Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 166833
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Come on. Move it. I have... I... I... | Hadi. Yürü. Ben... Ben... Hadi. Yürü. Ben... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I haven't... I haven't done anything! | Yapmadım... Ben birşey yapmadım... Ben... Bir şey yapmadım! | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yo, this is the number to this phone. | Bu telefonun numarası... Bu, bu telefonun numarası. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I want you to put a trace on it. | Bu numarayı izlemeni istiyorum. Bunu izlemeni istiyorum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I want the owner and an address. Call me when you got it. | Sahibini ve adresini de istiyorum. Aldığın zaman beni haberdar et. Sahibini ve adresini istiyorum. Bulduğunda haber ver. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Lieu, you looking for me? | Lieu, beni mi çağırdın? Teğmen, beni mi arıyordunuz? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Explain the Wisconsin kid. | Wisconsin'li adamı anlat bana. Wisconsin'li çocuğu açıkla. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I set up a buy with the bad guys, he got in the middle of it, | Kötü adamlarla buluşma ayarlamıştım... herif tam ortasına atladı. Kötü adamlarla alışverişi ayarladım, adam da olaya dahil oldu... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
now they think he's me. So you're telling me | Onu ben sanıyorlar. Yani bana diyorsun ki... ...şimdi de onu ben sanıyorlar. Yani diyorsun ki... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
the guns are still in play. Yeah. | ...silahlar hala ortada. EVet. ...silahlar hâlâ piyasada. Evet. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
How do you know this isn't a setup? With this guy? | Bunun bir oyun olmadığını nereden biliyorsun? Bu adamla mı? Bunun tuzak olmadığı nereden belli? Bu adamla mı? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, with this guy. Not with this guy. | Evet, bu adamla. Bu adamla olmaz. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Okay, where is he? | Pekala, nerede o? Peki, nerede? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
He's in holding, and he's gonna stay there. | Nezarette. Ve orada kalacak. Gözaltında ve orada kalacak. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yes, Ma'am. | Evet, efendim. Peki, efendim. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Shit. They ate him already. | Lanet. Onu çoktan yemişler. Kahretsin. Yemişler bile. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Caucasian gentlemen. Big glasses. | Esmer adam. Büyük gözlükler. Beyaz adam. Koca gözlüklü. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Oh yeah, didn't have the heart to put him in there. | Oh evet. O tarafa koymaya gönlüm el vermedi. Diğer tarafa koydum. Evet, onu oraya koymaya gönlüm el vermedi. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Come on. So, am I free to go now? | Hadi. Artık özgür müyüm? Hadi. Artık gitmekte özgür müyüm? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Go? Oh, hell no. They're fixing a shit sandwich upstairs, | Özgür? Tabi ki hayır. Yukarıda boklu bir sandviç hazırlıyorlar... Gitmek mi? Hayatta olmaz. Yukarıda bir sandviç hazırlıyorlar... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and you're the mayonnaise. | ...ve sen de mayonezsin. ...mayonezi de sensin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Possession of a stolen weapon, | Çalıntı silah taşımak... Çalıntı silah bulundurma,... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
armed robbery and the Turkish government wants | ...silahlı soygun ve Türk hükümeti... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
to have a little chat with you before we're done. | ...işimiz bitmeden önce seninle ufak bir konuşma yapmak istiyor. ...seninle sohbet etmek istiyor. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Okay, I want to talk to an attorney. | Pekala, avukatımla konuşmak istiyorum. Tamam, avukatımla konuşmak istiyorum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I get one phone call, and I want to call an attorney. | Telefon açma hakkım var ve avukatı aramak istiyorum. Telefon hakkım var ve avukatımı aramak istiyorum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Let me lay your options out for you here... | Sana yapabileceklerini sayayım... Sana seçeneklerini sayayım. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You can come with me as a Suspect Who's Cooperating, | Benimle Yardım Eden Tanık konusumda gelebilirsin... Benimle "İşbirliği Yapan Zanlı" olarak gelebilirsin... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
or you can stay here and get married tonight. | ...veya burada kalıp, bu gece evlenebilirsin. ...ya da burada kalıp, bu gece evlenirsin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
So what's it gonna be? Okay, just so we're clear... | Kararın nedir? Pekala, açıkça söylüyorum ki... Nasıl olacak? Tamam, şunu belirteyim... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I am not choosing to go with you. | Seninle gelmeyi seçmiyorum ben. ...seninle gelmeyi seçmiyorum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I'm choosing not to stay with them. | Onlarla kalmamayı seçiyorum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Uh huh. Okay. | Tamam. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Lag escort, first time session. | Eskort, ilk aşama. Eskort arkada, ilk aşama. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
