Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165056
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
He's cool. He's hot. | Harika biri. Seksi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, hot. | Tabii ya, seksi. Evet, seksi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Well, I know that, but I'm just not sure | Şey, bunu biliyorum da, onunla aramızdaki ilişki konusunda... Bunu biliyorum ama emin değilim... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I'm at the same place that you are, | ...seninle eşit mesafede miyiz... Seninle aynı yerdeyim... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
you know, with everything that's been going on with him. | ...bundan pek emin değilim işte. ...biliyorsun, her şeyi onunla yapıyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Forget it. Sorry I brought it up. | Boşver. Bu konuyu açtığım için kusura bakma. Boş ver. Özür dilerim büyütüyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Martin's not even staying here. He's staying at Nina Metro's. | Martin burada bile kalmıyor. Nina Metro'nun evinde kalıyor. Martin burada kalmıyor bile. Nina Metro'da kalıyor. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Even though he said she was insane. | Her ne kadar kadının kaçık olduğunu söylese de. Kızın deli olduğunu söylemesine rağmen. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
That reminds me. Did you get tickets for tomorrow night at the Greek? | Laf açılmışken, yarın The Greek'teki gece için bilet buldun mu? Aklıma geldi de. Yarın akşamki Greek biletlerini aldın mı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Bryan Metro? | Bryan Metro? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You know he doesn't mean as much as you to me. | Onun benim için senin kadar önemli olmadığını biliyorsun. Benim için o senin kadar anlam ifade etmiyor. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Graham, we're all just having fun, you know? | Graham, sadece eğleniyoruz işte, bilmiyor musun? Graham, sadece eğleniyoruz, değil mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Like, you take it all so seriously. | Her şeyi çok ciddiye alıyor gibi bir halin var. Sanki, her şeyi çok ciddiye alıyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, but you're also sleeping with him, and it's just stressing me out. | Evet ama onunla da yatıyorsun ve bu beni çok geriyor. Evet, ama onunla da yatıyorsun, bu da beni strese sokuyor. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What's wrong? You know I'm on the pill. | Sorun ne? Hap kullandığımı biliyorsun. Sorun nedir? Doğum kontrol hapı aldığımı biliyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Graham? Yeah? | Graham? Evet? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We're both sleeping with him. | İkimiz de onunla yatıyoruz. Onunla ikimiz de yatıyoruz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We're both sleeping with Martin. | Martin'le ikimiz de yatıyoruz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
And if I'm cool with that, | Ben bunu sorun etmiyorsam... Ve bundan memnunsam... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
then... | ...bu durumda... ...o halde... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
To new beginnings. | Yeni başlangıçlara. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
So I'm totally psyched. We're gonna go see Bryan Metro | Heyecandan havalara uçuyorum. Yarın gece The Greek'te... Psikolojik olarak tamamen hazırım. Yarın gece Greek'de... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
at the Greek tomorrow night. | ...Bryan Metro'yu görmeye gideceğiz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
That is, if Graham remembered to get the tickets. | Tabii Graham biletleri almayı unutmamışsa. Başka bir deyişle, Graham biletleri almayı unutmadıysa. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, I got the tickets, and stop saying "totally." | Hayır, biletleri aldım ve "havalara uçuyorum" demeyi kes artık. Evet, biletleri aldım ayrıca "tamamen" demeyi bırak. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Who'd you get them from? Actually, honey, from me. | Kimden aldın ki? Aslında tatlım, benden. Kimden aldın? Hayatım aslında benden. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Through the studio. Good. | Stüdyo vasıtasıyla. Güzel. Stüdyodan. Güzel. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I'm glad he didn't go through Martin. | Martin'den istemediğine sevindim. Martin'in almadığına sevindim. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I didn't want to go through Martin, | Her ne kadar bizi kulise alabilirdiyse de... Bizi kulise sokabilse bile... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
even though he could have gotten us backstage. | ...Martin'in almasını istemedim. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Who cares? He's such a stoner. He's so into himself. | Kimin umurunda ki? Herif tam bir keş. Tek derdi kendisi. Kimin umurunda? Adam tam bir keş. Adam kendi halinde. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Him and his totally grody tan and his stupid hair. | Kendisi ve o iğrenç bronz teni ve aptal saçları. O ve tamamen iğrenç yanık teni ve salakça saçı. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Plus, Mom, get this. He's a male prostitute. | Ayrıca anne, şunu dinle. Herif para karşılığı erkeklerle yatıyor. Artı, anne şunu bil. O bir erkek fahişe. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Why did you direct that statement to me? Just mellow out, okay? | Bunu neden direkt olarak bana söyledin ki? Sakin ol biraz, tamam mı? Neden bu ifadeyi direk bana söyledin? Sakin olun, tamam mı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I don't even know why we're talking about Martin. | Neden Martin'den bahsettiğimizi bile anlamış değilim. Neden Martin'den bahsediyoruz onu bile bilmiyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
