Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 166831
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Short hair. Short hair | Kısa saç. Kısa saç. Saçı kısa. Saçı kısa. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
which made his head look smaller than it actually is, | Kafasını normale göre küçük gösteriyor. Bu, kafasının küçük görünmesine neden olmuş... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and I only mention that because I've been told my head is somewhat large, | Bunu söyleme gereği duydum çünkü bir keresinde de benim kafamın büyük olduğunu... ...bundan bahsetmemin nedeni, bana koca kafalı denilmesi... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and when I looked over at his, it's like... you know when you look | söylemişleri ve ben onunkine baktığımda, şey gibiydi...gözlüklerden doğru bakınca... ...ve onun kafasına bakınca... Dürbünü ters tuttuğunda... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
through binoculars the wrong way, it it it looks... | ...yanlış görünüyor. Yani şey gibi görünüyor aynı... ...her şey küçük görünür ya... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
That's you. Answer it! | Seninki çalıyor. Cevap ver! Seninki. Cevapla! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Turk. Just a moment, please. | Türk. Bir dakika lütfen. Türk. Bir dakika, lütfen. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Can you believe this? He wants to talk to the Turk. | Buna inanabiliyor musun? Türk ile konuşmak istiyorlar. İnanabiliyor musun? Türk'le konuşmak istiyor. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
That's you. That's me? | Bu sensin. Ben miyim? O sensin. Ben miyim? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
That's you. I'm the Turk? | Sensin. Ben Türk müyüm? Sensin. Türk ben miyim? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
This is the Turk. | Ben Türk? Ben Türk. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Okay, listen, Turk. When this phone rings, you answer it. | Pekala, dinle Türk. O telefon çaldığında, sen cevap vereceksin. Dinle, Türk. Telefon çaldığında, cevap vereceksin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You understand? Yes, I answer it. | Anladın mı? Pekala, ben cevap vereceğim. Anladın mı? Evet, cevaplayacağım. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You and you alone. Are we clear? Me and me alone, right. | Sen ve tek başına. Anlaşıldı mı? Ben ve tek başıma, pekala. Sadece sen, anlaştık mı? Sadece ben, tamam. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Great. Now listen, you put the package in the trash can | Harika. Şimdi dinle. Paketi çöp kutusuna koyacaksın. Harika. Dinle, paketi beş dakika içinde Fort ve Woodward'ın... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
on the northwest corner of Fort and Woodward in five minutes. | Fort ve Woodward'ın Kuzey Batısında bulunan çöp kutusuna. ...kuzeybatı köşesindeki çöp kutusuna bırakacaksın. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Hello. So what did he say? | Alo? Ne söyledi? Alo. Ne dedi? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Something about a package and a trash can. | Paket ve çöp kutusu hakkında birşeyler söyledi. Paket ve çöp kutusuyla ilgili bir şey dedi. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Look, I have nothing to do with this. I'm here for a convention. | Bak, benim bununla bir alakam yok. Seminere katılmam gerekiyor. Bak, benim bununla hiçbir ilgim yok. Ben buraya seminer için geldim. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Now what trash can? | Şimdi, hangi çöp kutusu? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Fort and Woodward. | Fort ve Woodward. Fort ve Woodward'daki. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Take this package, put it in that trash can, | Bu paketi al ve çöp kutusuna at. Bu paketi al, şu çöp kutusuna koy,... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and you can go. | Ve sonra gidebilirsin. ...sonra gidebilirsin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I should point out to you, sir, | Size söylemeliyim ki bayım... Şunu belirtmeliyim ki, bayım,... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
that I am taking a mental picture of you | ...aklınızın fotoğrafını dikkate aldığımda... ...her ihtimale karşı, bir sorun çıkarsa diye... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
just in case there's... | ...karşımda sadece... ...sizin zihinsel haritanızı... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
any... trouble. | ...bela görüyorum. ...çıkarıyorum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Hey, you know what? Th this... this is not for you. | Hey, biliyor musun? B...Bu...Senin için değil. Bu senin için değil. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Who's it for? | Kimin için? Kimin için peki? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Well, it's... it's, uh, for somebody else. | Bu şey... Bu.. Başka birisi için. Başka bir için. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Who? Just someone. | Kim? Birisi işte. Kim? Biri işte. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Someone you don't know. Try me. | Tanımadığın birisi. Söylemeyi dene bakalım. Tanımadığın biri. Anlatmaya çalış. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