This is one screwed up crew. | Lanet bir ekip. Bu, tamamen yolsuz bir ekip. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
All right, just so there's no confusion, here's the deal... | Pekala, ortada karışıklık olmasın. İşte anlaşmanın kuralları. Peki, karışıklık olmasın diye söylüyorum, olay şu... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You're in my world now, not yours. | Artık benim dünyamdasın. Seninkinde değil. ...artık kendi dünyanda değil, benim dünyamdasın. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
And in my world, your responsibilities begin and end with me. | Ve benim dünyamda, senin sorumlulukların benimle başlar ve benimle biter. Dünyamda, sorumlulukların benimle başlayıp biter. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
And what would those responsibilities be? | Peki nedir bu sorumluluklar? O sorumluluklar ne oluyor? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Well, these guys think you wanna buy guns from them. | O herifler senin onlardan silah alacağını düşünüyorlar. Bu adamlar, onlardan silah alacağını sanıyor. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I need you to meet 'em one more time and set up a buy, | Onlarla son bir kez buluşmanı ve anlaşmaya varmanı istiyorum. Onları yakalamam için, bir kez daha buluşup... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
so I can bust their ass. Okay, I am developing a slight phobia | Böylece ben de onları yakalarım. Pekala. Bende o heriflere karşı... ...alışverişi ayarlamanı istiyorum. Bu adamlarla buluşmak... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
about meeting these guys. The whole meeting thing, quite frankly, | ...bir fobi oluştu. Bütün bu buluşma işi, çok karışık. ...bende bir fobi oluşturmaya başlattı. Aslında, bütün buluşma olayı... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
is getting irritating. I have to be honest. | Zarar verici olmaya başladı. Dürüst olmam gerekirse. ...can sıkıcı olmaya başladı doğrusu. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Look, I have done everything you've asked me to do. | Bak, benden istediğin herşeyi yaptım. Benden istediğin her şeyi yaptım. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Why can't I go? | Neden gidemiyorum. Niye gidemiyorum? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
What does any of this have to do with me? | Bunların benimle ne alakası var? Bütün bunların benimle ne ilgisi var ki? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Because every time these guys meet somebody new, | Çünkü bu herifler kiminle iş yapsalar... Çünkü bu adamlar yeni biriyle tanıştıklarında... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
they're on the lookout for the Man. | ...her zaman Asıl Adam'ı ararlar. ..."Adam" olup olmadığını araştırırlar. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
And you most certainly do not look like the Man. | Ve sen kesinlikle Asıl Adam gibi görünmüyorsun. Sende de "Adam" tipi yok. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Oh, I don't look like the Man. | Ne yani, ben adam gibi görünmüyor muyum? "Adam" gibi görünmüyormuşum. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Well, thank you, because that clears up absolutely nothing. | Peki, teşekkürler ama bu hiçbirşeyi açıklamıyor. Sağ ol, bu hiçbir şeyi açıklığa kavuşturmadı. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Who... who is the Man? | Kim... Kim Asıl Adam? "Adam" kim? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
The heat, the pig, the po po, 5 0, | Adam, domuz, popo, 5 0. Baskın, domuz, popo, polis memuru,... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
the undercover agent that's gonna bust their ass. | Onların kıçını tekmeleyecek olan gizli ajan. ...onları yakalayacak olan gizli ajan. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You're such a white bread son of a bitch, these assholes trust you. | Sen sadece beyaz kıçlı bir serserisin. O herifler sana güveniyorlar. Sen beyaz olduğun için, bu adiler sana güvenecektir. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Well, you know, people do trust me. | Bilirsin, insanlar bana güvenirler. İnsanlar bana güvenir. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
That's not a compliment, shit stain. Okay, you know what? | Bu bir iltifat değildi, budala. Pekala, biliyor musun? Bu iltifat değildi, pislik çuvalı. Tamam. Ne var, biliyor musun? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Why do you swear so much? Do you think it makes you sound tougher | Neden bu kadar küfür ediyorsun? Devamlı küfür etmenin seni... Neden bu kadar küfrediyorsun? Sürekli küfrettiğinde daha sert... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
when you just swear all the time? | ...daha sert gösterdiğini mi düşünüyorsun? ...göründüğünü mü sanıyorsun? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Fuck you. Okay, that's good. That's really good. | S.ktir git. Pekala, bu iyi. Gerçekten iyi. Siktir git. Tamam, iyi. Çok iyi. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Really classy. You know, I could go around all day saying, | Çok klas. Bilirsin işte. Ben de etrafta böyle dolaşabilirim... Çok klas oldu. Tüm gün küfredebilirim... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
"F U. F this and F that | Onu s.keyim, bunu s.keyim... "Seni şey edeyim. Onu, bunu şey edeyim... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and F ing this, you mother F er." | ...ve bunu s.keyim seni or.spu çocuğu! ...ve şunu şey edeyim, anasını şey ettiğim." | The Man-1 | 2005 | ![]() |
