakın. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Rebecca, this is Stephen. I'm going to bed now. | Rebecca, bu Stephen. Şimdi yatmaya gidiyorum. Rebecca, bu Stephen. Ben yatmaya gidiyorum. | The Roommate-2 | 2011 | |
| You got a curfew?. No. | Sokağa çıkma yasağın mı var? Hayır. Bu saatten sonra çıkmanı yasak mı? Hayır. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I'll see you later. Sara. | Sonra görüşürüz. Sara. | The Roommate-2 | 2011 | |
| We're good, right?. Yeah, we're good. | İyiyiz, değil mi? Evet, iyiyiz. Aramızda sorun yok, değil mi? Evet iyiyiz. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I'm already her best friend?. It's kind of sad. | Şimdiden en iyi arkadaşı ben miyim? Üzücü bir durum. Şimdiden en iyi arkadaşı ben miyim? Biraz acıklı bir durum. | The Roommate-2 | 2011 | |
| You know what I mean? No, I don't. | Demek istediğimi anladın mı? Hayır, anlamadım. Anlarsın ya? Hayır anlamıyorum. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I think you do. You are a moron. | Bence anladın. Tam bir geri zekalısın. Bence anlıyorsun. Moronun tekisin. | The Roommate-2 | 2011 | |
| Hey. I heard you changed dorms. | Selam. Yurdunu değiştirdiğini duydum. Selam. Başka yurda geçtiğini duydum. | The Roommate-2 | 2011 | |
| We should get together. Grab a bite. Sara. | Bir araya gelmeliyiz. Bir şeyler yeriz. Sara. Bir ara görüşelim. Bir şeyler yeriz. Sara. | The Roommate-2 | 2011 | |
| It's not a great view. No, it's not. It's all right. | Pek harika bir manzara değil. Hayır, değil. Fena değil. O kadar da süper bir manzara değil. Evet aynen. İdare eder. | The Roommate-2 | 2011 | |
| It's all right. Yeah. It's about a six out of 1 0. | Fena değil, evet. 10 üzerinden 6 eder. Fena değil. Evet. 10 üzerinden 6 alır. | The Roommate-2 | 2011 | |
| I give it a four. A four? | Ben 4 veririm. 4 mü? Ben dört veriyorum. Dört mü? | The Roommate-2 | 2011 |