And Mom, Martin's not a male prostitute. That's on the record. | Ayrıca anne, Martin para karşılığı erkeklerle yatmıyor. Doğrusu bu. Ayrıca, anne Martin erkek fahişe değil. Bu kesin. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Why do you think I would care? | Sence bu neden umurumda olsun ki? Neden ilgileneceğimi düşünüyorsun? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Martin is coming to the show with me and Christie, | Martin gösteriye Christie ve benimle geliyor... Martin ben ve Christie ile birlikte şova geleceğiz... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
so I hope you get over how, "like, totally grody" | ...yani umarım yarın geceye kadar onun hakkındaki şu... ...o yüzden umarım yarın akşama kadar "sanki, tamamen iğrenç"... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
you think he is by tomorrow night. | ..."tam bir iğrenç" nitelemenden kurtulursun. ...gibi laflara bir son vermeyi düşünürsün. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I hope your girlfriend remembers to wear a shirt by tomorrow night. | Umarım kız arkadaşın yarın geceye kadar gömlek giymeyi unutmaz. Umarım kız arkadaşın yarın akşama kadar gömlek giymeyi hatırlar. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Where are you going? I'm going to the restroom. | Nereye gidiyorsun? Lavaboya gidiyorum. Nere gidiyorsun? Tuvalete gidiyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
And hopefully, when I get back, my lovely children | Ayrıca umarım geri döndüğümde, sevgili çocuklarım... Umarım, geri döndüğümde, sevgili çocuklarım... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
will have finished their conversation about their delightful friends. | ...tatlı arkadaşları hakkındaki sohbetlerini bitirmiş olur. ...hoş arkadaşlarıyla ilgili sohbetlerini bitirmiş olur. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Hi, honey. | Merhaba, tatlım. Merhaba hayatım. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You're here with her, aren't you? | Buraya onunla geldin, değil mi? Burada onunla birliktesin, değil mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Oh, God. | Evet. Aman Tanrım. Evet. Tanrım. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
No, don't. | Hayır, sakın. Hayır, yapma. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Sweetie, I know you're pissed. I understand, I understand. | Hayatım, kızdığını biliyorum. Anlıyorum. Anlıyorum. Hayatım, kızdığını biliyorum. Anlıyorum, anlıyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
But I missed you. I couldn't help it. | Ama seni özledim. Buna dayanamadım. Ama seni özledim. Elimde değil. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I can't do this. You can't do what? | Bunu yapamam. Neyi yapamazsın? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You don't want me anymore? Sweetie, I want you so bad. | Artık beni istemiyor musun? Ben seni çok fena istiyorum hayatım. Beni artık istemiyor musun? Hayatım, seni deli gibi istiyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
That's not the point, William. | Mesele bu değil, William. Sorun bu değil, William. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I can't sit here again and listen to you quote numbers | Tekrar oturup da o kahrolası boşanmanın... Burada tekrar oturup boşanmanın ne kadar pahalıya... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
about how expensive your fucking divorce is gonna be. | ...sana ne kadar pahalıya patlayacağı konusunda hesaplar çıkarmanı dinleyemem. ...patlayacağına dair çıkan rakamlarını dinleyemem. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Is it not enough that you've made everyone fucking miserable? | Herkesi bok gibi perişan etmen yetmedi mi artık? Herkesi perişan hale getirdiğin yetmez mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Just stay away. | Sadece uzak dur. Benden uzak dur. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You know, I kept the condo. I haven't given it up yet. | Daire hala bende, biliyor musun? Bundan henüz vazgeçmedim. Evin mülkiyeti bende. Hala vermedim. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We could meet there tomorrow night. What do you say? | Yarın gece orada buluşabiliriz. Ne dersin? Yarın akşam orada buluşabiliriz. Ne dersin? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Or I got the Piper Cub back. | Ya da Piper Cub'ı geri alırım. Ya da Piper Cub'ı geri aldım. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
It's at the hangar. It's ready to go. We could fly to Vegas and stay at Caesars. | Hangarda duruyor ve uçuşa hazır. Hangarda. Harekete hazır. Vegas'a uçabilir ve Ceasars'da kalabiliriz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
lt'll be amazing. My God, William, | Muhteşem olacak. Tanrım, William... Harika olur. Tanrım, William... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I'm not going to Vegas with you. | ...seninle Vegas'a falan gitmiyorum. Seninle Vegas'a gelmeyeceğim. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Well, at least you're going to be at the Brodkey benefit Friday, right? | En azından cuma günü Brodkey Yardım Gecesi'nde olacaksın, değil mi? En azından cuma günü Brodkey yardım programında olursun, değil mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We could talk there. Okay? | Orada konuşabiliriz. Tamam mı? Orada konuşabiliriz. Olur mu? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Why not? Great, honey. That's what I want to hear. | Neden olmasın? Harika, tatlım. Duymak istediğim bu işte. Neden olmasın? Harika hayatım. İşte bunu duymak istiyordum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