But I don't because there has to be some civility in the world. | Ama yapmıyorum. Çünkü dünyada biraz medeni olmak gerekiyor. Ama küfretmiyorum, çünkü dünyada medenilik denen bir şey var. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Incidentally, there is a trick you can use to curb that habit. | Aslına bakarsan, bu özelliğini ört bas etmek için bir hile var. Aslında, bu alışkanlığı yok etmek için bir yöntem var. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Every time you feel like saying the "F" word, just go ahead and say it, | Ne zaman o kelimeyi söylemek istersen, kendini tutma, söyle. Kelimeyi söylemek istediğinde söyle... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
and then add, "Crying out loud." | Ve ardından ekle... "Demek istemiyorum." ...ve arkasına "aşkına" kelimesini ekle. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Fuck crying out loud. | S.ktir demek istemiyorum. S aşkına. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Fuck crying out loud. Fuck crying out loud. | S.ktir demek istemiyorum. S.ktir demek istemiyorum. S aşkına. S aşkına. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
And before you know it, you're saying, "Oh, for crying out loud." | Ve bunu bilmeden önce, diyeceksin, "Oh, demek istemiyorum." Farkına varmadan "İsa Aşkına" demeye başlayacaksın. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Oh, boy. Well... You did make her a promise. | Oh oğlum. Peki... Ona söz vermiştin. Vay be! Ona söz verdin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You always break your promises to her. | Ona verdiğin sözleri hiç tutmuyorsun. Verdiğin sözleri tutmuyorsun. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You want your daughter growing up like you, not trusting anybody? | Kızının da senin gibi mi büyümesini istiyorsun? Kimseye güvenmeden? Kızının senin gibi olmasını mı istiyorsun, kimseye güvenmesin mi? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
That's not the point. It's exactly the point. | Olay bu değil ki? Hayır, aynen bu. Olay bu değil. Tamamen bu. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You promised her you'd be at her recital tonight. | Ona bu geceki resital için söz vermiştin. Bu gece resitaline geleceğine söz verdin. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Something came up. | İşim çıktı. Bir işim çıktı. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You know, my little girl's a ballerina too, and she's exactly your age. | Biliyor musun, benim küçük kızım da balerin. Ve tam olarak senin yaşında. Benim küçük kızım da balerin ve seninle aynı yaşta. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Really? Yeah, | Gerçekten mi? Evet. Gerçekten mi? Evet,... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I help her with her pirouettes all the time. | Onun hareketlerinde bazen ona yardımcı bile olurum. ...ona prüvetlerinde hep ben yardım ederim. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
That's not what this is about. | Bununla bir alakası yok. Mesele bu değil. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
This is about you not wanting to go | Aslında sen gitmek istemiyorsun. Mesele, üvey babası da orada... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
because her stepdad's gonna be there. Oh. | Çünkü üvey babası orada olacak. ... olacağından gitmeyi istememen. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Is he dancing tonight, too? | O da mı dans edecek bu gece? Bu gece o da dans edecek mi? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
And with the right feet positioning... | Ve sağ ayak böyle duracak... Sağ ayak pozisyonuyla... | The Man-1 | 2005 | ![]() |
there you go, okay. Well! | ...işte böyle. Tamam, güzel! ...işte oldu, tamam. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, that's good. | Evet, bu iyiydi. Evet, iyiydi. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Daddy, can Andy come with you tonight? | Baba, Andy'de bu gece seninle gelebilir mi? Baba, bu gece Andy de seninle gelebilir mi? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Look, honey... | Bak, tatlım... Bak, tatlım. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Daddy can't come tonight. I'm sorry. | Baba bu gece gelemeyecek. Üzgünüm. Baban bu gece gelemeyecek. Üzgünüm. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
But I promise I will be there next time. I swear. | Ama söz veriyorum bir dahaki sefere orada olacağım. Söz veriyorum. Ama bir dahaki sefere orada olacağıma söz veriyorum. Yemin ederim. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
I'm gonna make it up to you. | Bunu telafi edeceğim. Kendimi sana affettireceğim. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Oh, fuck... crying out loud. | Oh, s.ktir. Demek istemiyorum. S aşkına. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Look, Daddy's gotta go, okay? | Bak, baba gitmeli, tamam mı? Babanın gitmesi gerek, tamam mı? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Go ahead. Goodbye. | Devam et. Hoşçakal. Git. Güle güle. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
It was very nice meeting you, Kate. | Seninle tanışmak güzeldi, Kate. Seninle tanışmak bir zevkti, Kate. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
You too. So what you got? | Seninle de. Ne buldunuz? Seninle de. Elinde ne var? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
The owner of that phone? Yeah. | Telefonunu sahibini mi? Evet. Telefonun sahibi var ya. Evet. | The Man-1 | 2005 | ![]() |
It's Cortez. Manny Cortez. Who? | Cortez. Manny Cortez. Kim? | The Man-1 | 2005 | ![]() |
Katie. Thanks. | Katie. Teşekkürler. Katie. Sağ ol. | The Man-1 | 2005 | ![]() |