Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168479
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
This is if we were all on a cruise ship | Bu, hepimiz bir yolcu gemisinde olsak, filikaları... Bu, eğer hepimiz gemi gezisinde olursak Bu, hepimiz bir yolcu gemisinde olsak, filikaları... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and had to divide into lifeboats. | ...nasıl paylaşacağımızı gösteren liste. ve filikalara bölünmek zorunda olursak. ...nasıl paylaşacağımızı gösteren liste. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
And this is if we were on a cruise ship | Bu da, hepimiz bir yolcu gemisinde olsak, salları... Ve bu, bir gemi gezisindeysek, Bu da, hepimiz bir yolcu gemisinde olsak, salları... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and had to divide into life rafts. | ...nasıl paylaşacağımızı gösteren liste. ve can sallarına bölünmek zorunda olursak. ...nasıl paylaşacağımızı gösteren liste. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Here's something. | Bir şey daha buldum. İşte bir şey. Bir şey daha buldum. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Who would eat who in alive situation. | Diri diri yememiz gerekirse, kim kimi yemeli. Hayati durumda kim kimi yiyecek? Diri diri yememiz gerekirse, kim kimi yemeli. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
No. That can't be it. | Hayır, bu olamaz. Hayır. Bu olamaz. Hayır, bu olamaz. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
I got to say, kind of seems like | Şunu söylemeliyim ki, bence soldakiler... Söylemek zorundayım, sol taraf Şunu söylemeliyim ki, bence soldakiler... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
the left side's the side to be on | ...kalacakların listesi. adeta devrede olan taraf gibi görünüyor ...kalacakların listesi. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
me, Jim, Dwight, Darryl. No offense, Pam. | Ben, Jim, Dwight, Darryl. Darılmaca yok, Pam. ben, Jim, Dwight, Darryl. Darılmak yok, Pam. Ben, Jim, Dwight, Darryl. Darılmaca yok, Pam. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
No, I don't think so. Excuse me? | Hayır hiç sanmıyorum. Pardon? Hayır, sanmıyorum. Afedersin? Hayır hiç sanmıyorum. Pardon? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Shh! Pam, come on. | Pam, hadi ama. Shh! Pam, hadi ama. Pam, hadi ama. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Don't be such a right sider. | Sağcı olma başımıza. Böyle sağ tarafçı olma. Sağcı olma başımıza. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Did you guys figure it out? We couldn't crack it. | Çözebildiniz mi? Bir şey anlamadık. Çözdünüz mü? Kıramadık. Çözebildiniz mi? Bir şey anlamadık. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Go in there and just ask the man what it means. | Yanına gidip ne anlama geldiğini sorun. Oraya git ve sadece, adama ne anlama geldiğini sor. Yanına gidip ne anlama geldiğini sorun. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
He'll know that we looked at his private notebook. | Özel notlarına baktığımızı öğrenir. Kişisel bilgisayarına baktığımızı öğrenecek. Özel notlarına baktığımızı öğrenir. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Come on, just say you saw the list by accident. | Listeyi kazara gördüğünü söylersin. Hadi, sadece kazayla gördüğünü söyle. Listeyi kazara gördüğünü söylersin. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
I'm already working on this Columbus day thing for you guys. | Zaten şu Colomb gününde size tatil koparmak için uğraşıyorum. Zaten Columbus günü olayı üstünde sizin için çalışıyorum çocuklar. Zaten şu Colomb gününde size tatil koparmak için uğraşıyorum. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
And it's starting to stack up feels like a lot. | Şimdiden burama kadar geldi bile. Ve yığılmaya başlıyor çok fazlaymış gibi hissettiriyor. Şimdiden burama kadar geldi bile. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
That's all you had to do today, | Tabii, tüm gün yaptığın tek şey... Bugün tüm yaptığın, Tabii, tüm gün yaptığın tek şey... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
is ask about Columbus day? | ...Colomb günü için konuşmak mıydı? Columbus günü hakkında soru sormaktı. ...Colomb günü için konuşmak mıydı? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Yes for God's sake, Andy yes, come in. | Tanrı aşkına, Andy, gir içeri. Evet Tanrı aşkına, Andy evet, içeri gel. Tanrı aşkına, Andy, gir içeri. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
What's up? | Naber? Ne haber? Naber? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Weird thing... | Tuhaf bir şey var. Tuhaf şey... Tuhaf bir şey var. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Totally awkward... | Acayip garip. Tamamen garip... Acayip garip. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
But you left your notebook on the reception desk... | Not defterini resepsiyonda unutmuşsun. Ama not defterini resepsiyon masasında bırakmışsın... Not defterini resepsiyonda unutmuşsun. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
And | Bir de... Ve Bir de... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
It was open... And people saw this, | ...açıkmış. Millet de görmüş ve... Açıktı... Ve insanlar bunu gördü, ...açıkmış. Millet de görmüş ve... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and they're just kind of going nuts, and like... | ...şimdi kafayı yiyorlar, sanki... ve adeta delirdiler, ve... ...şimdi kafayı yiyorlar, sanki... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
What is this? Wondering what it is. | Bu da ne? Ne olduğunu merak etmişler. Bu ne? Ne olduğunu merak ediyorlar. Bu da ne? Ne olduğunu merak etmişler. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