No, I'm not trying you. This is not garbage, okay? | Hayır, denemeyeceğim. Bu bir çöp değil, tamam mı? Hayır, anlatmaya çalışmayacağım. Bu çöp değil, tamam mı? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
This is business, | Bu bir iş. Bu bir iş... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
so just please don't touch it. | O yüzden, lütfen dokunma. ...lütfen dokunma. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
All right, give me the bag. | Pekala, çantayı bana ver. Pekâlâ, paketi ver. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Give me the bag. Oh, Jesus. | Ver çantayı bana. Oh, tanrım! Paketi ver. İsa Aşkına. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
It's not your bag. See what he's doing? | O senin çantan değil. Bakın ne yapıyor. Bu sengin paketin değil. Ne yaptığını gördünüz mü? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
He took my bag. Who is this guy? | Çantamı aldı. Kim bu adam? Paketimi aldı. Bu adam da kim? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
This bag is mine! It's not his. Damn! | Şimdi ne söylediler? Bu benim paketim. Onun değil. Lanet olsun! Bu benim! Onun değil. Kahretsin! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Okay okay. What is the matter with you? | Tamam. Tamam. Senin neyin var? Tamam, tamam. Seni sorunun ne? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Just let me go. All right. Get up. Get up! | Bırak beni. Pekala. Kalk. Kalk. Beni bırak. Pekâlâ. Kalk. Ayağa kalk! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Get in the car. Get in the car! I think we should... | Arabaya bin. Arabaya bin! Sanırım biz... Arabaya bin. Bin şuna! Bence, yapmamız gereken... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
We should look for another can. | Sanırım biz başka bir çöp kutusu aramalıyız. Başka bir çöp kutusuna bakmalıyız. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
What the hell is the matter with you? | Senin neyin var? Senin sorunun ne? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I ask you to do one thing, and you screw it up. | Sana ufak birşey yapmanı söylüyorum ama sen berbat ediyorsun! Sadece bir şey yapmanı istedim ve içine ettin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Hello. What the hell's the matter with you? | Alo? Senin neyin var? Alo. Senin sorunun ne? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yes, well, this was not planned well. | Evet şey. Plan iyi değildi. Evet, iyi planlanmamıştı. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
No no, listen, Turk. You know what? | hayır hayır. Dinle Türk. Biliyor musun? Hayır, hayır, Dinle, Türk. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You just bring the package to First and Bagley | First ve Bagley'e getir paketi. Paketi, Birinci cadde ve Bagley'in köşesine... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and wait there. | Ve orada bekle. ...getir ve orada bekle. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
So what did he say now? | Şimdi ne söylediler? Şimdi ne dedi? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Hey, get back here! | Hey, buraya gel! Geri gel! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Excuse me. | Afedersiniz. Kusura bakmayın. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Now you pay. | Şimdi göreceksin. Cezanı çekeceksin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Get off my car! | Arabamdan uzak dur! Arabamdan in! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Get down! Oh man, he's got a gun! Ah! | Silahı var! Yere yat! Eyvah, silahı var! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
9 1 1. What's your emergency? | 9 1 1. Aciliyetiniz nedir? 911. Acil durum nedir? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yes, hello, I've been shot. Can you give me a location? | Evet, alo? Ben vuruldum. Nerede olduğunuzu söyler misiniz? Evet, merhaba, vuruldum. Yerinizi bildirir misiniz? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I don't know. Downtown. Where downtown, sir? | Bilmiyorum. Şehirdeyim. Şehrin neresi efendim? Bilmiyorum. Şehir merkezi. Merkezin neresi, bayım? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
A man in a black car kidnapped me. | Siyah arabalı bir adam beni kaçırdı. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Do you have a license plate number? | Arabanın plakasını biliyor musunuz? Plakasını biliyor musunuz? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yes, just give me a second. | Evet, bana bir saniye izin verin. Evet, bir saniye. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
"347DNB." Hurry. | "347DNB." Çabuk olun. "347DNB" Acele edin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I just called 9 1 1, | Polisi aradım. Az önce 911'i aradım... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and you are in serious trouble. Get up. | Artık başın büyük belada. Kalk. ...ve başın büyük dertte. Ayağa kalk. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You shot me. I grazed you. | Beni vurdun. Sadece sersemlettim. Beni vurdun. Seni sersemlettim. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Well, that's still shooting me! | Ama yine de vurdun beni. Beni vurarak sersemlettin! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Watch your ass. Ow ow ow ow! | Kıçına dikkat et! Arkanı kolla! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You could have killed me back there. | Beni orada öldürebilirdin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
