Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168627
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| No, but the highlights are great. Thank you. | Röflelerin çok güzel duruyor. Teşekkürler. Hayır ama röfle harika durmuş. Teşekkür ederim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Sexy but serious. Thank you. | Ciddi ama çekici gözüküyor. Teşekkürler. Seksi ama ciddi. Teşekkürler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Excuse me. | Bakar mısın? Affedersiniz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Who the hell are all these people? I was only expecting one man. | Ben sadece bir kişi gelecek sanıyordum. Bunlar da kim? Bütün bu insanlar kim? Ben sadece bir adam bekliyordum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You know, they're just some people I owe money to who wanted to be here. | Borcumu ödememi isteyen insanlar. Borçlu olduğum bazı insanlar, burada olmak istediler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Well, they are some Chechen patriots, entrepreneurs. | Çeçen vatanseverler. Bazı Çeçen vatansever girişimciler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| And the black chaps are some businessmen from Nigeria. | Şuradaki afrikalılarsa Nijeryalı iş adamları. Şuradaki zenciler ise, Nijerya'dan bazı iş adamları. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You owe money to the Nigerians and Chechens? | Nijeryalılarla, Çecenlere borcun mu var? Nijeryalı'lara ve Çeçenler'e de mi para borçlusun? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Yes. Yes, I do. | Evet. Evet. Evet, öyle. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You're a piece of work. Thank you. | İşinin bir numarasısın. Eyvallah. İnanılmaz bir adamsın. Teşekkürler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Probably best to get started. | Artık başlasak iyi olacak. Sanırım artık başlasak iyi olacak. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| This is good, baby. We're in the game, we know the score. | İşin içindeyiz ve olayları biliyoruz. Bu çok iyi bebeğim. Oyundayız ve skoru da biliyoruz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| The only thing that bugs me is we still don't know who Ershon's targeting. | Sadece Ershon'un hedefinde kim olduğunu bilememek canımı sıkıyor. Beni rahatsız eden tek şey, hâlâ Ershon'un hedefini bilmiyoruz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Is it the lotto? Who is it? Who cares? Some rich prick. | Piyango mu? Yoksa başkası mı? Kime ne? Zengin puştun tekidir. Piyango mu? Kim? Kimin umurunda? Zengin dallamanın teki. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I have to tell you, I am tremendously excited by this deal. | Bu işte ne kadar heyecanlı olduğumu bilmenizi isterim. Söylemem gerek ki, bu anlaşma beni inanılmaz heyecanlandırdı. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| And I can assure you that every dime of your money | Yatırdığınız her kuruşun akıllıca bir... Ve sizi temin ederim ki, paranızın her bir lirası... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| will be invested with the utmost diligence. | ...yatırım olduğundan sizi temin ederim. ...elimizden gelen en büyük çaba ile kâra dönüştürülecektir. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Your rates of return are really exciting. | Oranlarınız o kadar güzel ki... Faiz oranlarınız heyecan verici. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We think our members are gonna be just thrilled. | ...eminim üyelerimiz de heyecanlanmıştır. Üyelerimiz bundan memnun olacaklar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Yeah. I mean, we've averaged, like, 18% over the last 10 years. | Son 10 yılda %18 lik büyüme sağladım. Evet. Sanırım geçtiğimiz 10 sene boyunca %18'in üzerindeydik. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| All right. Quiet as a church mouse, in and out. | Kilise fareleri kadar sessiz ol. Girip çıkacağız. Pekala. Kilise fareleri gibi, gir ve çık. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I can feel that tingling in my balls you were talking about. | Dediğin gibi taşaklarım karıncalanmaya başladı. Daha önce söylediğin şu toplarımdaki karıncalanmayı hissedebiliyorum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Beautiful. | Süper. Çok güzel. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| All right, listen up. | Herkes buraya baksın. Pekâlâ, dinleyin. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I am Detective Gamble. This is Detective Hoitz. | Ben Dedektif Gamble, bu da Dedektif Hoitz. Ben, Dedektif Gamble. Bu da Dedektif Hoitz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We need your cooperation. | Bizimle iş birliği yapmanız lazım. Sizden iş birliği yapmanızı istiyorum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| David Ershon. | David Ershon.. David Ershon. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You're under arrest for fraud, embezzlement, | ...dolandırıcılık, şantaj ve.. Seni dolandırıcılıktan tutukluyorum, yolsuzluk... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and in connection to the murder of Don Beaman. | ...Don Beamon cinayetindenden tutuklusun. ...ve Don Beaman'ın cinayetinde bağlantın olmasından. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| This is a bad idea. | Bu hiç iyi bir fikir değil. Bu kötü bir fikir. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Hey, guys. | Merhaba çocuklar. Merhaba, çocuklar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Bob? What are you doing here? | Burada ne arıyorsun, Bob? Bob? Sen burada ne arıyorsun? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'm investing. | Yatırım yapıyorum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Do you remember we talked about that proxy vote a while back? | Size vekil oyu hakkında bir şeyler söylemiştim hatırlıyor musunuz? Bahsettiğim emekli maaşı oylamasını hatırlıyor musun? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| This is what it was for. Holy shit. | İşte bu oydu. Ha siktir! Bu yatırım içindi. Lanet olsun. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It's a more aggressive investment strategy for the pension. | Emeklilik için atılgan bir yatırım. Emekli ikramiyelerimiz için çok daha iyi bir yatırım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Allen! We're the suckers. They're targeting the police pension fund. | Bunca zamandır farketmemişiz, Emniyetin Emeklilik Fonunu hortumlayacaklarmış. Allen! O dangalak bizmişiz. Polis emekli fonunu hedef alıyorlar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Gentlemen, you're here illegally and without a warrant. | Beyler burada illegal olarak bulunuyorsunuz... Beyler, burada yasadışı ve izinsiz olarak bulunuyorsunuz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We are within our rights to take action. | ...ve bizim saldırma hakkımız var. Yani kendimizi savunma hakkına sahibiz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| So much for quiet as church mice! | Sessiz bir kilise faresi için çok fazlaydı. Kilise fareleri için biraz fazla oldu. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Go! | Yürü! Gidin! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Who the hell are those guys? | O adamlar da kimdi? Kimdi o adamlar? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Gentlemen, I can get you obstructed view tickets for Rock of Ages. | Beyler size 'Rock Of Ages' bileti verebilirim. Baylar, size Rock of Ages için hemen bilet bulabilirim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Even I admit that's not very tempting, but I'm not made of tickets, God damn it! | Pek çekici gelmese de ne yapayım, biletleri ben hazırlamıyorum ya. Çok iyi bir teklif olmadığını biliyorum ama elimde başka bilet yok, lanet olsun! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Get in the front! How do you start this freaking thing? | Öne bin. Bu siktiminin aletini nasıl çalıştırıyorsun. Ön tarafa otur! Bu lanet şey nasıl çalışıyor? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Go on! Go! | Bas gaza! Gazla! Gidelim! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Shit! Go! | Siktir. Gazla. Lanet olsun! Gidelim! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Jeanie! Get over here! You, go get the bloody car! | Jeannie, buraya gel. Sen de arabayı getir. Jeanie! Buraya gel! Sen, gidip arabayı getir. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Hold the wheel! | Direksiyonu tut. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Open the back! I got it. I got it! | Bagajı aç! Açtım! Açtım! Bagajı aç! Tamamdır. Tamam! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| They're gonna kill me. And then they will kill you. | Önce beni sonra sizi öldürürler. Beni öldürecekler. Sonra da sizi öldürecekler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Well, I'm gonna kill you first! And then they will kill me. | Önce ben seni öldüreceğim. Tamam, senden sonra beni öldürecekler. Önce ben seni öldüreceğim! O zaman sonra beni öldürürler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We have two rogue police officers. They are armed and dangerous, | David Ershon'u kaçıran iki silahlı... İki tane delirmiş polis memuru. Silahlı ve tehlikeliler... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and holding David Ershon hostage. Stupid pricks! | ...ve tehlikeli polis memuru vakası. Geri zekalılar. ...ayrıca David Ershon ellerinde. Aptal herifler! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It's us, we're good guys! Exactly. They're the good guys. | Bizler iyi adamlarız. Kesinlikle iyi adamlar onlar. Biziz, bizler iyi adamlarız! Kesinlikler. Onlar iyi adamlar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Where do we go? Where do we go? | Nereye gidiyoruz? Nereye gidiyoruz? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I have a small apartment. No one knows about it. | Kimsenin bilmediği gizli bir dairem var. Küçük bir dairem var. Kimsenin haberi yoktur. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I use it mainly for my parents and prostitutes. | Ailem ve hayat kadınları için kullanıyorum. Genelde ailemi konaklatmak ve fahişeleri götürmek için kullanırım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Not at the same time. That would be wrong. | Aynı anda değil tabi, bu uygunsuz olurdu. Aynı anda değil tabii ki. Bu yanlış olur. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Let's hear it from the top, every detail. | En başından başlayıp bütün detaylarıyla anlat bakalım. Her şeyi baştan anlat, bütün detaylarıyla. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I think the best way to tell the story is by starting at the end, briefly, | Sondan başlamak en iyisi. Sonra ordan başa geçeriz. Bence en iyisi bu hikayeye en sonundan başlamak... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| then going back to the beginning, and then periodically returning to the end, | Periyodik olarak sona dönmemiz bize farklı... ...yavaş yavaş başa doğru gideriz ve periyodik olarak tekrar sona döneriz... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| maybe giving different characters' perspectives throughout. | ...perspektifler kazandırır. ...belki farklı karakterler olaya biraz perspektif katabilir. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Just to give it a bit of dynamism, otherwise, it's just sort of a linear story. | Öbür türlü sıradan bir hikayeden farkı kalmaz. Olaya biraz dinamizm katarlar, yoksa hikaye çok sıkıcı olur. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Just tell us what happened. | Özet geç, piç. Sadece ne olduğunu anlat. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I lost a bunch of money from some people and now they want it back. | Belki o konuşmaları öğrenebiliriz. Bu adamların parasını kaybettim ve şimdi onlar paralarını geri istiyor. Bazı insanların paralarını kaybettim ve onlar da geri istiyor. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| What about Don Beaman? | Peki ya Don Beamon? Peki ya Don Beaman? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Beaman knew that I had falsified my financials, | Beamon benim finansal belgelerimin sahte olduğunu biliyordu. Beaman benim hesaplarla oynadığımı biliyordu... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| so they sent down Wesley to try and keep him quiet. | Onlarda Wesley'i onu korkutması için yollamışlar. ...onlar da Wesley'e gönderdiler ve onu sessiz tutmaya çalıştılar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| He forced him at gunpoint to drink a bunch of gin | Silah zoruyla sarhoş edip... Silah zoruyla bir sürü cin içirdi... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and then forced him onto the ledge. | ...pencere önüne çıkarmışlar. ...ve sonra da pencere kenarına çıkmaya zorladı. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It was only a matter of time before he fell. | Oradan düşmek an meselesi zaten. Düşmesi sadece an meselesiydi. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| At least we stopped you from getting the pension fund. | En azından senin Emeklilik Fonunu hortumlamanı engelleriz artık. En azından emekli ikramiyelerini çalmanı önledik. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Well, but, yeah, but you didn't. It's already in my account. | Para çoktan hesabıma geçti bile. Evet ama önleyemediniz. Para çoktan hesabımda. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| By 9:00 in the morning, it goes into the Lendl equity fund | Yarın saat 9'da para Global Lendl hesabına geçecek. Yarın sabah 09.00'da Lendl fonuna aktarılacak... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and from there it's transferred to a dozen offshore accounts. | 9:01 gibi ise oradan da deniz aşırı hesaplara... ...ve oradan da bir düzine görünmeyen hesaba dağıtılacak. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| By 9:01, it's gone. | ...aktarılmış olacak para. Saat 09.01'de, para gitmiş olacak. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Well, what if we stop the transfer? But you can't. I mean, there's a... | Ya havaleyi durdurursak? Durduramazsınız. Peki ya aktarımı durdurursak? Ama yapamazsınız. Yani ortada... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| What if we stop the transfer? | Ya havaleyi durdurursak? Ya transferi durdurursak? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You'd have to be at Endemic Bank for 9:00 exactly, | 9'dan önce, onlar varmadan orada olmanız... Bunun için saat tam 09.00'da Endemic Bankası'nda olmanız gerek... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| find the clerk, get the routing number. | ...muhasebeciyi bulup havale numarasını öğrenmeniz lazım. ...görevli memuru bulacaksınız ve yönlendirme numarasını alacaksınız. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We gotta stop it. | Onları durdurmamız lazım. Durdurmamız gerek. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| There's no way. | Olmaz. Bu imkânsız. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Every cop, the crazy Australian and his crew, they'll all be after us. | Olmaz, polisler, o deli avusturyalı ve adamları peşimizde olacaktır. Bütün polisler, çılgın Avustralyalı ve ekibi hepsi peşimizde olacak. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You could let me go, and I'll give you $10 million each. | Eğer beni bırakırsanız her birinize 10 milyon dolar veririm. Gitmeme izin verin, ben de size adam başı 10 milyon dolar vereyim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It's not a bribe. Of course it's a bribe. | Rüşvet değil. Bal gibi rüşvet. Bu rüşvet değil. Tabii ki rüşvet. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You're offering to pay us money to not do our job. | Bize işimizi yapmamamız için para vereceksin. Bize işimizi yapmamamız için para teklif ediyorsun. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It's not a bribe. | Rüşvet değil. Bu rüşvet değil. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We hang low here tonight. Nobody knows about this place. | Bu akşam burada kalıyoruz. Kimse burayı bilmediğinden... Bu gece burada kalalım. Burayı kimse bilmiyormuş. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We'll be safe. And tomorrow, we hit it. | ...burada güvende oluruz. Yarın da oraya gideriz. Güvende oluruz. Ve yarın işi hallederiz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| First things first, I gotta go see Sheila. | Shelia'yı görmem lazım. Her şeyin sırası var, benim Sheila'yı görmem gerek. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| No way, it's too dangerous. | İmkansız. Bu çok tehlikeli olur. İmkânı yok, çok tehlikeli. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Look, Terry, we don't know what's gonna happen to us tomorrow, | Yarına yaşayıp, yaşamayacağımız belli mi? Bak Terry, yarın bize ne olacağını bilmiyoruz... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| but tonight, I need to make things right with Sheila. | Bu akşam Shelia ile barışmam lazım. ...ama bu gece, Sheila ile aramı düzeltmem gerek. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| All right, go. Go. Be careful. | Git ama dikkatli ol. Tamam, git. Dikkatli ol. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Thanks, I will. | Sağ olasın, olurum. Teşekkürler, olurum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Will you say hi to Sheila for me? | Shelia'ya benden selam söyler misin? Sheila'ya benden selam söyler misin? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Tell her. Say Terry was asking about you. | Ona 'Terry seni sordu.' de. Ona de ki, Terry seni soruyor de. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| He wants to make sure you know | Eğer bir şey olursa... Sana bir şey olursa, onun yanında olacağımı bildiğine emin ol. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| that he'll be there for you if anything happens. | ...onun yanında olmak istediğimi söyle ona. | The Other Guys-2 | 2010 |