It's a photocopy from your notebook. | Notunun fotokopisi. Not defterinden bir fotokopi. Notunun fotokopisi. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
You read my notebook, and and photocopied it, | Not defterimi okuyup, fotokopide çoğaltarak... Not defterimi okudun ve ve fotokopisini çektin... Not defterimi okuyup, fotokopide çoğaltarak... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and distributed it. | ...dağıttın mı? ve dağıttın. ...dağıttın mı? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
They did, and they asked me to ask about it. | Onlar yapmışlar, benden de sormamı rica ettiler. Onlar yaptı, ve hakkında soru sormamı istediler Onlar yapmışlar, benden de sormamı rica ettiler. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Please. | Buyur. Lütfen. Buyur. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Here's what it is. It's a doodle. | Ne olduğunu söyleyeyim. Karalama kağıdı. İşte olduğu bu; bir karalama. Ne olduğunu söyleyeyim. Karalama kağıdı. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Some people doodle at work when they let their mind run. | Bazı insanlar iş yerinde bir şeyler düşünürken karalama yaparlar. Bazı insanlar işte akıllarını çalıştırırken karalama yaparlar. Bazı insanlar iş yerinde bir şeyler düşünürken karalama yaparlar. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
They draw houses, penises... | Evler, penisler çizerler. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Funny how the houses are always colonials, | Evlerin hep müstakil, penislerin ise... Evlerin daima sömürge, Evlerin hep müstakil, penislerin ise... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and the penises are always circumcised, | ...sünnetli olması komiktir... penislerin daima sünnetli olması garip, ...sünnetli olması komiktir... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
don't you think? | ...sence de öyle değil mi? sence de değil mi? ...sence de öyle değil mi? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Well, I doodle too. | Evet, ben de karalama yaparım. Hoş, ben de karalarım. Evet, ben de karalama yaparım. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
But I'm not an artist, so I draw words and lists. | Ama ben bir sanatçı olmadığım için kelimeler ve listeler çizerim. Ama bir sanatçı değilim o yüzden kelime ve liste çiziyorum. Ama ben bir sanatçı olmadığım için kelimeler ve listeler çizerim. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
That is fascinating. | Çok etkileyici. Bu, etkileyici. Çok etkileyici. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
And by the way, I am so glad I asked. | Bu arada sorduğuma gerçekten de sevindim. Ve bu arada sorduğuma çok memnun oldum. Bu arada sorduğuma gerçekten de sevindim. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
People were just sort of Did you just move my name? | Millet sanki İsmimi diğer tarafa mı aldın? İnsanlar bir nevi Az önce ismimin yerini mi değiştirdin? Millet sanki İsmimi diğer tarafa mı aldın? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Might as well have been sketching a cube. | Bir küp de çizebilirdim. Küp çizseydim iyi olurdu. Bir küp de çizebilirdim. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Okay. Everybody think, quick. What do these groups have in common? | Peki. Herkes seri düşünsün. Bu grupların ortak yönü ne? Peki. Herkes düşünsün, çabuk. Bu gruplar ortak olarak nelere sahip? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Maybe we're supposed to do it with people in our group. | Belki de aynı grupta olduğumuz kişilerle yapmamız gerekiyordur. Belki bunu bizim grubumuzda insanlarla yapmamız gerekiyordur. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
That's not it. | Öyle değil. O değil. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
People in the other group? Mm mm. Still wrong. | Diğer gruptakilerle mi? Yine olmadı. Diğer gruptaki insanlar? Mm mm. Hala yanlış. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Stanley, you do puzzles all day. What do we got? | Stanley, sen sürekli bulmaca çözersin. Ne dersin? Stanley, bütün gün bulmaca çözüyorsun. Ne yapmalıyız? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Well, you take the first letter from each name, | Hepsinin baş harflerini alın... Her bir kelimeden ilk harfi al, | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
assign it a number, add 'em all up, | ...birer rakam verin, rakamları toplayın... hepsine rakam belirle, hepsini ekle, | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and shove it up your butt! | ...sonra da kıçınıza sokun. ve kıçına sok! | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Thank you. A little much needed comic relief. | Teşekkürler. Gülüp rahatlamaya ihtiyacımız vardı biraz. Teşekkür ederim. Biraz mizah unsuruna ihtiyaç vardı. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
But we really need to figure this out, guys. | Ama bunu çözmeye inanılmaz ihtiyacımız var. Ama gerçekten bunu çözmemiz lazım çocuklar. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