If I wanted to kill you, you'd be dead. | Seni öldürmek isteseydim, çoktan yapardım. Öldürmek isteseydim, ölürdün. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I wanted to graze you, you're grazed. It was a training bullet. | Seni sersemletmek istedim, ve yaptım. Gerçek mermi bile değildi. Sersemletmek istedim, sersemledin. Eğitim mermisiydi. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Well, I'm bleeding, although you might call it "training blood." | Ama kanıyor. Bunun da gerçek kan olmadığını söylersin. Kanamam var, gerçi sen buna "eğitim kanı" da diyebilirsin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Here, use this. | Al, bunu kullan. İşte, bunu kullan. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Taco sauce? | Acı sos? Tako sosu mu? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yes, it's a natural antiseptic. | Evet, doğal antiseptiktir. Evet, doğal bir antiseptiktir. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Sprinkle some of that on your ass so you don't get an infection. | Kıçının yara kısmına sür ki, mikrop kapmasın. Kıçına biraz dök, böylece enfeksiyon kapmazsın. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, well, I don't even wanna know how you discovered that. | Evet peki. Bunu nasıl keşfettiğini bilmek istemiyorum. Evet, bunu nasıl keşfettiğini öğrenmek bile istemiyorum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
So what, you keep this in your glove compartment and just | ne yani. Bunu torpidonda tutuyorsun ve salamlı sandviçine sürdükten sonra... Ne yani, bunu torpidonda bekletiyorsun... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
splash it on a salami sandwich and then splash some on your behind? | ...bir de kıçına mı sürüyorsun? ...biraz salamlı sandviçine, biraz da popona mı sürüyorsun? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Use it or don't use it. It's your ass. | Kullan veya kullanma. Senin kıçın. İster kullan, ister kullanma. Kıç, senin kıçın sonuçta. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You got any guacamole in there? I hear it makes a great cold compress. | Guacamole da var mı orada? Duyduğuma göre soğutarak iyi uyuşturuyormuş. Guakamole var mı burada? Çok iyi soğuk kompres yapıyormuş. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Just put it back! All right, I'll use it. I'll use it. | Geri koy onu! pekala. Kullanacağım. Kullanacağım! Geri yerine koy! Peki, kullanacağım. Kullanacağım. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Don't you have traffic to look at? | İlgilenmen gereken bir trafik yok mu? Senin bakman gereken bir trafik yok mu? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Oh, shit. You gotta be kidding me. | Oh, lanet! Şaka yapıyor olmalısın. Kahretsin. Dalga geçiyor olmalısın. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Get out of the vehicle with your hands in the air! | Ellerini kaldır ve arabadan çık! Arabadan çık ve ellerini havaya kaldır! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Get out of the car and show me your hands! | Arabadan çık ve ellerini göster! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Turn around! Hands on your head! | Arkanı dön! Ellerini başına koy! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
No no no no no, I'm not with him. Your hands! | Hayır hayır. Ben onunla değilim. Ellerin! Hayır, ben onunla değilim. Ellerin! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I don't know him! He just... | Onu tanımıyorum! O sadece... Onu tanımıyorum! O... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
he... he... he kidnapped me. | O... O... Beni kaçırdı! Beni kaçırdı. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
He took me against my will. | İsteğim dışında beni alıkoydu. İsteğim dışında alıkoydu. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
He... look. You see? | O...Bakın. Gördünüz mü? Bak. Görüyor musunuz? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
He wanted to put taco sauce on my butt. | Kıçıma acı süs sürmek istedi. Popoma tako sosu sürmemi istedi. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
The guy is nuts. | Adam keçileri kaçırmış. Bu adam delirmiş. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Nuts. | Deli. Delirmiş | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Hands! Run my plates! | Eller! Plakamı kontrol edin! Ellerin! Plakamı taratın! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You! Back in the car. | Sen! Arabaya dön! Sen! Arabaya dön. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Your hands! You wanna see my hands? | Eller havaya! Ellerimi görmek mi istiyorsun? Ellerin! Ellerimi mi görmek istiyorsun? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Federal agent. Run my plates! | Federal ajan. Plakamı kontrol edin! Federal ajan. Plakamı taratın! | The Man-1 | 2005 | ![]() |