It's so good to see your face. | Yüzünü görmek çok güzel. Yüzünü görmek ne güzel. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We'll figure it out. It'll be okay. | Bir yolunu buluruz. Sorun çıkmayacak. Hallederiz. Sorun olmaz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Anyway, I better go. Okay? | Tamam. Neyse, gitsem iyi olacak. Tamam mı? Evet. Neyse, gitsem iyi olur. Tamam mı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Fuck! | Siktir! Lanet olası! | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Laura, are we going to the Brodkey benefit on Friday? | Laura, cuma günü Brodkey Yardım Gecesi'ne gidecek miyiz? Laura, cuma günü Brodkey yardım programına gidelim mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Why would we go to the Brodkey benefit on Friday night? | Cuma günü neden Brodkey Yardım Gecesi'ne gidelim ki? Neden cuma akşamı Brodkey yardım programına gidecekmişiz? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
That's TV. | Bu bir TV programı. Orası Televizyon. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
It's not only TV. | Sadece bir TV programı değil ki. Sadece Televizyon değil. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
And it should be fun. | Ayrıca eğlenceli olmalı. Eğlenceli olacaktır. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Besides that, it's for a good cause. It's for a perfume, William. | Bunun yanında, hayırlı bir sebep için yapılıyor. Ayrıca, yardım amaçlı. Bir parfüm için, William. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I don't want to go to the Brodkey benefit Friday night. | Cuma günü Brodkey Yardım Gecesi'ne gitmek istemiyorum. Cuma akşamı Brodkey yardım programına gitmek istemiyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What would you like to do instead? | Bunun yerine ne yapmak istersin peki? Onun yerine ne yapmak isterdin? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Sleep? | Uyumak mı? Yatmak? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Lay by the pool? | Havuz başında uzanmak mı? Havuzda yatmak? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Maybe count your shoes? | Belki de ayakkabılarını sayarsın? Ayakkabılarını saymak olabilir mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Can Daddy borrow $4,000? | Babana dört bin dolar borç verir misin? Babacığın 4000$ borç alabilir mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What the fuck are you still doing here? | Sen hala ne sikime buradasın? Burada hala ne işin var? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I thought I told you to go. | Gitmeni söylediğimi sanıyordum. Sana gitmeni söylediğimi sanıyordum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What? Are you gonna fucking ignore me? | Ne yani? Şimdi de beni siklemiyor musun? Ne yani? Beni tınlamıyor musun? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What the fuck's going on? | Neler oluyor yahu? Neler oluyor? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What the fuck are you doing, Peter? What the fuck did you do? | Sen ne bok yiyorsun, Peter? Sen ne bok yedin lan?! Sen ne yapıyorsun Peter? Ne yaptın? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Answer me, God damn it! | Cevap ver lan kahrolası! Cevap versene, Allah'ın belası! | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Shut your mouth, Jack. | Kapa çeneni, Jack. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What the fuck? | O da ne lan öyle? Nedir bu? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
The kid's gonna bring us some money. That's the plan. | Çocuk bize biraz para getirecek. Plan bu. Çocuk bize para getirecek. Bu plan. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
That's the plan I informed you about. This is the plan. | Sana bahsettiğim plan buydu. Plan bu işte. Sana plan hakkında bilgi verdim. Plan bu. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Your fucking plan is goddamn holding a kid ransom? | O siktiğimin planın fidye karşılığı bir çocuk alıkoymak mı? Senin planın bir çocuğu fidye için saklamak mı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
It's not me, Jack. It's them freaks I met out in West LA. | Benim planım değil, Jack. Batı Los Angeles'ta tanıştığım kaçıkların planı. Ben değilim Jack. Batı Los Angeles'da tanıştığım manyaklar. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
The people I heard about out in Barstow. | Barstow'da duyduğum kişilerin. Barstow'da olduklarının haberini aldığım insanlar. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
They pay $6,000, $7,000 a pop for a package like that. | Böyle bir paket için tak diye 6 7 bin dolar ödüyorlarmış. Şöyle bir paket için 6000 7000$'ı pat diye verirler. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You make me fucking sick. | Midemi bulandırıyorsun amına koyayım. Midemi bulandırıyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Hey, man, you need to relax. That's your problem, Jackson. | Biraz rahatlaman lazım dostum. Senin sorunun bu işte, Jackson. Sakin olman lazım dostum. Senin sorunun bu, Jackson. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You don't know how to kick back. | Nasıl taşak keyfi yapacağını bilmiyorsun. Sakin olmasını bilmiyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Even when you was a kid out in the desert, | Sadece kum, kaya ve sessizliğin olduğu... Sen çocukken bile çöldeyken... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |