Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168628
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Yeah. Drop of a hat, I'm there. | Tamam. Ne olursa olsun farketmez. Tamam. Anında yanında olacağım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Look, it's starting to get a little weird, man. | Bu konuşma biraz garipleşmeye başladı. Bak, bu şey garipleşmeye başlıyor dostum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| If something happens to you, I need to be there to take care of her. | Eğer sana bir şey olursa, ona ben göz kulak olmak benim görevim. Sana bir şey olursa, onunla ilgilenmek benim işim olur. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| All of her wants, her needs, and desires are now my responsibility. | Onun bütün ihtiyaç ve arzuları artım benim sorumluluğumda. Bütün istekleri, ihtiyaçları, arzuları artık benim sorumluluğuma girer. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Why do you say it like it's a predetermined thing? | Niye ben ölmüşüm gibi konuşuyorsun? Neden bunları önceden belirlemiş gibi söyledin? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Just go, man. | Hadi git artık. Git hadi adamım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Okay. Thanks. | Tamam, sağ ol. Tamam. Teşekkürler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Go. | Gitsene! Git. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Janeco Gallery. | Janeco Galerisi buyrun. Janeco Galeri. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Francine, it's Terry. Please don't hang up. | Francine, ben Terry. Lütfen kapatma. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Please pick up. | Lütfen aç. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Hey, sweetie. I was praying you'd be at your mom's house. | Selam tatlım. Ben de tam inşallah annenlerdesin diyordum. Merhaba, tatlım. Annende olman için dua ediyordum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You know what, I can't talk anymore. I think the phone's being tapped. | Daha fazla konuşamam, sanırım telefon dinleniyor. Bak, çok fazla konuşamam. Telefonum dinleniyor olabilir. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Baby, where are you? I wanna see you. | Tatlım, neredesin? Seni görmek istiyorum. Bebeğim, neredesin? Seni görmek istiyorum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'm near the place where we did it three Halloweens ago. | 3 yıl önce cadılar bayramında yaptığımız yerdeyim. Cadılar Bayramı'ndan önce üç defa yaptığımız yere yakınım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Do you remember? | Hatırladın mı? Hatırlıyor musun? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Okay, yeah, I got it. | Hatırladım. Tamam, evet. Anladım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'm just warning you, though. Watch out. I think they're watching the house. | Dikkatli ol, tatlım. Sanırım evi izliyorlar. Seni uyarmak istedim. Dikkatli ol. Sanırım evi izliyorlar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Don't worry, sweetie. I think I have a way of talking to you. | Merak etme, seninle konuşmanın bir yolunu bulurum ben. Merak etme, tatlım. Sanırım seninle konuşmanın bir yolu var. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I have to admit, I wasn't gonna come. I mean... | İtiraf edeyim, bunca zamandan sonra gelmek istememiştim. Kabul etmeliyim ki, gelmeyecektim. Yani... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| After all those years, after the restraining order. | Ve tabii yasaklama emrinden sonra. Bütün o yıllardan sonra, ve mahkeme emrinden sonra. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I was worried I might not see you again. | Seni bir daha göremeyeceğimden korktum. Seni bir daha göremeyeceğim için endişe ettim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| There's some very dangerous people after him, | Ortağım ile benim peşimde... Ershon'un peşinde çok tehlikeli adamlar var... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and now they're after us. | ...çok tehlikeli adamlar var. ...şimdi de bizim peşimizdeler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It's just the old lady. | Sadece yaşlı bir bayan yürüyüşe çıkmış. Sadece yaşlı bir kadın. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Hello, Mama Ramos. What are you doing out here? | Merhaba anne Ramos, ne arıyorsun burada? Merhaba, Ramos Anne. Burada ne yapıyorsun? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Sheila said she doesn't know what happened and she wants you back. | Shelia ne olduğunu bilmiyormuş ama seni geri istiyormuş. Sheila, ne olduğunu bilmediğini ve seni geri istediğini söyledi. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| She also says... Yes. | Ayrıca... Evet. Ayrıca dedi ki... Evet. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| ...she wants you on top of her, holding her hair, | ...onun üstüne çıkıp, saçından tutup... ...senin üstüne çıkmak istiyormuş, saçını tutmanı istiyormuş... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and riding her like a bucking bronco | ...onu bir at sürer gibi becerirken... ...ve onun parmağını emerken... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| while she sucks your thumb and says, "Mommy likey." | ...baş parmağını yalayıp, "anneciğin hoşuna gidiyor" demen hoşuna gidiyormuş. ...çok güzel diyerek onu vahşi bir boğa gibi becermeni istiyor. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You, you tell your daughter... | Kızına de ki... Sen de kızına de ki... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| He said he'll always love you. | Seni her zaman seveceğini söyledi. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| And he's so happy that you're having his child. | Onun çocuğunu taşıdığın için çok mutluymuş. Ayrıca onun çocuğunu taşıdığın için çok mutluymuş. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| He also says that | Ayrıca... Ayrıca dedi ki... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| he wants you to stare into each other's eyes without blinking while you do it. | ...seks yaparken gözlerinizi kırpıştırmadan sürekli bakışmanızı istiyor. ...sevişirken birbirinize hiç gözünüzü kırpmadan bakmak istiyormuş. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I love when we do that, Mom. And then afterward, | Öyle yapmasını çok seviyorum. Ondan sonra da... Bunu yapmasına bayılıyorum, anne. İşiniz bittikten sonra da... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| lick the sex off each other. | ...birbirinizin terlerini yalamanızı istiyor. ...birbirinizi yalamak istediğini söyledi. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I don't wanna do this. | Bunu daha fazla yapmak istemiyorum. Bunu yapmak istemiyorum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You say things that are too personal. Okay, but just one more thing. | Çok kişisel şeyler söylüyorsunuz. Son bir kez daha. Çok özel şeyler söylüyorsunuz. Tamam ama son bir şey. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| She said she loves you, | Seni sevdiğini... Seni sevdiğini söyledi... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and wants to hold your hand and have iced tea with you. | ...ve elini tutarken buzlu çay içmek istediğini söyledi. ...ve senin elini tutarak buzlu çay içmek istiyormuş. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Come on. That's not all she said. | Hadi ama. Bu kadarcık mı? Hadi ama. Bütün söyledikleri bu olamaz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| She says other things, but I don't want... Please, please, please. | Başka şeyler de söyledi. Ama ben... Lütfen, lütfen, lütfen. Başka şeyler de söyledi ama ben... Lütfen, lütfen, lütfen. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You don't realize, I may be killed tomorrow. | Yarın ölmüş olabileceğimi anlamıyor musun? Anlamıyorsun, yarın öldürebilirim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| She says she wants to unplug all the clocks and the phones | Bütün saatleri ve telefonları atıp seninle 3 günlük... Bütün saatlerin ve telefonların pillerini ve fişlerini çıkartmanı... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and have a three day F marathon. That's more like it. Yeah. | ...seks maratonuna girmek istediğini söyledi. Evet, devam et. ...ve üç gün boyunca seks yapmayı istiyor. İşte bu daha iyi. Tamam. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| She wants to walk wrong for a week because you guys F'd so hard. | Çok sert seks yaptığınız için, bir hafta düzgün yürüyememek istiyormuş. Bir hafta boyunca yürüyememek istiyormuş çünkü siz çok sert yapıyormuşsunuz. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| That's just lovely. | Çok hoş. Bu harika. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| No more! He says things I can't say. | Olmaz. Söyleyemeyeceğim şeyler söyledi. Artık yeter! Söyleyemeyeceğim şeyler söylüyor. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It involves a mannequin hand and an electric shaver taped to a golf club. | İçinde elinde tıraş makinesi olan ve golf sopasına bağlı olduğun fanteziler var. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Now what'd she say? | Bu sefer ne söyledi? Şimdi ne dedi? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| She says she loves you. | Seni sevdiğini söyledi. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'm so sorry about everything. | Her şey için çok üzgünüm. Her şey için özür dilerim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| And I just had to come here tonight to tell you that I love you. | Bu akşam buraya sadece seni sevdiğimi söylemeye geldim. Bu gece buraya gelmek ve seni sevdiğimi söylemek zorundaydım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'm afraid that if I admit to how stunning | ...eğer senin ne kadar güzel... ...senin ne kadar çarpıcı... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| and intelligent and wonderful you are, | ...akıllı ve mükemmel olduğunu kabul edersem... ...zeki ve harika olduğunu kabul edip söylersem... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'd just lose you. Shut up, Allen. I love you. | ...seni kaybetmemden korkmamdı. Sus, seni seviyorum Allen. ...seni kaybetmekten korkuyordum. Kapat çeneni, Allen. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We have a place that's safe. All right. | Kaldığımız güvenli bir yer var. Güvenli bir evimiz var. Tamam. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'm gonna break your hip. | Kalçanın kırılmasına hazır ol. Kalçanı kıracağım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I'm about to do you grandpa style. | Büyükbaba stilinde yapacağım bu sefer. Seni büyükbaba pozisyonunda becereceğim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I brought some music. | Biraz şarkı dinleyelim. Müzik de getirdim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Not what I would've chosen, but screw it. | Seçme şansım yok ama siktir et. Pek tercihim değil ama salla gitsin. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| All right. Let's go, Monday morning, time to go to work. | Sıradaki şarkımız, "Pazartesi sabahı, işe gitme zamanı" Tamam, hadi bakalım. Pazartesi sabahı, işe gitme vakti. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Let's do it. | Hadi bitirelim şu işi. Gidelim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| You want my gate code? Shut up, man! | Kapı şifremi vereyim mi? Kapat çeneni. Garaj şifremi ister misiniz? Kapat çeneni adamım! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| That's Wesley! | Minibüsteki Wesley! Bu, Wesley! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Where'd you learn to drive like that? Grand Theft Auto! | Böyle araba kullanmayı nereden öğrendin? GTA sağ olsun. Böyle araba kullanmayı nerede öğrendin? GTA oyunundan! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Shit, Allen, they're coming. | Peşimizdeler. Lanet olsun Allen, geliyorlar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Oh, my God! Shit. | Aman tanrım. Siktir. Aman tanrım! Lanet olsun. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Do something, Allen! Hold on, hold on. | Bir şeyler yap, Allen. Bir dakika, bir dakika. Bir şey yap, Allen! Bekleyin, bekleyin. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Someone's been playing Grand Theft Auto. | Birisi fazla GTA oynamış. Birisi bizimle GTA oynuyor. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I did that! | Ben yaptım. Bunu ben yaptım! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I did that! Oh, my God! | Ben yaptım. Aman, tanrım. Ben yaptım! Aman tanrım! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| That's what I'm talking about! We jackknifed them! | İşte ben bundan bahsediyordum. Onların icabına baktım. İşte bahsettiğim şey buydu! İşlerini bitirdik! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Did you see that? It went backwards and then turned upside down. | Gördün mü? Geri geri gidip takla attılar. Şunu gördünüz mü? Önce yan döndü sonra da takla attı. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Gator turns vans upside down like they're in a crazy washing machine! | Timsah adamı böyle yapar işte. Timsah minibüsü ters çevirdi, sanki çamaşır makinesinin içindeydiler. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Why are you calling yourself Gator? | Neden kendine 'Timsah' diyorsun? Neden kendine Timsah diyorsun? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It's a nickname I had in college. I used to run a dating service. | Üniversitede ki lakabım. Eş bulma servisim vardı da o zamanlar. Üniversitede bu benim lakabımdı. Çöpçatanlık işleri yapardım. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| He was a pimp. Yeah, I was. I was a pimp. | Pezevenkti. Evet, pezevenktim. Pezevenkti yani. Evet, pezevenktim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Is it me or does it smell like deer vagina in here? | Ben mi yanılıyorum yoksa burası geyik vajinası mı kokuyor? Sorun bende mi yoksa burası geyik vajinası gibi mi kokuyor? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| My poor car. | Zavallı arabam. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Right now the streets are a bloodbath. | Sokaklarda her gün katliamlar artıyor. Artık sokaklar kan gölüne döndü. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| And, statistically speaking, there's about 30 kids in here, | İstatiksel olarak bakarsak, bu sınıftaki 30 kişinden 10 tanesi... İstatistiklere göre konuşursak, buradaki 30 çocuktan... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| 10 of you are gonna be dead before your next birthday. | ...gelecek doğum gününü göremeyecek. ...10 tanesi gelecek doğum gününe kadar ölmüş olacak. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Got a couple of tips, help you guys stay out of jail. | Sizi hapisten uzak tutacak bir kaç önerim var. İşte size birkaç tüyo, sizi hapisten uzak tutar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| One, try your hardest to not be black or Hispanic. | Bir: Zencilerden ve İspanyollardan uzak durun Bir, ne olursa olsun zenci ya da İspanyol olmamaya çalışın. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| It's a good tip. Yeah. Two... | Güzel tavsiye. İki... Bu iyi bir tüyo. Evet. İki... | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Gentlemen, we got a hot one. | Beyler son dakika! Beyler, acil durum. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Hoitz and Gamble have Ershon hostage, high speed car chase in progress. | Beyler, Hoitz ve Gamble, Ershon ile birlikte yüksek hızda kaçıyor. Hoitz ve Gamble, Ershon'ı rehine alarak hızlı bir şekilde kaçıyorlar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Yes! Gun, gun! | İşte bu! Silahları gönderin, çocuklar. Evet! Silah, silah! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Pass up the guns. Pass them up. Let's go, people. | Tabancaları gönderin. Hadi! Hadi! Silahları yollayın. Elden ele. Hadi millet. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| There we go. Anything, any Tasers? No? | Tamam, şok cihazı izteyen? Yok mu? İşte oldu. Şok tabancası falan yok mu? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Good. Who wants to go on a ride along? | Süper. Kim bizimle gelmek ister? Güzel. Kim bizimle gelmek ister? | The Other Guys-2 | 2010 | |
| I do! | Ben gelirim! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| All right, you, sweetie. Come on, let's go. Move. | Sen. Hadi çabuk ol! Tamam, sen gel tatlım. Hadi, gidelim. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Move! Let's go. Come on! | Hadi! Yürü bakalım. Hadi! Hadi, kıpırda! Gidelim! | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Cool, a helicopter! Must be covering the high speed chase. | Bir helikopter, ha. Yüksek hızda kovalama için idealdir. Harika, bir helikopter! Hızımızı kesmeye çalışıyor olmalılar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| Who are those guys? They're Chechen investors. | Bu adamlar da kim? Çeçen yatırımcılar. Kim bu adamlar? Çeçen yatırımcılar. | The Other Guys-2 | 2010 | |
| We were gonna do a Chechen version of Dora the Explorer. | Çeçen tarzı bir yatırım yapacaktık. Kaşif Dora'nın Çeçen versiyonunu yapmayı planlıyorduk. | The Other Guys-2 | 2010 |