I know! It's alphabetical. | Biliyordum. Alfabetik sırada. Biliyorum! Alfabetik olarak. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Here's how we find out. Let's line up, | Bakın nasıl bulacağız. Sıraya geçip... İşte böyle anlayacağız. Hadi sıralanalım, | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and compare the line, see if we learn anything, okay? | ...karşılaştıralım, bakalım bir şey dikkatimizi çekecek mi? ve sırayı karşılaştıralım, bir şey öğrenmiş miyiz bakalım, tamam mı? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Left siders, over here. Right siders line up over here. | Soldakiler buraya. Sağdakiler de şuraya. Sol tarafçılar buraya. Sağ tarafçılar buraya sıralansın. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Face each other. | Yüzünüzü birbirinize dönün. Birbirnizle yüz yüze gelin. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Match up by height and relative weight. | Boy ve göreli olarak ağırlığınıza göre eşleşin. Uzunluk ve göreli ağırlığınıza göre eşleşin. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Let's just size each other up here, | Önce bir kontrol edelim... Hadi şimdi birbirimizi boyutlarımıza göre ayıralım burada... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and left side of the list... | ...ve listenin sol tarafı... ve listenin sol tarafı... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Attack! Wait, wait, wait. | Saldırın! Dur, dur. Saldır! Bekle, bekle, bekle. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Stop, stop, stop. | Durun, durun, durun. Dur, dur, dur. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Will you stop? | Şunu kesecek misiniz? Duracak mısın? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Dwight! Dwight! Go for it! | Dwight! Dwight! Saldırın. Dwight! Dwight! Devam et! | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Stop, stop. Warning! Warning! Warning! | Durun, durun. Uyarı! Uyarı! Uyarı! Dur, dur. Uyarı! Uyarı! Uyarı! | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
I'd like to invite the following people | İsmini okuyacağım kişileri, öğle yemeğinde... Belirttiğim insanları yemek için bana katılmaya davet etmek istiyorum. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
to join me for lunch | ...bana katılmaya davet ediyorum. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Jim, Dwight, Angela, Darryl, | Jim, Dwight, Angela, Darryl, | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Kevin, Toby, Phyllis, Oscar. | Kevin, Toby, Phyllis, Oscar. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
That's great! | Harika. Harika! | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Let's do this, guys! | Gidelim şu yemeğe, millet. Hadi yapalım beyler! | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Well, I will see you in a bit. | Birazdan görüşürüz. Peki, seni birazdan göreceğim. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Hey, it's nothing, all right? | Bir şey olduğu yok, tamam mı? Hey, bir şey yok, tamam mı? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Text you when we get there | Gittiğimizde sana mesaj atıp... Oraya gittiğimde mesaj atarım, | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
and let you know what's going on. | ...olup biteni anlatırım sana. ve sen neler olduğunu bilirsin. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Okay. No. No dog video. | Tamam. Hayır, köpekli videoyu izlemek yok. Tamam. Hayır. Köpek videosu yok. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Okay. Okay. See you guys. | Tamam. Tamam. Görüşürüz millet. Tamam. Tamam. Görüşürüz çocuklar. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Well, we should all be really excited | Asıl bizim şu sebeple inanılmaz heyecanlı... Şey, pizza partimiz hakkında heyecanlanmalıyız. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
about our... Very own pizza party. | ...olmalıyız; Kendi pizza partimiz. Kendi pizza partimiz. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Pizza party! | Pizza partisi. Pizza partisi! | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
♪ Pizza party ♪ | Pizza partisi. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
♪ pizza party... ♪ | Pizza partisi. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Jim, your daughter Cecilia | Jim, kızın Cecilia... Jim, kızın Cecilia | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
What does she think of the street? | ...sokağı nasıl buluyor? Sokak hakkında ne düşünüyor? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Uh, the street? Sesame Street. | Sokak derken? Susam Sokağı. Uh, Sokak? Susam sokağı. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Oh! I didn't know anybody... called | Kimsenin kısaca sokak diye Oh! Hiçkimsenin böyle dediğini bilm | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
She likes it a lot. | Çok seviyor. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
She, uh, loves elmo. | Elmo'yu seviyor. O, uh, elmo'yu seviyor. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Elmo. God save us The Elmo era. | Elmo. Tanrı bizi Elmo çağından korusun. Elmo. Tanrı bizi korusun Elmo çağı. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Right? Sesame Street was created | Değil mi? Susam Sokağı, izleyen çocukların... Değil mi? Susam sokağı, onu izleyen çocuklara... | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
to reflect the environment of the children watching it. | ...çevresindekileri yansıtması için yaratılmıştır. çevreyi göstermek için yaratıldı. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
The complete self absorption of Elmo | Elmo'nun o "benciliği" de... Elmo'nun tamamen kendisiyle meşgul olması, | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
is brilliantly reflective of our time. | ...dönemimizi harikulade ifade etmektedir. bizim çağımızın parlak bir yansıması. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Ours is a cultural ghetto. Wouldn't you agree? | Kültürel bir getto bizimkisi. Sence de öyle değil mi? Bizimki kültürel bir getto. Katılmıyor musun? | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. She does like elmo. | Tabii. Elmo'yu çok sever. Evet. Cece elmo gibi. | The Office The List-1 | 2011 | ![]() |